1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Çakar, Nurtaç"

Filter results by typing the first few letters
Now showing 1 - 4 of 4
  • Results Per Page
  • Sort Options
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    1960 Tarihinden Günümüze Sanat Hareketlerinde Atık Nesnenin Kullanımı
    (2025) Gündüz, Özgür; Çakar, Nurtaç
    İçinde bulunduğumuz tüketim toplumunda her türlü malzeme, hızla tüketilerek işlevini yitirmekte ve atık niteliği kazanmaktadır. '1960 Tarihinden Günümüze Sanat Hareketlerinde Atık Nesnenin Kullanımı' başlıklı bu araştırmada, işlevsel değerini yitirmiş materyallerin çağdaş sanat üretiminde nasıl değerlendirildiğini irdeleyerek, sanat ile malzeme arasındaki ilişkiye odaklanmaktadır. Araştırma kapsamında, 20. yüzyılın başlarında Kübizm Akımı'yla birlikte sanat alanında atık malzeme kullanımının ortaya çıktığı görülmektedir. Ayrıca, 1960 sonrası sanat akımları incelenmiş günümüz çağdaş sanat anlayışına kadar olan süreçler kronolojik olarak ele alınmıştır. Atık malzemelerin sanatsal üretimde kullanımı, yalnızca sanatın malzeme, nesne ve medyum anlayışını dönüştürmekle kalmamış; aynı zamanda sanatın tanımsal ve işlevsel sınırlarını da genişletmiştir. Sanat eseri olarak tasarlanmamış birçok nesne, sanatçının yaratıcı müdahalesiyle estetik bir değer kazanarak sanat eseri niteliği taşımaya başlamıştır. Bu dönüşümün izleri, çağdaş sanat pratikleri çerçevesinde incelendiğinde; atık materyallerin yaratım sürecindeki işlevi sanatın tarihsel gelişim süreciyle birlikte şekillenmiştir. Bu doğrultuda, atık malzeme kullanımı, sanat ile günlük yaşam arasındaki geleneksel sınırları ortadan kaldırdığı görülmektedir. Çalışmada ulusal ve uluslararası düzeyde güncel sanatla uğraşı gösteren sanatçılar belirlenmiş; bu sanatçıların atık malzeme kullanımı ile ilgili eserleri yazılı ve görsel kaynaklara dayalı olarak incelenmiştir. Bu bağlamda, atık nesne yalnızca fiziksel bir malzeme olmaktan çıkarılarak, sanatçıların kendilerini ifade ettiği bir araca dönüştürüldüğü anlaşılmıştır. Tezde son olarak konuyla ilgili uygulamaların ele alınış süreçlerini oluşturan kişisel çalışmalara yer verilmiş ve böylelikle tezinin amacı gerçekleştirilmiştir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    The Foundations of Geometric Abstraction in Turkish Painting and Its Reflections on Erol Akyavaş's Works
    (2023) Angay, Ercan; Çakar, Nurtaç
    Sanatın oluşum süreci tamamen içsel bir arayış veya ifade etme gücünün estetik bir kaygıyla hayat bulmasıdır diyebiliriz. İlk çağdan günümüze, sürekli bir gelişim ve dönüşüm gösteren bu algı, dini değerler ışığında toplumsal ve bölgesel ifade şekilleriyle hayat bulmuş, hayatın her alanına sirayet etmiş fıtri bir durumdur. Estetik değerler temelinde yansıtılan sanat, birçok evreden geçmiş, son noktada eserin üzerinde bir etkiyle sanatçının ruhsal ve içsel durumu dikkate alınarak bir yorum kazanmıştır. Modern dünyanın insan hayatına olumlu ve olumsuz etkileri sonucu kimi zaman tepki olarak, kimi zamanda aydınlatıcı bir ışık gibi dünyaya yol gösterici bir görev üstlenmiştir. Soyut sanat algısı, içsel ve ruhsal yönü itibariyle, insanda sonsuz bir hayal dünyasına yolculuk imkânı sunarak çizgiler, tonlar, geometrik şekiller ve lekesel bir anlatım şekliyle, güçlü bir ifade şekline öncülük etmiştir. Bu değer şüpesiz kavramsal anlamda sağlam temellere sahip olan, geçmişi insanlık tarihi kadar eski, sürekli bir liman olma özelliğiyle, insanların içsel doyuma ulaşma noktasında aydınlığa ulaştıkları mistisizm kavramı olmuştur. Doğu batı tüm bölgelerde karşılığı olan bu düşünce yapısı, birçok dini yapı içinde kendine yer bulmuş, felsefik söylemlerin, dini düşüncelerin, açıklamakta zorlandığımız, birçok kavramın anahtarı konumunda olmuştur. Soyut sanatın temel taşları, bu düşünce yapısı üzerine inşa edilmiş, ulaşılmak istenen nokta, maddenin batıni yönü olmuştur. Batı Resim sanatında Soyut sanatın öncü isimleri arasında yer alan Kandinsky, Mondrian, Maleviçh ve Klee gibi sanatçılar incelenmiş, kavramsal anlamda etkilenmiş oldukları Teosofi düşünce yapısı araştırılarak, etkilendikleri noktalar tespit edilmiştir. Birçok düşünce yapısını içinde barındıran Teosofi öğretileri, Tasavvuf düşünceleriyle karşılaştırılıp, sanatçılar üzerinde nasıl ifade şekline dönüştüğü incelenmiştir. Bu anlamda Türk resim sanatında geleneksel anlayışa çağdaş bir yaklaşımla ifade kazandırmış olan, Erol Akyavaş' ın sanat anlayışı incelenmiş, geometrik soyutlama yöntemiyle yapmış olduğu eserlerin, batılı soyut sanatçılarla benzerlikleri değerlendirilmiştir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    Hybridization in the Painting-Ceramic Union After 1960
