Browsing by Author "Tuncay, Rabia Mehtap"
Now showing 1 - 15 of 15
- Results Per Page
- Sort Options
Article Antimicrobial Resistance Properties, Biofilm, and Meca Gene Presence in Staphylococcus Aureus Isolated From Raw Milk Sold in Van, Türkiye(2023) Tuncay, Rabia Mehtap; Sancak, Yakup CanStaphylococcus aureus can cause foodborne poisoning and can form biofilms, reducing enterotoxin production and the penetration rate of antibiotics. Therefore, infections and poisonings caused by S. aureus can be difficult to treat. The aim of this study was to investigate the antibiotic resistance levels of S. aureus isolates obtained from raw milk and the presence of biofilm and mecA gene and to reveal the risk to public health. S. aureus was isolated in 30 (30%) of 100 raw milk samples obtained from Van province. A total of 48 S. aureus isolates were obtained from 30 samples. All 48 isolates (100%) obtained were resistant to penicillin G and cefoxitin, 4 (8.33%) to sulfamethoxazole-trimethoprim and chloramphenicol, and 25 (52.08%) to erythromycin. All of the isolates (100%) were found to be susceptible to ceftriaxone. In addition, 26 (54.16%) of the obtained isolates were found to be resistant to at least 3 antibiotics. The strains found to be resistant to penicillin and cefoxitin were also intermediate to at least one of the antibiotics. Biofilm genes were detected in 18 of the S. aureus isolates (37.5%). Twelve of the biofilm-forming isolates contain icaA (66.6%), 3 contain icaD (16.6%) and the other 3 contain bap genes (16.6%). Three of the isolates contain icaA and icaD genes and the other three isolates contain icaA and bap genes together. It was determined that only 2 of the isolates contained the mecA gene. The isolates containing the mecA gene also contained the icaA and icaD genes. In conclusion, the fact that S. aureus isolates had high antibiotic resistance, biofilm-forming genes, and methicillin resistance genes showed that raw milk may be a serious public health problem.Master Thesis Determination of Milk and Dairy Products Consumption Habits and Knowledge Levels of Adolescent Individuals(2024) Çelik, Kevser; Tuncay, Rabia Mehtap. Bu çalışma Gaziantep ilinde Ocak- Ağustos 2024 tarihleri arasında 10-19 yaş grubu 100 adölesan bireyin süt ve süt ürünleri tüketimi ve bilgi düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmış tamamlayıcı kesitsel bir çalışmadır. Katılımcılara genel bilgiler, süt ve süt ürünlerine ilişkin bilgiler, süt ürünleri tüketim sıklığı, süt ve süt ürünleri tüketimi ve bilgi düzeylerine yönelik tutum ölçeğinin değerlendirildiği anket uygulanmıştır. Araştırmaya katılan adölesanların %58'i kız, %42'si erkektir. %89'unun gelişim durumu normal olup %15-85 persentilde yer almaktadır. Gelişim durumu ile süt ve süt ürünleri tüketimi, tüketim sıklığı ve bilgi düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı (p>0.05) bir ilişki saptanmamıştır. Gelişim durumu normal olan grupta, yarım yağlı veya light süt içenlerin oranı (%39.3), kısa-zayıf olan gruptan (%72.7) anlamlı bir şekilde (p<0.05) daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Adölesan bireylerin eğitim seviyesi ve ailelerin gelir düzeyi ile süt ve süt ürünleri tüketimi ve bilgi düzeyi arasındaki anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p>0.05). Adölesanların %71'i sabah kahvaltı yapmakta ve %75'i sütü severek tüketmektedir. %60'ı steril (UHT) süt tüketmekte, %86'sı peynir ve yoğurt tüketmeyi, %93'ü ayran tüketmeyi sevmektedir. Süt ve süt ürünleri içerisinde en az tereyağı ve kaymak tüketildiği tespit edilmiştir. Adölesanların