Browsing by Author "Söğüt, Bünyamin"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Article Bıldırcınlarda (Coturnix Coturnix Japonica) Anaç Yaşının ve Yumurtlama Zamanının Yumurta Özellikleri Üzerine Etkisi: 2. Yumurta İç Kalite Özellikleri Üzerine Etkisi(2009) Sarı, Mustafa; Söğüt, BünyaminAnaç yaşının ve yumurtlama zamanının yumurta iç kalite özellikleri üzerine etkisini belirlemek üzere yapılan bu denemede, araştırma materyali yumurtalar 9, 11, 13, 15, 17, 19, 21 ve 23 haftalık yaşlarda olmak üzere 8 farklı yaş dönemindeki bıldırcınlardan saat 07:00-19:00 arasında iki saat ara ile toplanmıştır. Anaç yaşına ve yumurtlama zamanına bağlı olarak her iki genotipte yumurta iç kalite özelliklerinden ak indeksi, sarı indeksi ve haugh birimi incelenmiştir. İki genotipte de artan yaşla haugh birimi ve ak indeksinde doğrusal olmayan bir değişim gözlenmiştir. Deneme başlangıcı 9. hafta ile deneme sonu olan 23. hafta karşılaştırıldığında, haugh biriminde azalma, ak ve sarı indeksinde ise yükselme görülmüştür. Yumurtlama zamanına bağlı olarak yumurta iç kalite özeliklerindeki değişim Genotip 1 de önemsiz iken Genotip 2’de önemli bulunmuştur. Genotip 1’de yumurta ağırlığı ile yumurta iç kalite özelliklerinden sadece sarı indeksi arasında negatif (r=-0.148, p<0.05) ve önemli bir korelasyon gözlenirken Genotip 2’de yumurta ağırlığı ile ak indeks, sarı indeks ve haugh birimi arasında sırasıyla r= -0.204, r= -0.181 ve r= -0.164 önemli (p<0.01) bir korelasyon gözlenmiştir. Diğer taraftan Genotip 1’de özgül ağırlık ile yumurta iç kalite özellikleri arasındaki korelasyon istatistiki olarak önemli iken Genotip 2’de önemsiz bulunmuştur. Yumurtlama zamanına bağlı olarak Genotip1 de sarı ve ak indeksi ve haugh birimindeki değişim istatistiki olarak önemsiz iken Genotip 2 önemli olmuştur. Her iki genotipte günün 13.00-19:00 saatleri arası yumurtlamanın yoğun olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak, yumurta iç kalite özellikleri yumurtlama zamanı ve anaç yaşına bağlı olarak doğrusal bir değişim izlemediği ve ırklar arasında gözlenen farklar ise Genotip 2’ nin seleksiyona tabi tutulmuş olmasından kaynaklanabileceği söylenebilir.Research Project Bir Demir Kaynağı Olarak Sahra Çölü Tozunun Kanatlı Hayvan Verim Özellikleri Üzerine Etkisi(2001) Demirel, Murat; Saydam, A. Cemal; Celik, Ismail; Söğüt, BünyaminBu çalışmada, Sahra Çölü Tozu' nun kanatlı verim özelliklerine etkisini belirlemek amacıyla bıldırcın kullanılmıştır. Litresinde 120 g Sahra Çölü Tozu bulunan su ışık muamelesinden sonra püskürtme ve içirme şeklinde uygulanmıştır. Muamele uygulaması hayvanların ne kan demir seviyelerine ne de büyüme- gelişme ve karkas özellikleri üzerine olumlu etki etmediği gözlenmiştir. Kan demir seviyesi ile karkas randımanı arasında negatif ve önemli (r = -0,5772; P<0,01), ciğer ağırlığı arasında ise pozitif ve önemli ( r = 0,4642; P<0,05) ilişki saptanmıştır. Diğer taraftan, ansature demir bağlama kapasitesi ile karkas randımanı arasında pozitif ve önemli (r = 0,6011; P<0,01), ansature demir bağlama kapasitesi ile ciğer ağırlığı arasında negatif ve önemli derecede ilişki gözlenmiştir (r = -0,504; P<0,01)Master Thesis Current Status of Poultry Breeding After Avian Influenza in Muradiye, Çaldiran, Erciş and Doğubeyazit Disrticts(2009) Güleşce, Melike; Söğüt, BünyaminBu çalışma, Kuş gribinin Doğu Anadolu'da görülmesinin ardından Doğubeyazıt, Çaldıran, Muradiye, Erciş ve Van Merkezinde insanların kanatlı hayvan yetiştiriciliğinin mevcut durumu ve bu hastalıktan nasıl etkilendiğine dair bilgiler elde edilmesi amacıyla yapılmıştır. Bu araştırma, her ilçede şansa bağlı olarak seçilen 10 köy, her köyde ve Van merkezinde 10 çiftçi olmak üzere toplam 410 kişi üzerinde yapılmıştır.