Browsing by Author "Yürektürk, Eyyüp"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
specialization-in-medicine-thesis.listelement.badge Analysis of Shunt Infections in Patients With Neural Tube Defect (meningomyelocele) and Hydrocephalus Who Underwent Ventriculoperiostoneal Shunting; 13 Years Experience of Our Clinic(2024) Aslan, Rabia; Yürektürk, EyyüpMeningomyelosel (MM) nöral tüp defektlerinin (NTD) en sık görülen tipidir. Kese tamiri sırasında veya sonrasında hidrosefali eşlik eden vakaların önemli bir kısmına şant takılması gerekmektedir. Şant enfeksiyonu uzun dönem prognozu etkileyen parametrelerden biridir ve hemen her zaman menenjit kliniği ile prezente olmaktadır. Çalışmamızda nöral tüp defekti (meningomyelosel) tanılı yenidoğan hastaları inceleyerek şant enfeksiyonu/menenjit olan hastaların risk faktörlerini, sebeplerini, hastalık yönetimini belirlemeyi amaçladık. Yöntem: Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezinde 01.01.2010 - 11.10.2023 tarihleri arasında doğan ve/veya hastanemize sevk ile gelen meningomyelosel tanılı yenidoğan hastaların dosyaları retrospektif olarak incelendi. Hastane otomasyon sisteminden hastaların dermografik bilgileri, hastanede yatış süresi, operasyon günü, laboratuvar tahlillerinden; beyin omurilik sıvısının (BOS) glukoz ve protein değerleri, kültür ve kültür antibiyogramları tarandı. Beyin bilgisayarlı tomografi (BT), beyin manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve transfontanel ultrasonografi (USG) raporları incelenerek hidrosefali ve eşlik eden ek anomaliler belirlendi. Ameliyat notlarından; flep ve şant uygulanıp uygulanmadığı, hasta epikrizlerinden ise meningomyelosel kese çapı ve yeri, kullanılan antibiyotikler, hastada olan diğer ek anomaliler, hastanın menenjit ve exitus olup olmadığı ile ilgili veriler taranmıştır. Bulgular: Meningomyelosel tanılı 430 hasta çalışmaya dahil edildi. Otuz dört hasta (%7.9) şant enfeksiyonu/menenjit olarak saptandı. Hastalarda kız cinsiyet oranı %52.8 idi. Şant enfeksiyonu/Menenjit olan hastalarda şant enfeksiyonu/menenjit olmayan hastalara göre anne yaşı anlamlı (p<0.05) olarak daha düşüktü. Hidrosefali oranı ve hastane süresi şant enfeksiyonu/menenjit olan hasta grubunda anlamlı olarak daha yüksekti (p<0.05). Çalışmamızda en çok üreyen patojenler Klebsiella Pneumoniae ve Staphylococcus Haemolyticus idi. Tedavide en sık kullanılan antibiyotikler ise Vankomisin ve Meropenem'di. Vakalardan 15 hasta (%3.5) exitus oldu. Şant enfeksiyonu/menenjit olan grupta menenjit olmayan gruba göre mortalite anlamlı olarak daha yüksekti (p<0.05). Sonuç: Meningomyelosellerde şant enfeksiyonu/menenjit olan hastaların, şant enfeksiyonu/menenjit olmayan hastalara göre hastane yatış süresi ve exitus oranı anlamlı olarak daha yüksek bulundu. Flep kapama yapılan hastalarda ve/veya operasyon zamanı 72 saatten uzun olan hastalarda da hastane yatış süresi daha uzun olduğu saptandı. Ortalama anne yaşı şant enfeksiyonu/menenjit olan grupta anlamlı olarak daha düşük bulundu. En sık üreyen BOS kültür patojeni Klebsiella Pnemoniae'ydı. Hastaların mümkün olan en erken dönemde opere edilmesi, genç yaş gebeliklerin önlenmesi için gerekli planlamaların yapılması ve hastane kaynaklı enfeksiyonları azaltacak tedbirlerin alınması büyük önem taşımaktadır.Article Fekaloid Umblikal Drenajı Olan Patent Omfalomezenterik Kanal Tanılı Bir Yenidoğan(2023) Aycan, Nur; Yürektürk, Eyyüp; Ateş, Ali; Ayengin, Kemal; Toplar, Emel Nadya; Karaman, Serap; Tuncer, OğuzYenidoğan döneminde umblikal anomaliler oldukça sık görülmektedir. Göbek patolojili olgularda embriolojik gelişim basamaklarını ve anatomiyi bilmek doğru tanı ve tedavi için esastır. Bu anomalilerin nadir bir tipi patent omfalomezenterik kanal olup hayatın ilk gününde tanı koyulabilir. Yenidoğanın geçici taşipnesi nedeniyle ünitemize yatırılan miadında bir erkek bebeğin umbilikustan sarı-yeşil renkli, köpüklü fekaloid drenajı olduğu görüldü. Göbek kordonunda vişne renkli mukoza ile uyumlu doku görüntüsü mevcuttu. Tetkikleri sonucu patent omfalomezenterik kanal tanısı koyularak opere edildi. Umblikus anomalileri arasında nadir olarak görülen