Browsing by Author "Koç, Ayten"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Article Aksu Havzası'nın (Antalya, Türkiye) Neojen Stratigrafisi ve Yapısal Unsurları(2021) Koç, Ayten; Wasoo, MuhammadNaplı ve bindirmeli Toros kuşağı, Afrika ve Avrasya levhalarının Kretase’den günümüze kadar devam eden yaklaşık K-G yönlü birbirlerine doğru yaklaşma hareketine bağlı olarak oluşmuştur. Bu hareket Neojen’in erken dönemlerinde Isparta Büklümü olarak tanımlanan karmaşık bir morfo-tektonik yapının gelişmesine neden olmuştur. Miyosen’de, Batı ve Orta Toroslar ile Isparta Büklümü’nün iç kesimleri, kırıntılı sedimanlar ve karbonatlarla karakterize edilen denizel havza dolguları ile doldurulmuştur. Çalışma alanı olarak incelenen Aksu Havzası da bu denizel havzalardan biri olup ve Isparta Büklümü’nün tam merkezinde bulunmaktadır. Dolayısıyla, Aksu Havzası Neojen döneminde meydana gelen kabuksal deformasyona ait jeolojik kayıtları tutmuştur.Aksu Havzası dolgusu, genel olarak Orta Miyosen’den Kuvaterner’e kadar denizel kırıntılı karakterde olup; 1 km’den fazla kalınlığa sahiptir. Havzanın Pliyosen öncesi sedimanları yoğun bir deformasyona maruz kalmıştır. Aksu Havzası’nın sedimanter dolgusu temel üzerine uyumsuzluk ile yerleşen Burdigaliyen-Langhiyen Oymapınar Kireçtaşı ile başlar. İstiflenme düzeni, havzanın kuzeyinde ve güneyinde stratigrafik ve litolojik açıdan farklılıklar göstermektedir. Havzanın kuzey kesimindeki Miyosen istifinin en genç birimi Tortoniyen yaşlı olup, Tortoniyen ve Pleyistosen arası birimler birimler eksiktir. Buna karşın, havzanın güneyinde kalan istif nispeten daha tamdır. Litostratigrafik özelliklerin yanı sıra, bu çalışmada Aksu Havzası’nı şekillendiren yapısal unsurlar da ele alınmıştır. Bunlar Aksu ve Kapıkaya bindirmeleri olarak belirlenmiştir. Arazi çalışmalarında yapılan gözlemler ve anahtar fay hatları üzerinden alınan fay-kayma verilerinden elde edilen sonuçlar Aksu Havzasının dört farklı tektonik evrede geliştiğini göstermektedir. Bunlardan ilki, havzanın oluşumu ile ilgili olan ~D-B açılma evresi iken, ikinci evre Isparta Büklümü’nün batı kanadının KD’ya hareketi ile ilişkili olan ~K-G sıkışmalı Likya evresidir. Üçüncü evre, havzada en baskın görülen ~D-B sıkışmalı Aksu evresidir. K-G açılma evresi ise, dördüncü ve son tektonik faz olarak belirlenmiştir.Tüm bu veriler ışığında, Serravaliyen’den Erken Pliyosen’e kadar etkinliğini sürdüren Isparta Büklümü’nün merkezindeki D-B doğrultulu bir kısalmanın varlığı, Afrika ve Avrasya’nın K-G yakınsamasına bağlı levha tektoniği çerçevesinde değerlendirildiğinde ilginçtir. Isparta Büklümü’nün hemen altındaki mantoya ait sismik tomografi görüntüleri Isparta Büklümü’nün altında dalan iki ayrı levha parçasının (Kıbrıs ve Antalya levhaları) varlığına işaret etmişlerdir. Bu durumda, Isparta Büklümü’nün Mio-Pliyosen ve hatta modern dönemdeki evriminde ve Torosların yükselişinde, Antalya Levhası’nın önemli bir katkısı beklenmelidir.Research Project Köprüçay-manavgat Havzasının Neojen Evriminin Çok Disiplinli Yöntemler Kullanılarak Test Edilmesi(2020) Özacar, Atilla Arda; Özdemir, Ayşe Turunç; Koç, AytenNaplı ve bindirmeli