Browsing by Author "Kaplan, Şeyhmus"
Now showing 1 - 10 of 10
- Results Per Page
- Sort Options
Article Can Kinesio Taping Be a Novel Treatment Option for Emesis Gravidarum? a Randomized Preliminary Study(2018) Karaman, Erbil; Kaplan, Şeyhmus; Şahin, Hanım Güler; Kolusarı, Ali; Alpaycı, Mahmut; Çetin, OrkunThis prospective, randomized study included 77 women divided randomly into two groups. To investigate the effect of Kinesio taping on nausea and vomiting in women with Emesis Gravidarum. The study group received standard medications as metaclopramide(10 mg) twice in a day and vitamin B6(30 mg) single dose in a day and was performed Kinesio taping on the stomach region over the abdomen, while the control group received only the standard medications for treatment of emesis gravidarum. The degree of nausea and vomiting was evaluated by a 10-cm visual analogue scale (VAS) and Pregnancy unique quantification of emesis (PUQE) scoring. There was no statistically significant difference between the two groups regarding mean of age, gravidity, parity, body mass index, gestational weeks at admission. Both groups showed a significant reduction in nausea and vomiting after the treatments. However, when considering the decrease in PUQE scores and VAS scores in groups from baseline at admission to the fifth day of treatment, the Kinesio tape group was significantly superior than the control group (p=0.048). This randomized, preliminary study demonstrates that Kinesio taping can be a useful and novel treatment option as supplement to the standard medication in the management of emesis gravidarum.Master Thesis Examination of Sports Injury Anxiety Levels of Elite Female Basketball Players(2021) Budak, Mirsat; Kaplan, ŞeyhmusSporun insanlar açısından fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan birçok faydası bulunmaktadır. Spor faydalarının yanı sıra spor esnasında oluşabilecek birçok risk faktörlerini kapsar. Sporcuların yaralanmaya maruz kalması ve yaralanma sonrası oluşabilecek kaygı bu risk faktörlerindendir. Bu araştırma elit kadın basketbolcuların spor yaralanması kaygı düzeylerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın evrenini Türkiye Kadın Basketbol Süper Ligi (KBSL) ve Türkiye Kadınlar 1. Liginde (TKBL) oynayan kadın basketbolcular oluştururken örneklemini ise basit örnekleme yöntemi ile seçilmiş 120 elit kadın basketbolcu oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Rex ve Metzler (2016) tarafından geliştirilen ve Caz vd. (2019) tarafından Türkçeye uyarlanan Spor Yaralanmaları Kaygı Ölçeği kullanılmıştır. Ölçek ondokuz maddeden ve altı alt boyuttan oluşmaktadır. Elde edilen veriler SPSS 22 paket programında değerlendirilmiştir. Frekans, yüzde, ikili karşılaştırılmalarda T testi ile çoklu karşılaştırılmalar ise Anova testi yapılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular değerlendirildiğinde, Kadın basketbolcuların oynadığı lig değişkeni incelendiğinde Yeteneğini Kaybetme Kaygısı alt boyutuna göre Süper Ligde oynayan kadın basketbolcuların, 1. Liginde oynayan kadın basketbolculara oranla daha yüksek kaygı yaşadıkları görülmüştür (p<0,05). Eğitim durumu değişkeni incelendiğinde Acı Çekme Kaygısı alt boyutuna göre lisans düzeyi eğitim seviyesine sahip kadın basketbolcuların, lise düzeyi eğitim seviyesine sahip olanlara göre kaygı düzeylerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). Daha önce yaralanma yaşama durumu değişkeni incelendiğinde Yeteneğini Kaybetme Kaygısı, Zayıf Algılanma Kaygısı, Yeniden Yaralanma Kaygısı alt boyutlarına incelendiğinde önceden yaralanma yaşayan oyuncuların yaralanma yaşamayan oyunculara göre daha yüksek kaygı yaşadıkları tespit edilmiştir (p<0,05). Yaralanma nedenli ameliyat olma durumu değişkeni incelendiğinde