Browsing by Author "Yurttaş, Veysel"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Article Çeşitli Sütur Materyallerinin Trakeal Anastomozlara Etkisi(2003) Tas, Abuzer; Kutluhan, Ahmet; Uğraş, Serdar; Bayram, İrfan; Atasoy, Nazmi; Yurttaş, VeyselBu çalışmada sık kullanılan dikiş materyallerinin dairesel trakeal anastomozlarda yara iyileşmesi ve anastomozun mekanik direnci üzerine etkisi araştırıldı. Çalışmada 1-3 yaş arası, 9-15 kg ağırlığında, melez 25 adet sağlıklı sokak köpeği kullanıldı. Hayvanlar; kontrol (1. grup), ipek (2. grup), polypropylene (Prolen) (3. grup), polidioxanone (PDS) (4. grup) ve Polyglactin 910 (vicryl) (5. grup) olarak 5 gruba ayrıldılar. Kontrol grubu dışındakilere dairesel 2 cm 'tik trakeal reıeksiyonu takiben basit dikiş tekniği ile uç-uca trakeal anastomozlar yapıldı. Üç ay sonra trakeal anastomoz hattı içinde kalan 5 cm 'lik trakeal materyaller çıkarılarak germe ve kompresyon testlerine tabi tutuldular. Kompresyon ve germe testinde yarı daralma ve tam kollapsa neden olan kuvvetler açısından kontrol grubu ile deney grupları arasında istatistiksel fark bulunmadı. Anastomoz hatlarının yara iyileşmesi histopatolojik olarak ışık mikroskopu ile incelendi, fara iyileşmesinin grup 3, 4 ve 5 'de tamamlandığı, ipek grubunda ise yabancı cisim reaksiyonuna eşlik eden aktif kronik yangının devam etliği gödendi. Sonuç olarak;ipek iplik dışındaki polyglactin, polypropylene ve polydioxanone dikişlerin trakeal dairesel uç-uca anastomozlarda rahatlıkla kullanılabileceği kanısına varıldı.Article Çeşitli Trakeal Anastomozlarda Trakeanın Gerilim ve Kompresyona Karşı Mekanik Direnci(2003) Yurttaş, Veysel; Atasoy, Nazmi; Kutluhan, Ahmet; Tas, AbuzerBu çalışmada; trakeada dairesel, çapraz ve ters v (A) rezeksiyonlardan sonra yapılan uç-uca anastomozların kompresyon ve gerilmeye karşı olan dirençlerinin belirlenmesi ve elde edilen verilerin normal trakea bulguları ile karşılaştırılması amaçlandı. Bunun için 20 adet sağlıklı sokak köpeği kullanıldı. Trakeada dairesel, çapraz ve ters v (A) rezeksiyonlarından sonra yapılan uç-uca anastomozlardan elde edilen bulgular, bu tür kesilerde en uygun tedavi şeklinin düzensiz kesilerin rezeke edilerek trakeal ringlere paralel (dairesel) hale getirildikten sonra uç-uca anastomoz yapılmasını destekler nitelikteydi. Yeterli trakeal doku olmadığı durumlarda çapraz veya ters v (A) gibi anastomozlarm da yapılabileceği, fakat bu gibi durumlarda trakeal anastomoz eksternal olarak stabiliteyi sağlayabilecek greftlerle desteklenmesi gerekliği kanısına varıldı.Other Erişkin Yaş Grubu Akut Kriptik Tonsillit Tedavisinde Amoksisilin/klavulanat ile Azitromisin Karşılaştırılması(2002) Kiris, Muzaffer; Kutluhan, Ahmet; Yurttaş, Veysel; Çankaya, Hakan; Yakut, FatihAmaç: Erişkin yaş grubu akut kriptik tonsillit tedavisinde amoksisilin/klavulanat ile azitromisinin etkinlik ve tolerabiliteleri değerlendirildi. Hastalar ve Yöntemler: Toplam 40 hasta, amoksisilin/klavulanat (9 erkek, 11 kadın; ort. yaş 19) ve azitromisin (8 erkek, 12 kadın; ort. yaş 21) gruplarına rastgele ayrıldı. Boğaz ağrısı, yutma güçlüğü ve sistemik şikayetler hasta tarafından; fizik muayene bulguları tanı koyan hekim tarafından skorlandı. Tedaviden önce tüm olgulardan tonsil kültürü alındı. Amoksisilin/klavulanat beş gün, azitromisin üç gün süreyle uygulandı. Hastalar tedavinin dördüncü ve yedinci günlerinde ve tedaviden bir ay sonra kontrol edildi. Bulgular: Dördüncü gün, boğaz ağrısı ve ateş yönünden azitromisin lehine anlamlı düzelme görüldü. Amoksisilin/klavulanat grubunda iki hastada düzelme görülmemesi üzerine kullanılan antibiyotik değiştirildi. Yedinci günde, tedaviyi sürdüren tüm hastalarda semptomlar tamamen düzeldi. Fizik bulgularda ise gruplar arasında anlamlı fark oluşturmayacak derecede hafif tonsillofarenjeal hiperemi saptandı. İlaçlara ait önemli yan etki görülmedi. Tedaviden bir ay sonra hastalarda erken nüksü düşündüren semptom ve bulguya rastlanmadı. Her