Browsing by Author "Tüner, Haşim"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Article Demographic, Clinical and Echocardiographic Characteristics of Patients With Rheumatic Mitral Stenosis Treated With Mitral Balloon Valvuloplasty Procedure: a Local Experince(2024) Tüner, Haşim; Kaya, Yüksel; Tuncer, MustafaObjectives: Rheumatic mitral stenosis (RMS) remains a significant health challenge, particularly in low- and middleincome countries, due to limited access to preventive measures and timely treatment. Percutaneous mitral balloon valvuloplasty (PMBV) has become the preferred treatment for RMS, offering a less invasive alternative to surgical mitral valve replacement. This study aimed to evaluate the demographic, clinical, and echocardiographic characteristics of patients with RMS undergoing PMBV and to assess the procedural outcomes. Materials and Methods: This study included 52 patients who underwent PMBV RMS. Patients with non-RMS, incomplete patient files, or previous valve surgeries were excluded. Results: The procedural success rate was 87%, with better outcomes observed in patients with a Wilkins score ≤8 than in those with a score >8. PMBV resulted in a significant increase in mitral valve area (MVA) (from 1.18±0.19 cm² to 2.27±0.48 cm², p=0.001) and a decrease in both mean mitral valve gradient (from 12.82±3.5 mmHg to 5.97±2.04 mmHg, p=0.001) and maximum mitral valve gradient (from 27.12±14.0 mmHg to 12.70±3.1 mmHg, p=0.001). Although the procedure was generally safe, manageable complications, such as chordal rupture (1 case, 1.9%) and mitral regurgitation (MR) progression, were observed, particularly in patients with higher Wilkins scores. Conclusion: The significant improvements in MVA and reduced gradient observed in our study underscore the effectiveness of PMBV, even in patients with higher Wilkins scores. Although we observed manageable complications, such as chordal rupture and MR progression, the overall safety and efficacy of PMBV in our patient population highlight its value as a practical and effective treatment option for RMS in our clinical setting. These findings support the continued use of PMBV as a standard treatment approach in our region, potentially enhancing the quality of care for patients with this condition.Article Sekundum Tip Atriyal Septal Defektlerin Perkütan Kapatılmasının Etkinlik ve Güvenliği: Tek Merkez Deneyimi(2020) Öztürk, Fatih; Tüner, HaşimAmaç:Atriyal septal defekt (ASD) en sık görülen doğuştan kalp defektlerinden biridir. Sekundum ASD ASD’lerin %80’ini oluşturmaktadır.TedaviedilmemişASD'lerin komplikasyonları arasında atriyal aritmiler, paradoksal emboli, sağ ventrikül yetersizliği ve geri dönüşsüz olabilen pulmoner hipertansiyon sayılabilir. Perkütan ASD kapatma ise kolay uygulanabilirliği, düşük komplikasyon oranı, düşük maliyeti, kısa hastane kalış süresi, daha az girişimsel oluşu ve uzun dönemdeki başarılı sonuçları gibi nedenlerden dolayı cerrahiye üstünlük sağlamaktadır.Gereç ve Yöntem:Çalışma kayıtlardan elde edilen veriler ışığıında retrosapektif olarak yapıldı. Temmuz 2017-Temmuz 2019 tarihleri arasında Kardiyoloji polikliniğine başvuran transtorrasik ekokardiyografi(TTE)vetransözefagial ekokardiyografi(TEE)ile sekundumASDtanısı alıp transkateter yolla kapama işlemine uygun olan 75 olgu dahil edildi. Aortik rim dışında 5mm'den fazla rimleri olmayan hastalar ve total septum uzunluğu 38 mm'den büyük olan hastalar çalışmaya alınmadı. Sağ ventrikül hacim yüklenmesi ve Qp/Qs >1,5 olan hastalar çalışmaya alındı.Bulgular:Yetmiş beş hasta veri tabanına dahil edildi. İşlem 69 hastada (% 92) başarılıydı. Olguların 41'i kadın 34' ü erkek cinsiyete sahipti Olgularımızın yaş ortalaması 36± (18-59) olarak saptandı. Hastaların yüzde 92'sinde Qp/Qs> 1,5 Diğer endikasyonlar arasında tromboembolizm öyküsü, azalmış egzersiz toleransı, atriyal aritmi, pulmoner hipertansiyon kanıtı veya sağ kalp aşırı yüklemesi vardı. Ekokardiyografik olarak belirlenen ortalama Qp/Qs:1.9±08(1.29-2.6)idi. Sonuç: Amplatzer septal occluder ile peruktan olarak ASD kapatmak cerrahi yöntem ile karşılaştırıldığında daha az maliyet ve hastanede kalış süresi nedeniyle öne çıkmaktadır. İşlem başarı oranın yüksek olmasının yanı sıra komplikasyon oranın da düşük olması nedeniyle bugün ilk yaklaşım olarak kabul görmektedir ancak söz konusu işlemin yüksek deneyimli operatörlerce tecrübeli merkezlerde gerçekleştirilmesi önerilir.