Akademik Çıktılar (WoS, Scopus, TR Dizin, PubMed)
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.14720/2
Browse
Browsing Akademik Çıktılar (WoS, Scopus, TR Dizin, PubMed) by Department "Tıp Fakültesi / İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Article Retrospective Analysis of Demographic, Clinical, Biochemical, and Histopathological Findings of Gastrointestinal Polyps(Yuzuncu Yil Universitesi Tip Fakultesi, 2025) Sarı, N.G.; Elasan, S.; Altürk, V.; Ürün, Y.Y.Polipler; mukoza ve submukoza epitelinden köken alan ve lümen içine doğru çıkıntı yaparak kitle oluşturan proliferatif lezyonlardır. Çalışmamızda hem üst gastrointestinal sistemde (GİS) hem de alt GİS'te saptanan poliplerin demografik, klinik, histopatolojik ve biyokimyasal özelliklerinin analizini yapmayı, bu vesileyle de poliplerin lokalizasyonunun (üst GİS yerleşimli veya alt GİS yerleşimli olmasının ya da alt GİS yerleşimli olup sağ kolon veya sol kolon yerleşimli olması); poliplerin histopatolojik özellikleriyle, biyokimyasal tablo üzerine olan etkileriyle, yaş ve cinsiyet gibi demografik özelliklerle, endoskopik işlem endikasyonlarıyla ve polip boyutuyla olan ilişkisini saptamayı amaçladık. GEREÇ YÖNTEM: Çalışmamıza Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Fakültesi Gastroenteroloji ve Genel Cerrahi bölümünde endoskopi ünitesinde yapılan işlemlerde son 5 yılda polip saptanan 900 hasta dahil edilmiştir. Patoloji raporlarındaki polip ifadesiyle bilgi işlem bölümünden yardım alınarak 01.2016-12.2021 tarihleri arasında endoskopik işlem yapılan hastaların dosya numaralarına, ardından da işlem raporlarına, biyokimyasal verilerine (CRP, Sedimantasyon, Hemoglobin, Trombosit, Lökosit, RDW, ferritin değerleri), histopatolojik verilerine (polip patoloji sonuçları ve polip boyutları), endoskopik işlem endikasyonlarına ve hastaların demografik verilerine ulaşılarak istatiksel analiz ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Üst GİS'te polip görülme oranı %30,6 (n=275) ve alt GİS'te %69,4 (n=625)'tür. Alt GİS ayrıca değerlendirildiğinde sağ kolonda polip görülme oranı %19,4 ve sol kolonda polip görülme oranı %50'dir. Polipler boyutuna göre 3 gruba ayrıldı; <5mm boyutunda polip görülme oranı %61,3, 5-10mm boyutunda polip görülme oranı %30,3, >10mm boyutunda polip görülme oranı %8,'dür. Polipler patolojisine göre de 4 gruba ayrıldı; adenomatöz tipte polip görüme oranı %38,3, serrated tipte polip görülme oranı %0,3, malign tipte polip görülme oranı %3,7, benign tipte polip görülme oranı %57,'dir. Adenomatöz ve malign polipler diğer lokalizasyonlara göre sol kolonda anlamlı olarak yüksek oranda görülürken, benign polipler ise üst GİS'te anlamlı olarak yüksek oranda görülmüştür (p:0,001). <10mm boyutundaki poliplerde benign patoloji görülme oranı, diğer patolojilere göre anlamlı olarak yüksekti (p:0,001). >10mm boyutundaki poliplerde ise adenomatöz polip saptanma oranı, diğer patolojilere göre anlamlı olarak yüksekti (p:0,001). Her üç boyuttaki polipler sol kolonda diğer lokalizasyonlara göre anlamlı olarak yüksek saptandı (p:0,01). Ayrıca üst GİS'te, sağ kolonda ve sol kolonda <5mm boyutundaki polipler (sırasıyla; n:181 ve %32,8; n:109 ve %19,7; n:262 ve %47,5) diğer