Browsing by Author "Kaya, İlhan"
Now showing 1 - 18 of 18
- Results Per Page
- Sort Options
Article Antimicrobial Activity of Various Extracts of Satureja Hortensis L(2007) Kayhan, Nazife Yiğit; Benli, Mehlika; Kaya, İlhanThe antimicrobial activities of ethyl acetate and methanol extracts of Satureja hortensis L. were studied. These extracts were tested in vitro against 10 bacterial species, 4 yeasts species and strains by the disc diffusion method. The results indicated that the methanol extract of S. hortensis is more effective against tested microorganisms than ethyl acetate. While ethyl acetate extract showed inhibition effect against Pseudomonas aeruginosa (ATCC 27853) and Bacillus subtilis (RSHI), methanol extract affected Bacillus subtilis (RSHI), Escherichia coli (ATCC 25922), Shigella (RSHI), Staphylococcus aureus (ATCC 29213) and Pseudomonas aeruginosa (ATCC 27853). The cells of microorganisms treated with plant extracts and normal microorganism cells were observed by scanning electron microscope. It was apparent that cells after treated with S. hortensis are damaged.Other Aydın İli Önemli Pamuk Ekiliş Alanlarında Sorun Olan Yabancı Otların Saptanması(2002) Nemli, Yıldız; Kaya, İlhanAydın İli önemli pamuk ekiliş alanlarından Nazilli ve Söke'de sorun olan yabancı ot türlerini saptamak amacıyla yapılan bu çalışma 1998 yılında yürütülmüştür. Pamuk ekiliş alanları dikkate alınarak Söke'de merkez dahil 30 yerleşim alanında toplam 90 tarlada, Nazilli'de ise merkez dahil 19 yerleşim alanında toplam 30 tarlada örnekleme yapılmıştır. Bu amaçla yapılan 120 survey çalışması sonucunda 13 farklı familyaya ait 16 yabancı ot türü saptanmıştır. Belirlenen bu türlerin 5 tanesi monokotiledon, 11 tanesi dikotiledon yabancı ot türüdür. Rastlanma sıklıklarına göre Nazilli'de önemli olarak bulunan türler; Cyperus rotundus L., Sorghum halepense (L.) Pers., Portulaca oleracea L., Chenopodium albüm L., Cynodon dactylon (L.) Pers., Convolvulus arvensis L.,Xanthium strumarium L, Setaria verticillata (L.) P.B., Phragmites communis irin., Amaranthus retroflexus L. ve Tribulus terrestris L., Söke'de ise; Cyperus rotundus L., Xanthium strumarium L., Cynodon dactylon (L.) Pers., Alhagipseudalhagi (Bieb) Desv., Portulaca oleracea L., Sorghum halepense (L.) Pers., Phragmites communis Trin., Heliotropium europaeum L., Setaria verticillata (L.) P.B., Convolvulus arvensis L., Solanum nigrum L., Raphanus raphanistrum L., Chenopodium albüm L., Polygonum aviculare L. ve Amaranthus retroflexus L. olmuştur.Master Thesis Determination of Genetic Diversity of Cuscuta Campestris Yunck. in Turkey(2021) Özbek, Ayşe; Kaya, İlhanKüsküt tam parazit istilacı bir bitki olması ve mücadelesinin zor olması dolayısıyla tarımsal üretim açısından önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Türkiye'de gerek tarım alanlarında gerekse tarım dışı alanlarda Cuscuta cinsine ait en yaygın tür Cuscuta campestris Yunck.'tir. Bu çalışmada, Türkiye'nin 6 farklı