süt ve süt ürünleri bilgi düzeyi, ölçeğin puanına göre hesaplandığında iyi düzeyde olduğu saptanmıştır. Adölesan bireylerin büyük çoğunluğunun süt ve süt ürünlerini sevmesine rağmen süt tüketme sıklığının yeterli düzeyde olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle süt ve süt ürünleri tüketiminin artmasına yönelik faaliyetlerin geliştirilmesi, reklam ve propaganda çalışmalarının artması sağlanmalı ve eğitim hayatının en başından itibaren müfredata beslenme dersi eklenmeli, beslenme uzmanlarının belirli aralıklarla beslenme eğitimi vermesi sağlanmalı ve aileler bu konuda bilinçlendirilmedir. Yapılan bu çalışmanın farklı gruplarda yer alan bireylerin süt ve süt ürünleri bilgi düzeyleri ve tüketim durumlarının belirlenmesine yönelik ileride yapılması planlanan başka çalışmalara katkı sağlaması açısından önemli olduğu düşünülmektedir.Article The Determination of Some Microbiological and Chemical Features in Herby Cheese(Mdpi, 2019) Ekici, Kamil; Okut, Hayrettin; Isleyici, Ozgur; Sancak, Yakup Can; Tuncay, Rabia MehtapThe objective of this study is to measure the amounts of biogenic amines, microbial counts, values of pH, titratable acidity, dry matter, and salt (%) in herby cheese, a very popular staple in the Turkish diet, and to evaluate the concentration of biogenic amines in terms of public health risks. A high-performance liquid chromatography (HPLC) method was used for the determination of eight biogenic amines in 100 herby cheeses sold in the local markets of Van. The bacterial load of the herby cheeses ranged between 4.0 and 8.90 log CFU/g for viable total aerobic mesophilic bacteria (TAMB), <1 and 7.0 log CFU/g for lactic bacteria (LAB), <1 and 6.08 log CFU/g for coliform bacteria, <1 and 5.81 log CFU/g for Enterobacteriaceae, <1 and 2.60 log CFU/g for Staphylococcus aureus, and 3.70 and 8.05 log CFU/g for yeasts and molds. The results obtained suggested significant changes in the pH, titratable acidity, dry matter, and salt contents of the examined herby cheese samples. The detection levels of biogenic amines in the samples ranged from <0.025 to 33.36 mg/kg for tryptamine, from <0.038 to 404.57 mg/kg for beta-phenylethylamine, from 0.03 to 426.35 mg/kg for putrescine, from <0.039 to 1438.22 mg/kg for cadaverine, from <0.033 to 469 mg/kg for histamine, from <0.309 to 725.21 mg/kg for tyramine, from <0.114 to 1.70 mg/kg for spermidine, and from <0.109 to 1.88 mg/kg for spermine. As a result, these cheeses are fit for consumption in terms of the amounts of biogenic amines they contain.Article Divle Tulum Peyniri(2018) Tuncay, Rabia Mehtap; İşleyici, Özgür; Sancak, Yakup CanTürkiye yerli peynir çeşitleri açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Son yıllarda hem Dünyada hem de Türkiye'de tüketicilerin geleneksel tat ve lezzetlere olan ilgisinin artması, bu potansiyelin değerlendirilmesi açısından önemli bir etkide bulunabilir. Ancak yerel olarak üretilen bu peynir çeşitlerimizin üretim metotları ve ürün özellikleri bakımından süratle standardizasyonlarının yapılması gerekmektedir. Peynir çeşitlerinin iç ve dış pazarlarda rekabet edebilmesi için standart üretim şarttır. Ülkemizde yerel peynir çeşitleri üzerinde birçok çalışma yapılmış olmasına rağmen henüz çok az peynir çeşidimizin üretim ve ürün standardı bulunmaktadır. Divle tulum peyniri de ülkemizde üretilen önemli peynir çeşitlerimizden birisidir. Divle obruk peyniri olarak da bilinmektedir. İsmini üretildiği Karaman İline bağlı Ayrancı İlçesi sınırları içerisinde bulunan Divle (Üçharman) köyünden ve bu köyde bulunan Divle Obruğundan