boyuttaki poliplere göre anlamlı olarak yüksek oranda saptandı (p:0,01). Tüm endoskopik işlem endikasyonlarında (anemi, aşikar GİS kanama, GGK pozitifliği ve tarama amaçlı) alt GİS'te polip saptanma oranı, üst GİS'te polip saptanma oranına göre anlamlı olarak yüksekti (p:0,001). Endoskopik işlem endikasyonlarına bakıldığında, tarama amaçlı yapılan endoskopik işlemlerde diğer endikasyonlara göre anlamlı olarak yüksek oranda polip saptandığı görüldü (p:0,005). Biyokimyasal değerler incelendiğinde; >10mm boyutundaki poliplerde CRP ve lökosit değerlerini, <10mm boyutundaki poliplerdekine göre anlamlı olarak yüksek saptadık (sırasıyla; p:0,01 ve p:0,008). Malign poliplerde trombosit değeri (322181,8129014) diğer patolojilere göre anlamlı olarak yüksekti (p:0,026). SONUÇ: Çalışmamız retrospektif bir çalışma olmakla beraber poliplerin lokalizasyonu, boyutu, patolojik özellikleri genel olarak mevcut literatür ile paraleldi. Dahası; bizim çalışmamız inflamasyon belirteçlerinden CRP, sedimantasyon ve lökosit değerlerinin gastrointestinal polipler ile ilişkisini araştıran ilk çalışmadır.Article Sexual Dysfunction in Male Patients With Prediabetes(Yuzuncu Yil Universitesi Tip Fakultesi, 2025) Yildiz, S.; Kandemir, M.; Sönmez, G.M.; Yeler, A.; Arikan, H.Bu çalışmanın amacı prediyabet tanılı erkek hastalarda Türkiye'de ve dünyada geçerliliği yapılmış Golombok Rust Cinsel Doyum Ölçeği (GRCDÖ)'ni kullanarak cinsel fonksiyon bozukluğunu araştırmak, sonuçları prediyabeti olmayan kontrol grubu ile karşılaştırmak, cinsel fonksiyon bozukluğunu etkileyebilecek yaş, bel çevresi, vücut kütle indeksi, alkol, eğitim, sigara ile ilişkisini irdelemektir. Gereç ve Yöntemler: Aralık / 2019 – Nisan /2020 tarihleri arasında iç hastalıkları ya da endokrinoloji polikliniğine gelen 57 erkek hasta çalışmaya alındı. Hastaların bilinen herhangi bir hastalığı yoktu. Bu erkeklerin 30 tanesi prediyabetikti. 27 tanesi prediyabetik değildi. Hastalara cinsel fonksiyon bozukluğunu belirlemek için geliştirilmiş GRCDÖ anketi uygulandı. Bulgular: GRCDÖ'ne göre tüm hastalarda cinsel fonksiyon bozukluğu olan kişi sayısı 54 (%94,7), prediyabetiklerde 28 (%93,3),iken, kontrol grubunda 26 (%96,3) idi. GRCDÖ altbirim değerlendirmesine göre her iki grup arasında doyum ve sıklık altbirimlerinde gruplar arasında farklılık saptandı. (p<0.001 ve p:0.002). Diğer altbirimler arasında farklılık saptanmadı. Prediyabetli katılımcılarda yaş ile CDÖ toplam skoru ve dokunma, sıklık ve iletişim altbirimleri standart puanları arasında, AKŞ ile erken boşalma ve doyum altbirim standart puanlar arasında, TG düzeyleri ile doyum ve sıklık altbirim standart puanları arasında istatiksel olarak anlamlı pozitif korelasyon saptandı. Sonuç: Prediyabetik erkek hastalarda cinsel fonksiyon bozuklukları sık görülmek ile birlikte kontrol grubu ile anlamlı bir farklılık saptanamamıştır. Cinsel disfonksiyon alt gruplarında sıklık ve doyum alt birimlerinde anlamlı farklılık tespit edildi. Prediyabet durumu tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile gerileyebileceğinden dolayı cinsel fonksiyonlarda düzelme görülebilir. Prediyabetik popülasyonda konu ile ilgili daha geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır.