Browsing by Author "Mert, Handan"

Now showing 1 - 20 of 69

Advanced Oxidation Protein Product (Aopp) Levels in Second- and Third-Degree Thermal Burns
(Oxford Univ Press, 2021) Mert, Handan; Acikkol, Suat; Calli, Iskan; Cibuk, Salih; Keskin, Siddik; Mert, Nihat
Burn is a systemic injury affecting the entire organism according to its etiology and severity. The aim of this study was to investigate plasma AOPP levels before and after treatment of second- and third-degree thermal burn patients and determine the changes in this parameter, and also, to find out the relationship between AOPP level and hospitalization period and total body surface area (TBSA). The study material consisted of pediatric patients with the complaint of second- and third-degree thermal burns aged between 1 and 18 years, with a burn area exceeding 10%. Blood samples were taken twice before and after treatment. AOPP level in blood plasma was measured in ELISA. It was observed that in the second-degree thermal burn group, AOPP level was 25.85 +/- 2.82 ng/ml before the treatment decreased to 22.16 +/- 3.62 ng/ml after treatment, whereas in the third-degree thermal burn group before the treatment AOPP was 25.96 +/- 3.49 ng/ml, and after the treatment dropped to 21.70 +/- 3.79 ng/ml, decreases were significantly important (P < .05). There was no statistically significant difference between the two groups in terms of AOPP levels (P > .05). Correlation analyses in the second- and third-degree thermal burn group did not show any correlation between AOPP levels and burn area and length of hospitalization period. As a result, AOPP level has been studied, for the first time, in burn cases. In both groups, the level of AOPP increased due to oxidative stress before treatment and decreased after treatment.
Advanced Oxidation Protein Products (Aopp) Levels and Kidney Function in Fluorotic Sheep
(int Soc Fluoride Research, 2016) Mert, Handan; Comba, Bahat; Mert, Nihat; Cinar, Ali; Apaydin, Betul
The ingestion of excessive amounts of the fluoride ion (F) may cause chronic fluorosis with abnormalities in many organs and systems including, in addition to dental and skeletal fluorosis, impaired renal function. The aim of the present study was to investigate renal function and the levels of advanced oxidation protein products (AOPP) as oxidative stress markers in chronically fluorotic sheep with kidney disease. Fifteen healthy and 30 fluorotic sheep were studied. The plasma F levels were determined with a F-selective electrode. The plasma AOPP and the serum total protein levels were measured spectrophotometrically. The serum BUN, creatinine, potassium, sodium, and chloride levels were determined by autoanalyzer. Compared to the control group, significant increases were present in the fluorotic sheep in the levels of F (p=0.001), AOPP (p=0.001), BUN (p=0.001), creatinine (p= 0.05), and total protein (p= 0.05). A significant decrease was present in the fluorotic sheep in the level of potassium (p=0.01) while no significant changes were present in the sodium and chloride concentrations. The levels of AOPP in chronically fluorotic sheep, reported here for the first time in veterinary science, and the biochemical abnormalities can be considered in the evaluation of the effects of chronic fluorosis on kidney function.
Antidiabetic Effect of Fig Seed Oil in Rats With Diabetes Induced by Streptozotocin
(Japan Oil Chemists Soc, 2024) Mert, Handan; Mert, Nihan; Cibuk, Salih; Yildirim, Serkan; Mert, Nihat
The anti -diabetic effect of Ficus carica (Fig) seed oil was investigated. 4 groups with 6 rats in each group were used in the experiment as control, diabetes (45 mg/kg streptozotocin), fig seed oil (FSO) (6 mL/ kg/day/rat by gavage) and diabetes+FSO groups. Glucose, urea, creatinine, ALT, AST, GSH, AOPP and MDA analyses were done. Pancreatic tissues were examined histopathologically. When fig seed oil was given to the diabetic group, the blood glucose level decreased. In the diabetes+FSO group, serum urea, creatinine, AOPP, MDA levels and ALT and AST activities decreased statistically significantly compared to the diabetes group, while GSH levels increased significantly, histopathological, immunohistochemical, and immunofluorescent improvements were observed. It has been shown for the first time that FSO has positive effects on blood glucose level and pancreatic health. It can be said that the protective effect of fig seed oil on tissues may be due to its antioxidant activity.
