Browsing by Author "Karadağ, Hüseyin"
Now showing 1 - 20 of 24
- Results Per Page
- Sort Options
Doctoral Thesis A Comparative, Macro-Anatomic and Subgross Study on the Subclaviaan Vein and Its Branches in the White New Zealand Rabbits and Domestic Cats(1999) Özüdoğru, Zekeriya; Karadağ, HüseyinBu çalışmada, her iki cinsten ergin 30 'ar adet evcil kedi ve Beyaz Yeni Zelanda tavşanının v. subclavia ve dallan karşılaştırmalı makro-anatomik ve subgros incelendi. Materyallere korrozyon kast, latex enjeksiyon ve venography teknikleri uygulandı. V. subclavia'nın, kedide v. cava cranialis'in devamı olan v, brachiocephalicus'tan, tavşanda ise v. cava cranialis'ten doğrudan çıktığı gözlendi. V. thoracodorsalis ile v. thoracica superficialis tavşanda ortak bir kök oluşturarak v. axillaris 'ten ayrılırken, kedide böyle bir kök oluşumuna rastlanmadı. Ancak, kedide v. thoracodorsalis 'in v. subscapularis ile v. brachialis'in arasında oluşan r. communicans'tan çıktığı, v. thoracica superficialis 'in ise bulunmadığı tespit edildi. V. subscapularis 'in, kedi ve tavşanda m. teres major'un medial'inde v. axillaris'ten caudodorsal yönde ayrıldığı görüldü. V. brachialis'in, kedide v. brachialis superficialis 'i verdiği, tavşanda ise böyle bir damarın bulunmadığı tespit edildi. V. circumflexa humeri caudalis'in, tavşanda r. anastomoticus. cum v. circumflexa humeri caudalis vasıtasıyla v. cephalica humeri'ye bağlandığı belirlendi. Anahtar kelimeler: Anatomi, kedi, tavşan, ön bacak, vena.Doctoral Thesis A Macroanatomic and Subgross Study on the Heart and Coronary Vessels of Turkey(2007) Çakmak, Gamze; Karadağ, HüseyinBu çalısma, hindide kalp ve koroner arterlerin makroanatomik özelliklerini belirlemek için yapıldı. Literatürde, hindi kalbi ve koroner arterleri üzerinde yapılan çalısmaların azlıgı nedeniyle böyle bir çalısmanın yapılmasına ihtiyaç duyuldu. Yapılan çalısmada hibrit konvanter (White Turkey ? Beyaz Hindi) 50 adet beyaz hindi kullanıldı. Materyallere latex enjeksiyonu ve corrosion cast teknikleri uygulandı. Kalbin, hindide thoracoabdominal bölgede, dördüncü ve altıncı kaburgalar arasında uzandıgı tespit edildi. Hindide kalbin lig. sternopericardiaca ile sternum'a baglandıgı görüldü. Hindi kalbinde apex cordis'in tamamen ventriculus sinister tarafından olusturuldugu saptandı. Ventriculus sinister'in duvarının ventriculus dexter'e oranla daha kalın oldugu tespit edildi. Ayrıca ventriculus sinister'in boslugunun, ventriculus dexter'e göre daha dar oldugu görüldü. Ventriculus sinister'de trabeculae carnea'lar tespit edilirken; sayılarının ventriculus dexter'dekinden daha fazla oldugu saptandı. Kalbin girisinde aorta ascendens ile truncus pulmonalis arasında dısardan baglantıyı saglayan lig. arteriosum yer almaktadır. Hindide a. coronaria sinistra'nın a. coronaria dextra'dan daha kalın oldugu saptandı. Ayrıca hindide atrium dextrum'a v. cava cranialis dextra, v. cava cranialis sinistra ve v. cava caudalis olmak üzere toplam üç adet v. cava'nın açıldıgı tespit edildi. A. coronaria sinistra'nın, r. superficialis ve r. profundus diye ayrıldıgı görüldü. Ayrıca a. coronaria sinistra'nın r. interatrialis, r. atrialis dextra, r. atrialis sinistra'yı verdigi saptanırken superfisiyal dalın da r. interventricularis paraconalis, r. circumflexus, rr. conales, rr. ventriculares, rr. atriales'i; profund dalın da rr. septales, rr. ventriculares'i verdigi tespit edildi. A.coronaria dextra'nın ise, r.superficialis ve r. profundus olarak iki dala ayrıldıgı ve daha sonra da bu dalların da dallanmalar gösterdigi saptandı. Superfisiyal dal r. interventricularis subsinuosus, r. circumflexus'u; r. circumflex'un da rr. ventriculares, rr. atriales,'i ve yine profund dalı'n da rr. septales ve rr. ventriculares'i verdigi görüldü. Truncus pulmonalis'in bifurcatio trunci pulmonalis'ten sonra iki adet a. pulmonalis'e ayrıldıgı tespit edildi. Anahtar kelimeler: Anatomi, Hindi, Kalp, Koroner Damar, Korozyon KastArticle Bağımsızlık Sonrası Kırgızistan’da Hayvancılıkta Gelişmeler(2019) Karadağ, HüseyinKırgız halkının tarihi geleneği olan pastoralist hayvancılık, sosyoekono-mik yaşamsal önemini günümüzde de devam ettirmektedir. Sanayi, inşaat, hiz-metler sektörü ve diğer sektörlerdeki istihdam olanaklarının gelişkin olmaması-na bağlı olarak iş imkânlarının kıtlığı nedeniyle, özellikle ülkenin yüksek dağlık bölgelerinde ve ücra yerlerde yapılan hayvancılık, kırsal kesim ailelerinin başat gelir kaynağıdır. Hayvancılık, Kırgız nüfusunun üretim ve tüketim alışkanlıkla-rını belirleyen, yoksulluğun azaltılmasını sağlayan, sosyoekonomik kalkınmayı destekleyen, iç ve dış göç hareketleri üzerinde azaltıcı etkisi olan doğal kaynak yönetimine dayalı bir ekonomik faaliyet koludur. Bağımsızlıktan sonra, gelenek-sel hayvancılık sistemleri (pastoral, agro-pastoral ve yarı entanstif) pazar ekono-misine uygun biçimde yeniden düzenlenmeye başlanmıştır. Kırgızistan’da toplam nüfusun %14’ü tarım sektöründe istihdam edilmektedir. Hayvan sayısı, bağımsız-lığın ilan yılı olan 1991’den başlayarak 2001’e kadar hızla gerilemiştir. Koyun ve sığır sayılarındaki en dramatik düşüş 1989 ile 1995 yılları arasında görülmüştür. Üretim artışı, hayvan sayısının artışından ileri gelmektedir. 