almaktadır. Bu bölgede yüzlerce yıldır üretilen ve sevilerek tüketilen bu peynir çeşidi, koyun sütünden üretilen ve olgunlaştırıldıktan sonra tüketilen bir tulum peyniri türüdür. Olgunlaştırmanın yapıldığı doğal mağarada (Divle Obruğu) bulunan mikroflora, olgunlaşma esnasında deri tulumların yüzeyini kaplayıp peynirin içerisine nüfuz ederek peynire kendine has müthiş bir lezzet kazandırmaktadır. Son yıllarda üzerinde daha fazla durulmaya başlanan bu peynir çeşidi, uzmanlar tarafından da dünyanın önemli peynir lezzetlerinden kabul edilmektedir. Bu derlemede; Divle tulum peynirinin üretim şekli hakkında bilgi verilerek, bu peynir üzerinde yapılan sınırlı sayıda çalışmalardan elde edilen sonuçların özetlenmesi amaçlanmıştır.Master Thesis Examination of Tuna Canned Fish Offered for Sale in the Market for Heavy Metals(2023) Rüstemli, Nermin; Tuncay, Rabia MehtapBu çalışma, Van ilinde Eylül-Kasım 2022 tarihleri arasında satışa sunulan suda, yağda ve soslu ton balığı konservelerinde ağır metal birikiminin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla, 35 adet su içerisinde ton balığı, 35 adet yağ içerisinde ton balığı ve 35 adet sos içerisinde ton balığı olmak üzere toplam 105 adet konserve ton balığı analiz edilmiştir. Örneklerin analize hazırlanma aşamasında mikrodalga yaş yakma yöntemi kullanılmıştır. Hazırlanan örneklerin ağır metal düzeyleri İndüktif Eşleşmiş Plazma ve Kütle Spektrometre (ICP-MS) cihazı kullanılarak ölçülmüştür. Tüm verilerin ortalamaları incelendiğinde Mg, Al, P, K, Ca, Cr, Mn, Fe, Co, Ni, Cu, Zn, As, Se, Sr, Cd, Sn, Ba, Hg ve Pb soslu, ton balıkları örneklerinde sırasıyla 565.46 mg/kg, 14.16 mg/kg, 2268.95 mg/kg, 2448.32 mg/kg, 136.27 mg/kg, 0.47 mg/kg, 0.78 mg/kg, 21.99 mg/kg, 0.03 mg/kg, 0.40 mg/kg, 1.04 mg/kg, 45.84 mg/kg, 0.80 mg/kg, 0.83 mg/kg, 8.60 mg/kg, 0.68 mg/kg, 39.39 mg/kg, 4.38 mg/kg, 0.41 mg/kg, 0.09 mg/kg; suda ton balıklarında ortalama Mg, Al, P, K, Ca, Cr, Mn, Fe, Co, Ni, Cu, Zn, As, Se, Sr, Cd, Sn, Ba, Hg ve Pb değerleri sırasıyla 524.90 mg/kg, 13.65 mg/kg, 2233.17 mg/kg, 2422.14 mg/kg, 104.87 mg/kg, 0.47 mg/kg, 0.48 mg/kg, 20.64 mg/kg, 0.03 mg/kg, 0.40 mg/kg, 0.99 mg/kg, 18.85 mg/kg, 0.65 mg/kg, 0.71 mg/kg,7.27 mg/kg, 0.49 mg/kg, 37.01 mg/kg, 4.33 mg/kg, 0.15 mg/kg, 0.05 mg/kg, yağlı ton balıklarında ise Mg, Al, P, K, Ca, Cr, Mn, Fe, Co, Ni, Cu, Zn, As, Se, Sr, Cd, Sn, Ba, Hg ve Pb değerleri sırasıyla 1773.13 mg/kg, 18.85 mg/kg, 9553.04 mg/kg, 1315.84 mg/kg, 210.34 mg/kg, 0.59 mg/kg, 0.93 mg/kg, 92.22 mg/kg, 0.02 mg/kg, 0.41 mg/kg, 2.33 mg/kg, 67.07 mg/kg, 3.01 mg/kg, 3.68 mg/kg, 12.30 mg/kg, 1.91 mg/kg, 58.85 mg/kg, 5.12 mg/kg, 0.66 mg/kg ve 0.10 mg/kg olarak tespit edilmiştir. Türk Gıda Kodeksi Bulaşanlar Yönetmeliği'nin belirlediği limitlere göre tüm konserve örneklerinin biri soslu (%2.85) ve beşi yağlı (%14.28) olmak üzere altı tanesi (%5.76) Hg, 104 tanesi (%95.04) Cd bakımından kriterlerin üstünde bulunmuştur. CAC'ın belirlediği limitlere göre konserve örnekerinden, biri soslu (%2.85) ve ikisi yağda (%5.71) toplam 105 örneğin üç tanesi (%2.85) Hg bakımından kriterlerin üstünde bulunmuştur.Article Geleneksel Olarak Üretilen Bitlis Tulum Peyniri ve Bazı Kimyasal Kalite Özellikleri(2018) Isleyici, Ozgur; Tuncay, Rabia Mehtap; Sancak, Yakup Can; Sancak, HakanBu araştırma, Bitlis yöresinde geleneksel olarak üretilen tulum peynirinin tanıtılması ve bazı kimyasal kaliteözelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla; Bitlis ilinde satışa sunulan 36 adet peynir örneğimateryal olarak kullanılmıştır. Örneklerin kimyasal analizleri sonucunda ortalama kuru madde miktarı%59.349±2.657, yağ miktarı %31.231±3.783, kuru maddede yağ miktarı %52.530±5.192, protein miktarı%22.641±1.243, tuz miktarı %3.351±0.809, kuru maddede tuz miktarı %5.660±1.393, kül miktarı %3.771±0.529ve titrasyon asitliği değeri de 1.112±0.122 %Laktik asit olarak tespit edilmiştir. Türk Gıda Kodeksi PeynirTebliği’ne göre; incelenen örneklerin %91.67’sinin tam yağlı ve %8.33’ünün ise yağlı tulum peyniri sınıfınagirdiği, %97.22’sinin kuru madde ve %38.89’unun da tuz miktarı yönünden uygun olduğu belirlenmiştir. Bitlistulum peyniri örnekleri arasında kimyasal özellikler yönünden farklılıklar olduğu ve belli bir kalite standardınınbulunmadığı görülmüştür. Diğer yandan peynir örneklerinin içerdikleri yağ ve protein miktarları açısından;besleyici değeri yüksek bir süt ürünü oldukları söylenebilir. Araştırma sonucunda; Bitlis tulum peynirininincelenen kimyasal kalite özellikleri yönünden standart bir üretiminin olmadığı ortaya konulmuş, bu peynirinmodern şartlarda standardize bir şekilde üretilmesi durumunda öncelikle iç pazar payının artabileceği ve bunabağlı olarak da bölgenin ekonomik kalkınmasına önemli katkılar sağlayabileceği sonucuna varılmıştır.Article Otlu Peynirlerde Listeria Monocytogenes'in Varlığı ve Antibiyotiklere Duyarlılığının Belirlenmesi(2018) Tuncay, Rabia Mehtap; Sancak, Yakup CanBu araştırma, Van piyasasında satışa sunulan Otlu peynirlerin L. monocytogenes ile kontaminasyon oranını ve örneklerden izole edilen L. monocytogenes suşlarının antibiyotik dirençlilik profillerini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada; Van ilinde üretilen ve satışa sunulan 250 adet Otlu peynir örneği incelenmiştir. Örneklerden L. monocytogenes izolasyonunda International Standart Organisation (ISO) tarafından önerilen yöntem kullanılmıştır. Analizler sonucunda 250 örneğin 5’inde (%2) L. monocytogenes izole edilmiş ve bu suşlara antibiyotik duyarlılık testi yapılmıştır. Antibiyotik duyarlılık testi sonucunda; 5 suşun tamamının vankomisin, kloramfenikol ve amoksisilin/klavulanik asite karşı duyarlı olduğu ancak eritromisine karşı dirençli oldukları belirlenmiştir. Sonuç olarak, Van ilinde satışa sunulan Otlu peynirlerin L. monocytogenes ile kontamine olabileceği ve peynirlerden izole edilen L. monocytogenes suşlarının eritromisine karşı antibiyotik direnci olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle Otlu peynirlerin özellikle taze olarak veya tam olgunlaşmadan tüketilmesinin halk sağlığı açısından potansiyel bir risk oluşturabileceği ve L. monocytogenes enfeksiyonlarının tedavisinde antibiyotik dirençliliğine dikkat edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.Article Presence of Listeria Species in Ready-Made Meatballs Offered by Sale Under Freezing or Cooling Preservation(Ankara Univ Press, 2019) Isleyici, Ozgur; Sancak, Yakup Can; Tuncay, Rabia Mehtap; Atlan, MustafaThis study was conducted to detect contamination level of Listeria species in ready-made meatballs kinds that are stored under frozen or cooled conditions. In isolations and identifications of Listeria species from the samples, method approved and suggested by USDA/FSIS (United States Department of Agriculture/Food Safety and Inspection Service) was used. The strains that were identified to be Listeria monocytogenes with biochemical tests was verified as species through Real Time PCR method by using a primary pair specific to hly A gene location. In this study, a total number of 290 different type ready-made meatball samples were analysed. As a result of examining all samples was isolated L. monocytogenes in 32 (11.04%) samples, L. ivanovii