Atlarda Serum ve Seminal Plazmada Nitrat ve Nitrit Düzeyleri
(2018) Mert, Handan; Söğütlü, İnci Doğan; Aslan, Leyla Mis; Pala, Nihat Mert; İrak, Kıvanç
Günümüzde yetiştiriciliği giderek artan atların fertilitesinin önemi büyüktür. Çalışmamızın amacı, bu hayvanların serum ve seminal plazmada nitrik oksit oksidasyon ürünlerinin seviyesini belirleyip karşılaştırmaktır. Çalışmada 7 adet sağlıklı İngiliz atı kullanıldı. Kan örnekleri vena jugularisten usulüne uygun alındı. Santrifüj edilerek serumlar çıkarıldı. Suni vajen yardımı ile alınan ejakulatlarının seminal plazmaları ayrıldı. Seminal plazma ve serum elde edilerek nitrat nitrit değerleri belirlendi. Alınan örneklerde nitrat ve nitrit düzeyleri coupling reaktif ayıracı yöntemi ile ölçüldü. Serum ve seminal plazmada Nitrat düzeyleri sırasıyla 6.34±2.7 ve 4.95 ±1.4 iken Nitrit 1.55±0.7 ve 2.02±0.45 olarak belirlendi. Serumda nitrat seminal plazmadan yüksek (p≤ 0.05) iken seminal plazmada nitrit düzeyi serumdan daha yüksek (p≤ 0.05) hesaplandı. Sonuç olarak İngiliz aygırlarında seminal plazma ve serum nitrat-nitrit değerleri kaliteli sperma hakkında fikir sahibi olmak için klinik veteriner hekimliğin bilgisine sunuldu.
Babesia Ovis ile Doğal Olarak Enfekte Koyunlarda Serum Folik Asit Düzeylerinin Araştırılması
(2008) Mert, Nihat; Dede, Semiha; Değer, Yeter; Mert, Handan; Yur, Fatmagül
Bu çalışma, Babesia ovis ile doğal olarak enfekte olan koyunlarda serum folik asit düzeylerinin araştırılması ve tedavi sonrasında nasıl etkilendiklerinin saptanması amacıyla yapıldı. Klinik ve parazitolojik olarak babesiosis tanısı konulan 30 adet koyun hasta grubunu, 10 adet sağlıklı koyun da kontrol grubunu oluşturdu. Hasta koyunlar, antiprotozoon ilaç (tek dozda diminazene aceturate’ın % 7 lik solüsyonu, i.m.) verilerek tedavi edildi. Tedavinin 7. gününde tekrar bu gruptan kan örnekleri toplandı. Yapılan analizlerde serum folik asit düzeylerinin hasta grupta en düşük olduğu (p<0.05), tedavi ile birlikte bu düzeylerin hastaya göre önemli oranda arttığı (p<0.05), ancak yine de kontrol grubuna göre önemli oranda azalmış olduğu tespit edildi. Sonuç olarak B. ovis enfeksiyonun serum folik asit düzeylerinin önemli oranda düşmesine yol açtığı, tedaviyle birlikte bir miktar arttığı görüldü.
Bisfenol-a’nın Sıçanlarda Oksidatif Durum ve Bazı İnflamatuar Belirteçler Üzerine Etkisi: Deneysel Çalışma
(2023) Çıbuk, Salıh; Yılmaz, Halil Cumhur; Mert, Handan; Mis, Leyla; Yoruk, Mecıt; Mert, Nihat
Amaç: Bisfenol-A [Bisphenol-A (BPA)], canlı dünyasında ve tüketici ürünlerinde yayg ın kullan ımı nedeniyle bir halk sa ğlığı sorunudur. Bu çalışmada, sindirilen BPA'nın sıçanlarda oksidatif durum ve baz ı inflamatuar belirteçler üzerindeki etkisinin ara ştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada, 24 adet Wistar Albino rat kullan ıldı ve 4 gruba (kontrol, sham, BPA25, BPA50) ayrıldı. Bu gruplardan birincisine herhangi bir uygulama yapılmazken, ikinci gruba (sham) m ısır ya ğı oral gavaj ı uygulandı. Deney gruplarından birincisine mısır yağında çözünmüş BPA 25 mg/kg/gün, ikincisine 50 mg/kg/gün dozlarda oral gavaj yoluyla verildi. Deneyin sonunda hayvanlara anestezi uyguland ı. Kalpten kan örnekleri al ındı ve serumlar ayrıldı. Toplam antioksidan kapasite, total oksidatif durum, tümör nekroz faktörü-alfa, interlökin (IL)-1 beta ve IL-6 düzeyleri enzim bağlı immünosorbent testi ile belirlendi. Bulgular: BPA 25-50 mg/kg/gün dozlarında uygulandığında, serum total antioksidan kapasite düzeyleri anlamlı derecede azalırken, toplam oksidatif durumda art ış görülmüş ve Oksidatif Stres İndeksi, BPA’n ın zararl ı etkilerini yansıtmaktadır. Ayrıca serum tümör nekroz faktörü-alfa, IL-1-beta ve IL-6 düzeyleri anlamlı olarak artmıştır (p≤0,05). Sonuç: Bu sonuçlar, BPA maruziyetinin inflamatuar belirteçleri indükledi ğini göstermektedir. BPA ayr ıca sadece oksidatif bile şiklerin üretimini teşvik ederek değil, aynı zamanda kontrol grubuna kıyasla antioksidan kapasiteyi azaltarak oksidatif strese neden olabilir. Tüm bu biyokimyasal değişiklikler, canlı organizmaların dokularındaki makro moleküllere zarar verebilir.