Çiftçilere kuş gribinden önce ve sonra kanatlı hayvanların varlığı, kanatlı hayvan et-yumurta tüketim alışkanlıkları ve kuş gribinin insanlar üzerindeki etkisini belirlemek amacıyla toplam 35 soru yöneltilmiştir. Elde edilen veriler SPSS istatistik paket programında değerlendirilmiştir. Kuş gribi görülmesi söz konusu araştırmanın yapıldığı bölgede hayvan sayısında, yumurta ve et tüketiminde azalmaya neden olmuş, ancak bu olumsuz etki kısa sürede giderilmiştir. Kırsal kesimde yaşayan insanlar gerek kırmızı etin pahalı olması yanında geleneksel kanatlı yetiştiriciliğinin ucuz olmasından ve gerekse ekonomik olarak gelir seviyelerinin düşük olmasından dolayı ucuz bir hayvansal protein kaynağı bu hayvanları yetiştirmenin zorunlu olduğu kanaatini taşıdıkları bu araştırmanın sonuçlarına dayanılarak söylenebilir.Anahtar Kelimeler: Kuş Gribi, Kanatlı hayvanMaster Thesis Effects of Transient Treatment With 6-N-Propyl-2-Thyouracil (PTU) on Some Reproduction and Growth Trait of Turkeys(2004) Babacanoğlu, Elif; Söğüt, BünyaminBu çalışma, PTU (piropiltiourasil)'in hindi rasyonlarına eklenmesi sonucu, hindilerde büyüme-gelişme ve bazı üreme özellikleri üzerine etkilerini araştırmak amacı ile yapılmıştır. Bu amaca ulaşmak için 1 günlük yaşta toplam 105 adet hindi palazı şansa bağlı olarak 7 gruba dağıtılmıştır. Denemede I. grubu rasyon içerisinde %0.1 PTU 4-8 hafta (hft), 2. grubu içerisinde %0.5 PTU 4-8 hft, 3. grubu içerisinde %0. 1 PTU 4-16 hft, 4. grubu içerisinde %0.1 PTU 8-12 hft, 5. grubu içerisinde %0.1 PTU 12- 16 hft, 6. grubu içerisinde %0.5 PTU 12-16 hft ve içerisinde PTU bulunmayan 1 kontrol grubu oluşturmuştur. Rasyona PTU eklenmesi 4-16 haftalar arasında olmuştur. 16-26 haftalar arasında PTU muamelesine son verilerek normal yetiştirme şartlan altında hindiler barındırılmıştır. 26. hafta sonunda her muamele grubundan 4 hayvan şansa bağlı olarak seçilip kesilmiştir. Kesim sonunda hayvanların testisleri çıkarılarak testis ağırlığı, hacmi, ve çaplarının yanı sıra günlük sperm üretim etkinliği de belirlenmiştir. Muamele süresince farklı dönemlerde hayvanlardan kan örnekleri alınıp, serum tiroid hormon düzeyleri belirlenmiştir. Kontrol grubu 8 12 %0.1, 12-16 %0.1, 12-16 %0.5 muamele grupları hariç diğer muamele gruplarına göre her yaşta daha fazla cardı ağırlık artışına sahip olmuştur. Testis ağırlıkları 4-8 hft %0.5 ve 12-16 hft %0.1 muamele gruplarında en büyük artışlar ile sonuçlanmıştır. Testis ağırlıkları bakımından muamele grupları arasında fark önemli bulunmuştur. PTU etkisi ile 12-16 hft %0.1 muamele grubu kontrol ve diğer muamele gruplarına göre testis hacmi bakımından daha fazla artış göstermiştir. Günlük sperm üretim etkinliği 12-16 hft % 0.5 muamele grubunda en büyük artış göstererek 1.835±0.26 xlO'/g bulunmuştur. Tiroid hormon düzeylerine baktığımızda, serum T3 konsantrasyonu PTU etkisi ile azalırken, serum TSH ve testesteron düzeyleri artmıştır. Sonuç olarak; Hindi rasyonlarına %0.1 ve %0.5 düzeyinde PTU doz uygulamalan ile oluşturulan geçici hipotiroidizm 4-8 ve 12-16 haftalık yaşlarda bazı