coğrafik bölgesinden C. campestris'e ait biriktirilen toplamda 37 popülasyon örneği arasındaki genetik çeşitlilik belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada örneklerden izole edilmiş genomik DNA'lardan ITS bölgelerinin çoğaltılması için evrensel ITS4 ve ITS5 primerleri kullanılmıştır. Bu primerler yardımıyla, rDNA'da yer alan ITS1, 5,8S ve ITS2 bölgeleri PCR yoluyla çoğaltılmıştır. DNA dizilemesi yapılan C. campestris türüne ait genom bilgileri farklı programlar (Geneious Software, CLC DNA workbench ve Vector NTI) ile analiz edilmiştir C. campestris bireylerine ait elde edilen DNA dizileri, National Center for Biotechnology Information (NCBI) Gen bankasına kayıtları yapılarak dünyadaki tüm araştırıcıların kullanımına sunulmuştur. Bu çalışmada, nrDNA ITS bölgesi uzunluğunun 570 ile 679 baz çifti arasında değiştiği tespit edilmiştir. Popülasyonlarda, bölgeler arasında coğrafik farklılıktan kaynaklanan, genetik farklılaşma olduğu gözlenmiştir. Sonuç olarak, C. campestris'in bölgeler arasındaki genetik değişkenliğini anlamak, tarımsal alanlarda bu parazit bitkinin etkisini azaltmak için bazı kontrol stratejilerinin geliştirilmesinde etkili olacaktır.Master Thesis Determination of the Issue Van Alfalfa Fields Dodder (Cuscuta Spp.)(2011) Anaç, Enver; Tepe, Işık; Kaya, İlhanÇalışmanın amacı Van ve çevresinde yonca alanlarında Cuscuta approximata Bab.'nın zararını belirlemek ve bölgedeki yonca üreticilerine en etkili kontrol metotlarını önermektir. Van ve İlçelerinde (Erciş, Gürpınar, Muradiye, Gevaş, Çaldıran, Özalp, Saray ve Edremit) yonca üretim alanlarında 2010 yılında 120 üretici ile kişisel görüşmeler yapılmıştır. C. approximata'nın zarar düzeyini, üründeki tohumların, sulama suyunun kaynağını, gübreleme şeklini ve küskütle kontrol yöntemlerini belirlemek için anket çalışması hedeflenmiştir. Anket sonuçlarına göre; i) üreticilerin her yıl düzenli olarak küsküt sorunu ile karşı karşıya kaldıkları, ii) küskütsüz tohumluk kullanımına ve tarım aletlerinin temizliğine önem vermedikleri, iii) bazen iyi kurutulmamış hayvan gübresi kullandıkları, iv) genellikle küskütle bulaşık yemleri hayvanlarına yedirdikleri, v) küskütle mücadelede yeterli bilgiye sahip olmadıkları, vi) küsküte karşı kültürel ve kimyasal mücadele tedbirlerini almadıkları belirlenmiştir. Mevcut bulgular üreticilerin bitki sağlığı konusundaki bilgi eksikliğinden dolayı yonca üretim alanlarında küsküt zararının belirlenmesi ile ilgili önemli bilgiler içermektedir.Master Thesis Determination of Weed Species Which Are Problem in Sugar Beet Growing Areas in Van Lake Basin(2007) Özkan, Osman Umut; Kaya, İlhanVan Gölü Havzası önemli şeker pancarı üretim alanlarından, Van'ın Merkez, Gevaş ve Erciş ilçeleri ile Bitlis'in Ahlat İlçesinde sorun olan yabancı ot türlerini saptamak amacıyla yapılan bu çalışma 2006 yılında yürütülmüştür. Şeker pancarı ekiliş alanları dikkate alınarak Van-Merkez, Gevaş ve Erciş İlçeleri'nde toplam 30 tarlada Bitlis'in Ahlat