in 9 (3.10%) samples, L. innocua in 22 (7.59%) samples, L. welchimerii in 8 (2.76%) samples and also L. seeligeri in 4 (1.38%) samples. In the serotyping of the 32 L. monocytogenes strains isolated from the samples; 15 isolated are found to be Type I, where 3 strains are found to be Type 4, 11 strains to be type Poly and the rest 3 strains could not typified. The Mean pH and water activity values for the samples were found to be 6.62 +/- 0.56 and 0.985 +/- 0.007 respectively. In the result of the study, identifying Listeria species especially L. monocytogenes in cooled and frozen ready-made meatball samples studied suggest that such products whose consumption increased in the recent years pose important risk in terms of public health.Master Thesis Presence of Salmonella Spp. in Chicken Meat and Antimicrobial Resistance Profiles(2021) Telsaç, Rabia; Tuncay, Rabia MehtapBu çalışma, Van ilinde 2021 yılı Şubat-Nisan aylarında satışa sunulan toplam 100 adet tavuk eti (25'şer adet derili göğüs ve but, 25'şer adet derisiz göğüs ve but) örneklerinde Salmonella spp. kontaminasyonu ve elde edilen izolatların antibiyotik dirençlilik profillerini belirlemek amacıyla yapıldı. Ayrıca ampisilin, gentamisin, tetrasiklin ile sülfametoksazole dirençli olan suşlarda bu antibiyotiklere ait direnç genlerinin varlığı araştırıldı. Çalışmada, PCR analizleri sonunda 25 adet derili but örneğinin 4'ünde (%16), 25 adet derisiz but ve göğüs örneğinin 5'inde (%20), 25 derili göğüs örneğinin 3'ünde (%12) toplam 17 (%17) örnekte Salmonella spp. pozitif olarak belirlendi. İzole edilen Salmonella spp.'lerin serotip identifikasyonunda S. Enteritidis ve S. Typhimurium tespit edilemedi. Salmonella spp. pozitif 17 adet tavuk eti örneğinin analizi sonucunda 33 adet Salmonella spp. izolatı elde edildi. İzolatların amoksisilin/klavulanik asit ve streptomisine (%33.33), ampisiline (%36.36), eritromisine (%96.97), gentamisin ve seftriaksona (%24.24), kloramfenikole (%42.42), sefotaksime (%12.12), tetrasikline (%30.30) ve trimetoprim-sülfametoksazole (%81.82) karşı dirençli olduğu saptandı. Eritromisin (%3.03), streptomisin (%18.18) ve tetrasikline (%9.09) karşı ise orta duyarlılık geliştiği belirlendi. Direnç genlerinin de incelendiği çalışmada trimetoprim-sülfametoksazole dirençli olan izolatların %77.78'i sul1, %62.96'sı sul2, ampisiline dirençli izolatların %66.67'si Pse-1, tetrasikline dirençli izolatların %20'si tetA, %10'nun tetB ve gentamisine dirençli izolatların (%100) tamamının ise ant(3')-la geninin içerdiği saptandı. Sonuç olarak, Van piyasasında satılan tavuk etlerinden elde edilen Salmonella spp. izolatlarında S. Typhimurium ve S. Enteritidis tespit edilmemesi bu gıdaların TGK'ya uygun olduğunu göstersede Salmonella spp. varlığı hijyenik kalitesinin kötü olduğunun göstergesidir. Aynı zamanda bu izolatların antimikrobiyal dirençliliğinin yüksek olması ve bazılarında direnç geni varlığı bu tür gıdalardan insanlara dirençli türlerin geçebilmesine ve tedavinin zorlaşmasına neden olabilir. Bu durum ayrıca ciddi bir halk sağlığı problemine yol açabilir.Article Prevalence and Antibiotic Resistance Profiles of Salmonella Spp. in Chicken Meat(Tubitak Scientific & Technological Research Council Turkey, 2022) Telsac, Rabia; Tuncay, Rabia MehtapThis study aimed to determine the Salmonella spp. presence in 100 chicken meat samples (25 breasts and 25 drumsticks with skin and 25 breasts and 25 drumsticks without skin) that were collected between February and April, 2021, in Van, Turkiye and investigate the antibiotic resistance profiles of the isolates. The