2014 yılına gelindi-ğinde, kişi başına hayvansal ürün tüketim değerleri bağımsızlık öncesi döneme ait değerlerin gerisindedir.Article Beyaz Hindide A. Celiaca ve Dallarının Makro Anatomik ve Subgross İncelenmesi(2010) Sefergil, Şamil; Karadağ, Hüseyin; Arı, Hasan Hüseyin; İstanbullugil, Fatih Ramazan; Çınaroğlu, SelimBu çalışma, Beyaz Hindide Arteria (a) celiaca ve dallarının orijini ve seyrini tespit amacı ile yapıldı. Çalışmada kullanılan 5 adet ergin dişi beyaz hindi Van-Et Ticari Yatırımlar Gıda Sanayi Turizm İç ve Dış Ticaret A.Ş'den temin edildi. Premedikasyon ve sedasyon amacı ile İ.M xylazine-ketamin uygulaması yapıldıktan sonra, pıhtılaşmayı önlemek için Vena (v) axillaris'ten heparin verildi. Derin anasteziden sonra, thoracoabdominal boşluk açıldı ve aorta abdominalis kesilerek hayvanın kanı akıtıldı. Aynı yolla kumaş boyası ile renklendirilmiş latex enjekte edildikten sonra kadavralar %10 formaldehit solusyonunda tespit edildi. A. celiaca ve dalları diseke edildi. Damarlar, resimlenerek sunuldu. Beyaz hindide esophagus'un son kısmı ile proventriculus, ventriculus, karaciğer, dalak, pancreas, duodenum, jejunum, ileum ve secum'un arterial beslenmesini a. caliaca'dan çıkan dalların sağladığı belirlenmiştir. A. celiaca'nın son dallarına ayrılmadan esophagus için Rami (rr) esophageales ve a. esophagealis'i, proventriculus için a. proventriculus dorsalis'i, kassel mide içinse a. gastrica dorsalis'i verdiği belirlendi. Ramus (r) sinister a. celiacae'nın proventriculus'ta sonlanan a. proventricularis ventralis'e ve sol karaciğer lobunda sonlanan a. hepatica sinistra'ya orijin verdiği tespit edildi. R. dexter a. celiacae'nın ise dalak için üç ayrı dal halinde Arteriae (Aa) spleniceae'ya, karaciğerin sağ lobu için a. hepatica dextra'yı, kassel mide için a. gastrica dextra'yı, pancreas ve duodenum için a. pancreaticaduodenalis'e orijin verdiği belirlendi. Bu çalışmada elde edilen, r. sinister a. celiacae'dan çıkan Rr. hepatici, r. sacci ve proventriculus'a giden kalın bir dalın bulunması, a. gastrica sinistra dorsalis ve ventralis'in a. gastrica sinistra'dan; a. gastrica dextra dorsalis ve ventralis'in a. gastrica dextra'dan ayrılması, Aa spleniacae'nın üç ayrı dal olarak r. dexter a. celiacae'dan orijin alması, r. dexter a. celiacae'nın a. pancreaticus dorsalis cranialis'i vermesi, a. ileocecalis'in üç ayrı dal olarak a. pancreaticoduodenalis'ten ayrılması, a. hepatica dextra'nın a. vesicae biliaris, a. duodenojejunalis ve a. jejunalis'e orijin vermesi gibi farklılıkların sebebinin gerek ırk farklılığından gerekse damar sistemindeki varyasyonlardan kaynaklandığı sonucuna varılmıştır.Master Thesis Comparative Morphometric Analysis of the Gastrointestinal Tract of the Balb-C and Swiss Albino Mice(2023) Başdinç, Yeşim Ayırtır; Karadağ, Hüseyin; Yılmaz, OsmanBu çalıĢma, Balb-c ve Swiss Albino farelerinde gastrointestinal sisteme ait morfometrik ölçüm değerlerini belirlemek, bu ölçümlerin cinsiyetler ve gruplar arasındaki istatistiksel farklılıklarını elde etmek ve cinsiyetlere göre vücut uzunluğu, vücut ağırlığı ve morfometrik ölçümler arasındaki korelasyonları belirlemek amacıyla yapıldı.ÇalıĢmada16 Balb-c (8 diĢi, 8 erkek) ve 16 Swiss Albino (8 diĢi, erkek) olmak üzere toplamda 32 adet fare kullanıldı. Ketamin-xylazin kombinasyonu ile anesteziye alınan fareler, tekniğine uygun olarak tespit edildi. Daha sonra, farelerin gastrointestinal sistemleri dikkatli bir Ģekilde diseke edilerek çıkarıldı. Diseksiyonla ortaya çıkarılan gastrointestinal sistem organlarına ait morfometrik ölçümler alındı ve bu elde edilen ölçümlerin istatistik analizi yapıldı.Morfometrik ölçüm değerlerine bakıldığında, genel olarak Swiss Albino farelerinde MPG, MH ve JH ölçüm değerleri dıĢındaki, Balb-c farelerinde de mideye ait olan MFG ve OPG morfometrik ölçüm değerleri dıĢındaki geriye kalan diğer ölçüm değerlerinin erkeklerde diĢilere göre daha yüksek olduğu görüldü. Cinsiyete göre Swiss Albino ve Balb-c farelerinde ağırlık ve uzunluk ölçümleri ile gastrointestinal sistemin morfometrik ölçümleri arasında istatistik olarak anlamlı ölçüm