Catalase Activity and the Levels of Mda, Aopp in Sheeps With Subclinical Mastitis
(2011) Zengin, Kübra; Mert, Handan
Zengin K, Subklinik mastitisli koyunlarda MDA, AOPP düzeyleri ve katalaz aktivitesi, Y. Y. Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Biyokimya Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Van, 2011.Hayvancılık ekonomisinde büyük kayıplara neden olan subklinik mastitisin koyunlarda plazma malondialdehit (MDA), ileri oksidasyon protein ürünleri (AOPP) düzeyleri ve katalaz (CAT) aktivitesi üzerine etkisini tespit etmek için yapılan bu çalışmada laktasyonun ilk döneminde olan toplam 30 Akkaraman koyun canlı materyal olarak kullanıldı. Sütlerinde mastitis indikatör kağıdı ve CMT ile mastitis teşhisi konulan 20 koyun subklinik mastitisli grubu, sağlıklı 10 koyun da kontrol grubunu oluşturdu. Koyunların kan plazmalarında MDA, AOPP düzeyleri ve CAT aktivitesi ölçüldü. Kontrol ve subklinik mastitisli koyunların plazma MDA, AOPP düzeyleri ve CAT aktiviteleri sırasıyla 4.58± 0.59 - 4.94±0.25 ?mol/L; 94.03±5.88 - 100.73±5.09 ?mol/L ve 380.70±79.96 - 644.61±59.84 kU/L olarak bulundu. Subklinik mastitisli koyunların plazma AOPP düzeylerinde çok az bir artış saptanırken, katalaz aktivitesinde istatistiksel öneme sahip yükselme tespit edildi (p<0.01). Sonuç olarak, bu değişimler ile mastitiste oksidatif stresin gözlendiği, hayvanların antioksidan kapasitesini yükseltmek için gebelik ve takiben laktasyon dönemlerinde, enjeksiyon halinde veya yem katkı maddesi olarak bazı antioksidan maddelerin verilmesinin, oksidatif stresi azatlatabilecek tedbirler olduğu, bu tedbirlerin de mastitisli hayvanların enfeksiyona karşı direncini pozitif yönde etkileyebileceği ifade edilebilir.Anahtar Sözcükler: AOPP, katalaz, MDA, koyun, subklinik mastitis.
Changes in Heart Type Fatty Acid Binding Protein (h-Fabp) and Certain Biochemical Parameters During Chronic Artery Diseases
(2023) Ercan,; Mert, Nihat; Kaya, Yüksel; Günbatar, Nizamettin; Mert, Handan
In this study, changes in heart-type fatty acid binding protein (H-FABP) and certain biochemical parameters during chronic artery diseases were investigated. Coronary artery disease (CAD) is one of the leading causes of death and morbidity in our country,which is also true for the world in general as well. CAD generally develops on the foundations of atherosclerosis. In this study, blood samples collected from patients who applied to Van Yüzüncü Yıl University Dursun Odabaş Medical Center Emergency Department and Cardiology Polyclinics with acute ischemic chest pain between January 2019 and June 2019 were evaluated. Patients were not given any drugs or other kinds of substances before sample collection. Of the patients who applied to the cardiology clinic, 24 patients with acute ischemic chest pain were diagnosed with chronic arteritis, 12 patients with cardiological problems were diagnosed with diabetes mellitus (DM), 12 patients with hypertension (HT) problems and heart complaints, and 12 healthy individuals (who were not diagnosed with diabetes, hypertension or CAD) were included as research materials. Certain markers like Troponin, CK, CK-MB, AST, ALT, LDL-Cholesterol, HDL-Cholesterol, LDH, Glucose, and Creatinine in the blood samples were biochemically determined using an autoanalyzer (Abbott ci16200),while H-FABP values were determined using ELISA method. LDL-cholesterol levels were highest in the CAD group, HDL-Cholesterol and LDH levels were high in the CAD+HT group, while CK, CK-MB, cTnI, AST, Glucose, creatinine, and H-FABP levels were found to be high in the DM+CADgroup. Meanwhile, cTnI values were increased in people with HT or DM in addition to CAD, but there was no statistical significance. LDL-cholesterol changes also did not vary significantly between the groups. Intergroup changes in other parameters examined showed the importance of CK and Glucose levels at p≤ 0.001, AST p≤ 0.002, LDH p≤ 0.003, CK-MB p≤ 0.004, HDL-Cholesterol p≤ 0.049, Creatinine p≤ 0.011, and H-FABP p≤ 0.050. In recent years, H-FABP has taken its place in the field of cardiology with increasing importance in the diagnosis of CAD and MI. The findings obtained in this study show that the H-FABP level was increased in all patients examined (except the test group), and we recommend its use as a critical and useful parameter in the field of cardiology.
