Browsing by Author "Koçak, Ömer Faruk"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Article Burun Defektlerinin Rekonstrüksiyonunda Kolay Bir Algoritma: Tek Merkezli Bir Çalışma(2018) Koçak, Ömer FarukAmaç: Burun defektleri çoğunlukla kanser cerrahisi sonrasıoluşan ancak travma sonrasında da gelişebilen verekonstrüksiyonu önem arz eden defektlerdir. Burnun yüzünortasında konumlanması nedeni ile burun defektlerininonarımının kozmetik sonuçlarının kişinin sosyal hayatınıetkilemesinin kaçınılmaz olduğu unutulmamalıdır.Gereç ve Yöntem: Kırk erkek 36 kadın hasta burunda çeşitlinedenlerle oluşan defektler sonucu opere edildi. Defektboyutları, defektin yerleşim yeri, cerrahi sınır güvenliği gibifaktörlere bağlı olarak burun defektlerinde kullanılabilecekbasit, kolay ve güvenilir bir algoritma oluşturuldu.Bulgular: Hastaların en küçüğü üç yaşında kserodermapigmentosum tanısı alan ve burunda bazal hücreli kanseribulunan kız çocuk, en büyüğü 92 yaşında burun ucunda bazalhücreli kanseri bulunan kadın hastaydı. Ortalama yaş 57,75 di.Cerrahi sonrası oluşan en büyük defekt 10x7 cm (kitle 8x5 cm)di. Bu defektin kapatılması için radial ön kol serbest flebiuygulandı. Oluşan en küçük defekt 0.6 cm (6 mm- lezyon3mm) di ve bu defekt primer kapatıldı. En büyük lezyonuntanısı bazosquamöz hücreli karsinom, en küçük lezyonuntanısı bazal hücreli kanserdi.Sonuç: Burun dorsum, yan nazal duvarlar, tip. alar kanatlar,soft triangle, kolumella gibi subunitlerden oluşan kompleks biryapıdır. Bu alt birimlerde oluşan defektler belirli bir algoritmaiçerisinde değerlendirilip rekonstrüksiyon yapıldığındasonuçlar daha iyi olacaktır.Article Eldeki Yumuşak Doku Defektlerinin Rekonstrüksiyonunda Kasık Flebi Deneyimlerimiz(2016) Öksüz, Mustafa; Işık, Dağhan; Yüce, Serdar; Ersöz, Muhammet Eren; Koçak, Ömer Faruk; Kahraman, Ahmet Nedim; Atik, BekirAmaç: Pediküllü kasık flebi uzun süredir elin rekonstrüktif cerrahisinde önemli rol oynamaktadır. Bu çalışmada, eldeki yumuşak doku defektlerinin rekonstrüksiyonunda pediküllü kasık flebi kullanılan olgular literatür eşliğinde değerlendirilerek sunuldu.Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya 2010-2014 yılları arasında Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı'nda el defektleri için kasık flebi kullanılan olgular dahil edildi. Yaş, cinsiyet, defekt nedeni, lokalizasyonu, kasık flebi büyüklüğü, verici saha kapatılma yöntemi, flep ayrılma zamanı, eşlik eden tedaviler ve komplikasyonlar gözden geçirildi. Bulgular: On üç erkek, yedi kadın olmak üzere toplam 20 hastada 22 kasık flebi kullanıldı. Kasık flebi sekiz hastada parmak amputasyonu ve degloving yaralanma sonrası ampute parçayı kapatmak için, üç hastada el ve parmak ezilme yaralanmasına bağlı defekt, bir hastada yanığa bağlı parmaklarda doku defekti, 5 hastada yanık sekeline bağlı ekstansiyon kontraktürü, üç hastada yanık sekeline bağlı fleksiyon kontraktürü nedeniyle kullanıldı. Hiçbir olguda flep kaybı olmadı.Sonuç: Pediküllü kasık flebi el