Browsing by Author "Silay, Emin"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Article Anestezi Teknikerlerinin Shmyo Eğitimiyle İlgili Görüşleri ve Mesleki Beklentileri: Anket Çalışması(2016) Hüseyinoğlu, Ürfettin; Köksal, Ersin; Şen, Ahmet; Erdivanlı, Başar; Tomak, Yakup; Silay, Emin; Çeğin, Muhammet BilalAMAÇ: Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulları (SHMYO) nitelikli yardımcı sağlık personeli yetiştirmek ve eğitimdeki eksiklikleri gidermek için kurulmuştur. Çalışmamızda, SHMYO Anestezi Teknikerliği Bölümü'nde eğitim gören öğrencilerin mesleki beklentileri, yaklaşımları, ve verimlilikleri değerlendirildi.YÖNTEM: SHMYO Anestezi Teknikerliği Bölümü'ne yeni başlayan öğrencilere, isimleri kaydedilmeksizin, yazılı olarak, 23 soruluk anket doldurtuldu. Cevap dağılımları incelenerek, öğrencilerin sosyokültürel özellikleri ile eğitim ve mesleki beklentileri arasındaki ilişkiler incelendi.BULGULAR: Eksiksiz doldurulan 286 anket değerlendirildi. Okulu kendi istekleriyle tercih edenler ve ebeveyn tavsiyesini dikkate alanların yaşları daha ileri (sırasıyla p=0,012 ve 0,045), arkadaş tavsiyesi ile yönelenler daha genç (p=0,02) bulundu. Öğrencilerin 96'sı (%33) anestezi teknisyenliğini sevebileceği düşüncesiyle tercih ettiğini, 154'ü (%54) ekonomik kaygılarla tercih ettiğini belirtti. Sağlık meslek lisesi mezunlarının hasta başında kendine daha çok güvendiği (p<0,01), takım çalışmasını önemsedikleri (p<0,03) saptandı. Sağlık meslek lisesi mezunlarının 90'ı (%90), diğer öğrencilerin 138'i (%75), sağlık meslek lisesi mezunu olmayı mesleki bir avantaj olarak gördüğünü belirtti.SONUÇ: Sağlık sektörü ekonomik beklentiler ve işsizlik korkusuyla tercih edilecek kadar hafife alınmamalıdır. SHMYO'ların, sağlık alanında temel eğitim almış, ve eğitimini ilerletmeyi hedefleyen öğrencilerin girebildiği eğitim kurumları olması gerektiği kanaatindeyiz.Article Benzidamin Hidroklorür Venöz Kanülasyonda Emla'ya Alternatif Olabilir mi(2004) Tekin, Murat; Silay, Emin; Coşkuner, İsmail; Yağmur, Cihat; Katı, İsmailAmaç: Bu çalışmada erişkin hastalarda damar yolu açılması sırasında topikal olarak tek doz uygulanan EMLA (eutectic mixture of local anesthetic) ile benzidamin hidroklorürün analjezik etkinlik, maliyet, hemodinamik ve yan etkileri açısından karşılaştırılması amaçlandı. Yöntem: ASA I-III grubundan yaşları 18-60 arasında değişen 100 hasta randomize çift kör olarak 2 gruba ayrıldılar. IV kanülasyondan 1 saat önce birinci gruba EMLA, ikinci gruba ise benzidamin hidroklorür uygulandı. Kanül yerleştirilirken, olguların ağrıları VAS ile değerlendirildi. İşlem sırasında hemodinamik değişiklikler ve yan etkiler kaydedildi. Bulgular: VAS skorları EMLA grubunda benzidamin grubuna göre anlamlı derecede daha düşüktü (p<0.01). Kan basıncı açısından gruplar karşılaştırıldığında kanülasyon sonrası 1., 3., 4. ve 6. dakika sistolik kan basınçları ve kanülasyondan sonra 6. dakika ortalama kan basınçları benzidamin grubunda anlamlı olarak daha yüksek idi (p<0.05). Gruplar kendi içerisinde kan basıncı ve kalp atım hızı yönünden kanülasyon öncesine göre kanülasyon sonrası karşılaştırıldığında anlamlı fark saptanmadı. EMLA grubunda ciltte soluktuk ve uyuşma anlamlı olarak daha fazla idi (p<0.05). Diğer yan etkiler açısından anlamlı fark saptanmadı. Sonuç: Benzidamin hidroklorür jelin, EMLA kreme göre analjezik etkinliğinin daha az olmasına karşın, olguların büyük çoğunluğunda yeterli analjezi sağlaması yanında maliyetinin de düşük olması nedeni ile damar yolu açılması sırasında EMLA kreme alternatif olabileceği kanısına varıldı.Article