İlçesi'nde toplam 20 tarlada birinci ve ikinci çapa öncesi dönemlerde örnekleme yapılmıştır. Bu amaçla yapılan toplam 100 sürvey çalışması sonucunda 18 farklı familyaya ait 34 yabancı ot türü saptanmıştır. Belirlenen bu türlerin 1 tanesi tohumsuz bitki (Pteridophyta), 5 tanesi tek çenekli (Monocotyledoneae) ve 28 tanesi çift çenekli (Dicotyledoneae) yabancı ot türüdür. Rastlanma sıklıklarına göre Van Gölü Havzası'nda önemli olarak bulunan türler; Amaranthus retroflexus L., Chenopodium album L., Polygonum aviculare L., Sinapis arvensis L., Echinochloa cruss-galli (L.) P.B., Cirsium arvense (L.) Scop., Convolvulus arvensis L., Anchusa azurea Miller., Cynodon dactylon (L.) Pers., Bromus tectorum L., Sonchus spp. ve Cardaria draba (L.) Desv., olmuştur.Master Thesis Determining Phylogenetic Relationships of Endemic Species of Astragalus in Van Lake Basin(2021) Genli, Gülistan; Kaya, İlhanAstragalus L. cinsi Türkiye Florası'nda teşhis açısından sorunlu cinslerin başında yer almaktadır. Bu cins 469 takson içermekte ve bu taksonların 217'si endemik türlerden oluşmaktadır. Bu çalışma 2019 yılında, Van Gölü Havzası'ndan toplanan Astragalus L. cinsine ait endemik türlerin filogenetik ilişkilerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Astragalus L.cinsine ait 82 tür toplanmış, bu türlerin morfolojik teşhisleri yapılmış ve 19 tanesinin endemik, 2 tanesininde nadir olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada örneklerden izole edilmiş genomik DNA'lardan ITS bölgelerinin çoğaltılması için evrensel ITS4 ve ITS5 primerleri kullanılmıştır. Bu primerler yardımıyla, rDNA'da yer alan ITS1, 5,8S ve ITS2 bölgeleri PCR yoluyla çoğaltılmıştır. DNA dizilemesi yapılan Astragalus L. cinsine ait türlerin genom bilgileri farklı programlar (SnapGene, CLC DNA Workbench) ile analiz edilmiştir. Astragalus L. cinsine ait türlerden elde edilen DNA dizileri, National Center for Biotechnology Information (NCBI) Gen bankasına kayıtları yapılarak dünyadaki tüm araştırıcıların kullanımına sunulmuştur. Bu çalışmada, nrDNA ITS bölgesi uzunluğunun 669 ile 687 baz çiftiarasında değiştiği tespit edilmiştir. Sonuçlarımız, evrensel ITS4 ve ITS5 primerleri ile elde edilen dizilerden türetilen en kararlı ikincil yapının, filogenetik ağaç ile kombinasyon halinde kullanıldığında Astragalus L. cinsine ait türlerin tanımlanması için çok etkili bir araç olduğunu açıkça göstermiştir. Anahtar kelimeler: Astragalus spp., Moleküler filogeniArticle Ege Bölgesi'nde Sebze Olarak Tüketilen Yabani Kuşkonmaz, Sirken, Yabani Hindiba, Rezene, Gelincik, Çoban Değneği ve Ebegümecinin Bazı Kimyasal Analizleri(2004) İncekara, Nermin; Nemli, Yıldız; Kaya, İlhanBu araştırmada, Ege Bölgesi'nde sebze olarak tüketilen Asparagus acutifolius L. (yabani kuşkonmaz), Chenopodium albüm L. (sirken), Cichorium intybus L. (yabani hindiba), Foeniculum vulgare Mili. (rezene), Malva sylvestris L. (ebegümeci), Papaver rhoeas L. (gelincik) ve Polygonum aviculare L. (çoban değneği) adlı