Browsing by Author "Ozkan, Aysegul Taylan"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Article The Clinical Characteristics of Fascioliasis in Pediatric Patients(Turkish Pediatrics Assoc, 2020) Bayhan, Gulsum Iclal; Ozkan, Aysegul Taylan; Beyhan, Yunus EmreFascioliasis is a trematode flatworm infection caused by Fasciola hepatica and F. gigantica. Fasciola hepatica is mesoendemic in Turkey. Six cases of pediatric fascioliasis are presented here. All patients had histories of consumption of various raw vegetables. Four of our patients were at the hepatic phase, and two were at the biliary phase. Except for one patient, all patients had eosinophilia. In three patients, total IgE levels were markedly increased. In these patients, there was an eosinophilic leukomoid reaction accompanied by a high total IgE level. Except for one of our patients, all patients had positive indirect hemagglutination tests. This patient was diagnosed as having fascioliasis with a compatible clinical picture. Except one, all of our patients were completely treated with a single-treatment regimen of triclabendazole; one patient needed re-administration. Only in patient 1, liver enzymes increased after triclabendazole administration because he had taken the medication for longer than prescribed by mistake. The elevation of liver enzymes was not observed in the other patients who received the correct dose. All patients recovered completely with triclabendazole treatment. The patients' dietary habits, eosinophilia, and markedly elevated IgE levels may be significant predictors for physicians to suspect fascioliasis.Article Parazitlerden Kaynaklanan Salgınlar: Dünyadan ve Türkiye’den Örnekler(2023) Ozkan, Aysegul Taylan; Ruh, EmrahParazitlere bağlı gelişen salgınlar dünyanın çeşitli bölgelerinde ve farklı dönemlerde görülebilmektedir. Bu salgınlar su ve gıda kaynaklı olabileceği gibi, insandan insana veya vektör aracılığıyla bulaş sonucunda da ortaya çıkabilmektedir. Dünyada 2010-2014 yılları arasında ortaya çıkan su kaynaklı salgınlarda, en fazla kişiyi etkileyen patojenler arasında Cryptosporidium spp. ve Giardia intestinalis bulunmaktadır. Hem Cryptosporidium hem de Giardia türlerinin klora dirençli olması bu parazitlerin su kaynaklı salgınlarda yay- gın olarak saptanmalarına yol açmaktadır. Bu iki protozoon bağışıklığı sağlam kişilerde kendini sınırlayan sulu ishallere yol açmakta, ancak belirli durumlarda kronik hastalık da oluşturabilmektedir. Bunun yanı sıra, Cyclospora spp., Cryptosporidium spp., Giardia intestinalis, Trichinella spp. ve Toxoplasma gondii gibi parazitler gıda kaynaklı salgınlara sebep olabilmektedir. Türkiye’de de bildiriminin ihmal edilmesiyle birlik- te bu parazitlere bağlı salgınlar ortaya çıkmıştır. İnsandan insana bulaşan bazı parazitler de belli dönemler- de halk sağlığı açısından tehdit oluşturabilmektedir. Bu tür parazitlere verilebilecek en yaygın örnek olan baş biti, belli dönemlerde salgınlara yol açabilmektedir. İnsan kaynaklı paraziter salgınlar için verilebilecek diğer bir örnek uyuz hastalığıdır. Özellikle Koronavirüs hastalığı-2019 [Coronavirus disease-2019 (CO- VID-19)] pandemisi nedeniyle dünyada ve Türkiye’de uyuz görülme sıklığında artış görülmüştür. Pande- minin ilk döneminde sokağa çıkma konusunda getirilen kısıtlamalar nedeniyle aile bireylerinin evde vakit geçirmelerinin uyuz oranlarındaki artışa yol açmış olabileceği düşünülmüştür. Öte yandan, 2020 yılında 2019’a kıyasla COVID-19 nedeniyle hizmetlerin aksamasının bir sonucu olarak, vektörle bulaşan sıtma hastalığı sayısında ve bu hastalığın neden olduğu ölümlerde dünya çapında artış görülmüştür. Günümüz- de Türkiye’de sadece importe sıtma olguları saptanmasına rağmen, sıtma vektörlerinin varlığı nedeniyle her an bir salgın oluşma potansiyeli bulunmaktadır. Mardin’de 2012 yılında endemik bir bölgeden ül- keye giriş yapan bir kamyon şoförü nedeniyle, yurt dışı kaynaklı sıtma olgusu ile ortaya çıkan bir salgın görülmüştür. Türkiye’de misafir edilen göçmenler göç sırasında veya içinde bulundukları yaşam koşulları nedeniyle