değerlerinde çoğunlukla pozitif yönlü korelasyonlar gözlendi. Ölçüm değerlerine cinsiyeti öngörme açısından ROC analizi kapsamında bakıldığında, Balb-c farelerinde A, U3, JA, JH ölçümleri ve Swiss Albino farelerinde ise A, DH ölçümleri için belirlenen kesim değerlerinin erkek ve diĢi fareleri ayırma güçlerinin yüksek düzey ve %100 ayırıcılığa (AUC) sahip olduğu görüldü (P<0.05).Sonuç olarak, Balb-c ve Swiss Albino farelerinde gastrointestinal sistemine ait morfometrik ölçüm değerlerinin cinsiyetler arasındaki biyometrik farklılıkları karĢılaĢtırmalı olarak belirlendi. Ayrıca çalıĢmada, bu hayvanlarda seksüel dimorfizm özelliklerinin belirlenmesine ve gastrointestinal sistem ile ilgili baĢta anatomi olmak üzere, çeĢitli klinik uygulama ve çeĢitli bilim alanlarındaki çalıĢmalara fayda sağlayacak temel morfometrik veriler elde edildi.Doctoral Thesis Comparison of Color, Odor and Textur Properties of the Fresh and Prepared Rat Brains by the Methods of Alkyd Resin.(2019) Keleş, Hacı; Karadağ, HüseyinBu çalışmada alkid resinle hazırlanan rat beyinlerinin gerçek dokuya benzerliğini ve beyin dokusunda alkid resin yönteminin uygulanabilirliğini ortaya koymak amacıyla, taze beyin dokusu ile renk, koku, işlenebilirlik, sertlik, elastikiyet ve yapışkanlık yönünden karşılaştırılması amaçlanmıştır. Çalışmayı yapmak için 54 adet erkek wistar albino rat kullanıldı. Sıçanların anestezisi ksilazin (5-8 mg/kg) + ketamin (75-90 mg/kg) karışımıyla İP veya İM enjeksiyon yoluyla yapıldı. Anesteziye alınan sıçanlardan 20 tanesinin karın duvarına ensizyon yapılıp Aorta abdominalis'leri kesilerek kanları boşaltıldı ve beyinleri çıkarıldı. Alkid resin yöntemi ile işlenecek olan 34 rat ise anestezi sonrasında kanları boşaltılıp Aorta abdominalis'lerinden kranial ve kaudal yönlü kateter uygulaması yapılarak Spence'in kadavra tespit sıvısı ile fiksasyonları sağlandı. Alkid resin yöntemiyle işlenecek olan ratlardan 4 tanesi sergi amaçlı materyaller üretmek için istenilen pozisyonlar verildikten sonra tespit edildi. Alkid resin yöntemiyle işlenecek örnekler sırasıyla yıkama aşaması, arındırma, gömme, ön kurutma, emdirme aşaması ve son kurutma aşamalarından geçirildi. Sonrasında taze olarak çıkarılan rat beyinleriyle alkid resin yöntemiyle işlenen beyinler renk değerleri (L*, a*, b*) ve textür özellikleri bakımından (sertlik, elastikiyet ve yapışkanlık) karşılaştırıldı. Her iki yöntemle hazırlanan materyaller oluşturulan panel ile koku ve işlenebilirlik (ensizyon) yönünden birbiriyle kıyaslandı ve alkid resinli materyallerin kokusuz ve işlenebilir olduğu ortaya konuldu. Renk değerleri bakımından alkid resinli örnekler daha sarı çıkarken, taze örneklerin daha kırmızı ve beyaz olduğu gözlendi. Alkid resinli örneklerin taze dokuya göre daha sert ve elastik olduğu, ancak yapışkanlık değerinin olmadığı belirlendi. Bu çalışma ile alkid resinin beyin dokuda tespit amaçlı uygulanabileceği, alkid resinle işlenen beyin dokusunun gerçek dokuya benzerliği, elde edilen materyallerin sergi ve eğitim-öğretim amaçlı kullanılabileceği ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Alkid resin, Kadavra, Rat, Sinir Sistemi, Taze beyinDoctoral Thesis Comparison of Echocardiographic and Troponin Hormone (ctni̇) Values of Never and Multiple Birth Women(2022) Baydar, Canan Yenitürk; Karadağ, HüseyinYapılan bu çalışmada, 2021 yılı içerisinde Sağlık Bilimleri Üniversitesi Van Eğitim Araştırma Hastanesi kardiyoloji polikliniğine gelen kadınlar üzerinde ekokardiyografi cihazı ile sagittal, transvers ve koronal düzlemde kalbin yapı ve fonksiyon analizi yapıldı. Philips Hd11xe ekokardiyografi cihazı ve 2,0 MHz transduser kullanılarak iki boyutlu (2D) ve M-mode görüntülemeyi içeren ekokardiyografik inceleme yapıldı. Kardiyak troponinlerden Troponin I hormon (cTnI)'unun plazma kanındaki seviyelerine bakıldı. Araştırmada, hiç doğum yapmamış kadınlar ile çok doğum yapmış kadınların cTnI hormon ve Ekokardiyografi cihazı ölçüm sonuçlarının karşılaştırmalı değerlendirilmesi amaçlandı. Araştırma; 25-35 yaş aralığında, 40'ı hiç doğum yapmamış, 40'ı da çok doğum yapmış (en az üç doğum yapmış) kadın olmak üzere 80 kadında yapıldı. Katılımcıların yaş, eğitim durumu, yaşadığı yer bilgileri de alındı. Katılımcı kadınların, eğitim durumlarına ve yaşadıkları yerlere göre yapılan karşılaştırmalarında Ki-kare analizi kullanıldı. Dağılımların homojenliğini belirlemek amacıyla Levene testi yapıldı. Elde edilen sonuçlara göre araştırmada parametrik testlerin kullanılması uygun görüldü. Bağımsız değişken iki kategorili olduğu için 'Bağımsız örneklem t-testi' kullanıldı. Hesaplamalarda istatistik anlamlılık düzeyi ,05 olarak alındı ve