Browsing by Author "Selçuk, Levent"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Article Coğrafi Bilgi Sistemleri (Cbs) Tabanlı Çok Kriterli Karar Analizi (Çkka) Kullanılarak, Van İli Merkez İlçelerinin Kentsel Taşkın Duyarlılık Değerlendirmesi, Van / Türkiye(2016) Kasapoğlu, Dilan; Sağlam, Azad; Selçuk, LeventVan (Türkiye) ili su baskınlarının sıklıkla gözlendiği şehirlerimizden birisidir. Son 60 yıllık istatistiksel çalışmalar içerisinde Van ili ve ilçelerinde toplam 166 su baskını olayı meydana gelmiştir. Bu durumun en önemli nedenleri; sonbahar ve ilkbahar aylarında gözlenen aşırı yağışlar, özellikle karların erimesiyle birlikte yeraltı su seviyesinin yüzeye yakın olduğu doygun zemin koşulları, yerleşim alanlarının kapalı yüzeyler yaratması ve yetersiz kanalizasyon alt yapısıdır.Bu çalışmanın amacı coğrafi bilgi sistemi (CBS) tabanlı çok kriterli karar analizi (ÇKKA) kullanılarak, Van merkez ilçelerinde kentsel taşkın duyarlılığının değerlendirilmesidir. Çalışmada oluşturulan model 6 ayrı faktörü içerir. Bunlar; litoloji, yeraltı su tablası derinliği, eğim, yükseklik, drenaj kanallarına olan mesafe ve alan kullanımıdır. Taşkın duyarlılık haritası tüm tanımlı faktörlerin birbiri ile kıyaslanmasından oluşan karşılaştırma matrisi kullanılarak elde edilmiştir. Haritanın güvenilirliği ve doğruluğu, söz konusu merkez ilçelerinde meydana gelen taşkın olaylarının karşılaştırılmasıyla değerlendirilmiştir. Aşırı yağışlara bağlı olarak gerçekleşen taşkın olayları, harita içerisinde tanımlı yüksek duyarlı alanlar içerisinde yeralmaktadır. Duyarlılık haritasına göre, Van ili İpekyolu merkez ilçesi, diğer ilçelere göre çok daha yüksek taşkın potansiyeline sahiptir. Yüksek duyarlılık genellikle düşük eğimli, genel olarak geçirimsiz litolojik birimlerin yeraldığı alanlar olarak dikkat çekmektedir. Dolayısıyla, olası taşkınlardan korunmak amacıyla dere yataklarının ve kanalizasyon alt yapı sistemlerinin iyileştirilmesi en etkin yöntemler olarak görülmektedir.Master Thesis Engineering Properties of Soils in Zeve Campus Area of Yüzüncü Yıl University(2003) Selçuk, Levent; Yılmazer, İlyasÖZET YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ ZEVE KAMPUSU YERLEŞİM ALANININ MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ SELÇUK, Levent Yüksek Lisans Tezi, Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dab Tez Danışmanı: Prof.Dr. İlyas YILMAZER Mart 2003, 135 sayfe Bu çalışma, Yüzüncü Yıl Üniversitesi kampus alanında yüzeylenen zemin birimlerinin jeo-mühendislik özelliklerinin belirlenmesi amacı ile yüksek lisans tezi olarak yürütülmüştür. Bahsedilen amaca yönelik olarak, daha önceki dönemlerde açılmış olan 12 adet jeoteknik sondajlara ek olarak 31 adet jeoteknik sondaj yapılmış, bu sondajlardan sağlanan örselenmiş ve örselenmemiş örnekler üzerinde uluslararası standartlara uygun olarak laboratuar deneyleri gerçekleştirilmiştir. Buna göre, çalışma alanındaki zeminler göl ve akarsu ortamına özgü özellikler taşımaktadır. Kampus alam zeminlerinin ince taneli düzeylerinde kil minerali olarak simektit baskındır. Simektiti sırası ile kaolinit ve paligorskit izlemektedir. Kampus alanındaki çökellerin ince taneli düzeylerinin tane özgül ağırlık değerleri, 2.62 ile 2.79 arasında değişmekte olup, ortalama 2.74 olarak belirlenmiştir. Çalışma alanındaki çökeller yaklaşık olarak % 2 çakıl, % 34 kum, % 38 silt ve % 26 kil birimlerden oluşturmaktadır. Çökellerin kıvam limitleri ve indeks değerleri