Browsing by Author "Torusdağ, Mustafa"
Now showing 1 - 10 of 10
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Analysis of the Relationship Between Money Supply and Macroeconomic Sizez With the Financial Liberalization Process: the Case of E7(2023) Avci, Fatma Kimya; Torusdağ, MustafaFinansal serbestleşme fikri 1970'li yıllarda Bretton - Woods sisteminde oluşan çökmeden sonra serbest kur sistemine geçişi ile önem kazanmıştır. 1980'li yıllar boyunca bu durum hızlanarak devam etmiştir. 1980'li yılların başında Türkiye 'de uygulanan yurtiçi üretimi korumaya yönelik ithal ikameci sanayileşme anlayışı benimsenmiştir ve finansal serbestleşmeye yönelik çalışmalar yapmaya zorlanmıştır. Türkiye'nin ekonomi yapısında finansal serbestleşmeye yönelik temeller 24 Ocak Kararları ile atılmıştır. Türkiye'de önemli bir ekonomi politikası değişikliği ortaya çıkmıştır ve ithal ikameci sanayileşme modeli terk edilerek ihracata dayalı sanayileşme modeline geçilmiştir. 1980'li yılların ikinci yarısından itibaren finansal serbestleşme sürecine girilmiştir. 1990'lı yıllarda tüm dünyada yapılanma ve değişim dönemi başlamıştır. Bu kapsamda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, finansal sistem üzerindeki kontrolleri kaldırmışlardır, devletin ekonomideki rolünü en az seviyeye indirerek sermaye piyasalarının tamamen kontrollerden bağımsız hale getirmişlerdir. Söz konusu finans politikalarının altında yatan en temel amaç, ekonomik kalkınmanın sağlanması ve yatırımlar için ihtiyaç duyulan sermayeye daha düşük maliyetlerle ulaşmak olmuştur. Finansal serbestleşme uygulamalarına ayak uydurmak ve getireceği avantajlardan yararlanmak isteyen ekonomik gelişmişliğe ulaşan ülkelerde olumlu sonuçlar verirken, ekonomik gelişmişliğe ulaşamayan ülkelerde ise ekonomik ve politik maliyeti yüksek krizlere neden olmuştur. Gelişme sürecinde olan ülkeler gibi E7 ülkelerinde finansal serbestleşme süreci boyunca uyum sağlamakta zorlanmıştır. Finansal sermayenin sınırlarını ortadan kaldıran finansal serbestleşme politikaları ülkelerin uluslararası alanda bağımsız para politikası belirleyebilme gücünü ortadan kaldırmıştır. Finansal serbestleşme sürecinde uygulanmakta olan para politikaları güçleşmiş ve farklılaşmıştır. E7 ülkelerinde uygulanan para politikası ile ulaşılması hedeflenen amaç ve bu amaca ulaşabilmek için kullanılacak araç ve stratejilerde değişiklikler meydana gelmiştir. Finansal serbestleşme sürecinde para politikasının temel amacı fiyat istikrarı mekanizmasını sağlamak olmuştur. Bu çalışmada temel amaç, E7 ülkelerinin ekonomilerinde 1980'li yıllardan itibaren uygulanmaya başlanan finansal serbestleşme süreci teorik olarak incelenmiş ve finansal serbestleşmeye yönelik politikalar tarihsel zaman içerisinde ele alınıp değerlendirilmiştir. Uygulanmakta olan finansal serbestleşme politikalarının para politikası üzerindeki etkisi ve geçmişten günümüze kadar uygulamaya konulan bütün para politikası stratejileri makroekonomik değişkenlerle incelenmiştir. Bu çalışmada 1990-2021 yılları arasında E7 ülkeleri (Türkiye, Hindistan, Brezilya, Meksika, Endonezya, Rusya ve Çin) için Cari Açık, Reel Faiz, İşgücü (İstihdam, Enflasyon, Ticari Açıklık Oranı, Döviz Kuru ve Küreselleşme'nin para arzı ile ilişkisi Breusch ve Pagan (1980) ait yatay kesit bağımlılığı testi, Pesaran ve Yamagata (2008) ait olan Swamy testi ile değişkenlerde ortaya çıkan homojenlik oranı test edildikten sonra Westerlund ve Edgerton (2007) panel eşbütünleşme testi ve Kónya (2006) bootstrap panel nedensellik testleri ile analizi yapılmıştır. Kónya (2006) bootstrap panel nedensellik testi ile analizi bulguları sonucunda, E7 ülkelerinde, sadece enflasyondan para arzına ve reel faiz oranından para arzına doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi panel geneli için bulunmuştur. Ülkeler için nedensellik ilişkisi incelendiğince ise, enflasyondan para arzına nedensellik ilişkisi Türkiye, Hindistan, Endonezya ve Rusya için bulnurken, reel faiz oranından para arzına doğru nedenselik ilişkisi Türkiye, Meksika, Endonezya ve Rusya için bulunmuştur. Döviz kurundan para arzına doğru nedensellik ilişkisi sadece Türkiye için bulunurken, Türkiye, Brezilya, Meksika, Rusya ve Çin'de ise cari açıktan para arzına doğru nedensellik ilişkisi olduğu bulunmuştur. Endonezya ve Rusya için istihdamdan para arzına doğru nedensellik ilişkisi bulunurken Rusya ve Çin'de finansal küreselleşmeden para arzına doğru nedensellik ilişkisi olduğu sonucuna varılmıştır.Master Thesis Analyzing the Relationship Between Economic Growth and Greenhouse Gas Emissions and Climate Change in Selected Developed Countries(2025) Kaçmaz, Emrullah; Torusdağ, MustafaEnerji üretimi ve tüketimi, modern toplumların gelişiminde hayati bir rol oynamakla birlikte, çevresel sürdürülebilirlik üzerindeki etkileri açısından da kritik öneme sahiptir. Fosil yakıtların yaygın kullanımı sonucu oluşan CO₂ emisyonları, küresel ısınma ve iklim değişikliğine yol açarak çevreyi tehdit etmektedir. Bu bağlamda, yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesi ve enerji verimliliğinin artırılması, çevresel etkileri azaltmada temel stratejiler arasında yer alır. Bu tezde, seçilmiş gelişmiş ülkelerde fosil yakıt tüketimi ve yenilenebilir enerji kullanımı ile CO₂ emisyonları arasındaki ilişkiler, 1985-2022 dönemine ait verilerle panel veri analizi yöntemleri kullanılarak incelenmiştir. Petrol, doğalgaz, kömür gibi fosil yakıtlar ve yenilenebilir enerji tüketimleri bağımsız değişkenler olarak modellenirken, CO₂ emisyonları bağımlı değişken olarak ele alınmıştır. Yatay kesit bağımlılık testleri, birim kök analizleri ve uzun dönem eşbütünleşme testleri uygulanarak değişkenler arasındaki dinamik ilişkiler ortaya konulmuştur. Analiz sonuçları, fosil yakıt tüketiminin CO₂ emisyonlarını artırıcı etkisini doğrularken, yenilenebilir enerji tüketiminin emisyonları azalttığını göstermektedir. Ayrıca, ekonomik büyüme ve sanayileşmenin, emisyon artışındaki belirleyici rolü vurgulanmıştır. Bu bulgular, enerji politikalarının çevresel sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu hale getirilmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır.Article Cari Açık - Bütçe Açığı ve Faiz Oranı İlişkisi Bağlamında İkiz Açık ve Üçüz Açık Hipotezinin Geçerliliği: 1990-2019 Dönemi Türkiye Örneği(2021) İnançlı, Selim; Torusdağ, MustafaBu çalışmada 1990-2019 dönemi için Türkiye’de net tasarruf oranı ve faiz oranları kapsamında ‘ikiz açık’ ve ‘üçüz açık’ hipotezlerinin geçerliliği Bayer-Hanck (2012) eşbütünleşme testi ve HackerHatemi J (2006) nedensellik testi ile analiz edilmektedir. Hacker ve Hatemi-J (2006) nedensellik analizi bulgularına göre, bütçe açığından cari açığa, bütçe açığından faiz oranına, faiz oranından cari açığa ve faiz oranından tasarruf oranına doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye için incelenen dönem için, ‘İkiz Açık’ hipotezinin geçerliliği kabul edilmekte ancak üçüz açık hipotezinin geçerli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.Master Thesis Economic Growth of Subjective and Objective Taxes Effect On: Turkey Case(2023) İnal, Zeynep; Torusdağ, MustafaVergiler, ekonomik