defektlerinin rekonstrüksiyonunda önemli bir yeri olan güvenli, kolay uygulanabilen uygun vakalarda akılda bulundurulacak iyi bir alternatifdirspecialization-in-medicine-thesis.listelement.badge Retrospective Analysis of Emergency Hand Traumas in Patients Under 18 Years of Age(2018) Özsular, Yavuz; Koçak, Ömer FarukEl günlük yaşam aktivitelerini yapabilmemize yardımcı olan en önemli organımızdır. Üst ekstremitenin en aktif, aynı zamanda korunması en az ve en sık yaralanan bölümüdür. El yaralanmaları ülkemizde sıklıkla görülen, ciddi iş gücü ve fonksiyon kaybına yol açan bir durumdur. Bu tür yaralanmalar acil servise başvuruların %10-30'undan sorumludur. 18 yaş altı acil el travmalarının analizi, yaralanma riskleri ve olası önlemler ile tedavi yaklaşımlarıyla ilgili literatürde az sayıda çalışma vardır. Bu çalışmaya ait veriler, Ocak 2010–Haziran 2017 yılları arasında Acil servise başvurup kliniğimizde yatarak tedavi edilen 18 yaş altı acil el yaralanmalı hastalara ait hasta dosyaları ve dijital kayıtların geriye dönük olarak analiz edilmesiyle elde edilmiştir. Acil serviste tedavi edilen küçük el yaralanmaları, kapalı önkol veya el kırığı olan olgular ile yanık saptanan olgular değerlendirme dışı bırakılmıştır. Çalışmamızda 412 hasta; genel bilgiler, etiyoloji, yaralanma tipi, uygulanan tedavi yöntemleri ve benzer kriterlere göre sınıflandırılmıştır. Bu hastaların %73'ü (300 olgu) erkek hastalardan oluşmaktayken, % 27' si (112 olgu) de kadın hastalardan meydana gelmekteydi. Etyolojik nedenler arasında kesici delici aletler ile yaralanma %65 ile (267 olgu) ilk sıradaydı. Diğerleri sırasıyla kapıya sıkışma % 9 (39 olgu), makine ve kayışa kaptırma %9 (36 olgu) ,ezilme yaralanmaları %6(23 olgu), hızar-spiral ile yaralanma % 4(16 olgu), düşme % 2(9 olgu), patlayıcı madde %2 (8 olgu), ateşli silah yaralanması % 1(3 olgu), trafik kazası % 1 (3 olgu), ring avulsiyon(2 olgu), köpek ısırması (2 olgu), elektrik çarpması(2 olgu), enfeksiyon (1 olgu), tendon rüptürü (1olgu) şeklinde yer almaktaydı. Tüm yaş gruplarında en fazla sebep kesici-delici alet yaralanması iken, kapıya sıkışma sonucu oluşan yaralanmalarda 0-6 yaş grubu % 7(29 olgu) ile anlamlı olarak fazlaydı. Tüm yaş gruplarında kesici delici aletler ile yaralanmaların alt grubu olan bıçak ile yaralanma % 12 (50 olgu) oluştururken bunlardan % 8 (32 olgu) 13-17 yaş gurubu erkeklere aitti. Kesici delici aletler ile yaralanmada cam ile yaralanma % 40 (164 olgu) ile ilk sıradaydı. Yaralanma tipleri sırasıyla kompleks yaralanma %41(161 olgu), ampütasyon % 16 (74 olgu), izole fleksör tendon yaralanması % 16 (63 olgu), izole ekstnsör tendon yaralanması %13 (50 olgu), izole sinir yaralanması % 9 (36 olgu) , kırık-çıkık % 2 (9 olgu), izole arter % 0,5 (2 olgu) şeklinde yer almaktaydı. En fazla uygulanan tedavi yöntemi % 40 (248 olgu) ile tendon onarımı iken, en az uygulanan tedavi yöntemi 1 olgu ile fasiyotomi açılması idi. Erkekler de tüm yaş aralıklarında kadınlara göre daha yüksek oranda tendon onarım