Yeteneğini Kaybetme Kaygısı alt boyutuna göre yaralanma nedenli ameliyat olan sporcuların olmayan sporculara göre daha yüksek kaygı yaşadıkları görülmüştür (p<0,05). Yaralanma süresi değişkeni incelendiğinde Yeniden Yaralanma Kaygısı alt boyutuna göre 1-3 ay arasında yaralanma yaşayan sporcuların 1 aydan az yaralanma yaşayan sporculara göre daha yüksek kaygı yaşadıkları tespit edilmiştir (p<0,05). Sonuç olarak, çalışma kapsamında dahil olan elit kadın basketbolcuların lig seviyesi yükseldikçe yaralanma kaygı düzeylerinin artış gösterdiği tespit edilmiştir. Eğitim durumuna göre lisans düzeyinde bir eğitim seviyesine sahip kadın basketbolcuların, lise eğitimi alanlara oranla daha yüksek yaralanma kaygısı yaşadığı görülmüştür. Önceden yaralanma yaşamış kadın basketbolcuların yaşamayanlara oranla daha yüksek kaygı yaşadıkları ve yaralanma süresi arttıkça aynı şekilde yaralanma kaygısının da arttığı tespit edilmiştir. Ayrıca yaralanma nedenli ameliyat olan kadın basketbolcuların ameliyat olmayanlara oranla daha yüksek yaralanma kaygısı yaşadıkları belirlenmiştir. Anahtar sözcükler: basketbol, spor yaralanması, kaygı.Master Thesis Farklı Ağırlıktaki Ağırlık Yelekleri ile Uygulanan Pliometrik Antrenmanların, 14-17 Yaş Grubu Kadın Voleybolcuların Dikey Sıçrama Yükseklikleri Üzerine Etkisi(2020) Arman, Necip; Kaplan, ŞeyhmusPliometrik antrenmanların voleybolcuların dikey sıçrama performanslarının üzerine olumlu bir katkı yaptığı bilinmektedir. Araştırmanın amacı pliometrik antrenmanlarının aktif olarak voleybol oynayan 14-17 yaş aralığındaki kadın voleybolcuların dikey sıçrama üzerindeki etkisini araştırmaktır. Bu amaçla 2018-2019 yılında Van ili Nene Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde öğrenci olan ve Voleybol branşında aktif olarak oynayan 14-17 yaş arası 31 kadın voleybolcu dahil edilmiştir. Voleybolcular yazı tura tesadüfi yöntemi ile iki grup ayrıldı. İki grup ağırlıklarının %5 ve %10'una denk gelen farklı ağırlık yelekleri giydirilerek 9 haftalık pliometrik antrenman programına alındı. Antrenman öncesi ve antrenman sonrası her iki grubun boy, kilo, vücut kitle indeksi, dikey sıçrama ve bacak kuvveti ölçümleri yapılarak veriler ilk test ve son test olarak kayıt altına alındı. Araştırmada elde edilen verilerin analizinde lisanlı SPSS 22.0 paket programı kullanıldı. Verilerin normal dağılımı için Shapiro-Wilk testi kullanıldı. Gruplar arası karşılaştırma için Mann-Whitney U testi uygulandı. Grup içi ön test ve son test arasında karşılaştırmada Wilcoxon işaretli sıralar testi uygulandı. %5 ağırlık yeleği giydirilen grubun dikey sıçrama ön testi 31.6 iken, bu oran son testte 3.1 artarak 34.7 olarak ölçüldü (p<0.05). %10 ağırlık yeleği giydirilen grubun ön testi 31.7 iken bu oran son testte 2.8 artış göstererek 34.5 olmuştur. (p<0.05).Elde edilen verilere dayalı olarak araştırmamızın sonucunda, %5 ağırlık yeleği giydirilen grubun dikey sıçrama testindeki gelişimi %10 ağırlık yeleği uygulanan gruba göre daha fazla olmuştur (p<0.05).Article Farklı Ağırlıktaki Yeleklerle Yapılan Pliometrik Antrenmanların Kadın Voleybolcuların Dikey Sıçrama Yüksekliğine Etkisi: Deneysel Araştırma(2024) Arman, Necip; Kaplan, ŞeyhmusAmaç: Farklı ağırlıktaki ağırlık yelekleri yardımıyla 14-17 yaş aktif kadın voleybolcuların dikey sıçramalarına etki eden optimal ağırlık belirlenmeye çalışılmıştır. Gereç ve Yöntemler: 31 kadın voleybolcudan oluşan birinci grup, 16 sporcu ile ortalama yaş 15,4’tür ve bu gruba %5 vücut ağırlığı oranında ağırlık yelekleri giydirilmiştir. İkinci grup ise 15,6 yaş ortalamasına sahip olup 15 sporcuyu içermektedir. Bu gruptaki sporculara vücut ağırlıklarının %10’u oranında ağırlık yelekleri giydirilmiştir. Her iki grup da aynı şekilde 9 haftalık bir pliometrik antrenman programına dâhil