ve mali göstergeleri yakından ilgilendiren bir kamu gelir kaynağıdır. Aynı zamanda önemli bir politika aracı olan vergiler, çeşitli amaçların gerçekleştirilmesinde de kullanılmaktadır. Bu amaçlardan bir tanesi de ekonomik büyümenin sağlanmasıdır. Ekonomik büyümenin dinamikleri incelendiğinde, vergiler ile yakın ilişki içerisinde olduğu görülmektedir. Bu durum ekonomik büyüme teorilerinde de ele alınmaktadır. Ayrıca konuya ilişkin birçok ampirik çalışmada söz konusudur. Bu çalışmada da vergilerin subjektif ve objektif sınıflandırılması üzerinden ekonomik büyüme üzerindeki etkileri Türkiye örneği üzerinden incelenmiştir. 1990-2021 dönemi yıllık verileri kullanılarak yapılan ARDL Sınır Testi ile objektif vergilerden kurumlar vergisinin ekonomik büyüme üzerinde pozitif etkisi tespit edilmiştir. Katma Değer Vergisi ve subjektif vergileri temsilen modele dâhil edilen Gelir Vergisi'nin ekonomik büyüme üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Bu bulgular ışığında çalışma politika önerileri ile sonlandırılmıştır.Article Entelektüel Sermaye – Firma Değeri İlişkisi: Borsa İstanbul’da Ampirik Bir Analiz(2019) Karabayır, Mehmet Emin; Torusdağ, Mustafa; Barut, Abdulkadirİşletmelerin en temel hedeflerinden birisi firma değerini maksimize etmektir. Böylece işletmelerbir taraftan paydaşlarının refahını artırırken, diğer taraftan da daha fazla yatırımcının ilgi alanınagirebilirler. Firma değerinin belirlenmesi ise belirli yöntem ve teknikler gerektirir. Bilgi tabanlıekonomilerde, firma değerini belirlemek için kullanılan geleneksel yöntemlerin yanındaentelektüel sermayenin de dikkate alınması elzemdir. Entelektüel sermaye, işletmelere rekabetavantajı sağlayacak ve firma değerini üst seviyelere çıkarabilecek en önemli kaynaklardanbirisidir. Bu çalışma da entelektüel sermayenin firma değeri üzerindeki etkisini incelemek amacıile yapılmıştır. Çalışmada Borsa İstanbul’da (BİST) faaliyet gösteren 115 firmanın 2010-2016dönemi verileri Panel Eşbütünleşme Analizi ile incelenmiştir. Yapılan analizler sonucundaentelektüel sermayenin firma değeri üzerindeki etkisinin literatürle uyumlu bir şekilde pozitifolduğu, yani entelektüel sermayede meydana gelen artışın firma değerini de artırdığı tespitedilmiştir.Article Finansal Gelişme Ekonomik Büyüme ve Vergi Gelirleri İlişkisi: Türkiye Örneği(2020) Torusdağ, Mustafa; Barut, Abdulkadır; Bardakçi, HasanBu çalışmada 1965-2018 dönemi, ekonomik büyüme ve finansal gelişmenin vergi gelirlerine etkisini ARDL sınır testi yaklaşımıyla ve Pairwise Granger nedensellik testleriyle Türkiye için incelenmektedir. Analiz sonuçlarına göre, kısa dönemde büyümenin vergi gelirlerine negatif bir etkisi olurken, finansal gelişme hem kısa hem de uzun dönemde vergi gelirlerini arttırmaktadır. Pairwise Granger nedensellik testi sonuçlarına göre, hem büyüme ve vergi gelirleri arasında hem de finansal gelişme ve vergi gelirleri arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğu bulunmuştur.Article Finansal Tabana Yayılma ve Vergi Gelirleri İlişkisi: Türkiye Örneği(2020) Barut, Abdulkadır; Gorgün, Mehmet Ragıp; Torusdağ, MustafaFinansal tabana yayılma bir toplumda yaşayan bireylerin finansal sisteme dahil olmasıylabirlikte artan teknoloji düzeyine de bağlı olarak vergi gelirlerinin artışına katkı da bulunabilir.Vergi gelirlerinde artışa finansal tabana yayılma etkisinin olup olmadığı çalışmada araştırılmaktadır. Bu çalışmada tabana yayılmanın vergi gelirlerine etkisi, 1965-2018 dönemi Türkiye içinADF (1981) birim kök testi, Bayer-Hanck (2012) eşbütünleşme ve DOLS eşbütünleşme