Browsing by Author "Tekin, Davut"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Article Bağlayıcılık Açısından Hz. Peygamber’in Fiilleri: Hüseyin B. Ali B. Muhammed Es-saymerî Örneği(2023) Tekin, DavutAllah’ın alemlere rahmet olarak gönderdiği Hz. Peygamber, kişinin İslam dininde Allah ile ve diğer insanlarla ilişkilerine dair birçok hukukî kural ve uygulamanın yanında ilahi kitabın açıklanmasına yönelik, hayatın yaşanılabilir kılınmasına dair sözler de sarfetmiştir. Bu sözlerin (hadis) ve fiillerin (sünnet) ne kadarının bağlayıcı olup olmadığı konusu hem Hadis usûlü hem de Fıkıh usûlü âlimleri tarafından müzakere edilmiş ve ortaya hatırı sayılır bir manada eser ortaya çıkmıştır. Hadis usûlünde Hz. Peygamber’in fiilleri hususundaki tartışmalar Fıkıh usûlü eserlerine de yansımış ve özellikle Hanefî mezhebi fakihleri bu konu üzerinde mütalaalar serdetmişlerdir. Bu fakihlerden biri olan Hüseyin b. Ali es-Saymerî (ö. 436/1045) Hanefî usulünde bir otorite olan Ebu Bekr el-Cessâs’ın (ö. 370/980) talebesi Muhammed b. Musa el-Harezmî’nin (ö. 403/1012) öğrencisidir. Fıkıh usûlünde Cessâs’ın metodunu benimseyen ve bu metodu sürdüren Saymerî, kendi döneminde tartışılan çeşitli temel fıkıh usulü konularını sistematik bir şekilde düzene koymuş ve bu konularda Hanefilerin görüşlerini başta Şafiîler olmak üzere çeşitli fıkıh ve kelam ekollerine karşı savunmuştur. Saymerî, Hanefilerin görüş ve delillerini sunarken öncelikle mezhebin kurucu imamları Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve Muhammed eş-Şeybanî’nin görüşlerine baş vurmuş, bunlardan sonra ise Irak bölgesi Hanefî alimlerinden Ebu’l-Hasen el-Kerhî (ö. 340/952) ile onun öğrencisi Ebu Bekr er-Râzî el-Cessâs’tan önemli ölçüde istifade etmiştir. Saymerî’nin eserinin ilgili bölümleri analiz edildiğinde özellikle Cessâs’ın etkisinin fark edilir boyutta olduğu görülmektedir. Bu makalede Saymerî’nin günümüze ulaşan Mesâilü’l-hilâf fî usûli’l-fıkh adlı eseri bağlamında Hz. Peygamber’in fillerinin bağlayıcılığı konusunu mütalaa edilmeye çalışılmıştır. Saymerî’nin Hz. Peygamber’in filleri konusunda diğer usûlcü ve hadisçilerden farklı olan bu tutumu ve bunun altında yatan sebepleri kanaatimizce incelenmeye ve irdelenmeye değer bir husustur.Master Thesis The Critical Assessment of Accounts About the Descending of the Jesus: the Case of Hadith Between 153 and 241 of Heigra(2013) Tekin, Davut; Demirel, Harun ReşitHz. İsa'nın vefatı/ref'i, kıyametin kopacağının bir işareti ve habercisi olarak tekrar nüzul edip etmeyeceği meselesi, İslam düşünce tarihini en fazla meşgul eden ve günümüzde de halen canlılığını koruyan önemli konulardan biridir.Bu çalışmada biz, öncelikle Hz. İsa'nın nüzulüne dair diğer dinlerin bu konuya nasıl yaklaştıklarını irdeledikten sonra, asıl konumuz olan bu konudaki hadisleri değerlendirmeye aldık.Tezimizin I. bölümünde bu konudaki hadisleri kronolojik sıraya tabi tutarak verdik. Ardından bu hadislerin sened ve metin tenkidini yaptık. Hz. İsa'nın nüzulüne dair rivâyetler, ilk dönem hadis kitaplarında on beş sahabe tarikiyle gelmektedir. Bu tariklerden sadece ikisi sened itibariyle sahihtir. Metinsel açıdan ise, rivâyetlerin içerisinde birçok çelişki bulunmaktadır. Bu hadisleri Kur'an'a arz ettiğimizde Kur'an'daki ilgili ayetlerden Hz. İsa'nın vefat ettiğini öğrenmiş bulunmaktayız.Tarih boyunca ezilen halkların beklediği bu Mesih/Kurtarıcı telakkisi, Müslümanlarla diğer din mensuplarının girdiği fikri tartışmalardan neşet ederek İslam'a girmiştir. Allah, Kur'an'da İslam dinini tamamladığını ve Hz. Peygamber'in de son peygamber olduğunu bildirmiştir. Dolayısıyla Hz. Peygamber'den sonra bir kurtarıcı beklemek Kur'an'a ve Hz. Peygamber'den rivâyet edilen sahih hadislere ters bir durumdur.