    (2024) Duman, Arzu; Çakar, Nurtaç
    'Melezlik' kavramı Latince'de 'hibrida' kökünden gelmesi ile bilinmektedir. Karşılığı ise iki farklı türün birleşmesiyle oluşan yeni bir tür için kullanılmaktadır. Daha çok Biyoloji biliminde kullanılan 'Melezlik' kavramı zamanla farklı alanlarda da yer bulmuştur. Nitekim bunun en önemli örneği özellikle 1960 ve daha sonraki yıllarda melez kelimesinin plastik sanatlarda yer bulması olmuştur. Melezliğin modern sanat döneminde Kübizm sanat akımında kullanımı 'bilinçsiz melez sanat' olarak görünse de 1960 yıllarından günümüze yoğun bir şekilde sanat örneklerinde karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu melez oluşum plastik sanatlardan özellikle seramik ve resim birlikteliğinin olduğu örneklerde görülmektedir. Bu araştırmada da 'melezlik' kavramın bu boyutu incelenmiştir. 1960 sonrası sanat eğilimleri incelenerek melez kapsamındaki örnekleri incelenmiştir. Resim-seramik veya seramik-resim disiplinlerinin kendine özgü olan sanat formlarının, anlatım ve tema, malzeme ve teknik gibi unsurlarının nasıl bir melez anlatım biçimi oluşturduğu örnek çalışmalar üzerinde irdelenmiştir. Ulusal ve uluslararası güncel sanatçılar tespit edilerek bu sanatçılardan birkaçının melez sanat anlayışını yansıtan eserleri analiz edilmiştir. Bunun yanı sıra literatür taraması yoluyla yazılı ve görsel kaynaklardan yararlanılarak ele alınan yabancı ve Türk sanatçıların eserleri, melezlik kapsamında değerlendirilerek güncel sanattaki yansımaları incelenmiştir. Bunlara ek olarak tez çalışması kapsamında kişisel uygulamalardan birkaç tane örnek çalışma oluşturulmuştur. Oluşturulan bu çalışmaların resim ve seramik dallarının malzeme ve tekniklerinin harmanlanması sonucu meydana gelen melez olgu irdelenmiştir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    Van Gölü Havzası Seramiklerinde Kullanılan Motifler ve Boyalar
    (2024) Kartal, Saim; Çakar, Nurtaç
    Yerleşik yaşama geçiş ile birlikte kilin şekillendirilerek ürüne dönüşmesi, insanlığın tarihsel sürecinde gerçekleşen önemli aşamalardan biri olarak gösterilmektedir. Geçmiş toplumların yaşam biçimini temsil eden ve onlar hakkında ipuçları elde edeceğimiz izler, günümüze kısmen sağlam gelmiş kalıntılarda gizlidir. Bu izlerin büyük bir kısmı Urartu medeniyetine ait olmak üzere Van Gölü Havzası'ndadır. Van Gölü Havzası, tarihi zengin ve kültürel görünümüyle dikkat çeken bir bölgedir. Bu bölge, tarih boyunca farklı uygarlıkların etkisi altında kalmış ve çeşitli kültürel dokulara ev sahipliği yapmıştır. Bu bölgede yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan çanak çömlekler, araştırmacılar için tarihsel süreç hakkında bilgi veren en önemli kaynaklardandır. Bu kalıntı ve buluntular geçmişten günümüze ulaşan önemli bir sanat eseri ve kültürel ifadedir. Van Gölü Havzası' nda bulunan çanak çömlekler, bu zengin yapının önemli bir parçasını oluşturur. Bu çanak çömleklerin yüzeylerinde kullanılan boya ve motifler; döneme, kültüre ve çömleğin üretildiği topluma bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Ayrıca, bu bölgede yaşamış halkaların çanak çömleklerinde kullanılan motifler ve boyalar, o toplumunun sembollerini ve estetik anlayışını yansıtmaktadır. Van Gölü havzasında ortaya çıkan çanak çömlekler, farklı dönemlerde yaşamış uygarlıkların sosyal, kültürel, ekonomik ve dini yaşamlarına ilişkin ipuçlarını, dönemine göre çanak çömleklerde kullanılan motif ve boyalarda el vermektedir. Ancak arkeolojik çalışmaların çoğu Orta Demir Çağı'na denk gelen Urartu uygarlığına yoğunlaştığından ve genelde seramiklerin tipolojisi üzerinde durulduğundan Urartu öncesi ve sonrası buluntular bu anlamda akademik kaynaklarda yeterince yer bulamamıştır. Bu çalışmada, Van Gölü Havzası'nın prehistorik dönemlerine tarihlenen çanak çömlek üretiminde, kullanılan boyalar ve motifler ele alınacaktır.