Toros kusagı, Afrika ve Avrasya levhalarının Kretase'den günümüze kadar devam eden yaklasık K-G yönlü birbirlerine dogru yaklasma hareketine baglı olarak olusmustur. Bu hareket Neojen'in erken dönemlerinde Isparta Büklümü olarak tanımlanan karmasık bir morfo-tektonik yapının gelismesine neden olmustur. Miyosen'de, Batı ve Orta Toroslar ile Isparta Büklümü'nün iç kesimleri, kırıntılı sedimanlar ve karbonatlarla karakterize edilen denizel havza dolguları ile doldurulmustur. Çalısma alanı olarak incelenen Köprüçay ve Manavgat havzaları da bu denizel havzalardan olup, Isparta Büklümü'nün dogu kanadında bulunmaktadır. Dolayısıyla, Köprüçay ve Manavgat havzaları Neojen döneminde meydana gelen kabuksal deformasyona ait jeolojik kayıtları tutmaktadır. Köprüçay ve Manavgat havzaları dolgusu, genel olarak Orta Miyosen'den Kuvaterner'e kadar denizel kırıntılı karakterde olup; 1 km'den fazla kalınlıga sahiptir. Litostratigrafik özelliklerin yanı sıra, bu çalısmada Köprüçay ve Manavgat havzalarını sekillendiren yapısal unsurlar da ele alınmıstır. Bu yapısal unsurlar Köprüçay Havzası'da Kırkkavak Fayı olarak belirlenirken, Manavgat Havzası'nda Çardakköy Bindirmesi, Tasagıl ve Saburlar kıvrımları olarak belirlenmistir. Arazi çalısmalarında yapılan gözlemler ve anahtar fay hatları üzerinden alınan fay-kayma verilerinden elde edilen sonuçlar Köprüçay ve Manavgat Havzaları'nın genislemeli bir tektonik rejim etkisinde gelistigini göstermektedir. Ayrıca, Manyetik Duyarlılık Anizotropisi (AMS) ölçümleri için 340'a yakın yönlü örnek alınmıs ve analiz edilmistir. Bu analizler, Köprüçay Havzası'nda Miyosen yaslı örneklerde K-G yönlü bir uzama ekseni varlıgını gösterirken, Manavgat Havzası'nda yaklasık D-B yönlü bir manyetik uzama ekseni varlıgını göstermistir. Paleo-gerilim ve MDA yöntemleri Köprüçay ve Manavgat havzalarının deformasyon geçmisinin ortaya konulmasında basarılı bir sekilde kullanılmıstır. MDA verilerinin kullanılması, geleneksel kinematik göstergeler (ör. faylar) kullanılarak ayırt edilmesi mümkün olmayan son tektonik fazın, digerlerinden net bir sekilde ayırt edilmesini saglamıstır. Tüm bu veriler ısıgında, Isparta Büklümü'nün hemen altındaki mantoya ait sismik tomografi görüntüleri Isparta Büklümü'nün altında dalan iki ayrı levha parçasının (Kıbrıs ve Antalya levhaları) varlıgına isaret etmislerdir. Bu durumda, Isparta Büklümü'nün Mio-Pliyosen ve hatta modern dönemdeki evriminde ve Torosların yükselisinde, Antalya Levhası'nın önemli bir katkısı beklenmelidir.Master Thesis Lithostratigraphy, and Structural Elements of the Manavgat Basin and Biostratigraphy of the Karpuzçay Formation(2022) Yılmaz, Yusuf Emrah; Koç, Ayten; Özdemir, AyşeManavgat Havzası kırıntılı sedimanlar ve karbonatlı denizel havza dolgularına sahip olup, Isparta Büklümü'nün doğu kanadında yer almaktadır. Bu durumda, Neojen'de meydana gelen kabuksal deformasyona ait jeolojik kayıtları tutması beklenmektedir. Temel olarak Manavgat Havzası, Erken Miyosen'den Pliyosen'e 1 km'den fazla sedimantasyon kalınlığına sahiptir. Lithostratigrafik olarak 7 temel birim belirlenmiştir. Bunlar; 1) Tepekli Formasyonu (Burdigaliyen-E. Langhiyen), 2) Oymapınar Kireçtaşı (G. Burdigaliyen-Langhiyen), 4) Çakallar Breşi (Langhiyen), 4) Geceleme Formasyonu (G. Langhiyen-Serravaliyen), 5) Karpuzçay Formasyonu (G. Langhian-Tortoniyen), 6) Pliyosen birimler (Yenimahalle ve Kurşunlu formasyonları) ve 7) Belkıs Konglomerası (Kuvaterner) olarak adlandırılmıştır. Karpuzçay Formasyonu'ndan 2 farklı ölçülü kesit alınmış, yaş tayini ve paleobatimetri hesaplamaları yapılmıştır. Bu çalışmalar, Karpuzçay Formasyonu'nun G. Langiyen-E. Tortoniyen dönemde, derin denizel dış neritik-batiyal bir ortamda çökeldiğini göstermiştir. Litostratigrafik özelliklerin yanı sıra, Manavgat Havzası'nı şekillendiren yapısal unsurlar olarak Tortoniyen yaşlı Çardakköy Bindirmesi, Taşağıl ve Saburlar kıvrım serisi belirlenmiştir. Yapısal çalışmalar Manavgat Havzası'nın Tortoniyen öncesinde genişlemeli bir tektonik rejim etkisinde geliştiğini, Tortoniyen sonrasında ise özellikle havzanın batı kesiminin sıkışmalı bir sistemin etkisinde kaldığını göstermektedir. Bu çalışmadan elde edilen veriler bölgesel olarak değerlendirilde, Isparta Büklümü'nün Mio-Pliyosen ve hatta modern dönemdeki evriminde ve çalışma alanında belirlenen ~1300 m'ye varan yükseliş, dalan Antalya Slab'ının önemli bir katkısının bulunabileceği göz önünde tutulmalıdır.Master Thesis Manyetik Duyarlılık Anizotropisi Yöntemi ile Elde Edilen Deformasyon Elipsoidinin Paleogerilim Sonuçları ile Karşılaştırılması: Aksu Havzası Örneği (gb Türkiye)(2019) Wasoo, Muhammad Harbı; Koç, AytenAksu Havzası, Isparta Açısının (GB Türkiye) tam merkezinde bulunan denizel tortul bir havzadır. Havzanın yapısı ve geometrisi, Isparta Açısı olarak tanımlanan bölgenin Miyosen kabuk deformasyonu ve stress kurulumu hakkında çok önemli bilgiler sağlamaktadır. Bu çalışmada, Aksu havza çökellerinde gözlemlenen faylardan 83 farklı lokasyondan 1000'den fazla kinematik veri toplanmış, ters çözüm metodu kullanılarak ana gerilim yönlerinin (σ1, σ2, σ3) belirlenmesine çalışılmıştır. Elde edilen sonuçlar, Aksu Havzası'nın dört farklı tektonik safha etkisinde geliştiğini göstermektedir. Bunlar; 1) D-B genişleme fazı, 2) ~ K-G sıkışma (Likya) fazı, 3) ~ D-B sıkışma (Aksu) fazı ve 4) K-G genişlemeli Neotektonik fazıdır. Hata-kayma verilerini bağımsız olarak test edebilmek amacı ile, Manyetik Duyarlılık Anizotropisi (MDA) ölçümleri için ~ 490 adet yönlü örnek toplandı ve analiz edildi. Elde edilen MDA sonuçları, iki farklı maximum uzama ekseninin (Kmax) varlığına işaret etmektedir. Bunlar; 1) Pliyosen'de görülen K-G yönlü manyetik uzama ekseni ve 2) Miosen'de var olan ve K-G ila KB-GD arasında değişim gösteren manyetik uzama eksenidir. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, MDA verileri ile kinematic veriler birbirleri ile tutarlıdır ve Aksu Havzası'nda görülen deformasyon modelinin anlaşılmasında bağımsız bilgi sağlamıştır. Bu çalışma, AMS verilerinin, havzada etkin olan güncel tektonik fazın, diğer geri kalan fazlardan ayrılması ve paleostress stratigrafisinin oluşturulmasında etkin olarak kullanılabileceğini göstermiştir. Anahtar kelimeler: Aksu Havzası, Magnetik duyarlılık analizi (MDA), Paleogerilim dönüşümü.