results of the cultivation and PCR analysis revealed that a total of 17 samples comprising four drumstick with skin (16%), five drumstick without skin and breast without skin (20%), and three breast with skin (12%) samples were positive for Salmonella spp. The analysis of 17 chicken meat samples yielded a total of 33 Salmonella spp. isolates. S. Enteritidis and S. Typhimurium were not detected in the serotyping of Salmonella isolates using PCR. According to the disc diffusion test, the isolates were resistant to amoxicillin/clavulanic acid and streptomycin (33.33%), ampicillin (36.36%), gentamicin and ceftriaxone (24.24%), chloramphenicol (42.42%), cefotaxime (12.12%), tetracycline (30.30%), and trimethoprim-sulfamethoxazole (81.82%). The isolates were intermediately resistant to streptomycin (18.18%) and tetracycline (9.09%). PCR analysis for the detection of resistance genes revealed that 77.78% and 62.96% of the trimethoprim-sulfamethoxazole-resistant isolates harbored sul1 and sul2 genes, respectively. The pse-1 gene was detected in 66.67% of the ampicillin-resistant isolates while the tetA and tetB genes were detected in 20% and 10% of the tetracycline-resistant isolates, respectively. The ant(3")-la gene was detected in all (100%) gentamicin-resistant isolates. In conclusion, the absence of S. Typhimurium and S. Enteritidis in the Salmonella spp. isolates from the chicken meats that were obtained from the Van market indicated the compliance of the products with the Turkish Food Codex while the presence of Salmonella spp. indicated the poor hygienic quality of the meats. The high antimicrobial resistance of the isolates and the presence of the resistance genes can result in the transmission of resistant species to humans, which may require complicated treatments and cause the emergence of a serious public health issue.Master Thesis Staphylococcus Aureus in the Presence of White Cheese, Determination of Antimicrobial Resistance Gene and Enterotoxin(2023) Aydoğdu, Sümeyye Nur Arasoğlu; Tuncay, Rabia MehtapBu çalışma, 2021 yılı Şubat-Mart ayları arasında Van ilinde satışa sunulan 50 adet paketli ve 50 adet açıkta (paketsiz) satılan olmak üzere, toplam 100 adet beyaz peynir örneklerinde S. aureus kontaminasyonu ve elde edilen izolatlarda enterotoksin varlığı ile antibiyotik dirençlilik profillerini belirlemek amacıyla yapıldı. Ayrıca oksasilin ve vankomisine karşı dirençli olan suşlarda bu antibiyotiklere ait direnç genlerinin varlığı araştırıldı. Çalışmada, PCR analizleri sonunda 50 adet açıkta satılan paketsiz beyaz peynir örneğinin 16'sında (%32) ve 50 adet paketli beyaz peynir örneğinin 8'inde (%16) S. aureus pozitif olarak belirlendi. S. aureus pozitif 24 adet beyaz peynir örneğinin analizi sonucunda 46 adet S. aureus izolatı elde edildi. İzolatların eritromisine (%6.52), gentamisine (%10.87), kloramfenikole (%6.52), trimethoprim-sülfamethoxazole (%2.37), rifampisine (%15.21), tetrasikline (%28.26), cefoxitine (%43.47) ve penisilin G (%34.78) 'ye karşı dirençli olduğu saptandı. Çalışmada izolatların eritromisine (%93.48), gentamisine (%89.13), kloramfenikole (%93.48), trimethoprim-sülfamethoxazole (%97.83), rifampisine (%84.79), tetrasikline (%71.74), cefoxitin (%56.53) ve penisilin G (%65.22) 'ye duyarlı bulundu. Ayrıca elde edilen 46 S. aureus izolatının oksasilin ve vankomisin antibiyotik dirençlilikleri, minimal inhibisyon konsantrasyon (MIC) yöntemi ile incelenmiş olup, MIC değerlendirme sonuçlarına göre izolatların hiçbiri oksasiline (%0) dirençli bulunamadı. İzolatların %47.82'sinin ise vankomisine karşı dirençli