Browsing by Author "Kaya, Yeşim"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Article Çıplak Gözle ve Farklı Büyütmelerde Belirlenen Artık Adezif Miktarı Skorlarının Güvenirliliklerinin Değerlendirilmesi(2017) Keskin, Sıddık; Kaya, Yeşim; Alkan, Özer; Ertuğrul, Betül YüzbaşıoğluÇıplak gözle ve farklı büyütmelerde belirlenen Artık Adezif İndeksi (ARI) skor-- larının güvenirliliklerinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: Araştırmada çürüksüz, dolgusuz ve çekim sırasında zarar görmemiş 150 adet insan alt kesici dişi kullanılmıştır. Dişlere 0,018 slot metal braketler primer ve adezif kullanılarak yapıştırılmıştır. Hareketli üst tablası 0,5 mm/dk hızda hareket edecek şekilde ayarlanmış universal test cihazı kullanılarak braketler ko-- parılmıştır. Braketler kopartıldıktan sonra mine yüzeyindeki artık adezif miktarı çıplak gözle ve X10, X16, X25 ve X40 biiyiitmelerde mikroskopla ile değerlendirilerek Artun ve Bergland'ın ta-- nımladığı şekilde skorlanmıştır. Bulgular: Çıplak gözle belirlenen ARI skorlarıyla XIO, X16, X25 ve X40 büyütmelerde belirlenen ARI skorları arasında ve X10 büyütmeyle belirlenen ARI skor-- ları ile X16, X25 ve X40 büyütmelerde belirlenen ARI skorları arasında belirgin uyum olduğu be-- lirlenmiştir. X16 büyütme ile belirlenen ARI skorları ile X25 ve X40 biiyiitmelerde belirlenen ARI skorları arasında ve X25 büyütme ile belirlenen ARI skorları ile X40 büyütme ile belirlenen ARI skorları arasında güçlü uyum olduğu gözlenmiştir. Sonuç: Çıplak göz ve X10 büyütmeyle be-- lirlenen ARI skorları arasındaki uyumun sınıflamada belirgin sınıfa; X16, X25 ve X40 büyütmel-- erle belirlenen ARI skorları arasındaki uyumun da sınıflamada güçlü sınıfa düştüğü gözlenmiştir. Mikroskopla daha büyük büyütmelerde belirlenen ARI skorları arasındaki uyumun daha iyi olduğu belirlenmiştir.Doctoral Thesis The Effect of Different Adhesive Materials on Enamel Colour Changes Used in Fixed Orthodontic Treatment(2020) Tunca, Murat; Kaya, YeşimBu araştırmada sabit ortodontik ataşmanların yapıştırılmasında kullanılan dört farklı adevize bağlı mine yüzeyinde gözlenen renk değişimlerinin tedavi öncesi ve sonrası spektrofotometre ile değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya Van Yüzüncü Yıl Ünivesitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Ana Bilim Dalı'na çekimsiz sabit ortodontik tedavi amacıyla başvurmuş 25 birey dahil edilmiştir. Sabit ortodontik ataşmanların yapıştırılmasında rastgeleleştirme yöntemiyle her bireyin bir yarım çenesinde farklı bir adeziv olacak şekilde Transbond XT (3M Unitek, Monrovia, CA, ABD), Kurasper F (Kuraray Europe GmbH, Frankfurt, Almanya), Grengloo (Ormco Corporation, Glendora, CA, ABD) ve Light Bond (Relience Orthodontic Products, Itasca, IL, ABD) kullanılmıştır. Tedavi öncesi ve sonrası renk ölçümleri maksiller ve mandibular santral, lateral ve kanin dişlerin bukkal yüzlerinin orta üçlüsünden Spectro Shade Micro (MHT, İnternational, Verona, Italy) kullanılarak yapılmıştır. Diş renginin belirlenmesinde rengin koordinatlarını L*, a* ve b* sembolleriyle ifade eden CIE L*a*b* sistemi temel alınmış ve renk değişimleri (∆E) hesaplanmıştır. Farklı gruplar için renk değişimlerinin karşılaştırılmasında iki