Concentration of Products of Nitric Oxide Oxidation and Some Vitamins in Sheep With Naturally Acquired Babesiosis
(Tubitak Scientific & Technological Research Council Turkey, 2009) Mert, Handan; Yoeruek, Ibrahim; Deger, Yeter; Mert, Nihat; Dede, Semiha; Yur, Fatmaguel
The aim of the present study was to determine serum concentrations of the products of nitric oxide oxidation (nitrate and nitrite) and some vitamins (retinol acetate, alpha- and delta-tocopherol, and vitamin D 3) in sheep naturally infected with Babesia ovis. The investigation included 30 infected and 10 control sheep. Serum a- tocopherol levels were significantly lower (P < 0.05), and nitrate and nitrite concentrations were significantly higher (P < 0.05) in infected animals than in controls. It is thought that the elevated nitrate and nitrite levels of the sheep infected with babesiosis were due to the result of damage caused by Babesia. On the other hand, a significant decrease was observed in a- tocopherol levels in sheep with babesiosis because of damage and pathophysiological changes to erythrocytes.
Determination of Serum Lipid Profile and Lipoprotein Levels of Sheep With Naturally Acute Babesiosis
(2012) Şengül, Yüksel; Mert, Handan
Babesia ovis ile doğal enfekte olan koyunlarda kandaki lipit profilini ve lipoprotein düzeylerindeki değişimi saptamak için yapılan bu çalışmada Van ili Erciş ilçesinde yetiştirilen 3-5 yaşları arasındaki Morkaraman ırkı koyunlar materyal olarak kullanıldı. Paraziter ve klinik muayaneler sonucu sağlıklı 15 ve babesia teşhisi kondu 30 koyun kontrol ve hasta grubu olarak seçildi. Tüm hayvanlardan usulüne uygun olarak alman kan örneklerinde lipit profili ve lipoprotein düzeyleri incelendi. Serum örneklerinde trigliserit, total kolesterol, LDL ve HDL ölçümü enzimatik kolorimetrik yöntem kullanılarak Roche INTEGRA-800 cihazında çalışıldı. VLDL düzeyleri formülle hesaplandı. Serbest yağ asitleri, trigliserit, fosfolipit, kolesterol ve kolesterol esterlerinin % miktarları ince tabaka kromatografisi kullanılarak ölçüldü. Kontrol grubunda trigliserit, total kolesterol, VLDL, LDL, HDL düzeyleri sırasıyla 16.65±3.66, 65.41±3.96, 3.53±0.99, 18.41ill.99, 41.60i9.27 mg/dl olarak bulunurken, hasta gruptaki değerler yine sırasıyla 34.51il5.81, 57.12il7.65, 6.86i3.08, 14.42i8.48, 34.40Ü 1.49 mg/dl olarak saptandı. Trigliserit, VLDL ortalamaları arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak p<0.001, HDL de ise p<0.05 düzeyinde anlamlı bulundu. Lipit miktarlarının kromatografik olarak saptanması sonucunda kontrol grubunda serbest yağ asidi, trigliserit, fosfolipit, kolesterol, kolesterol esterleri yüzdeleri sırasıyla 1.93Ü.3, 8.16i2.17, 18.72i3.46, 15.36il.26, 55.67i3.92 hasta grupta bu değerler 2.29i2.12, 14.9U5.8, 16.65±2.41, 14.96i2.17, 51.16±5.5 olarak saptandı. Trigliseritte p<0.001, kolesterol esterleri değişimlerinde p<0.01, fosfolipitte