ise, ortalama olarak, LL=% 50, PL=% 22, Ip=% 28, Wg=%31, A=0.89 düzeyindedir. İnce taneli düzeylerinden alman örselenmemiş örnekler üzerinde belirlenen diğer indeks özellikler ise, ortalama olarak, yn=1.92 g/cm3, n=0.41, e=0.70, Wn=% 27 ve Sr=% 77 'dir. Birleşmiş zemin sınıflamasına göre, kampus alanındaki ince taneli düzeylere ait zeminlerin % 67' si CH (plastisitesi yüksek inorganik kil), % 32' si CL (plastisitesi düşük inorganik kil) ve % 1 ' i ML (plastisitesi düşük inorganik silt) grubuna girmekte olup, aktivite açısından normal aktif ve çoğunlukla şişme potansiyeli yüksek ve çok yüksektir. Çalışma alanında temel sömellerinin üzerine oturduğu ince taneli düzeylerin çok farklı kalınlıklara ve şişme potansiyeline sahip olması, temellerde farklı oturma ve şişme özelliğinden kaynaklanan deformasyonlar oluşturmaktadır. Yapılan arazi ve laboratuvar çalışmaları sonunda literatürde' Eski Göl ve Akarsu Çökelleri' olarak bilinen istifin kendi içerisinde farklı düzeylere ayrıldığı saptanmıştır. Ulaşılabilen derinlikler içerisinde istif 4 farklı sedimantolojik fazda çökelen kırıntılı bir istif özelliği sunmaktadır. Bu fazlar, Göl Çökelleri, Akarsu-Göl Çökelleri, Plaj Çökelleri ve Güncel Akarsu Çökelleridir. Bu fazlara ait düzeyler tanımlanmış, bunlara ait ayrıntılı jeo-mühendislik özellikler belirlenmiş ve çalışma alanının 1/5000 ölçekli mühendislik jeolojisi haritası oluşturulmuştur. Anahtar Kelimeler: Sıvılaşma, Mühendislik Jeolojisi, kil, konsolidasyonMaster Thesis Estimation of the California Bearin Gratio (cbr) of Compacted Soils Using Simple Soil Indices(2018) Şeker, Vedat; Selçuk, LeventKaliforniya Taşıma Oranı (CBR), karayolu, barajlar, istinat yapıları, kaldırım ve havaalanı kaplamaları gibi pek çok mühendislik alanında taban, alt taban malzemenin elastisite modülü ve mukavemetini değerlendirmek için sıklıkla kullanılmaktadır. CBR deneyi tipik olarak sıkıştırılmış zemin numuneleri üzerinde laboratuvarda yapılırken, sahada zemin yüzeyinde veya deney çukuru içerisinde gerçekleştirilmektedir. Bu araştırmanın kapsamı, zemin özellikleri ile CBR arasında deneysel ilişkileri araştırmak ve CBR değerlerinin dolaylı olarak belirlenmesinde pratik eşitlikler geliştirmektir. Burada, zeminlerin Vp değeri diğer zemin parametrelerine göre daha iyi bir göstergedir çünkü zeminlerin Vp değeri yoğunluk (γk) ve elastik modülün bir fonksiyonudur ve aynı zamanda malzemelerin dayanımını tahmin etmek için yaygın olarak kullanılır. CBR ve Vp arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için basit ve çoklu regresyon analizleri gerçekleştirilmiştir. Vp ile CBR arasındaki deneysel ilişkilerde düşük hata değerleri (RMSE %) elde edilmiştir. CBR değerlerinin dolaylı olarak değerlendirmede güvenilirliği ve doğruluğu, diğer zemin özelliklerini içeren geleneksel ilişkilerden daha yüksek görünmektedir. P-dalga hızları (Vp) CBR değerlerini etkileyen diğer tüm zemin parametreleri ile de ilişkilendirilmiştir. Vp değerleri, diğer zemin özellikleri gruplarındaki her bir parametre ile iyi veya güçlü bir korelasyona sahip olduğu belirlenmiştir. Vp ve CBR arasında elde edilen deneysel ilişkiler, pratik uygulamalarda CBR değerlerinin güvenilir tahmini için önerilmiştir. Anahtar kelimeler: Kaliforniya Taşıma Oranı (CBR), Maksimum Kuru Yoğunluk (γk), Optimum Su İçeriği (Wopt) ve Korelasyon. Ultrasonik Ses Hızı (Vp).Master Thesis Evaluation of Geo-Engineering Properties of Antique Water Structures Around Tushpa, Van Region(2018) Gülyüz, Nilay; Selçuk, LeventUrartular (M.