edilmiştir. Verilerin normal dağılımı için Shapiro-Wilk testi, grupların karşılaştırılmasında Mann-Whitney U testi, grup içindeki ön ve son testi karşılaştırmak için Wilcoxon işaretli sıralar testi kullanılmıştır. Bulgular: Elde edilen veriler incelendiğinde her iki gruptaki sporcuların dikey sıçrama ve bacak kuvveti parametrelerinde ilk test ve son test sonuçları arasında anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). %5 ağırlık yeleği giydirilen grubun dikey sıçrama son test verilerinde 3,1 artış görülürken, %10 ağırlık yeleği giydirilen grupta 2,8 artış görülmüştür (p<0,05). Bacak kuvveti değişkeninde, %5’i ağırlık yeleği giydirilen grubun son test verilerinde 7,5 puanlık bir artış var iken %10’u ağırlık yüklenen grupta 7,4 puanlık artış oluşmuştur (p<0,05). Gruplar arası dikey sıçrama ve bacak kuvveti parametrelerinde ise istatistiksel anlamlılık saptanmamıştır (p>0,05). Sonuç: Elde edilen verilere göre bu araştırmada, %5 ağırlık yeleği giydirilen katılımcıların dikey sıçrama ve bacak kuvveti gelişimi %10 ağırlık yeleği uygulanan gruba göre daha fazla olduğu görülmüştür. Araştırmada belli bir kilograma kadar olan ağırlığın dikey sıçrama performansı ve bacak kuvveti üzerinde olumlu etkisi olduğu tespit edilmiştir. Sporcunun aşırı yüklenmesinin sporcunun performansı üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceğinden, yelek ağırlığının %5 olması ideal görülmüştür.Master Thesis Investigation of Basic Nutrition, Knowledge Levels and Eating Behaviors of Those Who Do Sports in Fitness Centers(2023) İsen, Barış; Kaplan, ŞeyhmusBireylerin beslenme bilgi seviyesinin yeme davranışlarını etkilediği bilinmektedir. Ancak fitness yapan bireyler üzerinde bu konunun yeterince incelenmediği görülmüştür. Bu araştırmada yeme davranışı, beslenme bilgi düzeyi ve demografik parametrelerin ilişki türü belirlenerek fitness sporu yapan bireylerin varsa kötü yeme davranışlarını sergilemesine neden olan faktörlerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Tarama modeli ile yapılan bu araştırma 2022-2023 yılları arasında Van ilindeki fitness merkezlerinde spor yapan 152 kadın ve 229 erkek olmak üzere toplam 381 gönüllü ile gerçekleştirilmiştir. Veriler kişisel bilgi formu, Yetişkinler için Beslenme Bilgi Düzeyi Ölçeği (YETBİD) ve Üç Faktörlü Beslenme Anketi (TFEQ-18) kullanılarak elde edilmiştir. Veriler normal dağılım gösterdiği için analizlerde parametrik testler kullanılmıştır. Bulgular incelendiğinde katılımcıların %61,9'unun yeterli beslenme bilgisine sahip olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca katılımcıların 18-72 puan aralığında değerlendirilen kötü beslenme davranışı sergileme puan ortalamalarının 43,86 olduğu görülmüştür. Katılımcıların beslenme bilgi düzeylerinin genel olarak yeme davranışlarını etkilemediği gözlemlenmiştir. Katılımcıların beslenme ve sağlığı ilişkilendirmesi yükseldikçe kontrolsüz yeme, duygusal yeme ve açlığa duyarlılık davranışlarında azalma, bilinçli kısıtlama davranışında ise artış gözlemlenmiştir (p<0,05). Demografik veriler incelendiğinde kadın, evli, memur, lisansüstü mezunu, haftalık 5-7 saat spor yapan ve 28-32 yaş aralığındaki katılımcıların beslenme bilgi düzeylerinin yüksek olduğu görülmüştür (p<0,05). Özel sektör çalışanı, lise mezunu, sigara kullanan ve 18-23 yaş aralığındaki katılımcıların ise kötü beslenme davranışlarını daha çok sergilediği tespit edilmiştir (p<0,05). Sonuç olarak riskli tespit edilen bu bireylerin yakından takip edilmesi ve sağlıklı yeme davranışları konusunda eğitilmesinin faydalı olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca literatüre yeni katkı olarak sunulan sonuçların gelecek çalışmalar ile desteklenmesi beklenmektedir. Anahtar sözcükler: fitness merkezi, fitness, spor, beslenme bilgisi, yeme