olduğu tespit edildi. Çalışmada kullanılan 10 antibiyotik çeşidinin 9 una karşı izolatlar direnç gösterdi. Direnç genlerinin de incelendiği çalışmada 46 adet S. aureus izolatından 3 tanesinin (%13.6) mecA, 6 tanesinin (%27.2) mecC, 1 tanesinin (% 2.17) hem mecA hem de mecC genini taşıdığı saptandı. Enterotoksin gen varlığının da incelenmesi sonucu 46 S. aureus suşundan 1'i paketli 1'i paketsiz beyaz peynir örneğine ait olmak üzere 2'sinde sed geni tespit edildi. Çalışmada elde edilen bulgular literatürde var olan değerlerle karşılaştırıldı. Yapılan analizler sonucunda piyasada satılan beyaz peynirlerde tespit edilen S. aureus varlığı, beyaz peynirlerin hijyenik kalitelerinin kötü olduğunun göstergesidir. Aynı zamanda bu izolatların antibiyotik dirençliliğinin yüksek olması ve bazılarında direnç geni varlığı, bu tür gıdalardan insanlara dirençli türlerin geçmesine ve beşeri hekimlikte hastalıkların tedavilerini zorlaştırmasına neden olmaktadır. Bu durum günümüzde ve gelecekte büyük bir halk sağlığı problemine yol açabilir.Article Tavuk Etlerinde Enterococcus Spp. Prevelansı, Direnç Profilleri, Vana ve Vanb Direnç Genlerinin Varlığı(2022) Sancak, Yakup Can; Tuncay, Rabia MehtapTürkiye’de Van ili piyasasından toplanan tavuk eti örneklerinde Enterococcus spp. prevelansı ve antibiyotik dirençliliği ve VanA ve VanB direnç genlerinin belirlenmesi amaçlandı. Çalışmada 100 adet tavuk eti örneği kullanıldı. Bunların 27’si (%27) Enterococcus spp. pozitif bulundu. Enterococcus spp. için pozitif olan 27 tavuk eti örneğinden toplam 67 izolat elde edildi. Bunlardan 53’ü (%79.10) E. faecalis, 14’ü (%20.90) ise E. faecium olarak tespit edildi. Antibiyotik dirençlilikleri incelenen analizler sonucunda Enterococcus spp. izolatlarının 48’sinin (%71.64) iki veya daha fazla antibiyotiğe dirençli olduğu, 19’sinin (%28.36) ise en az bir antibiyotiğe dirençli olduğu tespit edilmiştir. E. faecalis ve E. faecium suşlarının en az %50’si ampisilin, penisin, kloramfenol, vankomisin ve gentamisine duyarlı ve orta düzeyde olduğu tespit edildi. Ayrıca fenotipik olarak vankomisine dirençli ve orta düzeyde olan 13 izolatta VanA ve VanB geni varlığı PCR testi ile araştırıldı. PCR testi ile analizi yapılan izolatların hiçbirinde VanA ve VanB geni tespit edilemedi. Sonuç olarak, tavuk etlerinde Enterococcus spp. tespit edilmesi hijyenik koşullara dikkat edilmediğinin göstergesidir. Aynı zamanda bu gıdalardan elde edilen izolatlarda çoklu antibiyotik dirençliliğinin var olması ayrıca fenotipik olarak belirlenen dirençliliklerin halk sağlığını tehdit edebileceğini düşündürmektedir.Master Thesis Van İli İçme Sularında Mikroplastik Kalıntısınınaraştırılması(2024) Ayşin, Berivan; Öner, Ahmet Cihat; Tuncay, Rabia MehtapMikroplastikler, plastik atıkların çevresel etkileri ve sağlık üzerindeki potansiyel zararlarıyla giderek daha fazla endişe yaratmaktadır. Çevrede uzun süre kalıcılığını sağlayan plastik atıklar, fizikokimyasal ve biyolojik etkilerle parçalanarak mikroplastiklere dönüşmektedir. Bu tez çalışmasında Van ili içme sularında mikroplastik kalıntısının araştırılması amaçlanmıştır. Van il sınırları içerisinde toplam 10 farklı yerden, 3 farklı zamanda ve 4 farklı hazır plastik su örneğinden alınan 42 numunede araştırılmıştır. Araştırmada numuneler su kaynağından cam kavanozlara alınarak analiz edilinceye kadar saklanmış, analiz öncesi kompresör ve filtrasyon basamakları ile 0,45µm por genişliğine sahip, bölmeli filtre kağıtlarından su örnekleri geçirilerek mikroplastikler toplanmıştır. Filtre kağıtları stereo mikroskop altında görüntülendi. Mikroskop incelemesi