faktörlü tekrarlanan ölçümlü varyans analizini takiben Tukey post-hoc testi kullanılmıştır. Ortalama tedavi süresinin 1,45 yıl olduğu araştırmamızda grup içlerinde L* ve b* değerlerinde tedavi sonrasında tedavi öncesine oranla anlamlı azalma meydana geldiği, a* değerlerindeki değişimin ise anlamlı olmadığı belirlenmiştir. ∆L, ∆a ve ∆b değerleri bakımından gruplar arasında anlamlı fark bulunmadığı gözlenmiştir. ∆E değerleri bakımından Kurasper F grubunda Grengloo ve Light Bond gruplarından daha az değişim meydana geldiği saptanmıştır. Kurasper F ve Transbond XT grupları arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır. Ancak sadece Kurasper F grubu ile Grengloo ve Light bond grupları arasında anlamlı fark bulunmuştur. Klinik olarak değerlendirildiğinde, ∆E değerlerinin 1,69 ile 2,10 arasında değiştiği ve kabul edilebilir bir renk değişiminin meydana geldiği görülmüştür. Araştırmamızın sonuçlarına göre azdan çoğa doğru renk değişiminin sırasıyla Kurasper F, Transbond XT, Grengloo ve Light Bond gruplarında gözlendiği belirlenmiştir. Ancak, sadece Kurasper F grubu ile Grengloo ve Light bond grupları arasındaki fark istatistik olarak anlamlı bulunmuştur.Doctoral Thesis Evaluation of the Efficacy of Low-Level Laser Therapy in Leveling Crowding of the Lower Jaw Anterior Region(2022) Tunca, Yasemin; Kaya, Yeşim; Yaylı, Nazlı Zeynep AlpaslanBu tez çalışmasında alt çene ön bölgedeki çapraşıklığın seviyelenmesinde düşük doz lazer tedavisinin (DDLT) etkinliğinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya çekimsiz sabit ortodontik tedavi planlanan, Little'ın düzensizlik indeksine göre alt çene kanin-kanin arası bölgede 4-8 mm çapraşıklığı bulunan, 12-21 yaş aralığında 22 kadın ve 8 erkek dahil edilmiştir. Sabit ortodontik ataşmanların yapıştırılmasından sonra .012 nikel titanyum ark telleriyle seviyenleme işlemine başlanılmıştır. Seviyelenme esnasında sabit ortodontik tedavi ile beraber alt anterior dişlere lazer uygulanan grup lazer grubu, uygulanmayan grup ise kontrol grubu olarak tanımlanmıştır. DDLT 810-nm dalga boyunda yarı geçirgen düşük seviyeli Gallium-Aluminum-Arsenid diyot lazer cihazı kullanılarak, 100 mw enerji gücü ve 8 J/cm2 enerji yoğunluğunda devamlı modda gerçekleştirilmiştir. Alt anterior dişlerin kökleri iki eşit parçaya bölündüğünde lazer ışını servikal ve apikal olmak üzere iki bölgenin orta noktasına, her bölge 10 sn olacak şekilde 0., 3., 7., 14. günlerde ve 14. günden sonra seviyelenme tamamlanıncaya kadar her 14 günde bir uygulanmıştır. Ayrıca, 0., 2. ve 6. saatler ile 1., 3., 7., 14. ve 21. günlerde VAS skalasıyla ağrı düzeyleri, bonding işleminden hemen sonra ve 30., 60. ve 90. günlerde ise plak indeks, gingival indeks ve sondalanan cep derinliği ölçümleriyle periodontal durumları değerlendirilmiştir. Ortalama seviyelenme sürelerinin lazer grubunda 111,8 ± 42,9 gün, kontrol grubunda ise 135,67±49,65 gün olduğu belirlenmiştir. Seviyelenme süreleri bakımından lazer ve kontrol grupları arasında istatistik olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Gingival indeks, plak indeksi ve sondalanan cep derinliği bakımından grup içi ve gruplar arası karşılaştırma sonuçları anlamlı farklılık göstermemiştir. VAS değerlerinin ise