davranışı.Master Thesis Investigation of Multidimensional Leadership Orientations and Decision-Making Skills of High School Students Who Play and Don't Do Sports(2023) Arslan, Muhammed Emin; Kaplan, ŞeyhmusBu çalışmada, spor yapan ve yapmayan lise öğrencilerinin çok yönlü liderlik yönelimleri ile karar verme becerilerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın evrenini Van İli Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı liselerin tüm kademelerinde eğitim gören 14-18 yaş arlığındaki öğrenciler oluştururken örneklem grubunu ise farklı okullarda okuyan (188 kadın, 262 erkek) 450 öğrenci oluşturmaktadır. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından hazırlanmış olan kişisel bilgi formları, Mann ve arkadaşları (1998) tarafından geliştirilen, Deniz (2004) tarafından Türkçeye çevrilen, geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılan 'Melbourne Karar Verme Ölçeği (MKVÖ)' ve Dursun, Günay ve Yenel (2019) tarafından geliştirilen ''Çok Yönlü Liderlik Yönelimleri Ölçeği (ÇYLYÖ)'' kullanılmıştır. Verilerin analizi SPSS paket programı kullanılarak yapılmıştır. Veriler normal dağılım göstermediği için iki düzeyli değişken karşılaştırılmasında Mann Whitney U testi, ikiden fazla grupların karşılaştırılmasında Kruskall-Wallis H testi kullanılmıştır. Bu çalışmada anlamlılık düzeyi p˂0,05 olarak kabul edilmiştir. Sonuç olarak, cinsiyet değişkenine göre dikkatli karar verme sıra ortalamasına göre kadınlar lehine anlamlı farklılık görülmüştür (p<0.05). Liderlik alt boyutları politik, yapısal, insan kaynaklı ve karizmatik liderlik sıra ortalamalarında ise erkekler lehine anlamlılık görülmüştür (p<0.05). Karar verme özsaygı, kaçıngan karar verme, erteleyici karar verme, panik karar verme alt boyutlarında anlamlılık tespit edilememiştir (p>0,05). Spor yapma değişkenine göre kaçıngan karar verme sıra ortalamalarına baktığımızda spor yapmayanlar lehine anlamlı farklılık görülmüştür. Karizmatik liderlik sıra ortalamalarında ise spor yapanların lehine anlamlı farklılık görülmüştür (p<0.05). Kitap okuma değişkeni sıra ortalamalarına göre karar verme alt boyutlarında sadece erteleyici karar vermede kitap okumayanların lehine anlamlılık görülmüştür (p<0.05). Anahtar sözcükler: liderlik yönelimleri, karar verme becerisi, spor, lise öğrenciler.Master Thesis Investigation of Multidimensional Leadership Orientations and Problem Solving Skills of High School Cells With and Without Sports(2023) Ankay, Alper; Kaplan, ŞeyhmusBu çalışmanın amacı, lise öğrencilerinde çok yönlü liderlik yönelimleri ile problem çözme becerileri arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmanın evrenini Van ilinde eğitim gören lise öğrencileri oluştururken, araştırmanın örneklemini ise 14-18 yaş aralığında 274 (%45,7) kadın, 326(%54,3) erkek toplamda 600 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli, örneklem seçiminde ise ölçüt örneklem yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yazar tarafından oluşturulan demografik bilgi formu, Heppner ve Peterson (1982) tarafından geliştirilen Şahin vd., (1993) tarafından Türkçeye uyarlanan Problem Çözme Envanteri (PÇE) ve Dursun vd., (2019) tarafından geliştirilen Çok Yönlü Liderlik Yönelimleri Ölçeği (ÇYLYÖ) kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin istatistiksel analizinde SPSS 22 paket programı kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen verilere yapılan Kolmogorov-Smirnov normallik testi ve güvenirlik analizi neticesinde ölçeklerin güvenilir aralıkta olduğu ve normal dağılım göstermediği tespit edilmiştir. Ölçeklere iki farklı grubun karşılaştırılmasını yapmak için non-parametrik testlerden Mann-Whitney U Testi ve çoklu değişkenler için Kruskall Wallis Testi uygulanmıştır. Ölçeklerin alt boyutları arasındaki