testleriyleincelenmiştir. Analiz sonuçlarına göre, finansal tatbana yayılmanın vergi gelirlerini arttırdığı yönündedir. Kişi başına gelir ve kurumsal vergi gelirleri ile vergi gelirleri arasında pozitif yönlübir ilişki tespit edilmiştir.Master Thesis R&d Expenditures, Foreign Trade and Growth Relationship in New Industrial Countries(2021) Hakkıtanır, Rükiye; Torusdağ, MustafaKüreselleşmenin hız kazandığı, ülkelerarası rekabetin arttığı, Ar-Ge, inovasyon ve teknolojinin ön plana çıktığı bir dünyada, ülkelerin Ar-Ge harcamalarının, dış ticaret ve ekonomik büyümeyle ilişkisinin incelenmesi önem arz etmektedir. Küresel pazarda ülkelerin ön plana çıkabilmesi, inovasyon ve Ar-Ge ile mümkün olabilmektedir. Ar-Ge yeni hizmet ve ürün geliştirme süreci olarak tanımlanmaktadır. Ürün ve hizmet çeşitliliği çok fazla olduğundan fark yaratabilmek, yenilik ortaya koyabilmek inovasyon ile mümkün olabilmektedir. Tam bu noktada Ar-Ge faaliyetlerinin varlığı önem arz etmektedir. Nitekim, ülkelerin gelişmişlik düzeyi göstergelerinden biri de Ar-Ge harcamalarıdır. Ar-Ge ile elde edilen teknolojik ilerlemeler üretim maliyetlerinin azalmasını sağlamada ve zamanla tasarrufu da beraberinde getirmektedir. Ar-Ge harcamaları ülkelere, firmalara rekabet ve verimlilik artışı gibi avantajlar sağlamaktadır. Bununla beraber teknolojik olarak ülkelerin dışa bağımlılığını azaltmakta ve yabancı sermayenin ülkeye girişini sağlamatadır. Bu çalışmada 2000-2019 dönemini Türkiye, Brezilya, Güney Afrika, Güney Kore, Yunanistan, Kolombiya, Meksika, Hindistan, Tayland ve Çin olmak üzere 10 yeni sanayileşen ülke için Ar-Ge harcamalarının ekonomik büyüme ve dış ticaret ilişkisi yönüyle Taylor ve Sarno (1998) MADF birim kök testi, Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) panel nedensellik testiyle ekonometrik analizi yapılmıştır. Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) panel nedensellik analizi bulguları sonucunda, panel geneli analiz bulguları doğrultusunda, yeni sanayileşen 10 ülkede ticaret ve Ar-Ge ile ithalat ve Ar-Ge arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi, ayrıca Ar-Ge'den ihracata, ekonomik büyümeden Ar-Ge'ye, ihracattan ekonomik büyümeye ve ithalattan ekonomik büyümeye tek yönlü nedensellik ilişkisi bulunmuştur. Bununla beraber, ihracattan ekonomik büyümeye ve ithalattan ekonomik büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi olmasından dolayı, ihracata dayalı ve ithalata dayalı büyüme hipotezlerinin yeni sanayileşen 10 ülke ekonomisi için geçerli olduğu sonucu ortaya çıkmıştırMaster Thesis Relationship Between Defense Expenditures,unemployment, Exchange Rate, and Interest Rate:the Case of Turkey(2024) Eren, Hijan; Torusdağ, MustafaBu çalışma, Türkiye ekonomisinde savunma harcamaları ile döviz kuru, işsizlik ve faiz oranı arasındaki ilişkileri inceleyerek, savunma harcamalarının bu ekonomik göstergeler üzerinde mevcut olduğunu analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu çalışmanın amacı savunma harcamalarının işsizlik, faiz oranları ve döviz kurları üzerindeki etkisini incelemektir. Temel amacı, savunma harcamalarının ekonomik değişkenler üzerindeki etkisini anlamak ve bu etkilerin politika yapıcılar için önemini vurgulamaktır. Bu bağlamda çalışmada panel veri analizi kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçları savunma harcamalarının işsizlik üzerinde önemli bir etkisinin olduğunu gösteriyor. Savunma harcamalarındaki artışın özellikle savunma sanayi ve ilgili alanlarda istihdamı artırdığı, dolayısıyla işsizlik oranını düşürdüğü tespit edildi. Ayrıca savunma