Browsing by Author "Tekin, Mehmet Kadri"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Article Climate Classification in Turkey: a Case Study Evaluating Holdridge Life Zones(Springer Wien, 2021) Tekin, Mehmet Kadri; Tatli, Hasan; Koc, TelatThe Holdridge life zone (HLZ) method is applied to map potential vegetation types in Turkey. The HLZ map is compared to a map of actual vegetation in order to assess the degradation status of vegetation in Turkey. Data required to identify HLZ classes are provided by the General Directorate of Meteorology, while the current vegetation status is estimated with data provided by the General Directorate of Forestry. After weather data are cleaned and missing values are replaced, the HLZ type is estimated for each station, and then thematic maps are created using the ArcGIS software. The study reveals that there are 12 HLZ types in Turkey. The three dominant types are as follows: cool temperate steppe, warm temperate dry forest, and cool temperate moist forest. In regions where physical geographical controls change in short distances, the biodiversity is greater, and linked to this, the HLZ diversity also appears to be greater. Comparing the identified life zones to the actual vegetation, in some areas, remarkable mismatches can be found. Although, in some regions, the life zone type is consistent with the land cover type, in some narrow areas, the potential vegetation does not reflect features of the current vegetation cover. Considering limitations and capabilities of the assessment approach used in this study, we think that the incompatibility between actual and modelled vegetation types in the eastern region of Turkey is caused by the intensive landscape use. The goal of this research is to support future bioclimatic studies and land use management strategies.Doctoral Thesis The Impacts of Global Climate Change on Migrations and Predictions for Turkey(2023) Tekin, Mehmet Kadri; Deniz, OrhanAntropojenik iklim değişikliğinin neden olduğu olaylar günümüz dünyasının en önemli tartışma konuları arasındadır. Etkileri, her geçen gün çok daha yoğun ve şiddetli bir biçimde tüm dünyada hissedilmeye başlandı. İklim ve hava ile ilişkili afetlerden dolayı her yıl binlerce insan yaşamını yitirirken, milyonlarcası yerinden olmakta ve milyarca dolarlık hasarlar meydana gelmektedir. İklim değişikliğinin gerek doğrudan gerekse de dolaylı yoldan neden olduğu en önemli olaylardan biri de birtakım göçlere yol açtığı gerçeğidir. Bugün iklimle ilişkili olaylardan ötürü yerinden olan insan sayısı farklı karakterdeki olayların neden olduğu tüm göçlerden daha büyüktür. Güncel veriler bu göçlerin artan bir şekilde devam edebileceğini gösteriyor. Çok güncel bir konu olması sebebiyle henüz yerleşik, sınanabilir ve güçlü ampirik bulgulara dayalı bir literatür oluşmamıştır. Konuyla ilgili uluslararası literatür özelikle 2000'lerden sonra gelişim gösterirken, Türkiye boyutunda iklimsel göçe dair henüz bir tartışma alanı bile açılmış değildir. Halbuki Türkiye iklim değişikliği bağlamında dünyanın en riskli yerleri arasında gösterilmektedir. Türkiye gerek bulunduğu konum itibariyle gerekse de iç yapısal özellikleri itibariyle iklimsel göç olayından ziyadesiyle etkilenebilecek ülkeler arasındadır. Bu çalışmanın temel amacı iklimsel göç olayına dair hem küresel ölçekte hem de Türkiye boyutunda çok kapsamlı ve bütünlüklü bir fotoğraf ortaya koymaktır. Uluslararası veri tabanlarından (EM-DAT, IDMC vb.) ve ulusal kurumlardan (MGM, OGM vb.) temin edilen birtakım istatistiki veriler aracılığıyla ve yine Türkiye'nin birçok yerinde (15 ilde) ve farklı gruplarla (çiftçiler, köylüler, ziraat mühendisleri, ilgili kurum temsilcileri) yapılan görüşmeler yoluyla iklimsel afet ve göçlerin bir röntgeni çıkarıldı. Veriler, mekânsal ve betimsel analiz tekniklerine imkân tanıyan CBS ve MAXQDA gibi programlarda işlenerek görselleştirildi. Bulgular, iklimsel afet ve göç riski bağlamında dünyada ön plana çıkan üç bölgeden en kötüsünün Güneydoğu Asya, diğer iki bölgenin sırasıyla Orta Afrika ve Orta Amerika olduğunu göstermektedir. Türkiye boyutunda ise iklimle ilişkili afetlerde anlamlı bir artışın tespit edildiği ve buna bağlı olarak etkilenmenin fazla olduğu; tüm iklimsel afetler içinde özellikle