ilişkiyi belirlemek için Sperman Korelasyon testi ve Regresyon analizleri kullanılmıştır. Bu araştırmada anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edilmiştir. Bulgulara baktığımızda cinsiyet değişkeninin yapılan Mann-Whitney U testi sonucuna göre ÇYLYÖ Politik Liderlik, İnsan Kaynaklı Liderlik ve ölçek toplam puanında kadınlar lehine anlamlı bir farklılık vardır (p<0,05). PÇE ise Planlı Yaklaşım alt boyutunda kadınlar lehine anlamlı bir farklılık vardır (p<0,05). Spor Yapma Değişkenine göre incelediğimizde ÇYLYÖ Karizmatik Liderlik alt boyutunda, PÇE ise değerlendirici yaklaşım alt boyutunda spor yapanların lehine anlamlı bir farklılık vardır (p<0,05). Anne Eğitim Durumunda Aceleci Yaklaşım alt boyutu, Baba Eğitim Durumu değişkeninde de Karizmatik Liderlik alt boyutu hariç diğer tüm alt boyut ve ölçeklerin toplam puanında anlamlı bir farklılık vardır (p<0,05). Anahtar sözcükler: Liderlik, problem çözme, spor yapma durumuMaster Thesis Investigation of Physical Education Teachers' Stress Perceptions and Communication Skills (example of Hakkari Province)(2022) Tekin, Evliya; Kaplan, ŞeyhmusBu araştırma Hakkari İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde orta öğretim ve liselerde görev yapan beden eğitimi öğretmenlerinin stres algıları ile iletişim becerilerinin araştırılması amacıyla yapılmıştır. Tarama modeli ile yapılan bu araştırmaya Hakkari ilinde 2021-2022 yılı eğitim öğretim döneminde orta öğretim ve liselerde görev yapan 27 kadın 92 erkek toplam 119 beden eğitimi öğretmeni gönüllü olarak katılmıştır. Veri toplama aracı olarak İletişim Becerilerini Değerlendirme Ölçeği (İBDÖ) ve Algılanan Stres Ölçeği (ASÖ) kullanılmıştır. Bu araştırmaya katılan beden eğitimi öğretmenlerinin cinsiyet, sigara, meslekteki yıl, anne- baba vefat durumu ve aktif spor branşının ölçeklerdeki stres algı değerini ve iletişim becerilerini değerini etkilemediği sonucuna ulaşılmıştır. Düzenli spor yapan beden eğitimi öğretmenlerinin, spor yapamayanlara göre iletişim becerilerinin daha iyi olduğu; stres algısı daha az olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca fazla ders saatine sahip öğretmenlerin, iletişim becerilerinin daha iyi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anlamlı çıkan bir diğer bulgu ise kronik rahatsızlığı olan öğretmenlerin stres/rahatsızlık algısı boyutunda daha stresli olduklarının tespit edilmiş olmasıdır. Sonuç olarak; mevcut araştırma düzenli spor yapan ve daha fazla derse giren beden eğitimi öğretmenlerinin, öğrenci ve sosyal çevre ile iletişimlerinin daha iyi olduğunu, stresle baş edebildiklerini aynı zamanda daha fazla özyeterliliğe sahip olduklarını göstermiştir. Dolaysıyla iletişimi daha iyi olan, stresle baş edebilen öğretmenin öğrenciler ile daha iyi iletişim kurabilmesinin yanı sıra, bu daha iyi iletişim, daha başarılı öğrencilerin yetişmesine de vesile olabilecektir. Kronik rahatsızlığı olan öğretmenlerin stresten etkilendiği araştırma da elde elden bir diğer bulgu idi. Yine düzenli spor yapmayan öğretmenlerin spor yapmaya teşvik edilmeleri, ders saatlerinin iyileştirilmesi öğretmenlerdeki stres algısını azaltıp iletişimin becerisini yükseltebileceğinden faydalı olabilecek diğer yaklaşımlar olabilir.Master Thesis Investigation of the Effects of Active Rest and Vibration Platform Methods on Lactic Acid Removal From the Body After Anaerobic Training(2021) Yücedal, Polat; Kaplan, ŞeyhmusBu araştırma, anaerobik yüklenmeler sonrası 2 farklı toparlanma uygulamalarının laktik asit düzeyine etkisini incelemek amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın araştırma grubunu Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksekokulunda öğrenim gören lisans öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmaya 18-25 yaş arası 52 erkek gönüllü katılmıştır. Araştırmada 3 dakika 3 set halinde %60-70 şiddetinde anaerobik yüklenme antrenmanı uygulanmıştır. Aktif toparlanma için yüklenmeden hemen sonra 3 set halinde toplam 10 dakikalık jogging koşusu uygulanarak aktif toparlanma sağlandı. Vibrasyon platform ile toparlanma uygulaması, antrenman sonrası vibrasyon aleti ile toplam 10 dakika 3 set halinde titreşim uygulandı. Bu toparlanma uygulamalarında laktik asit ölçümleri her bir katılımcı için yüklenmeden önce, hemen sonra, sıfırıncı dakikada, yüklenmenin 5. 