yabancı otların bileşimleri üzerinde çalışılmıştır. Örnekler Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi çevresindeki tarlalardan ve pazarlardan alınmış ve bazı besin değerlerini belirlemek için çeşitli analizler yapılmıştır. Bu analizler element, % nem, kül, pH, müsilaj, protein ve %'de azot gibi analizlerdir. Çalışmada elde edilen sonuçlara göre, protein içerdiklerinin yüksek ve hafif asitlik özellikte oldukları saptanmıştır. Mineral madde bakımından ise yabancı otlardan demir 38.00mg/100gr oranında ebegümecide, bakır 1.71 mg/100gr oranında yabani kuşkonmaz, yabani hindiba, rezene ve ebegümecide, mangan 10.64 mg/100gr ve çinko 9.0mg/100gr oranında gelincikte bulunmuştur. Diğer element değerlerinin ise, kültür bitkilerine oranla düşük olduğu gözlenmiştir.Other Ege Bölgesinde Yiyecek Olarak Kullanılan Bazı Yabancı Otların Bileşimleri(2000) İncekara, Nermin; Kaya, İlhanBu araştırmada, Ege Bölgesi'nde sebze olarak tüketilen (Raphanus raphanistrum L., Rumex acetosella L., Salicornia fragilis L., Scolymus hispanicus L., Sonchus arvensls L., Tamus communis L., Urtica urens L.) bazı yabancı otların bileşimleri üzerinde çalışılmıştır. Örnekler Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi çevresindeki tarlalardan ve pazarlardan alınmış ve bazı besin değerlerini belirlemek için analizler yapılmıştır. Bu analizler element, % nem, kül pH, müsilaj, protein ve %'de azot gibi analizlerdir. Çalışmada elde edilen sonuçlara göre, protein içerdiklerinin yüksek ve hafif asitlik özellikte oldukları saptanmıştır. Mineral madde bakımından ise yabancı otlardan ısırganda 53.13mg/100gr oranında demir, eşek marulunda 2,66mg/100gr oranında bakır, ısırganda '12.32mg/100gr oranında mangan ve sarmaşık otunda 6.0mg/100gr oranında çinko bulunmuştur. Diğer element değerlerinin ise kültür bitkilerine oranla düşük olduğu gözlenmiştir.Article İzmir ve Çevresinde Görülen Bazı Geraniaceae Familyasına Ait Türlerin Teşhisi(2001) Nemli, Yıldız; Kaya, İlhanBu çalışmanın amacı, İzmir ve çevresinde sıkça gözlenen Geraniaceae familyasına ait türleri belirlemek ve teşhis etmektir. Bu çalışmada Geranium ve Erodium cinsleri belirlenip teşhis edilmiştir. İki cinse ait toplam yedi tür belirlenmiştir. Bu türlerin sistematik özellikleri tanımlanmış ve özellikleri şekillerle desteklenmiştir. Sonuç olarak türlerin tanımı daha kolay hale gelmiştir. Tanımlanan türler; Geranium molle, G.dissectum, G.rotundifolium, Erodium moschatum, E.malacoides, E.cicutarium, E.Botrys’dir.Article Nazilli ve Menemen Pamuk Ekiliş Alanlarında Bazı Yabancı Ot Tohumlarının Maksimum ve Minimum Çimlenme Sıcaklıklarının Saptanması(2004) Nemli, Yıldız; Kaya, İlhanBu çalışmada, Ege Bölgesi pamuk ekiliş alanlarından Nazilli ve Menemen'de önemli derecede sorun oluşturan, Setaria verticillata (L.) P. B. (yapışkan ot), Amaranthus retroflexus L. (kırmızı köklü horoz ibiği) ve Xanthium strumarium L.'