kuraklık ve onunla ilintili olayların göç hareketleri üzerinde belirleyici etkisinin olduğu söylenebilir. Bölgesel düzeyde bakıldığında kurak ve yarı kurak iklim koşullarının varlık gösterdiği özellikle kuru tarım faaliyetlerinin yoğun olarak yapıldığı ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu bölgeleri ve daha az yoğunlukta İç Anadolu ile birlikte diğer bölgelerin kırsal yerlerinin göçün kaynak merkezleri, buna karşın iş imkanlarının nispeten daha iyi olduğu batıdaki büyük kentlerin, sulamalı tarım olanaklarının geliştiği kırsal/kentsel özellikteki yerlerin ve kıyı bölgelerinin göçün hedef mekanları olacağı düşünülmektedir. Çalışma hem küresel ölçekte hem de Türkiye boyutunda iklim değişikliği ile mücadelede ve iklimsel göçün yönetişimi konularında politika yapıcılara öneriler sunmaktadır.Article A Political and Ecological Approach To Environmental Disasters in the Vortex of Human Intervention, Climate Change, and Social Issues: the Case of Lake Marmara (Manisa)(Istanbul Univ, Fac Letters, dept Geography, 2024) Tekin, Mehmet Kadri; Deniz, OrhanThis research aims to examine the process experienced in Lake Marmara (Manisa), which has completely dried up over the last 10 years because of the combined effects of climate change and human factors, from the perspective of political ecology by focusing on the interrelationship between climate change, conflict, and migration. In this context, this study contributes to the literature that explains the sources of environmental problems arising from the combined effects of human and natural processes through the lens of political ecology. While the main data sources for the study consist of qualitative interviews and observation notes, significant use has also been made of statistical data and literature related to the lake and its surroundings. The findings reveal that climate change has a multiplier effect in places where the environment is viewed as a commodity and, consequently, poor governance practices are prevalent, significantly affecting agricultural yield losses, low-intensity conflicts, and migration movements. This study investigates the potential consequences of failing to implement healthy, sustainable, and equitable policies in climate-related sectors, particularly water resources, in today's Turkey, where human-induced environmental problems are increasingly affecting larger areas because of climate change. It emphasizes that taking measures in this regard is an urgent necessity rather than a choice and suggests that all relevant institutions should pay attention to developing environmentallyArticle Turizmin Ekonomik, Sosyo-kültürel ve Çevresel Açıdan Yerel Halkın Yaşam Kalitesine Etkileri: Batman Örneği(2020) Alaeddınoğlu, Faruk; Tekin, Mehmet KadriModern dünyanın yeni gezginleri (turistleri), farklı ve otantik olanı merak etmekte ve yeterli kaynağa sahip olan her destinasyonuziyaret edebilmektedirler. Ancak yeterli ve sürdürülebilir bir turizm arzı oluşturmanın yolu gelen taleplere cevap verebilmek kadarkendi halkının beklenti ve taleplerini doğru anlayabilmek ve yönetmekle mümkündür. Dolayısıyla turizmin en önemli paydaşlarındanbiri olan yerel halkın yaşam kalitesinin turizmden ne oranda etkilendiği bilgisi turizmi geliştirmenin ve yönetmenin ön şartlarındanbiridir. Bu bağlamda Batman kentinde yerel halkın yaşam kalitesini konu alan bu çalışma kent merkezinde ikamet eden 387 kişi ileyüz yüze anket yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Veriler bir paket program aracılığıyla düzenlendikten sonra çalışmanın amacıdoğrultusunda regresyon, korelasyon ve fark analizi testleri yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre Batman’da turizmin ekonomikaçıdan yerel halkın yaşam kalitesini belli değişkenler açısından olumlu yönde etkilediği anlaşılmaktadır. Buna karşın çevresel ve sosyokültürel açıdan ise karışık bir seyir izlediği ve olumsuz cevap verilen soru sayısının artığı anlaşılmaktadır. Örneğin, sosyo-kültüreldeğişkenlerden kaynaklı olarak kentle daha çok etkileşimde olan erkeklerin turizmin kültürel kaynaşmayı artırdığını, buna karşıneğitim düzeyi yüksek bireylerin turizmin özellikle gençler açısından kültürel yozlaşmaya sebep olduğunu düşünmeleri önemli iki tespitolarak düşünülebilir.