üreme özellikleri üzerine olumlu yönden etki sağlarken büyüme-gelişme üzerine olumsuz etki edeceği kanısına varılmıştır.Anahtar kelimeler Propyltiourasil, Testis, Sperma, Hindi palazı, Günlük Sperm Üretimi.Other Köy ve Çiftlik Piliç Etinin Lezzet ve Besin Madde Bakımından Karşılaştırılması(2000) Aydın, Ahmet; Demirulus, Hüsrev; Söğüt, BünyaminBu araştırma, köy şartlarında yetiştirilen piliç eti ile çiftlik şartlarında yetiştirilen piliç etinin lezzet ve besin madde içeriği bakımından karşılaştırılması amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla köyden 8, çiftlikten 8 adet olmak üzere toplam 16 piliç eti üzerinde inceleme yapılmıştır. Elde edilen veriler khi-kare metoduyla analiz edilmiş, ortalamalar arasındaki farkın önemliliği ise F testine göre yapılmıştır. Araştırma sonucunda lezzet testine katılan kişiler köy pilicinin but etini sert bulurlarken, çiftlik pilicinin göğüs etini yumuşak ve lezzetli bulduklarını ifade etmişlerdir. Diğer taraftan but eti bakımından çiftlik tavuğu etinin protein ve yağ bakımından köy pilicinden daha iyi olduğu, buna karşılık köy tavuğunun but etinin kül oranının çiftlik pilicininkinden daha fazla olduğu gözlenmiştir. Göğüs eti bakımından ise yağ ve kuru madde bakımından çiftlik pilicinin daha iyi olduğu görülmüştür.Doctoral Thesis The Comparison of Growt Performance and Carcass Yields of Broiller Under Convencionel and Organic Condition(2009) İnci, Hakan; Söğüt, BünyaminOrganik ve konvansiyonel tarım prensiplerine göre yetiştirilen etlik piliçlerde büyüme-gelişme ve karkas özellikleri incelenmiştir. Denemede toplam 180 adet günlük etlik civciv 3 er tekerrürlü 6 ayrı deneme grubuna her tekerrürde 10 adet civciv olacak şekilde tesadüf parselleri deneme deseninde dağıtılmıştır. Altı deneme grubu konvansiyonel, kontrol, organik + mera, organik %80 + mera, organik %70 + mera, ve organik %50 + mera şeklinde düzenlenmiştir. Deneme süresince günlük yem tüketimleri ve haftalık canlı ağırlıklar saptanmıştır. Konvansiyonel grupta 6 haftalık, organik kontrol ve organik muamele gruplarında 10 haftalık dönem sonunda karkas ağırlıkları ve karkas parçalarına ait ağırlıklar yenilebilir iç organ ağırlıkları tespit edilmiştir.Konvansiyonel grubun 6. hafta sonunda ulaştığı ortalama canlı ağırlık değerleri erkeklerde 2501.8, dişilerde 2112.8 g ve erkek-dişi karışıklarda 2305.4 g olmuştur. Organik Kontrol, Organik + mera, Organik %80 + mera, Organik %70 + mera, ve Organik %50 + mera gruplarının 10 hafta sonunda ulaştıkları ortalama canlı ağırlıklar ise sırasıyla; 1935.4, 3028.6, 2656.6, 2876.7 ve 2789.6 g olarak saptanmıştır. Tamamen organik yem ile beslenen organik kontrol grubunun 10. hafta sonunda dahi konvansiyonel grubun 6. hafta sonundaki canlı ağırlık değerlerine ulaşamadığı görülmüştür. Organik + mera ve Organik %70 + mera grubunun 8. hafta canlı ağırlık değerlerinin Konvansiyonel grubun 6. hafta canlı ağırlık değerlerinden daha fazla olduğu görülmüştür.Sonuç olarak, tamamen kapalı şartlarda ve organik olarak üretilmiş yemlerle beslenen sistemlerin avantajlı olmadığı, organik etlik piliç üretiminde organik mera ve serbest dolaşımlı sistemlerin organik yemleme ile beraber kullanılmasının daha avantajlı olduğu ve , mera uygulamasının %70 ve %50 oranında olmasının etlik piliçlerde büyüme-gelişme ve karkas özelliklerini olumlu etkilediği söylenebilir.Anahtar kelimeler: Organik etlik piliç, organik üretim