sonrasında renk, tür ve şekil olarak mikroplastik varlığı belirlenmiştir. Görüntülenen ve tespit edilen mikroplastik örnekleri Taramalı Elektron Mikroskobu (Scanning Electron Microscope - SEM) ile analiz edildi. Stero mikroskop ve SEM analizleri sonuçları ile Van ili içme sularında polivinil klorür (PVC), Polietilen (PE), Polipropilen (PP), Polistiren (PS) mikoplastik kalıntılarının olduğu belirlendi. Elde edilen bulgular ile mikroplastiklerin içme suları ile canlıların vücuduna girebileceği hayatımız için tehlike arz edebileceği kanaatine varıldı.Article Van’da Tüketime Sunulan Çiğ Sütlerde Mikrobiyolojik Kalite ve Antibiyotik Varlığı(2022) Tuncay, Rabia Mehtap; Sancak, Yakup Can; Isleyici, Ozgur; Cakmak, TuncerBu araştırma; Van ilinde bakkal, market ve süpermarketlerde satışa sunulan toplam 60 adet çiğ süt örneğinin mikrobiyolojik kalitelerinin ve antibiyotik kalıntısının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Örneklerde hijyenik kalitenin ve patojen mikroorganizmaların tespit edilmesine yönelik toplam aerobik mezofilik mikroorganizma (TAM), Enterobactericeae, koliform grubu mikroorganizma, Escherichia coli, Enterokok, koagulaz pozitif stafilokok, Staphylococcus aureus, maya/küf sayıları sırasıyla ortalama; 5.88±0.15, 4.41±0.13, 3.89±0.14, 1.67±0.17, 3.43±0.16, 4.11±0.13, 3.67±0.14, 2.88±0.13 log kob/ml olarak belirlenmiştir. Örneklerde Salmonella spp. tespit edilemezken, sadece 1 (%1.70) örnekte L. monocytogenes varlığı saptanmıştır. Örneklerin 8’inde β-laktam grubu (penisilinler ve sefalosporinler) ve 6’sında ise tetrasiklin grubu (tetrasiklin, oksitetrasiklin, klortetrasiklin ve doksisilin) antibiyotik kalıntısı tespit edilmiştir. Analizi yapılan çiğ süt örneklerinin önemli bir kısmının incelenen kriterler yönünden genel hijyenik kalitelerinin düşük olduğu, gerek mikrobiyolojik kriterler gerekse de antibiyotik kalıntısı açısından halk sağlığı açısından riskler taşıdığı görülmüştür. Sonuç olarak; yasal otoriteler tarafından süt üreten işletmelerde ve aynı zamanda piyasaya arzı yapılan çiğ sütlerde var olan denetimler ile numune alma süresi ve sayısının arttırılmasının, kontrol ve izleme programları ile mikrobiyolojik kalitelerinin iyileştirilmesinin, etkili sistemlerle antibiyotik kullanımının takip edilmesinin halk sağlığı açısından önemli katkılar sağlayacağı kanısına varılmıştır.Article Van’da Tüketime Sunulan Çiğ Sütlerin Fizikokimyasal Özellikleri(2021) Tuncay, Rabia Mehtap; Sancak, Yakup Can; Isleyici, Ozgur; Cakmak, TuncerBu araştırma, Van il merkezinde tüketime sunulan çiğ inek sütlerinin fizikokimyasal kalitesini belirlemek amacıylayapılmıştır. Bu amaçla bakkal, market ve süpermarketlerden alınan toplam 60 adet çiğ inek sütü örneğinin yoğunluk, pH,titrasyon asitliği, yağ, kuru madde, yağsız kuru madde, kül ve protein miktarları ile değerleri incelenmiş ve örneklerdekibulgular sırasıyla ortalama 1.030±0.003 g/ml, %6.59±0.44, %0.23±0.23 LA, %3.73±0.74, %12.95±1.72, %9.22±1.46,%0.68±0.16 ve %3.59±0.41 olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak; bu araştırmada incelenen çiğ inek sütü örneklerinin 14’ü(%23.33) yoğunluk, 29’u (%48.33) titrasyon asitliği, 23’ü (%38.33) yağ, 19’u (%31.67) yağsız kuru madde yönünden Türk GıdaKodeksi Çiğ Süt ve Isıl İşlem Görmüş İçme Sütleri Tebliği’nde belirtilen standarda uymadığı belirlenmiştir. Çiğ inek sütlerininfizikokimyasal kalitesinin iyileştirilmesi için denetimlerin düzenli ve sık aralıklarla yapılması, kontrol ve izleme programlarınınetkin bir şekilde uygulanması, ayrıca üretici ve tüketicilerin çiğ sütler hakkında bilinçlendirilmeleri gerekmektedir.