(domuz pıtrağı) un maksimum ve minimum çimlenme sıcaklıkları araştırılmıştır. Bu yabancı otların farklı sıcaklıklarda yapılan çimlendirme denemelerinde S. verticillatanın Nazilli ve Menemen'den alınan tohumları minimum 15 °C'de çimlenirken, maksimum çimlenme sıcaklığı Nazilli'den alman tohumlarda 30 °C, Menemen'den alınan tohumlarda ise 25°C olarak belirlenmiştir.mlenirken, Menemen'den alman tohumları 10°C'de çimlenmiştir. Bu bitkinin her iki lokasyondan alınan tohumlarının maksimum 35°C'de çimlendiği saptanmıştır. X. strumarium'un ise Nazilli ve Menemen'den alınan tohumları minimum 10°C'nin altında çimlenirken, bu bitkinin Nazilli'den alınan tohumları maksimum 35°C'de, Menemen'den alınan tohumları ise, maksimum 30°C'de çimlendiği tespit edilmiştir. Çalışmada, bu yabancı otların çimlenme sıcaklıkları belirlenerek, erken uyarıya yönelik çiftçilerin bilgilendirilmesi amaçlanmıştır.Master Thesis Plants Used in Folkloric Medicine in Savur (Mardin) Area and Their Application Areas(2014) Arasan, Şükrü; Kaya, İlhanBu çalışmada; Mardin ili Savur yöresinde halk hekimliğinde kullanılan bitkilerin tespiti, kullanım amacı ve kullanım şeklinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma 2012- 2013 vejetasyon döneminde, Savur İlçe Merkezi, Savur İlçesi'ne bağlı 3 belde ve 35 köyde ile Savur İlçesi'ne bağlı köylere komşu olan Mardin Merkez'e bağlı 3 köyde yürütülmüştür. Araştırma kapsamında 207 kaynak kişi ile görüşme yapılmıştır. Çalışma sonucunda 43 familyaya ait 96 bitki türünün tedavi amacı ile kullanıldığı tespiti yapılmıştır. Araştırma alanında kullanımı belirlenen bitkilerden en fazla taksona sahip ilk 7 familya sırası ile Rosaceae 10 (%9.6), Asteraceae 9 (%8.6), Lamiaceae 6 (% 5.7), Cucurbitaceae 6 (%5.7), Solanaceae 4 (%3.8), Malvaceae 4 (%3.8), Fabaceae 4 (%3.8) olarak belirlenmiştir. Tespit edilen bitkilerin yöresel adları, kullanım şekilleri ve dozu, uygulama süreleri hakkında bilgiler derlenmiştir.Master Thesis Plants Used in Traditional Medicine in İdil (şirnak) and Their Application Fields(2021) Aksu, Hatice; Kaya, İlhanBu çalışmada; Şırnak İli İdil ilçesinde halk hekimliğinde kullanılan bitkilerin tespiti, kullanım amacı ve kullanım şeklinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma 2019 yılı vejetasyon döneminde İdil İlçesi'ne bağlı 1 belde ve 34 köyde yürütülmüştür. Çalışma kapsamında 112 kaynak kişi ile görüşme yapılmıştır. Çalışma sonucunda 35 familyaya ait 79 bitki türünün tedavi amacıyla kullanıldığı belirlenmiştir. Araştırma alanında kullanımı belirlenen bitkilerden en fazla taksona sahip ilk 7 familya sırası ile Rosaceae 10 (% 9.6), Asteraceae 9 (% 8.6), Lamiaceae 6 (% 5.7), Cucurbitaceae 6 (% 5.7), Solanaceae 4 (% 3.8), Malvaceae 4 (% 3.8), Fabaceae 4 (% 3.8) olarak belirlenmiştir. Tespit edilen bitkiler bilimsel olarak tanımlandıktan sonra yöresel adları, kullanım şekilleri ve dozu, uygulama süreleri hakkında bilgiler derlenmiştir.Research Project Türkiye de Kayıtlı Olan Cuscuta Cinsine Ait Türlerin Polen Morfolojisi ve Filogenetik İlişkilerinin