hesaplamalar için SPSS (ver:25) paket programı kullanıldı. Elde edilen bulgulara göre doğum yapmış kadınların hiç doğum yapmamış kadınlar ile eğitim-yaşadıkları yer- yaş karşılaştırmasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık elde edildi. İki grup arasında ki sol ventrikül diastol sonu çapı, sol ventrikül sistol sonu çapı, sol atriyum boyutu, sağ ventrikül boyutu ve aort kök genişliği ölçüm değerleri doğum yapma durumlarına göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde farklılaşarak doğum sayısındaki artışla arttığı bulundu. Ejeksiyon fraksiyonu, mitral lateral E'/A', mitral septal E'/A' ve triküspit lateral E'/A' ölçüm değerleri doğum yapma durumlarına göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde farklılaşarak doğum sayısındaki artışla azaldığı sonucuna varıldı.Doctoral Thesis Comparison of Spinal Curvatures of Women Had Given Multiple Times and Never Given Birth(2022) Sarğın, Gülüm; Karadağ, Hüseyin; Dirik, DenizYapılan bu çalışmada, 2021 yılı içerisinde Van YYÜ Dursun Odabaşı Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniğine gelen kadınlar üzerinde Spinal Mouse cihazı vasıtasıyla omurgaları incelendi. Postür analizinde Spinal Mouse ile elde edilen ölçümlerin sonuçlarının değerlendirmesi amaçlandı. Hiç doğum yapmamış kadınlardan 50, çok doğum yapmış kadınlardan (en az üç doğum yapmış kadın) 50 olmak üzere 30-35 yaş aralığında toplamda 100 kadın çalışmaya dâhil edildi. Postür, SM cihazı ile tek araştırmacı tarafından fleksiyon, dik ve ekstansiyon olmak üzere üç farklı pozisyonda ölçümler alınarak değerlendirildi. Kadınların ayakta durma sırasında alınan ölçümlerde torakal kifoz (TK), lumbal lordoz (LL), sakral kifoz (SK) açı değerleri ile tüm omurganın sagittal dik pozisyon (SDP) duruşu değerlendirildi. Omurga ölçümlerinin dışında katılımcıların yaş, boy, vücut ağırlığı ölçümleri alındı. Ayrıca doğum yapmış kadınlarda son doğum yılı da öğrenildi. Çalışmadaki sürekli ölçümlerin normal dağılımları Shapiro-Wilk (n<50) testi ile saptandıktan sonra ölçüm değerlerine parametrik testler uygulandı. Sürekli değişkenler bakımından grup ortalamalarını karşılaştırmada T-Testi, normal dağılım koşulu sağlanmayan durumlarda Mann Whitney U testi kullanıldı. Ölçümler arası ilişkileri belirlemek için Pearson korelasyon katsayıları hesaplandı. Hesaplamalarda istatistik anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak alındı ve hesaplamalar için SPSS (ver:13) paket programı kullanıldı. Elde edilen bulgular sonucunda doğum yapmış kadınlar ile hiç doğum yapmamış kadınların ağırlık ortalamaları istatistiksel analiz sonucunda p=0,001 olup, anlamlı bulunmuştur. İki grup arasında açısal değerlerde farklılık olduğu, ekstansiyon pozisyonda alınan ölçümlerde LL (p=0,001) ve SK (p=0,003) ile dik pozisyonda alınan ölçümlerde de TK (p=0,040) ve LL (p=0,001) değerlerinde anlamlı bir sonuç elde edilmiştir.Article Düzenli Egzersiz ve Sigaranın Alt Grupları Üzerine Etkisi(2006) Öner, Ahmet Faik; Bay, Ali; Karadağ, Hüseyin; Temur, Atilla; Atlı, MustafaAmaç: Bu araştırmada Y.Y.Ü. kampusunda eğitim-öğretim gören genel yaşam ve beslenme alışkanlıkları benzer olan toplam 80 öğrenci üzerinde düzenli egzersiz ve sigaranın immun sistem üzerine olan etkileri araştırıldı. Metod: Öğrenciler egzersiz yapma ve sigara içme alışkanlıklarına göre; 1.Düzenli egzersiz yapan sigara içen 2. Düzenli egzersiz yapan sigara içmeyen 3. Sedanter olup sigara içen ve 4. Sedanter olup sigara içmeyen olmak üzere toplam 20'şer kişilik 4 gruba ayrıldı. Bireylerden venöz kan örnekleri alınarak, tam kan sayımı, nötrofil ve lenfosit sayıları, lenfosit alt tipleri CD3, CD4, CD8, CD19 ve (CD3- CD16+56 +) hücre oranları belirlendi. Bulgular: Bu araştırma ile NK hücre oranı, sedanter ve sigara içen grupta düşük ancak istatistikî olarak anlamlı bulunmamıştır (P>0,05). CD3 ve CD8 oranları düzenli egzersiz yapan ve sigara içmeyen grupta, CD19 pozitif hücre oranı ise sedanter ve sigara içen grupta yüksek bulunmuştur (P<0,05). Ancak CD19 düzeyindeki bu yükseklik, CD3 ve CD8 deki düşüklüğe bağlı rölatif bir yükseklik olarak kabul edildi. Lenfosit sayısı sedanter sigara içen grupta, T hücre oranı ise, egzersiz yapan ve sigara içmeyen grupta yüksek bulunmuştur. Sonuç: Düzenli egzersiz yapmanın ve sigara içmemenin immun sistemde özellikle sitotoksik olmak üzere T hücre sayılarına olumlu etkileri vardır.Doctoral Thesis The Effects of Regular Exercise and Cigarette on Lynphocite and Its Sub-Groups(2006) Atlı, Mustafa; Karadağ, Hüseyin; Öner, Ahmet FayikATLI M, Düzenli Egzersiz ve Sigaranın Lenfosit Alt Grupları üzerine Etkisi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Anatomi Ana Bilim Dalı, Doktora Tezi, Van, 2006. Egzersizin birçok vücut sistemine olan etkileri vardır. Sigaranın da kanser ve enfeksiyon sıklığını artırmak gibi birçok olumsuz etkileri bilinmektedir. Bu araştırmada Y.Y.