bazı enfeksiyon hastalıkları açısından risk oluşturmaktadır. Akdeniz bölgesinde önemini koru- yan leyşmanyazis de diğer bir vektörel hastalık olup, Türkiye’de özellikle göçmenlerin misafir edildikleri bölgelerde saptanabilmektedir. Son zamanlarda artan tahtakurusu enfestasyonları da sağlık hizmet sunu- munu yakından etkilemektedir. Parazitlere bağlı olası salgınların önlenmesi için, riskli bölgelerde düzenli denetimlerin yapılması, ayrıca hijyen koşullarının ve sağlık hizmetlerinin devamlılığının sağlanması önem arz etmektedir. Bir salgın durumunda iş birliği yapılarak sağlık otoriteleri, akademisyenler ve ilgili birim- ler birlikte hareket etmeli, hastalar ve temaslılar hızlıca belirlenip gerekli önlemler uygulanmalı, toplum bilgilendirmeli ve salgın kısa sürede kontrol altına alınmalıdır. Bu derleme yazıda parazitlere bağlı ortaya çıkan salgınlar su, gıda, insan ve vektör/eklem bacaklı kaynaklı olmak üzere dört başlıkta incelenmiş ve bu salgınlar için dünyadan ve Türkiye’den örnekler verilmiştir.Article Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ulusal Parazitoloji Referans Laboratuvarı'na 2009-2013 Yılları Arasında Başvuran Kistik Ekinokokkozis Şüpheli Hastaların Değerlendirilmesi(2015) Babür, Cahit; Beyhan, Yunus Emre; Ozkan, Aysegul Taylan; Mungan, MesutAmaç: Echinococcus granulosus'un larva formunun neden olduğu kistik ekinokokkozis (KE) ülkemizde yaygın görülen önemli bir halk sağlığı problemidir. Bu çalışmada Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ulusal Parazitoloji Referans Laboratuvarları'na gönderilen KE şüpheli hasta serum örneklerinde, anti-E. granulosus antikorlarının araştırılması amaçlanmıştır.Yöntemler: Çalışmada, 1 Ocak 2009-31 Aralık 2013 tarihleri arasında farklı hastanelerden laboratuvarımıza gönderilen 2921 hastaya ait serum örnekleri Enzyme-Linked Immunosorbent Assay (ELISA), İndirek Hemaglutinasyon Testi (IHA) ve Western Blot (WB) yöntemlerinden en az biriyle değerlendirilmiştir.Bulgular: İncelenen 2921 örneğinin 439'u (%15,03) en az bir yöntemle seropozitif olarak tespit edilmiştir. Cinsiyete göre sonuçlar incelendiğinde, 1177 erkeğin 153'ü (%13), 1744 kadının ise 286'sı (%16,4) pozitif bulunmuştur. Sonuçların yıllara göre dağılımına bakıldığında, en fazla pozitiflik oranının %25 ile 2009 yılında olduğu ve giderek azalma eğiliminde olduğu görülmüştür. ELISA ve IHA sonuçları arasında %91,4; WB ile diğer test sonuçları arasında da %89,7 oranında uyum olduğu tespit edilmiştir.Sonuç: KE Ankara ve çevresinde giderek azalsa da hala önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Hastalığın yaygınlığının azaltılması için gerekli korunma ve kontrol önlemlerinin alınması gerekmektedir. Ayrıca hastalığın teşhisinde iki testin (ELISA/IHA) birlikte çalışılması ve pozitifliklerin WB ile doğrulanması ile daha güvenilir sonuçlar elde edilebilecektirArticle Van İli Köpeklerinde Sabin-feldman Boya Testi ile Toxoplasma Gondii'nin Seroprevalansı(2007) Ozkan, Aysegul Taylan; Babür, Cahit; Kılıç, Selçuk; Altuğ, Nuri; Göz, YaşarBu çalısmada Van ili köpeklerinde Toxoplasma gondii’nin seroprevalansının Sabin- Feldman Boya Testi ile belirlenmesi amaçlandı. Bu amaçla, 32’si erkek, 37’si disi olmak üzere toplam 69 köpekten kan örnekleri alındı. Bu kanlardan elde edilen serumlar toxoplasmosis yönünden Sabin- Feldman Boya Testi ile incelendi. nceleme sonucunda 69 köpegin 40’ında (% 57.9) anti-Toxoplasma gondii antikorları saptandı. Sahipli köpeklerin 14’ünün (% 40.0), sokak köpeklerinin ise 26’sının (%76.4) Toxoplasma gondii yönünden seropozitif oldugu saptandı. Ayrıca, sokak köpeklerinde enfeksiyon oranının sahipli köpeklere göre daha yüksek (P<0.05) oldugu belirlendi. Seropozitiflik oranları yasa göre degerlendirildiginde; Toxoplasma gondii seroprevalansının ilerleyen yasla arttıgı (P<0.05) belirlendi. Cinsiyet açısından ise enfeksiyon oranlarında istatistiksel bir farklılık saptanmadı. Sonuç olarak, Van yöresinde toxoplasmosis’in hayvan ve insan sagılıgı için önemli riskler olusturdugu, bu nedenle yörede gerekli koruyucu önlemlerin alınması gerektigi kanısına varıldı.