Elektrokonvülsif Tedavide Propofol ile Propofol+alfentanil'in Konvülsiyon Süresi, Hemodinamik Yanıtlar ve Derlenme Üzerine Etkileri(2002) Silay, Emin; Demirel, Cengiz Bekir; Katı, İsmail; Hüseyinoğlu, Ürfettin Abbasov; Koçoğlu, HasanBu çalışmanın amacı, elektrokonvülsif tedavide (EKT) propofol ile propofol-alfentanil kombinasyonunun konvülsiyon süresi, hemodinamik yanıtlar ve derlenme üzerine etkilerinin araştırılmasıdır. Olgular EKT uygulaması sırasında arteriyal kan basıncı, kalp atım hızı, periferik oksijen satürasyonu ve elektrokardiyografi ile monitörize edildi. Hastalar rastgele iki gruba ayrıldı (Grup l: propofol, n:16, Grup II: propofol+alfentanil, n:16). Atropin ile premedikasyon sağlandıktan sonra Grup I 'e propofol 0.75 mg kg-1, Grup II'ye propofol 0.50 mg kg-1 ve alfentanil 20 $mu$g kg-1 verildi. Gerekli görülen olgulara bilinç kaybı oluşuncaya kadar propofol 0.1 mg kg-1 ilave dozlar halinde verildi. Kas gevşemesi için süksinilkolin 1.0 mg kg-1 kullanıldı. Fasikülasyonların kaybolmasından hemen sonra elektrik uyarısı verildi. Ortalama motor konvülsiyon süresi propofol-alfentanil grubunda propofol grubuna göre daha uzun bulundu. Hemodinamik yanıtlar ve derlenme özellikleri iki grupta da benzer şekildeydi. Sonuç olarak, EKT uygulamalarında propofol alfentanil kombinasyonunun daha iyi bir seçenek olduğu kanısına varıldı.Other İğne Tipinin Spinal Anestezi Komplikasyonları Üzerine Etkileri(2002) Silay, Emin; Demirel, Cengiz Bekir; Katı, İsmail; Abbasov, Hüseyinoğlu Ürfettin; Coşkuner, İsmail; Tokmak, YakupAmaç: Bu çalışmada, spinal anestezide 25 G kalem uçlu iğne ile 25 ve 29 G keskin uçlu iğnelerinin baş ağrısı, bel ağrısı, parestezi, uygulama başarısı, spinal klik hissinin alınması ve deneme sayısı açısından karşılaştırılması amaçlandı. Metod: Olgular 30' ar kişilik üç gruba ayrıldı (Birinci grup: 25 G kalem uçlu, ikinci grup: 25 G keskin uçlu, üçüncü grup: 29 G keskin uçlu). Demografik dağılım açısından gruplar arasında fark yoktu. Tüm olgulara spinal anestezi başarı ile uygulandı. Bulgular: İğne yerleştirme sırasında hiçbir olguda parestezi görülmedi. Her üç grupta baş ağrısı (birinci grupta: % 3.3, ikinci grupta: % 16.6, üçüncü grupta: % 3.3) ve bel ağrısı insidansları benzer bulundu. Hem kalem üçlü iğne ile ve hem de keskin uçlu iğneler ile ilk denemede BOS gelmesinde benzerlik saptandı (ilk denemede birinci grupta:% 66.6, ikinci ve üçüncü grupta: % 50). Spinal klik insidansı birinci grupta % 56, ikinci grupta % 30 ve üçüncü grupta % 36.6 olarak bulundu ve birinci grupta, ikinci ve üçüncü gruba göre anlamlı olarak daha fazla saptandı (p<0,05). Sonuç: 25 G kalem uçlu spinal iğnenin 25 ve 29 G keskin uçlu iğneye göre ilk denemede spinal aralığın tanınmasını kolaylaştırması yanında daha düşük baş ağrısı insidansı oluşturması nedeni ile özellikle genç olgularda kullanılmasının uygun olacağı kanısına varıldı.Article Kafı N2o+o2 veya Hava ile Şişirilen Laringeal Maske (Lm) Nin Orofaringeal Yapılara Etkilerinin Karşılaştırılması(2003) Çankaya, Hakan; Katı, İsmail; Tekin, Murat; Silay, Emin; Abbasov, Ürfettin HüseyinoğluÇalışmamızda, laringeal maske (LM) kafının farklı gazlar ile şişirilmesinin kaf basıncı, orofaringeal lezyon ve boğaz ağrısı sıklığına etkisinin değerlendirilmesi amaçlandı. Genel anestezi planlanan ASA I-II grubundan 55 olgu rasgele iki gruba ayrıldı. Olgular 0.05 mg kg-1 iv midazolam ile premedike edildiler. Rutin monitörizasyon yapıldı ve anestezi indüksiyonu propofol ve fentanil ile sağlandı. Kirpik refleksi kaybolduktan sonra laringeal maske yerleştirildi. Laringeal maske kafı