Ö. 850-600) Van yöresinde sulama kanalları, bent, baraj, vb. yapı içeren etkin bir sulama sistemi inşa etmişlerdir. Bu antik yapılar tarihsel süreç içerisinde hasar görmüş olsa da, bir kısmı günümüzde hala işlevini sürdürmektedir. Bu çalışmanın amacı, Van bölgesi Urartu dönemi su yapılarının jeo-mühendislik özelliklerinin incelenmesi ve bu yapıların günümüz modern baraj/bent yer seçim ve tasarım kriterleri açısından değerlendirilmesidir. Bu amaçla, söz konusu yapıların üzerinde bulunduğu jeolojik birimler, yapıların geometrileri ve yapı malzemeleri belirlenmiştir. Arazi ve laboratuvar çalışmalarından elde edilen malzeme parametreleri kullanılarak, Faruk bendinin sismik performansı boş ve dolu rezervuar koşullarında sonlu eleman analiz programı 'Ansys Workbench' ile değerlendirilmiştir. Yapılan arazi çalışmalarında, su yapılarının büyük bir kısmının uygun jeolojik birimler üzerinde inşa edildiği, inşalarında jeolojik birimlerin tabaka pozisyonu gibi kritik jeolojik özelliklerin dikkate alındığı ve topografyadan yararlanıldığı görülmüştür. Yapıların Urartular tarafından ortaya konulan yer seçimi ve tasarımına ait bu ilk uygulamalar, günümüz modern saha seçimi ve tasarım kriterlerini anımsatmaktadır. Faruk bendi üzerinde yapılan sismik performansa dayalı analizlerde, bendin bölgeyi karakterize eden depremlerden dolayı ciddi bir hasar görmediği, ancak belirli bir deformasyona maruz kaldığı belirlenmiştir. Söz konusu deformasyonların tarihsel süreçteki farklı sismik yüklerin etkisiyle gelişebileceği söz konusudur. Dolayısıyla, bendin bu deformasyonlara bağlı olarak su tutma özelliğini yitirmesi ve yapısı boyunca ve/veya temelindeki jeolojik farklılıklardan kaynaklı olarak zamanla aşınarak yıkıldığı çıkarımı yapılabilir.Master Thesis Evaluation of the Ratio Between Uniaxial Compressive Strength and Schmidt Hammer Rebound Number To Determine the Uniaxial Compressive Strength of Rocks(2014) Yabalak, Esma; Selçuk, LeventSchmidt geri sıçrama değerleri (SHR) kayaçların dayanım değerlerinin belirlenmesinde yaygın olarak kullanılan indeks bir parametredir. Kayaçların tek eksenli sıkışma dayanımı (UCS) ile Schmidt geri sıçrama değerleri arasında yüksek bir korelasyon söz konusu iken, SHR kayaçların dayanım değerlerini kabaca belirlemektedir. SHR değerleri kayacın yüzey derinliği olan 30-50 mm derinliği yansıtmaktadır. Dolayısıyla SHR kayacın mekanik özelliklerini kontrol eden doku, doygunluk, boşluk oranı ve mikro çatlakları gibi içsel özelliklerine duyarlı değildir. Yüzey sertliği ile UCS değerleri arasında evrensel bir ilişkinin elde edilebilmesi için, önerilen indeks parametre kayaçların mekanik özelliklerini karakterize etmelidir. Tek eksenli sıkışma dayanımı kayaçların mekanik özelliklerini tanımlayan bir parametre olup UCS/SHR oran değeri güçlü bir şekilde UCS değerinden etkilenmektedir. Söz konusu UCS/SHR oranı, kayaçların artan UCS değerlerine bağlı olarak doğrusal bir şekilde artmaktadır. Kayaçların UCS/SHR oranının değerlendirilmesinde elde edilen deneysel sonuçlardan yararlanılmıştır. Kayaçların dayanım değerleri ile UCS/SHR arasında doğrusal güçlü bir ilişki elde edilmiştir. Bu ilişkinin güvenilirliği, ortalama karesel hatanın karekökü (RMSE) değerine bağlı olarak değerlendirilmiştir. UCS/SHR değeri ayrıca önceki çalışmalardan elde edilen veri seti içerisinde değerlendirilmiştir. Bu güçlü doğrusal ilişki, kayaçların dayanım değerlerinin