Belirlenmesi(2016) Sipahioğlu, H. Murat; Kaya, İlhan; Tepe, Işık; Demir, İbrahim; Keskin, Fatma; Nemli, Yıldız; Benli, MehlikaResearch Project Türkiye'de Cuscuta Campestris Yunck.'in Genetik Çeşitliliğinin Belirlenmesi(2020) Usta, Mustafa; Kaya, İlhanKüsküt tam parazit istilacı bir bitki olması ve mücadelesinin zor olması dolayısıyla tarımsal üretim açısından önemli bir tehdit olusturmaktadır. Türkiye?de gerek tarım alanlarında gerekse tarım dısı alanlarda Cuscuta cinsine ait en yaygın tür Cuscuta campestris Yunck.?tir. Bu çalısmada, Türkiye?nin 6 farklı cografik bölgesinden Cuscuta campestris?e ait biriktirilen toplamda 37 popülasyon örnegi arasındaki genetik çestlilik belirlenmeye çalısılmıstır. Çalısmada örneklerden izole edilmis genomik DNA?lardan ITS bölgelerinin çogaltılması için evrensel ITS4 ve ITS5 primerleri kullanılmıstır. Bu primerler yardımıyla, rDNA?da yer alan ITS1, 5,8S ve ITS2 bölgeleri PCR yoluyla çogaltılmıstır. DNA dizilemesi yapılan C. campestris türüne ait genom bilgileri farklı programlar (Geneious Software, CLC DNA workbench ve Vector NTI) ile analiz edilmistir C. campestris bireylerine ait elde edilen DNA dizileri, National Center for Biotechnology Information (NCBI) Gen bankasına kayıtları yapılarak dünyadaki tüm arastırıcıların kullanımına sunulmustur. Bu çalısmada, nrDNA ITS bölgesi uzunlugunun 570 ile 679 baz çifti arasında degistigi tespit edilmistir. Popülasyonlarda, bölgeler arasında cografik farklılıktan kaynaklanan, genetik farklılasma oldugu gözlenmistir. Sonuç olarak, C. campestris?in bölgeler arasındaki genetik degiskenligini anlamak, tarımsal alanlarda bu parazit bitkinin etkisini azaltmak için bazı kontrol stratejilerinin gelistirilmesinde etkili olacaktır.Article Van Gölü Havzası Şeker Pancarı Alanlarında Sorun Olan Yabancı Otların Belirlenmesi(2008) Kaya, İlhan; Özkan, O.umutVan Gölü Havzası önemli şeker pancarı üretim alanlarından, Van’ın Merkez, Gevaş ve Erciş ilçeleri ile Bitlis’in Ahlat İlçesinde sorun olan yabancı ot türlerini saptamak amacıyla yapılan bu çalışma 2006 yılında yürütülmüştür. Şeker pancarı ekiliş alanları dikkate alınarak Van-Merkez, Gevaş ve Erciş İlçeleri’nde toplam 30 tarlada Bitlis’in Ahlat İlçesi’nde toplam 20 tarlada birinci ve ikinci çapa öncesi dönemlerde örnekleme yapılmıştır. Bu amaçla yapılan toplam 100 sürvey çalışması sonucunda 18 farklı familyaya ait 34 yabancı ot türü saptanmıştır. Belirlenen bu türlerin 1 tanesi tohumsuz bitki (Pteridophyta), 5 tanesi tek çenekli (Monocotyledoneae) ve 28 tanesi çift çenekli (Dicotyledoneae) yabancı ot türüdür. Rastlanma sıklıklarına göre Van Gölü Havzası’nda önemli olarak bulunan türler; Amaranthus retroflexus L., Chenopodium album L., Polygonum aviculare L., Sinapis arvensis L., Echinochloa cruss-galli (L.) P.B., Cirsium arvense (L.) Scop., Convolvulus arvensis L., Anchusa azurea Miller., Cynodon dactylon (L.) Pers., Bromus tectorum L., Sonchus spp. ve Cardaria draba (L.) Desv., olmuştur.Article Van ve Çevresinde Gramineae Familyası