Ü. kampusünde eğitim-öğretim gören genel yaşam ve beslenme alışkanlıkları benzer olan öğrenciler 4 grupta ele alınarak araştırıldı: 1.Düzenli egzersiz yapan sigara içen (20 birey) 2. Düzenli egzersiz yapan sigara içmeyen (20 birey) 3. Sedanter durumunda olan sigara içen (20 birey) 4. Sedanter durumunda olan sigara içmeyen (20 birey) olmak üzere toplam 80 öğrenci üzerinde egzersiz ve sigaranın immun sistem üzerine olan etkileri çalışıldı. Bireylerin periferik kan numuneleri, tam kan sayımı, nötrofil ve lenfosit oranları, lenfosit alt tipleri CD3, CD4, CD8, CD19, ve CD3-, CD16+56 + hücre yüzey markerleri ile belirlendi. Bu araştırma ile NK hücre oranı, sedanter ve sigara içen grupta düşük olmakla birlikte bu durum istastiki olarak anlamlı bulunmamıştır (P>0,05). CD3 ve CD8 oranları düzenli egzersiz yapan ve sigara içmeyen grupta anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (P<0,05). CD19 pozitif hücre oranı sedanter ve sigara içen grupta yüksek bulunmuştur. Ancak sedanter ve sigara içen grupta CD3 ve CD8 düzeyindeki düşüklüğü relatif olarak yüksek kabul edildi. Lenfosit sayısı sigara içen sedanter grupta, nötrofil oranı egzersiz yapan ve sigara içen grupta yüksek bulunmuştur. T hücre oranı da, sigara içmeyen ve egzersiz yapan grupta yüksek bulunmuştur. Araştırma sonuçları; düzenli egzersiz yapmanın ve sigara içmemenin immun sistem üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermektedir. Anahtar sözcükler : Egzersiz, Sigara, Lenfosit, İmmun Sistem, SedanterArticle Features of the Spectra of Medium-Molecular Peptides of the Liver With Protein-Deficient Nutrition(2023) Askerov, Fakhraddin; Karadağ, Hüseyin; Çakmak, GamzeWith this study, the determination of three spectra of medium molecular peptides (SMP) in liver tissue can provide a basis for ideas about the relationship between exogenous and endogenous proteins, the degree of damage to nucleotides and proteins, and enable certain judgments to be made. The work was carried out on 45 outbred white rats against the background of full-fledged protein-vitamin nutrition and under conditions of 60% protein deficiency in the diet. The experimental animals were divided into 3 groups, 15 rats in each group. The first group (Group I) of rats in all subgroups served as controls, kept in a vivarium; rats of the 2nd group (Group II) received a complete protein-vitamin diet; Group III received the same diet, but with a 60% protein (casein) deficiency in the diet. Experimental animals of groups II and III received food for 20, 30 and 40 days. The results of studies on the background of a monthly feeding of animals with a protein-vitamin complex with a deficiency of 60% protein in the recipe showed that the content of medium molecular peptides (MMP) fractions at a wavelength of 230 nm significantly increases compared with the control group and is 124%. The results of these studies indicate that 40-day feeding of animals with a full-fledged protein-vitamin diet and 60% protein deficiency causes significant changes in the MMP content at 254 and 280nm wavelengths, and in the MMP subfractions at 230nm wavelength, there is a moderate increase in the MMP subfractions, which is possibly due to the peculiarities of the substitution of the genetic apparatus of hepatocytes.Article Hindide Kalp Üzerine Makroanatomik ve Subgros Bir Çalışma(2010) Karadağ, Hüseyin; Çakmak, GamzeBu çalışma, hindide kalbin makroanatomik özelliklerini belirlemek için yapıldı. Literatürde, hindi kalbi üzerinde yapılan çalışmaların azlığı nedeniyle böyle bir çalışmanın yapılmasına ihtiyaç duyuldu. Yapılan çalışmada 10 tane hibrit konvanter (White Turkey- Beyaz Hindi) kullanıldı. Kalbin, hindide thoracoabdominal bölgede, dördüncü ve altıncı kaburgalar arasında uzandığı tespit edildi. Hindide kalbin ligamentum sternopericardiaca ile sternum’a bağlandığı görüldü. Hindi kalbinde apex cordis’in tamamen ventriculus sinister tarafından oluşturulduğu saptandı. Ventriculus sinister’de trabecula carnea’lar tespit edilirken; sayılarının ventriculus dexter’dekinden daha fazla olduğu saptandı. Kalbin girişinde aorta ascendens ile truncus pulmonalis arasında fötal dönemde mevcut olan ductus arteriosus’un kalıntısı olarak bilinen lig. arteriosum yer almaktadır.Article Hindinin Koroner Arterleri Üzerine Makroanatomik ve Subgros Bir Çalışma(2010) Karadağ, Hüseyin; Çakmak, GamzeBu çalışma, hindide koroner arterlerin makroanatomik özelliklerini belirlemek için