iki gruptan bazı hastalarda, fizik bulgu olarak tonsil ön plika hiperemisi gözlendi. Sonuç: Erişkin yaş grubu akut kriptik tonsillit tedavisinde üç gün süreyle günde tek doz 500 mg azitromisinin, beş gün süreyle günde iki doz 1 gr amoksisilin/klavulanat kadar etkili olduğu ve etkisinin daha erken başladığı görüldü.Article Kolesteatomlu Kronik Otitis Media Tedavisinde Cerrahi Teknik Seçimini Etkileyen Faktörlerin Değerlendirilmesi(2007) Ural, Ahmet; Yurttaş, Veysel; Kutluhan, Ahmet; Kiris, Muzaffer; Kaya, Zülküf; Yuca, KöksalAmaç: Kolesteatom cerrahisinde kullanılacak tekniğin seçimini etkileyen faktörler araştırıldı. Hastalar ve Yöntemler: Kolesteatomlu kronik otitis media tanısıyla ameliyat edilen 186 hasta çalışmaya alındı. Bu hastaların 143'üne açık (grup A), 43'üne (grup B) ise kapalı teknik cerrahi uygulandı. İki grup medikal faktörler (yaş, cinsiyet, işitme kaybı, mastoid havalanma, kolesteatomun ulaştığı yer, komplikasyon) ve paramedikal faktörler (eğitim seviyesi, hastanın ameliyat sonrası kontrol edilebilirliği, sosyal güvencesi ve ameliyatın yapıldığı mevsim) açısından karşılaştırıldı. Bulgular: İki grup arasında medikal faktörlerden işitme kaybı derecesi, kolesteatomun yeri ve komplikasyon açısından; paramedikal faktörlerden ise sadece eğitim düzeyi açısından anlamlı farklılık bulundu (p<0.05). İşitme kaybı 60 dB'in üzerinde olan hastaların çoğunun grup A'da yer aldığı görüldü. Kolesteatom grup A'da 10 hastada orta kulak veya attikte, 133 hastada mastoid antrum ve/veya mastoid hücrelerde, grup B'de ise 37 hastada orta kulak veya attikte, altı hastada antrum ve/veya mastoid hücrelerde görüldü. Otuz dört hastada kolesteatomun neden olduğu kronik otitis media komplikasyonu vardı. Bu hastaların tümü grup A'da idi. Sonuç: Kolesteatom cerrahisinde teknik seçiminin tek bir faktöre bağlı olmadığı bu çalışmada da görülmüştür.Article Kronik Adenotonsillit ile Kronik Adenotonsiller Hipertrofi Arasındaki Klinik ve Histopatolojik Farklılıklar(2003) Ugras, Serdar; Kutluhan, Ahmet; Kıroğlu, A. Faruk; Çankaya, Hakan; Yurttaş, Veysel; Kiris, MuzafferAmaç: Kronik adenotonsillit ile adenotonsiller hipertrofi arasındaki klinik ve histopatolojik farkları ortaya koymayı amaçladık. Hastalar ve Yöntemler: Kronik adenotonsillitli 286 (147 erkek, 139 kadın; ört. yaş 16.6; dağılım 3-45) ve adenotonsiller hipertrofili 197 hasta (98 erkek, 99 kız; ört. yaş 9.5; dağılım 2-18) prospektif olarak değerlendirildi. Her iki grubun klinik özellikleri ve tonsillektomi materyallerindeki histopatolojik bulgular karşılaştırıldı. Bulgular: Kronik adenotonsillitli hastaların yaş ortalaması daha yüksek bulundu (p<0.001). Kronik adenotonsillitli olgularda akut tonsillite bağlı ateşli atak, yutma güçlüğü ve boğaz ağrısı; adenotonsiller hipertrofili olgularda ise horlama, ağzı açık uyuma ve solunum sıkıntısı daha sık görüldü. Fizik muayenede kronik adenotonsillitli hastaların %93'ünde, adenotonsil hipertrofililerin %15'inde tonsil ön plika hiperemisi saptandı. Histopatolojik olarak kronik adenotonsillitlilerin tonsil materyallerinde yüzey epitelinde lenfosit infiltrasyonu, yüzey epitel defekti, plazma hücresi, atrofi ve fibrozis; adenotonsil hipertrofilerde ise sadece germinal merkez artışı daha sık gözlendi. Sonuç: Elde ettiğimiz bulgular, klinik ve histopatolojik bakımdan birbirinden farklı olan kronik adenotonsillit ile adenotonsiller hipertrofinin tedavisine farklı yaklaşımlar sağlayabilir.Article Olfaktör Nöroblastomun Subfrontal Kraniofasyal ve Midfasyal Degloving Yaklaşımlarla Tedavisi: Olgu Sunumu(2008) Uğraş, Serdar; Yakut, Fatih; Kutluhan, Ahmet; Yılmaz, Nebi; Yurttaş, VeyselOn iki yaşında kız çocuğu burun tıkanıklığı ve sağ gözkapağı altında şişlik nedeniyle kliniğimize başvurdu. Hastanın sağ nazal pasajdan alınan biyopsi sonucu olfaktör nöroblastom olarak bildirildi. Tümör subfrontal kraniofasyal ve midfasyal degloving yaklaşımlarla çıkarıldı. Hastanın üç yıllık takibinde tümör nüksüne rastlanmadı.