ise p<0.05 düzeyinde istatiksel önem bulundu. Sonuç olarak, babesiosisli koyunlarda glikolizise bağlı olarak trigliseritlerin karaciğerde üretiminin artması, parazitin sebep olduğu eritrosit hücre harabiyeti ve karaciğer hasarına bağlı olarak hepatositler tarafından kolesterolün normal sentezinin sağlanamaması nedeniyle düştüğü, böylece yapısında kolesterol bulunan HDL, LDL gibi lipoproteinlerin yeterince sentezlenemediği, serum VLDL düzeyinin yükselmesinin trigliseritlerin ve VLDL kolesterolün karaciğerde yapımını stimüle eden yağ doku lipolizisi nedeniyle olabileceği kanatine varılmıştır. Babesialarm gelişmesi için lipitlere ihtiyaç duyduğu, koyun babesiosisinde lipid profilinin ve lipoprotein düzeylerinin hayvanlarda prognoz açısından önemli olduğu söylenebilinir.Anahtar sözcükler: Babesia ovis, HDL, kolesterol, LDL, trigliserit, VLDL
Diyabetli Ratlarda Üzüm Çekirdeği Ekstraktının Bazı Enzim ve Metabolitler Üzerine Etkisi
(2018) İrak, Kıvanç; Mert, Handan; Pala, Nihat Mert; Ayşin, Nesrullah
Üzüm çekirdeği ekstraktının diyabetli ratlarda kan glukozu, enzim aktiviteleri ve bazı biyokimyasal parametrelerdeki değişimlerin üzerine etkisi araştırılmıştır. Çalışmada 32 adet dişi Wistar cinsi Albino rat rastgele seçilerek eşit olarak 4 gruba ayrıldı. Kontrol grubunda (Grup I) intraperitoneal (i.p) yoldan 45 mg/kg tek doz serum fizyolojik enjekte edildi, diyabet grubunda (Grup II) ratlara 45 mg/kg tek doz streptozotosin (STZ) i.p. yoldan uygulandı, üzüm çekirdeği ekstraktı grubunda (Grup III) üzüm çekirdeği ekstraktı intragastrik tüp ile ağız yoluyla 20 gün boyunca her gün verildi (0.6 ml/rat), diyabet+üzüm çekirdeği ekstraktı grubunda (Grup IV) 45 mg/kg tek doz STZ i.p. yoldan uygulandı. 72 saat sonra açlık kan glukozu 250 mg/dL üzerinde olan ratlar diyabetli kabul edilip üzüm çekirdeği ekstraktı 20 gün boyunca verildi. Deneme sonunda ratların kalplerinden kan örnekleri alınıp elastaz, kollajenaz, glukoz, üre, total protein, kolesterol ve AOPP analizinde kullanıldı. Glukoz düzeyi diyabetlilerde 671 mg/dL iken diyabet+üzüm çekirdeği ekstraktı grubunda 335 mg/dL’ye düştü. Üre, total protein düzeyleri diyabet+üzüm çekirdeği ekstraktı gruplarında azaldı. Grupların glukoz, üre, kolesterol, total protein ve askorbik asit düzeyleri ortalamaları arasındaki fark önemli iken (p<0.001), AOPP değişiminde önemli fark saptanamadı. Kollajenaz (p<0.01) ve elastaz (p<0.05) aktivitelerinde diyabetli grupta kontrole göre hafif düzeyde yükseliş gözlendi. Üzüm çekirdeği ekstraktının glukoz düzeylerini azalttığını, üre artışını engelleyerek böbrek fonksiyonlarını düzenlediğini, olası bir nefropatiyi bertaraf edebileceğini, diyabetteki albuminüri ve farklı yollarla oluşan protein kayıplarını tolere ettiğini, kolesterol değişiminin olduğunu ve vitamin C düzeylerini artırdığını, kollajenaz ve elastaz aktivitelerini minimal düzeyde etkilediğini söylemek mümkündür.