patent omfalomezenterik kanal anomalisi olgusunu bildirmek istedik.specialization-in-medicine-thesis.listelement.badge Mutation Analysis and Clinical Evaluation in Patients Diagnosed With Gt and Followed Up in Our Pediatric Hematology Clinic(2018) Yürektürk, Eyyüp; Karaman, KamuranGiriş ve Amaç: Glanzman trombastenisi (GT), anormal platelet agregasyonu ile karakterize, nadir görülen kalıtsal trombosit fonksiyon bozukluğudur. GT, otozomal resesif geçişli olup esas sorun trombositlerin yüzeyinde bulunan GPIIb/IIIa reseptörünün yokluğu veya disfonksiyonudur. Bu çalışmasının amacı, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk hematoloji bölümünde GT tanısıyla takipli olguların klinik ve laboratuar bulgularının değerlendirilmesi, genetik mutasyon tipinin araştırılması ve mutasyon tipi ile klinik bulgular arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Gereç ve yöntem: Van Yüzüncüyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi Çocuk Hematoloji Bilim Dalı'nda Ocak 2008-Nisan 2018 tarihleri arasında takip ve tedavi edilen 17 GT hastasının dosya kayıtları retrospektif olarak incelendi. Çalışmaya dahil edilen hastaların genetik mutasyonları, yaş, cinsiyet, tanı yaşı, başvuru semptomları, klinik bulguları, trombosit sayısı ve hacmi gibi özellikleri dosya kayıtlarından bakıldı. Hastaların kanama bulguları, güncel bir kanama skorlaması kullanılarak değerlendirildi. Bulgular: Hastalarımızda en sık görülen kanama şekilleri, epistaksis, kutanöz kanama ve minör yaradan kanama idi. Genetik mutasyon tespit edilen 12 hastanın altısında aynı mutasyon tespit edildi. Çalışmamızda daha önce literatürde tanımlanmamış olan, dört yeni mutasyon tespit edildi.. Bunların üçü ITGA2B bölgesinde iken, biri ITGB3 bölgesindeydi. Çalışmamızda genetik bulgular ile klinik bulgular arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Sonuç: Hastalarımızın hastaneye en sık başvuru şekilleri mukokutanöz kanamalar idi. Olgularımızın dördünde yeni mutasyon saptandı. Hastaların genetik mutasyonları ile kanama skorları ve kanama fenotipleri arasında ilişki saptanmadı. Genotip ve klinik bulgular arasındaki ilişkiyi açıklayabilmek için daha geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır.Article Respiratory Syncytial Virus Dominance in Pneumonia Cases After Removal of Pandemic Restrictions(2023) Aycan, Nur; Yürektürk, Eyyüp; Ateş, Ali; Toplar, Emel Nadya; Karaman, Serap; Tuncer, OğuzAim: Respiratory syncytial virus is one of the most important causes of lower respiratory tract infections, with high mortality and morbidity in infants and children. It can cause airway inflammation, mucosal edema, and small airway collapse. Materials and Methods: We evaluated the clinical and demographic characteristics of newborns aged 0-30 days who were hospitalized in Yüzüncü Yıl University Neonatal Intensive Care Unit due to lower respiratory tract infections and whose respiratory syncytial virus test was positive between 15/December/2022 and 15/February/2023. Results: Between the specified dates, 29 patients diagnosed with lower respiratory tract infections were admitted to our neonatal unit. Of the oral/nasopharyngeal swab samples sent from all of these patients, one was positive for SARS-CoV-2, one for adenovirus, one for influenza A/B, and 18 (62%) respiratory syncytial virus. The weeks of the birth of the patients who were found to be positive for respiratory syncytial virus A/B were 36.72±1.48. The number of days they spent in the hospital was 6.72±1.6, 2(11.1%) patients required intubation, and 7(38.8%) patients required noninvasive respiratory support. One patient presented with convulsions at home, and cough and fever symptoms appeared on the second day of hospitalization. All patients recovered with oxygen support, hydration, and supportive treatment and were discharged. Conclusion: The most common cause in neonates was found to be a respiratory syncytial virus. Early diagnosis and treatment are important in patients with suspected lower tract viral infections. Unnecessary antibiotic use and the spread of the disease should be prevented by increasing access to viral tests.