gerekli olduğu mühendislik uygulamalarında kullanılması önerilmektedir.Master Thesis Geological and Geotechnical Evaluation of Baskale Tunnel (entrance and Exit Portal Section)(2019) İldiz, Berçem; Selçuk, LeventBaşkale Tüneli (Van-Güzeldere) büyük güçlüklerin yaşandığı ve sert topoğrafya koşullarının geçerli olduğu dar boğazda inşa edilmektedir. Bu çalışmada, Başkale Tünel güzergahında yer alan jeolojik birimler mühendislik jeolojisi açısından incelenmiştir. Başkale Tüneli kumtaşı-konglomera-çamurtaşı-kireçtaşı ardalanmasından oluşan Kırkgeçit formasyonu (Tk) içerisinde açılmaktadır. Tünel hattı boyunca jeolojik birimlerin mühendislik özelliklerinin belirlenmesine yönelik olarak, tünel giriş ve çıkış kesiminde yapılan sondajlardan elde edilen karot örnekleri üzerinde, tek eksenli basınç dayanımı, nokta yükü dayanım indeksi, elastisite modülü, poisson oranı, yoğunluk gibi birimlerin mühendislik özelliklerini tanımlayan laboratuvar deneyleri yapılmıştır. Arazi çalışmaları ile laboratuvar analizleri, giriş ve çıkış kesiminde yer alan birimlerin zayıf kaya özelliği sergilediğini göstermektedir. Yapılan sondajlar, detaylı yüzey jeolojisi çalışmaları ve laboratuvar deney sonuçlarına göre Başkale Tüneli'ndeki birimlerin kaya kütle özelliklerini değerlendirmek için RMR, Q, GSI ve NATM kaya sınıflamaları kullanılmış ve tünel için gereken destek sistemi belirlenmiştir. 'Phase² 8.0' sonlu elemanlar programı kullanılarak, mevcut açılmış olan tünelin giriş ve çıkış portal kesimlerinin belirlenen kaya sınıfına göre; kazı ve destekleme sonrasında, depremsiz ve depremli durumları (elde edilen ivme değerleri) da göz önüne alınarak; en büyük asal gerilme, en küçük asal gerilme ve toplam yer değiştirmelerin belirlenmesi için sayısal modellemeler oluşturulmuş ve tünel için destek sistemlerinin uygunluğu ve geçerliliği tartışılmıştır. Ayrıca, sayısal analizlerden elde edilen sonuçlar tünel açım sırasında alınan yer değiştirme ölçümleri ile karşılaştırılmıştır.Article Saha Verileri Kullanılarak Enerji Tabanlı Sıvılaşma Yönteminin Uygulanmasına Yönelik Bir Yaklaşım(2020) Kayabalı, Kamil; Beyaz, Turgay; Selçuk, LeventBu çalışma yeni gelişmelere ilişkin olarak “Enerji Tabanlı Sıvılaşma Yaklaşımının” değerlendirilmesine genel bir bakış sunmaktadır. Yöntem zemin sıvılaşması için birim deformasyon enerjisinin (kapasite), deprem sırasında zemine aktarılan birim deformasyon enerjisi (talep) ile karşılaştırılmasını içerir. Yöntemin performansı, SPT tabanlı sıvılaşma vaka geçmişi verilerini içeren ve farklı araştırmacılar tarafından güncellenen geniş bir veritabanı kullanılarak değerlendirilmiştir. Sıvılaşma potansiyelinin belirlenmesine yönelik olarak, enerji tabanlı yöntemin ve daha yaygın olarak kullanılan gerilme tabanlı yöntemin aynı tarihi depremler ve saha koşullarında performansları karşılaştırılmıştır. Enerji tabanlı yaklaşımda, sıvılaşmayı tetiklemek için gerekli olan gerilme enerjisinin tahmin edilmesinde efektif gerilme ve rölatif sıkılık gibi zemin parametrelerini içeren ilişkiler kullanılmıştır. Herhangi bir yer hareketinin enerjisi (talep) için kinetik enerji kavramları kullanılarak yer hareketinin hız-zaman kaydı ve zeminin birim ağırlığı dikkate alınmıştır. Önerilen enerji tabanlı yöntem gerilme tabanlı yaklaşımdan farklı olarak sadece en yüksek yer ivmesinin (PGA) dikkate alındığı, sismolojik parametrelere dayalı sıvılaşma potansiyelinin değerlendirildiği daha etkili bir yöntemdir.b* ve c a c