tedavisi yapılmıştır. Fleksör tendon kesilerinin hasta sayısına göre lokalizasyonlarına bakıldığında %35( 60 olgu) ile en fazla zon-2 lokalizasyonunda olduğu görüldü. Ekstansör tendon kesilerinin hasta sayısına göre lokalizasyonlarına bakıldığında %28 (24 olgu) ile en fazla zon 3 te olduğu görüldü. Amputasyonların hasta sayısına göre lokalizasyonları incelendiği zaman D2, D3 ve D4 en yüksek oranlara sahip lokalizasyonlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Amputasyon seviyelerine bakıldığında Distal falanks %45'lik bir alanı kapsayarak ampütasyon seviyeleri arasında en yüksek düzeyi kaplamaktadır (p<0,005). Sonuç olarak acil servise el travması ile başvuran hastaların büyük bir kısmını çalışan genç erkek hastaların oluşturduğu iş, tarım ve hizmet sektörü kazaları, cam ile yaralanma ile meydana gelen ev kazaları ve 0-6 yaş grubunda daha çok kapıya sıkıştırma sonucu oluşan yaralanmalar oluşturmaktadır. İncelenen hastalardaki yaralanmaların çoğu dikkatsizlik, yetersiz mesleki eğitim ve yetersiz iş güvenliğinden kaynaklanmakta olup gerekli basit tedbirlerin alınması ve mesleki eğitim programlarının yaygınlaştırılması ile bu yaralanmaların önüne geçilebilir. Anahtar Kelimeler: 18 Yaş Altı, Acil El Travması, Retrospektif Analizspecialization-in-medicine.listelement.badge The Investigation About the Rats in Random Pattern Flaps, the Effects of Active Substance Thymoquine on Flap Survival(2014) Koçak, Ömer Faruk; Yüce, SerdarGiriş ve Amaç: Vücudun değişik yerlerinde travma, kanser ablasyonları ve değişik faktörlere bağlı oluşan defektlerin kapatılmasında flepler plastik cerrahi uygulamalarında sıklıkla kullanılır. Geniş çaplı defektlerde kullanılacak fleplerin distalinde meydana gelen dolaşım yetmezliği gibi problemleri çözmek için literatürde oldukça fazla sayıda yayın bulunmaktadır. Yaptığımız bu çalışmada amacımız flep dolaşımı üzerine thymoquinone maddesinin etkilerini gözlemlemektir. Materyal ve Metod: Bu çalışmada ağırlıkları 200-250 gram arası olan 42 adet Norveç cinsi sıçan kullanıldı. Sıçanlar her grupta 7 sıçan olacak şekilde 6 gruba ayrıldı. 1.gruptaki sıçanlara(Shame grup.n=7) herhangi bir işlem uygulanmadı. 2.gruptaki sıçanlara (Kontrol grubu.n=7) sadece cerrahi işlem uygulandı. 3. gruptaki sıçanlara (n=7) cerrahi işlem (3*10 cm Mc Farlane modeli flep kaldırılması) öncesi 10 gün boyunca oral 2 mg/kg DMSO (dimetilsulfoksit) çözeltisi içinde sıvı hale getirilmiş TQ(thymoquinone) verildi. 4.gruptaki sıçanlara (n=7) cerrahi işlemden sonraki 10 gün boyunca DMSO içinde çözülmüş ve sıvı hale getirilmiş 2 mg/kg oral TQ verildi. 5.gruptaki sıçanlara cerrahi işlem öncesi 10 gün ve sonrasında 10 gün boyunca günlük 2 mg/kg sıvı hale getirilmiş TQ oral yolla verildi. 