Browsing by Author "Yavaşoğlu, Altuğ"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Article Deneysel Diabet Modeli Oluşturulan Farelerde Tirozin Kinaz İnhibitör Uygulanımının Testis Dokusu Üzerine Olan Etkilerinin Pluripotensi Kapasitesi ve Hücre Adezyonu Özelinde Araştırılması(2017) Oktem, Gulperi; Demir, Kenan; Aktug, Huseyin; Yigitturk, Gurkan; Yavaşoğlu, Altuğ; Özdedeli, Kaan; Açıkgöz, EdaAmaç: Tirozin kinaz inhibisyonunun diyabet etkisi altındaki testis dokusu üzerine göstereceği etkileri araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 31 adet CD1 türü erkek fare kullanıldı ve dört gruba ayrıldı: Grup 1'de (kontrol grubu) 7, Grup 2'de tirozin kinaz inhibitörü uygulanan 7, Grup 3'te diyabetik ve SF uygulanan 8, Grup 4'te diyabet + tirozin kinaz inhibitörü uygulanan 9 denek hayvanı yer aldı. Grup 1'de herhangi bir uygulama yapılmadı. Grup 2'deki farelere 3 hafta boyunca tirozin kinaz inhibitörü verildi. Diyabet oluşturulması için 0.1mol/L tek doz streptozotosinin intraperitoneal olarak verildi. 250 mg/dL ve üzeri kan glikoz seviyesi diyabetik olarak kabul edildi. Deneysel diyabet modeli oluşturulan farelere 1 hafta beklendikten sonra, Grup 3'e SF, Grup 4'e 3 hafta boyunca tirozin kinaz inhibitörü verildi. Sonunda tüm denek hayvanları anestezi altında sakrifiye edilerek histopatolojik inceleme için testis dokuları alındı. İstatistiksel analiz için tek yönlü varyans analizi (ANOVA) testi yapıldı, 0.05'ten küçük p değerleri, istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Testis dokusu histopatolojik olarak incelendiğinde deneysel diyabete bağlı olarak seminifer tübülün germ hücre serilerinde kayıp, hücre bütünlüklerinde ise bozulma saptandı. Sonuç: Bu çalışma, diyabetin testiste germ hücre serilerinde sayısal olarak azalmaya ve hücre adezyon mekanizmasında bozulmaya yol açtığını göstermektedir. Tirozin kinaz inhibitörü uygulamasının, bu hasarlanmada tamir edici etkisinin olduğu düşünülmektedir. Bu hasarın tedavisinin derecesi, uygulanan tirozin kinaz inhibitörünün dozu ve süresine bağlı olarak farklılık gösterebilmektedir. Ancak, klinik diyabet uygulamalarında tirozin kinaz inhibitörü kullanılabilmesi için bu konuda moleküler çalışma sayılarının artışına ihtiyaç vardır.Article Emg, Mapk ve İnflamasyona Yakından Bakış: Fare Embriyonik Kök Hücre, Somatik ve Kanser Hücrelerinde Ne Farklıdır(2018) Yavaşoğlu, Altuğ; Uysal, Ayşegül; Adalı, Yasemin; Kocatürk, Duygu Çalık; Gürel, Çevik; Öktem, Gülperi; Özdil, BerrinAmaç: Yaşam; başlangıç, hayatta kalma ve ölümü içeren hücrelerin devamlı olandöngüsünden oluşmaktadır. Hücreler devamlı olarak bölünür, farklılaşır vesomatik hücreleri oluştururlar. Somatik hücreler de belli bir noktada kanserhücrelerini oluşturup kök hücreler ile benzer karakteristikleripaylaşabilmektedirler. Bu dönemlerdeki süreçler, somatik hücrelerdeanormalliğe eğilimi ve kanser hücrelerine dönüşümü tanımlamak için önemlidir.Kanserin ortaya çıkışını ve ilerleyişini kontrol etmek için, hayatta kalmamekanizmaları özellikle de epitelyal-mezenkimal geçiş (EMG) ve iltihaplanmaönemlidir. EMG, hem embriyonik gelişim aşamalarında, hem de kanserilerlemesinde ortaya çıkar ve bu süreç özellikle moleküler temelli tedavi içinterapötik hedef olabilir.Gereç ve Yöntem: EMG, MAP-Kinaz ve inflamasyon yolaklarının genekspresyon seviyesinde karşılaştırılmasında kanser hücreleri temsili için fareskuamöz akciğer kanseri hücreleri (SqLCCs), somatik kökenli hücre örneğiolarak fare derisi fibroblastları (MSF'ler) ve embriyonik kök hücre olarak da fareembriyonik kök hücreleri (mEKH'ler) kullanılmıştır. ERK 1/2, Vimentin veTwist'in immünofloresan boyama protein düzeyleri aynı hücrelerdekarşılaştırılarak incelenmiştir.Bulgular: MSF'lerde ve SqLCC'lerde ERK1/2 protein ekspresyonu benzer ikenmEKH’lerde ekspresyonu en düşük bulunmuştur. Ayrıca, Twist ve Vimentinifadesi istatistiksel olarak üç hücre hattında farklı çıkmıştır. EMG'nin genekspresyon profiline ve MAPK sinyal yolağının desteklediği inflamasyona göre,özellikle Sparc, Vimentin, Mapksp1 ve Il24 gibi belirgin genlerde ekspresyonprofilleri birbirinden çok farklı bulunmuştur.Sonuç: Üç farklı hücre hattı hem gen hem de protein ekspresyonunda farklıözellikler göstermiştir. Bu nedenle, bu moleküller terapötik hedefbelirlenmesinde potansiyel itici güç olabilir.