yapıldı. Literatürde, hindinin koroner arterleri üzerinde yapılan çalışmaların azlığı nedeniyle böyle bir çalışmanın yapılmasına ihtiyaç duyuldu. Yapılan çalışmada 40 adet hibrit konvanter (Beyaz Hindi) hindi kullanıldı. Materyallere latex enjeksiyonu ve korozyon kast teknikleri uygulandı. Hindide arteria coronaria sinistra’nın a. coronaria dextra’dan daha kalın olduğu saptandı. A. coronaria sinistra’nın ramus superficialis ve r. profundus diye ayrıldığı görüldü. Ayrıca a. coronaria sinistra’nın r. interatrialis, r. interventricularis paraconalis, r. circumflexus, rami conales, rr. ventriculares, r. atriales’i ; r. profundus’un da rr. septales, rr. ventriculares’i verdiği tespit edildi. A. coronaria dextra’nın ise r. superficialis ve r. profundus olarak iki dala ayrıldığı ve daha sonra da bu dalların da dallanmalar gösterdiği saptandı. R. superficialis, r. interventricularis subsinuosus, r. circumflexus’u; r. circumflexus’un da rr. ventriculares ve rr. atriales’i ve yine r. profundus’un da rr. septales ve rr. ventriculares’i verdiği görüldü. Sonuç olarak hindi kalbinin koroner arterleri üzerine yapılan bu çalışmada, hindi kalbinin arterlerinin dallanmalarının diğer kanatlıların kalp arterlerinin dallanmalarıyla çok benzeştiği saptanırken evcil memelilerin kalp arterlerinden ayrılan dalların seyirleriyle benzerlik göstermediği görüldü.Doctoral Thesis Investigation of Spine Stations of Elite Athletes in Mountaining and Artificial Wall Climbing With Spinal Mouse(2021) Bingöl, Mustafa; Karadağ, HüseyinBu çalışmanın amacı; elit dağcılar, elit yapay duvar tırmanıcıları ve sedanter grupların omurga duruşları arasında bir farklılığın olup olmadığını belirlemektir. Çalışma; aktif olarak en az on yıl spor geçmişi olan elit dağcı, elit yapay duvar tırmanıcısı ve sedanter erkeklerden oluşan üç grupta yapıldı. Her grupta 25-35 yaş aralığında 20 katılımcılar yer aldı. Omurga ölçümleri, tek araştırmacı tarafından Spinal Mouse (SM) cihazı kullanılarak fleksiyon, dik ve ekstansiyon pozisyonlarında alındı. Ölçümlerde torakal kifoz (TK), lumbal lordoz (LL), sakral kifoz (SK) açı değerleri ile tüm omurganın sagittal dik pozisyon (SDP) duruşu değerlendildi. Omurga ölçümlerinin dışında katılımcıların yaş, boy, kilo ve beden kitle indeksleri (BKI) ölçümleri alındı. Sürekli değişkenler bakımından grup ortalamalarını karşılaştırmada Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) kullanıldı. Gruplar arası farklılığı belirlemek için Post-Hoc testlerden Tukey Testi uygulandı. Anlamlılık düzeyi tüm analizler için p<0,05 olarak kabul edildi. Elde edilen bulgular sonucunda sağlıklı sporcu gruplar arasında torakal dik pozisyonda alınan ölçümlerin omurganın duruş pozisyonunu belirlemede önemli olduğu, çalışmaya katılan grupların dik pozisyon ölçümlerinde lumbar lordoz (LL) değerleri literatürde kabul edilen fizyolojik sınırlar (20º-40º) içinde, torakal kifoz (TK) değerleri ise fizyolojik sınırların(20º-40º) dışında hiperkifoz olarak tespit edildi. Çalışmamızda tüm omurganın sagittal dik duruş pozisyon (SDP) ölçümlerinde elde edilen değerlerde ise yapay duvar tırmanıcılarının (2.20º) daha dik bir omurga duruş pozisyonuna sahip olduğu tespit edildi.Master Thesis Investigation of the Effect of 12 Weeks Basic Badminton Training Trainings on Sport-Motoric Characteristics in Children of 10-14 Years Age(2019) Toprak, Tekin; Karadağ, HüseyinToprak, Tekin. 10-14 Yaş Grubu Çocuklarda 12 Haftalık Temel Badminton Eğitimi Antrenmanların Spor-Motorik Özellikler Üzerindeki Etkisinin Araştırılması, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Veteriner Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Van, 2019.Yaptığımız çalışmanın asıl amacı, badminton sporuna yeni başlayan 10-14 grubu çocuklarda 12 haftalık badminton temel eğitim egzersizlerinin çocukların spor-motorik özellikleri üzerindeki etkilerini ölçmektir. Araştırmaya, Adıyaman Çelikhan Barbaros Ortaokulu'ndan tesadüfi yöntemle seçilen, 10-14 ( yaş 12.03±1.29, boy 149.1±10.805 cm, vücut ağırlığı 40.55±10.065 kg) düzenli spor yapmayan 60 öğrenci alınmıştır. 60 kişilik öğrenci grubu tesadüfi yöntemle 15'i kız, 15'i erkek 30'ar kişiden oluşan 2 karma gruba ayrılmıştır. 