6.gruptaki sıçanlara cerrahi işlem öncesi ve sonrası 10 günlük periyot boyunca 10 mg/kg DMSO verildi. Çalışma bitiminde fleplerin fotoğraflanmasından sonra biyokimyasal analizler için her sıçandan 3 cc kan örneği, elektron mikroskopi, biyokimya ve histopatoloji değerlendirmeleri için biyopsiler alındı. Bulgular: Flep nekroz oranları olarak bakıldığında en az nekroz oranının grup-5 te olduğu en fazla nekroz oranının grup-2 ve 6 da olduğu gözlendi. (Grup-5;%8.42,Grup-2;%29.7,Grup-6;29.03,Grup-3;19.18,Grup-4;13.05). Bu değerler istatiksel açıdan kontrol grubuna göre anlamlıydı. Histopatolojik bulgulardan dermal ödem ve proksimal PMNL(polimorf nükleer lökosit infiltrasyonu) istatiksel olarak karşılaştırıldığında gruplar arasında anlamlı fark izlenmedi. Ancak damarlanma artışı ve kollajen yoğunluğu TQ uygulanan gruplar lehine anlamlı olarak artmış izlendi. Elektron mikroskopi incelemelerinde mitokondri hasarının en fazla grup-2 ve grup-6 da olduğu en az grup-4 ve grup-5 gibi TQ uygulanan gruplarda olduğu gözlendi. Sonuç: TQ maddesinin flep viabilitesi üzerine olumlu etkilerinin olduğu düşünüldü. Çelişkili bulgular olmakla beraber TQ maddesinin antioksidan olmadığı, vaskülariteyi arttırdığı, nekroz oranını azalttığı gözlendi. Bu sonuçlara göre TQ maddesinin flepler üzerine olumlu etkilerinin olduğunu düşündüğümüz için plastik cerrahi uygulamalarında kullanılabileceğini düşünmekteyiz. Anahtar Kelimeler: Thymoquinone, flep viabilitesi.Article Timokinonun Akut Periferik Sinir Hasarı Üzerine Akut Etkisi: Deneysel Bir Çalışma(2016) Ak, Hakan; Gulsen, İsmail; Koçak, Ömer Faruk; Gökalp, Abdülsemat; Akyol, Veysel; Rağbetli, Murat Çetin; Kara, MikailAMAÇ: Bu çalışmanın amacı akut sinir hasarında timokinonun akut dönem etkilerini değerlendirmektir.GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışma sıçan sinirinde siyatik sinirde ezilme modeli geliştirilerek yapıldı. Sıçanlar kontrol, travma ve timokinon tedavi grubuolmak üzere üç gruba ayrıldı (n=6). Sinir hasarından yedi gün sonra hasar yerinden siyatik sinir doku örnekleri alındı. Bu doku örneklerinde histolojikve steryolojik çalışma yapıldı. Akson çapı, myelin kalınlığı ve akson yoğunluk ölçümleri yapıldı.BULGULAR: Gruplar arasında akson çapı, miyelin kalınlığı ve akson yoğunluğu bakımından anlamlı bir farklılık görülmedi.TARTIŞMA: Timokinon akut sinir hasarı üzerinde akut dönemde iyileştirici etkiye sahip değildir.Article Unutulan Bir Hastalık \"lepra\" ve Ekstremite Lezyonları(2016) Sultanoğlu, Yılmaz; Topkara, Adem; Yüce, Serdar; Koçak, Ömer Faruk; Öksüz, MustafaUnutulan bir enfeksiyöz hastalık olan Lepra; primer olarak periferik sinir ve deri lezyonlarıyla bulgu vermektedir. Nöropatik ülserler sıklıkla izlenmekte ve özellikle ekstremitelerde deformitelere neden olabilmektedir. Kronik ülser zemininde görülebilen malign tümörlerin Lepraya bağlı oluşan nöropatik ülser zemininde de görülebileceği unutulmamalıdır. Çalışmamızda, sağ el ikinci parmak volar yüzde yaklaşık altı aydır mevcut olan ve iyileşmeyen, ülsere lezyon nedeniyle başvuran 61 yaşında lepralı erkek hasta sunulmuştur. Lepra ile günümüzde sık karşılaşılmamasına rağmen, erken defekt onarımları bu hastalarda osteomyelit ve maligniteye bağlı amputasyon sekellerinin önüne geçilmesini sağlayacaktır