Browsing by Author "Tulgar, Metin"

Now showing 1 - 5 of 5

Beyin Sapı İşitsel Potansiyeli Kayıtlarının Yaş ve Cinsiyete Göre Standardizasyonu
(2002) Anlar, Ömer; Çankaya, Hakan; Erdem, Nuh Mehmet; Akan, Zafer; Tulgar, Metin
Amaç: Bu çalışmanın amacı, gelecekte benzer hastaların sonuçlarını değerlendirmede referans oluşturmak üzere Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Araştırma Hastanesi normal auditory brainstem response (ABR) kayıtlarının yaş ve cinsiyete göre standartlarının belirlenmesidir. Metod: Her yaş grubundan toplam 188 sağlıklı erkek ve bayana 90 dB HL'de 10/s stimulus sıklığı ile ABR testi uygulandı. Bulgular: I.,II.,III.,IV. ve V. dalgalara ait Latans ve Inter Peak Latans (IPL) değerleri kaydedildi ve standart sapmaları da (SS) hesaplandı. Sonuç: Laboratuvarlar arasında farklı standart değerlerin olabileceği gerçeğine uygun olarak; Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Odyoloji Laboratuvarı için ABR standartları ortaya konuldu.
Diabetik Polinöropatide Tens Uygulaması ile Ayak Ülserlerinin İyileşmesi: Bir Olgu Sunumu
(2002) Tulgar, Metin; Algül, Ekrem; Kavak, Servet; Tulgar, Oya
Diabetik hastalarda alt ekstremitelerde iskemik ağrılara yol açan vasküler sorunların ortaya çıktığı, periferik nöropati ve kanlanma yetersizliğinin patogenezinde rol oynadığı ayak ülserlerinin gelişebildiği bilinmektedir. Bu olgu sunumunda, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesi Dahiliye Polikliniği'ne ayaklarda nöropatik ağrı ve ülser yakınması ile başvuran 58 yaşındaki, 16 yıllık diabetli bir bayan hastada Transkütanöz Elektriksel Sinir Stimülasyonu (TENS) seansları süresince ayak ülserlerinde görülen gerileme ve 30 günlük tedavi sonundaki iyilik hali bildirilmiştir. TENS tedavisinin ülserlerin iyileşmesinde oynayabileceği rol tartışılmıştır ve TENS tedavisi ile benzeri bulguları olan hastalarda vazodilatasyon ve kronik ülserlerde iyileşme sağlanabildiği konusundaki çalışmalar gözden geçirilmiştir.
The Effects of High-Rate Frequency Modulation Treatment on Malondialdehyde in Diabetic Polineuropaty
(Blackwell Publishing, 2006) Kavak, Tuyana; Kavak, Servet; Emre, Mustafa; Tulgar, Metin; Dulger, Haluk; Cankaya, Soner
Effects of Noise Pollution Over the Blood Serum Immunoglobulins and Auditory System on the Vfm Airport Workers, Van, Turkey
(Springer, 2011) Akan, Zafer; Korpinar, Mehmet Ali; Tulgar, Metin
Noise pollution is a common health problem for developing countries. Especially highways and airports lead to noise pollution in different levels and in many frequencies. In this study, we focused on the effect of noise pollution in airports. This work aimed measurements of noise pollution levels in Van Ferit Melen (VFM) airport and effect of noise pollution over the immunoglobulin A, G, and M changes among VFM airport workers in Turkey. It was seen that apron and terminal workers were exposed to high noise (> 80 dB(A)) without any protective precautions. Noise-induced temporary threshold shifts and noise-induced permanent threshold shifts were detected between the apron workers (p < 0.001) and terminal workers (p < 0.005). IgA values of apron terminal and control group workers were approximately the same in the morning and increased in a linear manner during the day. This increase was statistically significant (p < 0.001). IgG and IgM values of apron, terminal, and control group workers were approximately same in the morning. Apron and terminal workers IgG and IgM levels were increased until noon and then decreased until evening as compare to control group, but these changes were not statically significant (p > 0.05). These findings suggested that the noise pollution in the VFM airport could lead to hearing loss and changes in blood serum immunoglobulin levels of airport workers. Blood serum immunoglobulin changes might be due to vibrational effects of noise pollution. Airport workers should apply protective precautions against effect of noise pollution in the VFM airport.
Investigation of Serum Iron, Iron Binding and Ferritin Levels in Patients With Chronic Hepatit B
(2014) Korkmaz, Fehim; Tulgar, Metin
Korkmaz F. Kronik hepatit B hastalarında serum demir, demir bağlama kapasitesi ve ferritin düzeylerinin araştırılması, Yüzünciyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Biyofizik Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Van, 2014. Bu çalışmanın amacı, kronik hepatit B hastalarında serum demir, serum demir bağlama kapasitesi ve ferritin değerleri ile karaciğerde ki inflamasyon arasında birer ilişki olup olmadığı araştırmaktır. Çalışma süresince her 3 gruptan 15 er kişi olmak üzere toplam 45 kişi çalışmaya dâhil edildi. Üzerinde durulan özellikler için gruplara göre tanımlayıcı istatistikler ve karşılaştırma sonuçları incelendiğinde Demir ve Ferritin bakımından gruplar arasındaki farklılıkların istatistik olarak önemli olmadığı buna karşılık, Demir Bağlama Kapasitesi bakımından gruplar arası farkın önemli olduğu görülmektedir. Buna göre serum demir bağlama kapasitesi; en yüksek 275,38 ile sağlıklı grupta saptanırken, bunu 223,99 ile tedavi almayan grup ve 192,20 ile de tedavi alan grup izlemiştir. Tedavi alan gruptan farkı istatistik olarak önemli olmamakla birlikte, en düşük demir bağlama kapasitesi tedavi alan grupta gözlenmiştir. Benzer şekilde Tedavi almayan gruptan olan farkı istatistik olarak önemli olmamakla birlikte en yüksek değer ise sağlıklı gruptan elde edilmiştir. Kontrol (sağlıklı) grubuna göre özellikle tedavi alan grubun demir bağlama kapasitesinin önemli derecede düşmesi dikkat çekicidir. Özellikler arası ilişkiler ise gruplarda ayrı ayrı olmak üzere incelendiğinde, tedavi grubunda demir ile demir bağlama kapasitesi arasında (% 86.5) ve Kontrol grubunda da demir ile ferritin arasında (%61.8) istatistik olarak önemli olan korelasyon bulunmuştur. Buna göre Kontrol grubunda Ferritin artarken % 61.8 oranında demir de artmakta iken veya demir artarken % 61.8 oranında ferritinde de artmakta iken, Tedavi grubunda; demir artarken, % 86.5 oranında demir bağlama kapasitesinin azaldığı görülmüştür. Bu durumunda Tedavi alan grupta demirin artması ile birlikte demir bağlama kapasitesinin azalma eğilimde olduğu söylenebilir. Sonuç olarak; Hepatit B hem mortalite hem de morbilitesi yüksek olan ciddi ekonomik ve sosyal kayıplarla sonuçlanan bir hastalıktır. Bu hastalığın hem tanı hem de tedavisinin takibi aşamasında karaciğer biyopsisinde daha az invazif ve daha az riskli parametrelere ihtiyaç bulunmaktadır.