The Effect of Cinnamaldehyde on The Activity of Glucose-6 Dehydrogenase, Some Biochemical and Hematological Parameters in Diabetic Rats
(Wiley, 2017) Celik, Remzi; Mert, Handan; Comba, Bahat; Mert, Nihat
The Effect of Emodin on Gentamicin-Induced Nephrotoxicity in Rats
(2023) Başdinç, Oktay; Mert, Handan
Gentamisin, şiddetli enfeksiyonların tedavisinde kullanılan bir aminoglikozid antibiyotiktir ve klinik kullanımı nefrotoksisitesi nedeniyle sınırlıdır. Yapılan çalışmalar serbest radikallerin gentamisin nefrotoksisitesinin önemli aracıları olduğunu göstermektedir. Bu nedenle bu çalışmanın amacı, antioksidan ve anti-inflamatuar özellikleri bulunan ve doğal bir antrakinon polifenol olan emodinin gentamisin kaynaklı nefrotoksisite üzerindeki olası koruyucu etkisini araştırmak olacaktır. Bu amaçla 40 adet rat kullanıldı ve ratlar rastgele her biri 10 rattan oluşan 4 gruba ayrıldı: Kontrol grubu (fizyolojik tuzlu su 8 gün süreyle (i.p) verildi), Emodin grubu (emodin hayvanlara 10 mg/kg/gün dozunda oral olarak 8 gün süreyle verildi), Gentamisin grubu (gentamisin 80 mg/kg/gün/i.p olarak 8 gün verildi), Gentamisin+Emodin grubu (gentamisin 80 mg/kg/gün/i.p ve 10 mg/kg/gün dozunda emodin oral olarak 8 gün süreyle birlikte verildi). 8 günlük deneme süresinden 24 saat sonra tüm gruplardaki hayvanların kan örnekleri ve böbrek dokuları alındı. Ratların serumunda üre, kreatinin, ürik asit, Na, K, Cl düzeyleri otoanalizörde, böbrek dokusunda ise MDA, GSH, AOPP, TNF-α ve IL-6 seviyeleri ise ELISA'da yapıldı. Ayrıca böbrek dokuları histopatolojik açıdan incelendi. GM grubunun histopatolojik incelemesi sonucu tubulus epitellerinde şiddetli düzeyde dejenerasyon ve nekroz, bowman kapsülünde dilatasyon, glomeruluslarda atrofi, tubuluslarda dilatasyon, glomeruler ve interstisyel damarlarda hiperemi belirlendi. GM+Emodin grubunda ise tubulus epitellerinde hafif düzeyde dejenerasyon ve damarlarda hafif düzeyde hiperemi görüldü, tubuluslarda nekroz ve glomeruluslarda atrofi hiç gözlenmedi. Biyokimyasal analizler sonucu GM+Emodin grubunda GM grubuna göre üre (p<0.001), kreatinin (p<0.001), ürik asit (p<0.001) ve MDA (p<0.001) seviyeleri düşerken, K seviyesinin (p<0.05) istatistiksel olarak yükseldiği görüldü. Sonuç olarak; emodinin lipit peroksidasyonunu engelleyerek GM kaynaklı nefrotoksisiteye karşı belirgin bir nefroprotektif etkiye sahip olduğu söylenebilir.
The Effect of Evening Primrose (Oenothera Biennis) on the Some Biochemical Parameters in Rats With Gentamicin Induced Nephrotoxicity
(2021) Mert, Nihat; Mert, Handan; İrak, Kıvanç; Medineli, Murat
In this study, it was aimed to investigate the effect of evening primrose oil (EPO) on somebiochemical parameters on nephrotoxicity induced by gentamicin (GM) in rats. The rats used in thestudy were randomly divided into 4 groups each consisting of 8 rats. The control group, EPO group,GM group and GM+ EPO group. The blood samples were taken 24 hours after the 8-day trial andkidneys were removed and saved for histopathological and PGE2 analysis. The serum creatinine,BUN, calcitriol, Ca, Na, Cl, K and P analyzes were performed via autoanalyser. PGE2 analysis wasperformed in kidney tissue via ELISA. Histopathological examination of the kidney tissues wasperformed. The levels of creatinine, BUN and Cl were significantly decreased and PGE2 and Caincreased in GM + EPO compared to GM group. The changes in the biochemical parametersexamined and the histopathological findings obtained, it can be said that the EPO weakens thenephrotoxic damage caused by GM and has the protective effects on the kidney.
The Effect of Evening Primrose Oil (Oenothera Biennis) on the Level of Adiponectin and Some Biochemical Parameters in Rats With Fructose Induced Metabolic Syndrome
(Taylor & Francis Ltd, 2022) Mert, Handan; Irak, Kivanc; Cibuk, Salih; Yildirim, Serkan; Mert, Nihat
The effect of evening primrose oil on adiponectin level and some biochemical parameters in model of fructose-induced metabolic syndrome were investigated. The rats were divided into 4 groups: control, evening primrose oil, fructose, fructose + evening primrose oil. Body weight, daily feed and water consumptions and systolic blood pressures of animals were measured. At the end of trial, blood samples were taken, livers were excised and histopathological examination was performed. Glucose, uric acid, triglyceride, T.cholesterol, LDL, HDL, VLDL, ALT, AST, ALP, LDH, adiponectin, insulin, IL-6, TNF-alpha, TAC, and TOS levels were analysed. Some analysed parameters and systolic blood pressure of fructose + evening primrose oil group decreased significantly compared to fructose group and adiponectin, TAC, and HDL levels were significantly increased. As conclusion, evening primrose oil can be considered as antioxidant agent by reducing oxidative stress, increasing adiponectin levels and insulin sensitivity, anti-inflammatory properties, exhibiting anti-atherogenic effect by regulating dyslipidemia and systolic blood pressure.