25. ve 60. dakikalarında alınmıştır. Bu araştırmanın analizinde Spss paket Program 22.0 versiyonu kullanıldı. Analiz edilen verilerin varsayımları ve normal dağılımı göstermediği için Non-parametrik testlerden Mann Whitney- U testi ve Friedman analiz testleri ve Wilcoxon sıra sayıları işaret testleri kullanılmıştır. Yapılan bu çalışma sonucunda her iki toparlanma grubu içinde antrenman sonrasında kan laktik asit düzeylerinde artış bulundu, Antrenman sonrası 5. dakikada yapılan ölçümlerde Aktif Toparlanmanın 5. dakikasında kan laktik asit düzeyi birikmeye devam ederken, Vibrasyon Platform toparlanma grubunda kan laktik asit düzeylerinde azalma olduğu sonucuna ulaşıldı. İki toparlanma grubu içinde 25. ve 60. dakikalarda kan laktik asit düzeyleri kademeli olarak azalmaya başladı. İki toparlanma yönteminin de kandaki laktik asit miktarını neredeyse 60 dakikada uzaklaştırdığını, Vibrasyon platformu ile toparlanmanın 25. ve 60. dakikalarda Aktif toparlanma kadar etkili olduğu bulunmuştur. Antrenman sonrasında biriken laktik asitin 10 dakika uygulanan toparlanma yöntemleriyle, 25 dakikada kanda biriken laktik asidin yaklaşık olarak yarısını uzaklaştırdığı bulunmuştur. Bu çalışma sonucunda vibrasyon platform aleti ile toparlanma yönteminin aktif toparlanma yöntemi kadar etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Article Lateral Epikondilitli Hastalarda Tens'in Etkinliği: Randomize Kontrollü Çalışma(2016) Kocyigit, Hikmet; Dilekçi, Erdal; Bal, Serpil; Gürgan, Alev; Bayram, Korhan Barış; Alpaycı, Mahmut; Kaplan, ŞeyhmusAmaç: Bu tek kör randomize kontrollü çalışmada, lateral epikondilitli hastalarda ağrı ve fonksiyonu düzeltmek için klasik yöntemlere ilave edilen transkütanöz elektriksel sinir stimülasyonu (TENS)'nun faydaları araştırıldı.Hastalar ve yöntemler: Bu tek kör, randomize kontrollü çalışmada lateral epikondilitli 65 hasta, iki hafta süreyle, TENS grubuna ve kontrol grubuna randomize edildi. Her iki gruba da nonsteroid antienflamatuvar ilaç, epikondilit bandajı, buz uygulaması, hastalık ve aşırı kullanım hakkında bilgi ve eğitim verilirken sadece TENS grubuna ek olarak TENS uygulandı. Başlangıçta (tedavi öncesi), bir ay ve üç ay sonraki takiplerde görsel analog ölçeği (GAÖ) ve hasta bazlı tenisçi dirseği değerlendirme (PRTEE) anketi skorları değerlendirildi.Bulgular: Demografik özellikler açısından gruplar benzerdi (p > 0.05). Tedavi öncesi ile karşılaştırıldığında, bir ay sonraki tüm değerlendirme skorları TENS grubunda anlamlı düzeyde düzelirken (p < 0.001), kontrol grubunda sadece GAÖ aktivite skorunda anlamlı düzelme vardı (p=0.013). Üç ay sonraki tüm skorların her iki grupta da anlamlı olarak düzeldiği görüldü (p < 0.05). Tedavi öncesi ile bir ay sonraki skorların farkı (değişim miktarı) dikkate alındığında, bütün testler açısından TENS grubu anlamlı düzeyde üstün bulundu (p <= 0.004). Başlangıç ile üç ay sonraki skorların farkı dikkate alındığında, GAÖ istirahat hariç (p=0.209), diğer bütün testler açısından TENS grubundaki düzelmeler anlamlı olarak daha iyi bulundu (p < 0.001).Sonuç: Bu çalışmada, klasik fizik tedavi yöntemlerine ilave olarak TENS'in lateral epikondilite bağlı ağrı ve fiziksel fonksiyon kaybının düzeltilmesinde faydalı olduğu bulundu