I. grupta % 50 N2O+% 50 O2, II. grupta ise oda havası ile uygun volümlerde şişirildikten sonra başlangıç, 30., 60. ve 90. dakikalarda kaf basınçları ölçüldü. Ameliyat tamamlandıktan sonra spontan solunumda laringeal maske çıkarılarak rijit teleskop ile orofaringeal yapılar incelendi. Olguların postoperatif birinci saatte boğaz ağrıları sorgulandı. I. grupta II. gruba göre başlangıç kaf basınçları hariç 30'ar dakikalık aralarla ölçümlerde anlamlı olarak düşük bulundu. I. grupta süre ile lezyon arasında negatif, lezyon ile boğaz ağrısı arasında pozitif korelasyon vardı. II. grupta ise basınç ile lezyon, basınç ile boğaz ağrısı ve lezyon ile boğaz ağrısı arasında pozitif korelasyon saptandı. Boğaz ağrısı II. grupta I. gruba göre anlamlı derecede daha fazla bulundu. Sonuç olarak laringeal maske kullanılan olgularda N2O+O2 ile kafı şişirilenlerde hem orofaringeal lezyonların hem de boğaz ağrısının az olması nedeni ile kafın oda havası yerine N2O+O2 ile şişirilmesinin uygun olacağı kanısına varıldı.Article Landau-kleffner Sendromu'nda Anestezik Yaklaşım(2004) Tomak, Yakup; Yıldız, Hüseyin; Tekin, Murat; Silay, Emin; Katı, İsmailParafimozis nedeniyle operasyona alınan Landau Kleffner Sendrom'lu 7 yaşında erkek olgunun anestezi yönetimi irdelendi. Anestezi indüksiyonu ve idamesi, intranazal midazolam premedikasyonu sonrası sevofluran ile sağlandı. Ameliyat sırasında ve sonrasında herhangi bir komplikasyon gelişmedi.Article Reanimasyon Ünitemizdeki Erişkin Zehirlenme Olgularının İncelenmesi(2004) Dilek, İmdat; Tekin, Murat; Silay, Emin; Tomak, Yakup; Katı, İsmailZehirlenmeler, sık karşılaşılan ve ölümcül olabilen önemli bir sağlık sorunudur. Akut zehirlenmeler, potansiyel olarak ciddi sonuçlara yol açabilmekte ve olguların %3-5'i yoğun bakım ünitesinde izlenmeye gereksinim duyarlar. Bu çalışmada, 4 yıl içinde Reanimasyon Ünitesine zehirlenme tanısı ile kabul edilen olgular, retrospektif olarak incelenmiştir. Toplam 73 zehirlenme olgusunun 4O'ı kadın, 33'ü ise erkekti. Kadınların yaş ortalaması 26, erkek olguların yaş ortalaması ise 28 olarak saptanmıştır. Olgularının 3'ü (%4.1) karbonmonoksit, 3'ü (%4.1) besin ve/veya mantar, 6'sı (%8.2) metil alkol, 24'ü (%32.9) organofosfat zehirlenmesi, 34'ü (%46.6) ilaçlara, ve 3'ü (%4.1) de bilinmeyen maddelere bağlı zehirlenme idi. Karbonmonoksit ve tek çeşit ilaç nedeni ile zehirlenenlerden ölen olmazken, metil alkol ile zehirlenenlerden 3'ü (%50), besin ve/veya mantar ile 2'si (%66.6), organofosfat ile 4'ü (%16.6), kombine ilaç ile l'i (%16.6) ve bilinmeyen maddeler ile de 2'si (%66.6) eks olmuştur. Sonuç olarak, akut zehirlenme ile Reanimasyon ünitesine kabul edilen olguların çoğunluğunu genç kadınların oluşturduğu, ve ilaç ile zehirlenme de en yaygın zehirlenme türü idi. Besin ve/veya mantar, bilinmeyen maddeler ve metil alkol alan olgularda, mortalitenin daha yüksek oranda görüldüğü tesbit edildi.Article Temporamandibuler Eklem Ankilozu, Mikrognati ve Zor Entübasyon(2004) Hüseyinoğlu, Ürfettin A.; Tekin, Murat; Silay, Emin; Katı, İsmailDirekt laringoskopinin yapılamadığı durumlarda, trakeal entübasyon sağlamada, fiberoptik bronkoskopi (FOB) yaygın olarak kullanılmaktadır. Çocukluk döneminde geçirdiği travma sonrası temporamandibuler eklem ankilozu ve mikrognati gelişen 17 yaşındaki erkek olguda anestezi yönetimi irdelendi. Zor entübasyonda çeşitli yöntemler uygulanabilmesine karşın mikrognatili, ağzı açılamayan olgularda iyi bir preope-ratif hazırlık ve gerekli önlemler alındıktan sonra, spontan solunum korunarak sorunsuz fiberoptik entübasyon uygulanabileceği kanısına varıldı.