The Effect of Evening Primrose Oil on Some Biochemical Parameters in Brain Tissue in a Model of Metabolic Syndrome Induced With Fructose in Rats
(2023) Günbatar, Nizamettin; Mert, Handan; Çıbuk, Salıh; Mis, Leyla; Mert, Nihat
Objective: Metabolic syndrome is a disease characterized by hypertension, dyslipidemia and insulin resistance, and constitutes an important risk factor for cardiovascular disorders. The effect of evening primrose oil (EPO) on insulin, adiponectin and resistin levels in brain tissue was investigated in a fructose- related metabolic syndrome model. Materials and Methods: The rats were divided into 4 groups as control, evening primrose oil (orally at a dose of 0.1 mLrat/day), fructose (20% fructose added), fructose+evening primrose oil for 57 days. At the end of the experiment, brain samples were taken and homogenized. Then, insulin, adiponectin and resistin in brain tissue levels were determined by ELISA. Results: Plasma insulin and resistin levels of the fructose group increased (p≤0.05) compared to the controls, on the contrary, adiponectin levels were significantly decreased (p≤0.05) in the fructose group. When EPO was given to rats given fructose, increased insulin and resistin levels decreased (2.54± 0.28a, 2.12±0.68a), (2.21±0.26b, 2.04±0.21a) while decreased adiponectin levels were increased (0.64±0.42c, 1.02±0.35b). Conclusion: It was observed that the impaired metabolic changes caused by fructose in the brain tissue were partially improved in the EPO-treated group as a result of the decrease in insulin, resistin and increase in adiponectin. Accordingly, since metabolic changes in the brains of rats fed with high fructose content may also occur in humans with fructose intake from various foods, the use of EPO in the medical setting may be recommended by clinicians to reduce the harmful effects on the brain.
Effect of Fig (ficus Carica) Seed Oil on Doxorubicin-Induced Cardiotoxicity in Rats.
(2025) Şan, Arafat; Mert, Handan
.Doksorubisin (DOX), yaygın olarak kullanılan anti-tümör ilaçlardan biridir ve yan etkileri arasında kardiyotoksisite yer almaktadır. Bu çalışmanın amacı; antioksidan ve antiinflatuar özelliklerinin olduğu bildirilen incir çekirdeği yağının (İÇY) ratlarda DOX ile oluşturulan kardiyotoksisitede olası koruyucu etkilerini incelemektir. Bu amaçla 32 adet rat kullanıldı ve ratlar rastgele her biri 8 rattan oluşan 4 gruba ayrıldı: Kontrol grubu, İÇY grubu, DOX grubu, İÇY+DOX grubu.14 gün olan deneme sonunda kan örnekleri alındı, kalp histopatolojik değerlendirme için çıkarıldı. Ratların serumunda CK-MB, AST, LDH aktiviteleri ile trigliserit, total kolesterol ve HDL düzeyleri otoanalizörde, MDA, AOPP, GSH, TNF- alfa ve IL-6 analizleri ise uygun rat kitleri kullanılarak ELISA'da yapıldı. LDL seviyeleri formülle hesaplandı. Ayrıca kalp dokusu histopatolojik olarak incelendi. DOX grubundaki ratlara ait kalp dokularının histopatolojik incelenmesinde, kardiyak miyositlerde şiddetli düzeyde hyalin dejenerasyonu, nekroz, interstisyel aralıklarda ödem ve interstisyel damarlarda şiddetli düzeyde hiperemi belirlendi. İÇY+DOX grubunda ise kardiyak miyositlerde hafif düzeyde dejenerasyon ve damarlarda hiperemi saptanırken, nekroz hiç görülmedi. Biyokimyasal analizler sonucu İÇY+DOX grubunda DOX grubuna göre CK-MB (p<0.0001), LDH (p<0.01), AST (p<0.01), trigliserit (p<0.05), total kolesterol (p<0.01), LDL (p<0.01), MDA (p<0.001), AOPP (p<0.001), TNF-α (p<0.0001) seviyeleri düşerken, HDL (p<0.01) ve GSH (p<0.0001) düzeylerinin istatistiksel olarak yükseldiği görüldü. Sonuç olarak; İÇY kullanımı, yükselen kardiyak enzimleri düşürdü, bozulan lipit profilini düzenledi, artan oksidatif stresi ve inflamasyonu azalttı. Dolayısıyla, antioksidan, anti-inflamatuar ve antihiperlipidemik özellikleri nedeniyle İÇY'nın DOX kaynaklı kardiyotoksisitede potansiyel kardiyoprotektif etkilere sahip olduğu söylenebilir. Ancak İÇY'nın klinik uygulamalarda etkinliğini ve güvenliğini belirlemek için ek çalışmalara ihtiyaç vardır.