1. Karma Grup: Kontrol (KG)'nu oluşurken, 2. Karma Grup: Badminton temel eğitim antrenman grubu (BG)'nu oluşturmaktadır. (BG)'na 12 hafta boyunca badminton temel eğitim egzersiz programı uygulanırken, (KG)'na 12 hafta zarfında sistemli ve düzenli hiçbir egzersiz yapılmamıştır. Her iki grubunda başlangıcında ve 12 hafta sonundaki spor-motorik özelliklerinden: Yatay Sıçrama, 5-18 Koşu Testi, Duvardan Gelen Topu Yakalama Testi, El Kavrama Kuvveti, Otur-Uzan Eriş Testi ölçüm verileri not edilmiştir. Alınan Ölçümlerde gruplar arası farklılığın istatistiksel analizi için (SPSS 13.0 paket programında) Independent Sample t-test, grup içi farklılığın istatistiksel analizi Paired-Samples t-test kullanılarak yapılmıştır. Gruplara göre tanımlayıcı bilgilere yer verilmiş ve değişkenlerin gruplara göre ön ve son test dağılımları diye incelenmiştir. Verilerin analizi için öncellikle normalite testi uygulanmıştır. Normal dağılım göstermeyen gruplarda ise Wilcoxon testi uygulanmıştır. Uygulanan testlerin hepsinde anlamlılık düzeyi p<005, güvenirlilik aralığı %95 (a:0,05) olarak kabul edilmiştir.(BG) ile (KG) arasında yapılan test ölçüm sonuçlarına göre, BG lehine istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Yatay Sıçrama, 5-18 Koşu Testi, Duvardan Gelen Topu Yakalama Testi, El Kavrama Kuvveti Testi, Otur-Uzan Eriş Testi ölçüm ortalamalarında BG'nun ön ve son test ortalamaları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Başlangıçta BG ve KG arasında yapılan antropometrik ölçümlerde (yaş, boy ve vücut ağırlığı) aralarında istatistiksel türünden anlamlı bir farklılık olmadığı görülmektedir. Ancak 12 hafta sonunda yapılan ölçümlerde ise BG'nun ön ve son test ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. KG ön ve son test ölçüm ortalamaları arasında istatistiksel açıdan herhangi bir anlamlı farklılığa rastlanmamıştır. Bununla birlikte; temel badminton egzersizlerinin çocukların spor-motorik fonksiyonları üzerinde geliştirici bir etki yarattığı söylenebilir. Anahtar kelimeler: Antrenman, Badminton, Spor, Spor-Motorik Özellikler.Other Kedide Kalp Venleri Üzerinde Makro Anatomik Bir Araştırma(2001) Karadağ, Hüseyin; Soygüder, Zafer; Aksoy, GürsoyBu çalışmada, cinsiyet ayrımı yapılmaksızın 6 adet ergin kedi kullanıldı. Materyallere latex enjeksiyon metodu uygulandı. Kalbi drene eden yenlerin v. cordis magna, v. cordis media, vv. cordis parvae (dextrae) ve vv. cordis minimae (thebesii) olduğu tespit edildi. Sinüs coronarius'un v. cordis magna ile v. cordis media'nm birleşmesinden şekillendiği belirlendi. V. interventricularis paraconalis ve v. interventricularis subsinuosus'un son dalları arasında anastomozun bulunduğu gözlendi. Vv. cordis parvae'yı oluşturan verilerin orijinlerinin değişken olduğu belirlendi.Article Morphological Changes in Sensomotor, Limbic and Orbital Cerebral Cortex Under Different Levels of Food Motivation(2008) Temur, Atilla; Karadağ, Hüseyin; Temur, H. Bayram; Askerov, FahrettinBu çalışmanın amacı, besin motivasyonunun farklı düzeylerinde sensomotor, limbic ve cerebral kortekste meydana gelen morfolojik değişliklerin araştırılmasıdır. Çalışmada, maksatlı hareketleri kontrol eden bölge, diğer bölgelerden daha fazla değişikliğe uğramıştır. Böyle morfolojik değişiklikler vücut homeostazisindeki değişikliklerle ilgili de olabilir. Açlığın uzaması durumunda sensomotor ve limbic kortekste daha fazla değişiklikler gözlendi. Aynı değişiklikler cerebral kortekste de gözlendi.Sonuç olarak, açlık motivasyonuna ve süresine bağlı olarak cerebral kortekste morfolojik değişiklikler gözlendi.Master Thesis Morphometric Examination of the Cerebellum Using Magnetic Resonance Imaging in Van Cats(2023) Çetin, Tolga; Karadağ, Hüseyin; Göya, CemilDünyaca ünlü, ülkemizin göz bebeği, Van Gölü çevresine özgü endemik bir ırk olan Van kedisi ülkemiz için özel bir gen kaynağı ve kültürel mirastır. Bu çalışma ülkemiz için bu denli önemli olan Van kedilerinin Cerebellum'unun Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) Kullanılarak morfometrik ölçüm değerlerini elde etmek ve bu değerlerin cinsiyetler arasındaki farklılıklarını ortaya koymak amacıyla yapıldı. Çalışmada 8 erkek, 8 dişi olmak üzere toplam 16 adet erişkin Van Kedisi kullanıldı. Hayvanlar xylazin- ketamin kombinasyonu ile anesteziye alındı. Anestezi altındaki hayvanlar MRG ile taranarak beyin görüntüleri elde edildi. Elde edilen görüntüler DICOM formatında işlenmek üzere iş istasyonuna aktarıldı. İş istasyonunda morfometrik ölçümler yapıldı. Kedilerden alınan morfometrik ölçümlerin, bu ölçüm değerleri arasındaki oranların cinsiyete göre istatistik analizi yapıldı. Ayrıca erkeklerde ve dişilerde tüm değerler arasındaki korelasyona bakıldı. Van kedilerinde i (Fossa cranii caudalis'in yüksekliği) değerinin ve canlı ağırlık değerinin erkek kedilerde dişi kedilere göre istatistiki olarak anlamlı decerede yüksek olduğu gözlendi (p<0.05). Bununla birlikte j (Tentorium cerebelli açısı) değerinin ise dişi kedilerde erkek kedilere göre istatistiki olarak anlamlı derecede yüksek olduğu saptandı (p<0.05). Morfometrik ölçümler arasındaki oranlarda ve tüm değerler arasındaki