Bitkilerinde Arbusküler Mikorhizaların Belirlenmesi(2008) Şavur, Orçun Burak; Demır, Semra; Özkan, O.umut; Kaya, İlhanBu çalışmada Van ve çevresinde bulunan Gramineae alanlarında AM funguslarının tespit edilmesi ve bu mikroorganizmaların Gramineae familyasına ait bitkilerdeki kolonizasyon oranlarının ortaya konması amaçlanmıştır. Fungal simbiontları elde etmek amacıyla 2005 yılında Haziran-Temmuz aylarında Gramineae familyasına ait bitkilerin yoğunlukta bulunduğu toplam 24 lokasyonda 82 adet Graminae bitkisine ait rizosfer bölgesinden toprak örneği alınmıştır. Örnekleme alanlarında yapılan surveyler sonucunda Triticum aestivum L., %43.9 ile en yoğun tür olarak belirlenirken; bunu sırasıyla Secale cereale L. (% 6.09), Bromus tectorum L. (% 6.09), Lolium temulentum L. (% 4.87), Aegilops caudata Link. (% 3.65), Aegilops sp. (% 3.65) Digitaria sanguinalis (L.) Scop. (% 3.65), Phragmites communis Trin. (% 3.65), Agropyron cristatum L. (% 3.65), Taeniatheum caput-medusa subsp. crinita L. (% 2.43), Aegilops truincialis L. (% 2.43), Phalaris sp. (% 2.43), Hordeum sp. (% 2.43), Avena fatua L. (% 1.21), Alopecurus arundinaceus Poir (% 1.21), Aegilops geniculata Roth. (% 1.21), Setaria viridis (L.) P.B. (% 1.21), Poa sp. (% 1.21), Poa bulbosa L. (% 1.21), Phleum sp. (% 1.21), Hordeum bulbosum L. (% 1.21) ve Hordeum vialaceum L. (% 1.21) takip etmiştir. Bu bitkilerin de yaklaşık %55'inin arbusküler-mikorhizal funguslar tarafından değişen oranlarda (%4.16 -%47.5) kolonize olduğu ve simbiyotik yaşam ilişkisi kurabildiği tespit edilmiştirResearch Project Van ve Çevresinde Gramineae Familyasına Ait Bitkilerde Arbusküler Mikorhizal Fungusların (Amf) Tür Çeşitliliğinin Nested-pcr Yöntemiyle Belirlenmesi(2007) Akköprü, Ahmet; Usta, Mustafa; Demır, Semra; Kaya, İlhan; Sipahioğlu, H. Murat; Aysan, Erizan-Other Van Yöresinde Kışlık Buğdayda Sorun Olan Kekre ( Acroptilon Repens (L.) Dc ) ve Düğün Çiçeğinin (Ranunculus Damascenus Boiss And Gaill) Verime Etkileri ve Ekonomik Zarar Eşiklerinin Saptanması Üzerinde Araştırmalar(1999) Kaya, İlhan; Tepe, IşıkBu çalışmada, Van'da kışlık buğday alanlarında bulunan kekre ( Acroptilon repens (L.) DC) ve düğün çiçeği ( Ranunculus damascenus Boiss and Gaill)'nin farklı yoğunluklarının, buğdayın verim ve verim kriterlerine olan etkileri araştırılmıştır. A. repens'in artan yoğunluklarının buğdayın başak sayısı, dane, sap-saman ve toplam verimlerini azalttığı saptanmıştır. R. damascenus'un ise verim kriterleri üzerinde fazla etkili olmadığı tesbit edilmiştir. Bunun, R. damascenus'un küçük yapılı olması ve vejetasyonu erken dönemde terk etmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. A. repens'in m2de 10 adet dahi olmasının dane veriminde % 24.3, sapsaman veriminde ise %19'luk bir kayba neden olduğu, ekonomik zarar eşiğinin aşıldığı ve dolayısıyla mücadele yapılmasının zorunlu olduğu belirlenmiştir. Yoğunluk 60 bitki/m2ye ulaştığında, dane verim kaybı %50'lere, saman verim kaybı ise %40'lara varmıştır.