Browsing by Author "Pirinççi, Necip"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
specialization-in-medicine.listelement.badge Adenosine Deaminase, Catalase and Carbonic Anhydrase Enzyme Activities in Patients With Kidney Cancer(2013) Kaya, Tacettin Yekta; Pirinççi, NecipAmaç: Böbrek kanserli hastalarda adenozin deaminaz, katalaz ve karbonik anhidraz enzimlerinin serumdan analizi ile böbrek tümörlerinin tanısında belirteç olabileceği ve böbrek tümörlerinin erken tanısında yol gösterebileceğine dikkatleri çekmek. Yöntem ve Gereç: Bu çalışmada renal hücreli karsinom (RHK) nedeniyle 2012 ve 2013 tarihlerinde kliniğimizde cerrahi girişim yapılan 33 hastanın ve başka herhangi bir hastalığı olmayan kontrol grubundan 31 kişiden alınan kan örneklerinin serumu ayrıştırılıp -20 derecede saklanmıştır. Takiben bu serum örneklerinden; adenozin deaminaz Giusti spektrofotometrik yöntemiyle, katalaz H2O2 substratı kullanılarak, karbonik anhidraz ise C02 hidrasyonu ile tespit edilmiş ve verileri incelenmiştir. Bulgular: Kontrol grubunda eritrosit katalaz aktivite düzeyleri ortalama 25,4881 U / L (n:31) olarak bulunurken, kanserli hastalarda eritrosit katalaz aktivite düzeyleri ortalama 11,4701 U / L (n:33) olarak saptanmıştır. Kanserli hastalarda eritrosit katalaz aktivite düzeyleri kontrollere oranla düşük çıkarak çalışmamızda aralarında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdi (p <0.001). Yine Kontrol grubunda eritrosit ADA(adenozin deaminaz) düzeyleri 7,165 U / L (n:31) olarak bulunurken, kanserli hastalarda eritrosit ADA düzeyleri 25,455 U / L (n:33) olarak saptanmıştır. Kanserli hastalarda eritrosit ADA düzeyleri kontrollere oranla yüksek çıkarak çalışmamızda aralarında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdi (p <0.001). Yine Kontrol grubunda eritrosit KAH(karbonik anhidraz) düzeyleri 0,1625 U / L (n:31) olarak bulunurken, kanserli hastalarda eritrosit KAH düzeyleri 0,8368 U / L (n:33) olarak saptanmıştır. Kanserli hastalarda eritrosit KAH düzeyleri kontrollere oranla yüksek çıkarak çalışmamızda aralarında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdi ( p <0.001) Sonuç: Çalıştığımız paremetrelerin BHK erken tanısında yol gösterici ve yardımcı testler olması yanında hastaların operasyon öncesi ve sonrası tedavilerinin planlanmasında ve takip protokolünün oluşturulmasında çok merkezli çalışmalara ihtiyaç olduğu düşüncesindeyiz.specialization-in-medicine.listelement.badge Clinical Value of Secondary Tur in Non Invasive Transitionel Cell Bladder Carcinoma(2010) Tanık, Serhat; Pirinççi, NecipRetrospektif çalışmamızda noninvaziv yüzeyel transizyonel hücreli mesane kanserlerinde ilk rezeksiyondan 4 ila 6 hafta sonra yapılan ikincil rezeksiyonun klinik etkinliği değerlendirildi.Ağustos 2003 ile nisan 2010 tarihleri arasında kliniğimizde mesane tümörü tanısı olan ve ilk TUR `dan sonra 4 ila 6 hafta arasında Re TURT'yi kabul eden ve Re TURT uygulanan 55 hastanın verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışmamıza küçük tek odaklı, düşük grade'li papiller tümörü olan vakalar alınmadı.55 olgunun %38'inde rezidüel tümör saptandı. İlk rezeksiyonla ikinci rezeksiyon arasında histopatolojik fark tespit edilen olgular: TA G3 iken TA G1 elde edilen iki olgu T1 G1 iken TA G1 olan altı olgu T1G3 iken T2 G3 bir olgu T1 G3 iken T2 G1 bir olgu saptanmış sonuçlarımıza göre %3.6 ileri evrlendirme ve %10.8'de daha düşük evrelendirme tespit edilmiştir.Re TURT'de rezidüel tümör tespit edilen ve edilmeyen olgular tümör çapı ve tümör odak sayısı bakımından karşılaştırıldığında ise Re TURT'de rezidüel tümör tespit edilen ve edilmeyen olguların sırası ile tümör çapları ortalama 56.6 mm ve 36.9 mm olarak bulundu. Re TURT'de rezidüel tümör tespit edilen ve edilmeyen olguların ortalama mesane tümör odak sayısı sırası ile 2.82 ile 1.82 bulundu . Rezidüel tümör tespit edilen olgularda edilmeyenlere oranla gerek tümör çapı gerekse tümör odak sayısı açısından anlamlı fark görüldü.Sonuç olarak noninvaziv mesane kanserlerinin ilk transüretral rezeksiyonundan sonra uygulanan Re TURT'de anlamlı oranda olguda rezidüel tümör bulundu. Tümör çapları ve tümör sayısının yüksek olmasının rezidüel tümör açısından dikkat edilmesi gereken bir konu olduğu izlendi.Non-invaziv mesane kanserli hastalarda klinik evrenin daha iyi değerlendirilmesini ve rezidüel tümör aranmasını sağladığından ikinci transüretral rezeksiyon çok faydalı olabilir.Article Renal Anjiomyolipomdan Dolayı Massif Retroperitoneal Kanama: Bir Olgu Sunumu(2015) Canbey, Özcan; Ergün, Müslüm; Taken, Kerem; Kaba, Mehmet; Pirinççi, NecipAnjiomyolipomlar matür yağ dokusu, düz kas demetleri ve kan damarlarının değişen oranda meydana gelen benign mezenkimal tümörlerdir. Anjiomyolipomlar asemptomatik olabilmekle beraber bazen hematüri, palpabl kitle, ağrı şikayeti ile de ortaya çıkabilmektedir. 4 cm ve üzeri tümörler, spontan kanama riski taşırlar, massif kanama yaparak mortaliteye sebep olabilirler. Renal anjiomiyolipomlarda tümör boyutuna bağlı olarak tedavi çoğunlukla konservatif olmakla birlikte tekrarlayan kanama atakları veya masif kanama varlığında cerrahi rezeksiyon uygulanır. Biz kanamadan dolayı nefrektomiye giden 9 cm lik renal anjiomyolipom olgusunu sunduk. Büyüme paternlerinden dolayı anjiomyolipomların yakın takip edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.