korelasyonda da istatistiki olarak anlamlı sonuçlar bulundu (p<0.05). Sonuç olarak Van kedilerinde Cerebellum'un morfometrik özellikleri üzerine yapılan ilk araştırma literatüre girdi. Elde edilen sonuçların Cerebellar malformasyonları olan kedilere ait MR görüntülerinin değerlendirilmesinde bir kılavuz olarak kullanılabileceği düşünülmektedir.Master Thesis Morphometric Examination of the Orbit in Norduz Sheep(2022) Ergenç, Cihat; Karadağ, HüseyinBu çalışma, Norduz bölgesinde yaşayan Norduz koyunları'nın orbitalarının morfometrik ölçümlerini elde etmek, orbital indeks değerlerinin belirlenmesini sağlamak, osteometrik ölçüm değerlerinin seksüel dimorfizm ve homotipik varyasyonlar bakımından istatistiksel olarak biyometrik farklılıklarını ortaya çıkarmak amacıyla yapıldı. Çalışmada Van ilinde bulunan özel bir mezbahaneden temin edilen 16 adet (8 erkek, 8 dişi) erişkin sağlıklı Norduz koyunu kafatası kullanıldı. Kafatası örnekleri uygun maserasyon tekniklerine göre masere edildi. Orbita bölgesindeki tüm yumuşak dokular uzaklaştırıldıktan sonra, kafatasları hidrojen peroksit solüsyonunda 25-30 dakika bekletilerek beyazlaştırıldı. Orbita'ya ait morfometrik ölçüm değerleri digital kumpas kullanılarak elde edildi. Daha sonra, orbital ölçümlerin hem sexuel dimorfizm hem de homotipik varyasyonlar bakımından değerlendirilmesi için istatistik analizi yapıldı. Osteometrik verilere genel olarak bakıldığında, Norduz koyunlarında orbita'ya ait morfometrik ölçüm değerlerinin (sol orbital indeks-1 ve sağ-sol orbital indeks-2 hariç) erkek koyunlarda dişi koyunlara göre daha fazla olduğu gözlendi. Erkek ve dişi koyunların her ikisinde de sağ taraf orbital indeks-1 ölçüm değerlerinin sol taraf osteometrik ölçüm değerlerine göre istatistik olarak önemli düzeyde daha yüksek olduğu saptandı (P<0.05). Koyunlarda sağ ve sol taraf orbital inkes-1 değerleri sırasıyla erkeklerde ortalama 106.88 ± 5.10 ve 99.15 ± 4.93, dişilerde ortalama 104.64 ± 3.34 ve 99.60 ± 2.01 olarak hesaplandı. Erkek ve dişi koyunların orbita'sına ait sağ ve sol taraflar bakımından diğer ortalama ölçüm değerleri arasında istatistiki olarak anlamlı farklılık gözlenmedi (P>0.05). Morfometrik ölçüm değerleri arasında çoğunlukla pozitif yönlü korelasyonlar tespit edildi. Osteometrik ölçüm değerlerine cinsiyeti öngörme açısından ROC analizi kapsamında bakıldığında, Sağ-sol U5, Sağ-sol U6 ve T1 ölçümleri için belirlenen kesim değerlerinin erkek ve dişi koyunları ayırma güçlerinin yüksek düzey ve %100 ayırıcılığa (AUC) sahip olduğu görüldü (P<0.05). Sonuç olarak, Norduz koyunlarında orbita'ya ait morfometrik veriler ve orbital indeks ölçümleri seksüel dimorfizm ve homotipik varyasyonlar bakımından analiz edildi. Elde edilen bu osteometrik verilerin bölge ile ilgili patolojik durumların değerlendirilmesinde, koyun türleri arasında morfolojik varyasyonların belirlenmesinde, taksonomik sınıflandırmada ve cinsiyet tayininde kullanılabileceği düşünülmektedirArticle A Stereological Study on Determination of Ventricular Wall Volume of the Heart in Female and Male Quails(2023) Çakmak, Gamze; Rağbetli, Murat Çetin; Kara, Mikail; Soygüder, Zafer; Karadağ, Hüseyin; Akyol, VeyselIn this study, ventricular wall volume of female and male quails was investigated stereologically. Six females and six males quails were used in this study. All of the animals were perfused. After the per- fusion, the quails were kept in 10% formaldehyde solution. Afterwards, chests of quails were cut and their hearts were resected. Ventricles of the hearts were separated. Specific ratio of tissue samples was obtained from each ventricle. The 5-μm thick samples were cut by using a microtome. Sequenti- ally, 10 sections were obtained. These sections were stained by hematoxylin eosin and photographed. Volumes of wall of the ventricles were estimated by using the Cavalieri’s Principle. In this study, the volume values of ventricular walls of female and male quails were compared. Some differences were found between these values. The volume values of ventricular walls of six female quails were com- pared with each other. While the lowest volume value was 0.398 cm³, the highest volume value was 0.612 cm³. The volume values of the male quails were between 0.438 cm³-0.817 cm³. It was found that volume values of ventricular walls of male quails were higher than volume values of ventricular walls of female quails. As a result, although there was a specific distinction between volume values of ventricular walls of female and male quails. There was no difference between statistic values (P>0.05). It was thought that this study will be guiding for other related studies.