lazer grubunda 6. saat ve 1. günde kontrol grubuna kıyasla daha düşük olduğu belirlenmiştir. DDLT'nin alt çene ön bölgedeki çapraşıklığın seviyelenmesi ve bu esnada oluşan ağrı düzeyine etkisinin anlamlı olmadığı belirlenmiştir.Article Jinjival Biyotipin Belirlenmesinde Kullanılan İki Farklı Ölçüm Tekniğinin Güvenirliliklerinin Karşılaştırılması(2016) Keskin, Sıddık; Kaya, Yeşim; Alkan, Özer; Alkan, Eylem AyhanAmaç: Bu araştırmanın amacı, jinjival biyotipin belirlenmesinde sık kullanılan periodontalsondlama (PS) ve transjinjival sondlama (TGS) tekniklerinin güvenirliklerinin karşılaştırılmasıdır. Gereç veYöntemler: Araştırmaya periodontal olarak sağlıklı 182 bireye ait 2.184 maksiller ve mandibuler anterior dişdâhil edilmiştir. PS tekniğinde jinjival sulkusa yerleştirilen periodontal sondun görünürlüğüne göre jinjivalbiyotip ince veya kalın olarak belirlenmiştir. Endodontik \"spreader\" ve dijital kumpas kullanılarak yapılan TGStekniğinde ise diş eti kalınlığı 1 mm ve daha az ise ince, 1 mm'den fazla ise kalın biyotip olarak sınıflandırılmıştır.İki tekniğin sınıflandırma performanslarını değerlendirmede kullanılan ki-kare testini takiben geneldoğruluk oranı hesaplanmıştır. Bulgular: TGS tekniğinde kalın biyotipe sahip dişlerin %96,9'unun PS tekni-ğinde de kalın biyotipe sahip olduğu, TGS tekniğinde ince biyotipe sahip dişlerin ise %77,4'ünün PS tekni-ğinde de ince biyotipe sahip olduğu görülmüştür. İnce biyotipe sahip ancak diş eti kalınlığı 0,8 mm'den az olandişlerin %94,9'unun; 0,8-1,0 mm arasında olan dişlerin ise %42,5'inin jinjival biyotipi PS tekniğiyle de inceolarak sınıflandırılmıştır. Diş eti kalınlığı 0,8 mm'den az olanlardaki ve 0,8-1,0 mm arasında olanlardaki doğrusınıflandırma oranı birbirinden istatistiksel olarak farklı bulunmuştur (p<0,01). Alt-üst çene için değerlendirildiğindeTGS tekniğinde ince biyotipe sahip maksiller anterior dişlerin %62,6'sının, mandibuler anterior dişlerin ise %83,8'inin PS tekniğinde de ince biyotipe sahip olduğu belirlenmiştir. Sonuç: İki tekniktesınıflandırmalar için genel doğruluk oranı %84,6 olarak belirlenmiştir. Kalın biyotipe sahip dişlerle, dişetikalınlığı 0,8 mm'den az olan dişlerde TGS ve PS teknikleriyle benzer sonuçlar elde edildiği, 0,8-1,0 mm arasındaolan dişlerde ise iki teknik arasındaki uyumun daha az olduğu görülmüştür.Article Sınıf Iı Maloklüzyonlarda Kullanılan Fonksiyonel Apareylerin Tedavi Etkilerinin Değerlendirilmesi(2020) Tunca, Murat; Kaya, YeşimOrtodonti pratiğinde sıklıkla karşılaşılan Sınıf II maloklüzyonların tedavi planlaması maloklüzyonun şiddetine, yumuşak doku profiline ve kalan büyüme miktarına bağlı olarak değişebilmektedir.Büyüme ve gelişimin devam ettiği bireylerde uygulanabilen büyümemodifikasyonuyla iskeletsel, dental ve yumuşak dokularda istenilen tedavi sonuçların elde edilmesi amacıyla fonksiyonel apareylerdenfaydalanılmaktadır. Farklı şekillerde tasarlanan ve adlandırılan fonksiyonel apareylerin tedavi etkilerinin ise değişebildiği belirtilmektedir.Bu çalışmada, 2012-2017 yılları arasında yapılmış ve fonksiyonel apareylerin iskeletsel, dental, yumuşak doku, temporomandibuler eklemve havayolu etkileri ile tedavi zamanlamalarını konu alan araştırmaların incelenmesi amaçlanmaktadır.