harcamalarının faiz oranları üzerindeki etkisi araştırılmış ve bu bağlamda çelişkili sonuçlar elde edilmiştir. Bazı durumlarda savunma harcamalarındaki artış faiz oranlarını artırdı, diğerlerinde ise etki zayıf veya belirsiz oldu. Döviz kuruna göre ise savunma harcamalarının genellikle döviz kuru üzerinde sınırlı bir etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Ancak savunma harcamalarındaki artış bazı durumlarda ülkenin dış ticaret dengesini ve dolayısıyla dolaylı olarak döviz kurunu etkileyebilmektedir. ADF birim kök testi, Bayern-Hanck (2012) eşbütünleşme testi, Fourier Todo Yamamoto (2016), Hacker-Hatemi (2006) nedensellik testleriyle 1990-2022 dönemi Türkiye için incelemiştir. Fourier Todo Yamamoto (2016), Hacker-Hatemi (2006) nedensellik testleri analiz bulguları doğrultusunda, Türkiye için İşsizlik oranı ve faiz oranı arasında, işsizlik ve döviz kuru arasında, işsizlik ve savunma harcamaları arasında, savunma harcamaları ve döviz kuru arasında, döviz kuru ve faiz oranı arasında ve savunma harcamaları ve faiz oranı arasında çift yönlü nedesnellik ilişkisi olduğu sonucuna varılmıştır.Article Savunma Harcamaları Cari Açık ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Türkiye Örneği(2020) Gül, Ekrem; Torusdağ, MustafaEkonomi literatüründe savunma harcamaları, cari açık ve ekonomikbüyümeye etkisi ile ilgili amprik literatürde çok fazla çalışmabulunmamaktadır. Bu çalışmada Türkiye’nin savunma harcamalarının cariaçık ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi araştırmak için 1990-2017dönemi yıllık verileri kullanılarak amprik analizler yapılmıştır. Savunmaharcamalarının ekonomik büyümeye etkisini Keynesyen, Neo-Klasikyaklaşım teorileri bağlamında izah edilmiş ve savunma harcamalarınınekonomik etkileri cari açık bağlamında ifade edilmiştir. Öncelikle birim köktestleri uygulanacak, GSMH ve savunma harcamalarının sırasıyla bağımlıdeğişken olarak alındığı iki farklı model kurularak (EG-J-Ba-Bo)eşbütünleşme analizleri sonrasında Hacker-Hatemi (2006) ve değişkenlerarasındaki nedensellik dönemlerini belirleyebilmek için Hacker-Hatemi(2006)’nin Toda-Yamamoto (1995) testinden geliştirdiği Bootstrap Toda-Yamamoto nedensellik testi temelli zamanla değişen nedensellik analizleriuygulanmıştır. Hacker ve Hatemi (2006) nedensellik testine göre, silahihracatı, silah ithalatı ve askeri personel sayısından savunma harcamalarınadoğru tek yönlü nedensellik ilişkisi bulunurken, savunma harcamaları vebüyüme ilişkisinde herhangi bir nedenselik ilişkisi bulunamamıştır.Türkiye’de savunma harcamaları ve ekonomik büyüme nedensellikilişkisinde nötralite hipotezinin geçerli olduğu görülmektedir. Zamanladeğişen nedensellik analizine göre Türkiye’de cari açıktan büyümeye doğrunedensellik ilişkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Türkiye’nin 1990-2004,1991-2005, 1992-2006, 1993-2007, 1994-2008, 1995-2009, 1996-2010, 1997-2001,1998-2012, 1999-2013, 2000-2014, 2001-2015, 2002-2016, 2003-2017 belirtilenalt dönem aralığında cari açık vererek büyüdüğü ifade edilebilmektedir.1990-2017 arasındaki alt dönemler için cari açıktan büyümeye, 1993-2007dönemi haricindeki diğer dönemlerde cari açıktan askeri harcamalara, 1995-2009 dönemi dışındaki alt dönemlerde askeri harcamalardan cari açığa ve1994-2008, 1995-2009 dönemleri haricindeki diğer dönemlerde ekonomikbüyümeden askeri harcamalara doğru tek yönlü nedensellik ilişkisininolduğu tespit edilmiştir. Savunma harcamalarından ekonomik büyümeyedoğru tek yönlü nedensellik ilişkisi 1994-2008 dönemi dışında diğer altdönemlerde geçerli olduğu görülmektedir.