The Effect of Fucoidan on Changes of Some Biochemical Parameters in Nephrotoxicity Induced by Gentamicin in Rats
(Ankara Univ Press, 2018) Ataman, Nese; Mert, Handan; Yildirim, Serkan; Mert, Nihat
Fucoidan is a polysaccharide with high viscosity and mucilage, which contains significant proportion of sulphate ester group and L-fucose. It is present in intercellular spaces of brown algae. This study aimed to investigate the effect of fucoidan on some biochemical parameters and kidney tissues in nephrotoxicity induced by GM in rats. The rats used in the study were randomly divided into 4 groups. Each group had 7 rats as control, fucoidan, GM and GM+fucoidan. Blood samples were taken after 24 hours from the end of experiment which lasted eight days. Creatinine, BUN, uric acid, glucose, triglycerides, total cholesterol, VLDL, HDL, total bilirubin levels and ALT, AST, ALP, LDH, CK, amylase activities were assayed by an autoanalyser. The kidney tissues were examined histopathologically. In GM+fucoidan group, creatinine (p<0.001), BUN (p<0.001), uric acid (p<0.05), triglycerides (p<0.05), VLDL (p<0.05), AST (p<0.001), ALP (p<0.05), LDH (p<0.001), CK (p<0.01) levels statistically decreased, however HDL (p<0.05) level increased when compared to GM group. As conclusion, it can be said that administering fucoidan during GM toxicity decreases the nephrotoxicity damage. Considering biochemical parameters and histopathological findings, fucoidan can be suggested as a protective agent for kidneys in nephrotoxicity induced rats.
The Effect of Fucoidan on the Changes of Some Biochemical Parameters and Protein Electrophoresis in Hepatotoxicity Induced by Carbontetrachloride in Rats
(Agricultural Research Communication Centre, 2018) Aysin, Nesrullah; Mert, Handan; Mert, Nihat; Irak, Kivanc
Fucoidan is a sulfate polysaccharide extracted from brown algae. Fucoidan has various pharmacological properties, such as anti-tumor, anti-mutagenic, anti-inflammatory, antiviral, antioxidant, anti-fibrogenic activity and anti-complementary activities Objective: This study was aimed to explore the effect of fucoidan on biochemical parameters (ALT, AST, GGT, total protein, albumin, globulin) and protein fractions in hepatotoxicity induced by CCl4 in rats. Materials and Methods: The rats used in the study were randomly divided into four groups of 8 rats each: Control group, fucoidan group, fucoidan+CCl4 group and CCl4 group. After 24 hours from the process of an eight-day experiment, blood samples were taken. The analysis of ALT, AST, GGT activities and total protein, albumin, globulin levels were done by an autoanalyser and serum protein fractions (albumin, alpha 1- globulin, alpha 2-globulin beta- globulin, gamma- globulin and A/G ratio) were electrophoretically determined. Results: In the group of fucoidan+CCl4, it was determined that the levels of AST (p<0.001), GGT (p<0.001), total protein (p<0.01), globulin (p<0.01), beta-globulin % (p<0.01), gamma-globulin % (p<0.001) statistically decreased compared to CCl4 group. Conclusion: It can be said that fucoidan has the property of hepatoprotectant by looking to some biochemical parameters and changes in protein fractions that examined in hepatotoxicity induced by CCl4.
The Effect of Fucoidan on The Gentamicin Induced Nephrotoxicity in Rats
(Parlar Scientific Publications (p S P), 2018) Yilmaz, Mesut; Mert, Handan; Irak, Kivanc; Erten, Remzi; Mert, Nihat
Possible preventive or therapuetic effects of fuciodan, which has antioxidant properties and was administered together with gentamicin (GM) made up nephrotoxicity through giving GM to the rats, have been searched. The rats used in this study were randomly grouped in three: control, GM (80 mg/kg/day/i.p GM was administered for 8 days), GM+fucoidan (80 mg/kg/day/i.p GM for 8 days + fucoidan 100 mg/kg/day/ for 8 days were administered with intra-gastric gavage) groups. Blood and tissue samples were taken 24 hours after the 8 days trial period. Besides determining plasma creatinine, BUN, sodium, potassium, chloride levels in auto-analyser, whole blood glutathione, plasma MDA and AOPP levels were analyzed spectrophotometrically. The highest plasma creatinine, BUN, potassium, AOPP and MDA levels were found in the GM group. It was determined that while the levels of creatinin (p<0.01), BUN (p<0.05), potassium (p<0.05), AOPP (p<0.01), MDA (p<0.01) in GM+fucoidan group were decreasing with regard to those in GM group, chloride levels were rising (p<0.05). The study revealed the nephroprotective effect of fucoidan. These findings suggest that fucoidan administration together with GM may attenuate renal dysfunction and structural damage through the reduction of oxidative stress in the kidney.