Browsing by Author "Çiftçi, Ali"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Article Hemodiyaliz Amaçlı Açılan A-v Fistüllerde Proksimal Distal Başarı Oranı Karşılaştırılması(2006) Kotan, M. Çetin; Çiftçi, Ali; Başer, Murat; Sayarlioglu, Hayriye; Doğan, Ekrem; Erkoç, RehaAmaç: Hemodiyaliz hastalarında yaşam beklentisi ve hayat kalitesi uygun bir damar yolu seçimi ile yeterli diyalize bağlıdır. Damar yolu yetersizliği hemodiyaliz hastalarında önemli bir problemdir. Bu konuda gelişen komplikasyonlar önemli morbidite nedenidir. Çalışmamızda kronik böbrek yetmezlikli hastalarda açılan arteriovenöz (A-V) fistüllerin, yerlerini de göz önüne alarak, erken ve geç dönemde açık kalma oranlarını ve cerrahi sonuçları değerlendirmeyi amaçladık. Method: Çalışmada, ocak 1997- aralık 2004 yılları arasında 114 kronik böbrek yetmezliği vakasına damar yolu amaçlı açılan arteriovenöz fistüller değerlendirildi. Operasyon için hastanın dominant olmayan kolu seçildi. Hastaların 63'ü erkek (% 55.3), 51'i kadındı (%44.7). Ortalama yaş 45.5±14.4 yıl idi. Bulgular: Açılan fistüllerin 39(%.29.5)'u radiosefalik, 86(%65.2)'sı brakiosefalik, 7(%5.3)'si brakiobazilik A-V fistüllerdi.Tüm vakalarda erken başarısızlık 18(%13.63) olguda, geç dönemde başarısızlık ise 8(%6.06) olguda gözlendi. Erken başarısızlık distaldeki fistüllerde (%23.07) proksimaldeki fistüllerden (%9.67) istatistiksel anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Geç dönemde ise proksimal ve distal başarısızlık oranları arasında istatistiksel fark yoktu (p>0.05). Açılan fistüllerin 31(%23.48)'inde komplikasyon gelişti. Sonuç: Ekstremite distaline açılan arterio venöz fistüllerde proksimale açılanlara oranla başarı oranları daha düşüktür. Brakial bölgeyi sonraki dönemlerde kullanılmak üzere korumak için distal uygulamalar ilk seçenek olarak tercih edilmelidir.Article Minor Travmaya İkincil Gelişen Özofagus Perforasyonu: Olgu Sunumu(2006) Çiftçi, Ali; Sağay, Serkan; Işık, Ahmet Feridun; Er, MetinÖğüs travmaları, ölüm ve yan etki oranları yüksek yaralanmalardır. Özofagus yaralanmaları ise çoğunlukla tıbbi girişim kaynaklıdır. Tek başına özofagus yaralanması oldukça nadirdir ve çoğunlukla kardiyoözofageal veya farengoözofageal bileşkede görülürler. Yirmi beş yaşında erkek hastaya, yüzükoyun yere düşme sonucu gelişen travmatik pnömotoraks nedeniyle tüp torakostomi uygulanmış, 24 saat sonra da ağızdan verilen gıdaların kapalı göğüs tüpünden geldiği görülmüştü. Kliniğimize sevk edilen hastaya torakotomi yapıldı, sindirilmemiş gıda artıkları ve iltihabi sıvıyla dolu olan göğüs boşluğu yıkandı. Özofagusun hiatustan yaklaşık 7-8 cm yukarıda, dikine, 5-6 cm uzunluğunda tam kat yırtıldığı saptandı. Nazogastrik sonda uygulanarak mukoza ve kas tabakaları dikildi. Ameliyat sonrası yedinci gün ağızdan beslenmeye geçilen ve sekizinci gün taburcu edilen hastanın kontrollerinde bir sorun saptanmadı.Specialist Thesis The Effect of Recurrent Laryngeal Nerve Exploration at the Level of Berry's Ligaman During the Thyroid Surgery in in Preventing the Injury of the Nerve(2007) Çiftçi, Ali; Kisli, ErolSon dönemlerde benign tiroid hastalıklarında lobektomi, total yada totale yakın tiroidektomi giderek artan bir oranda kullanılmaya baslanmıstır. Bu nedenle hastalarda rekürren laringeal sinir hasarını önlemek için rutin RLS disseksiyonu yapılması gerekmektedir. Bu çalısmanın amacı; benign nedenlerle lobektomi, total yada totale yakın tiroidektomi yapılan hastalarda, Berry ligamanı seviyesinde sinir disseksiyon tekniginin kalıcı RLS hasarı üzerine olan etkinligini arastırmaktır. Aralık 1994 - Haziran 2007 tarihleri arasında, Yüzücü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD'da benign nedenlerle lobektomi, total ve totale yakın tiroidektomi ameliyatı yapılan 803 olgu, hastane patoloji kayıtları, ameliyat defterleri ve hasta dosyaları kullanılarak retrospektif olarak incelendi. Bütün hastalarda yas, cinsiyet, preoperatif tanı, yapılan tiroidektomi tipi ve hastalara ait histopatolojik sonuçlar degerlendirildi. Tüm hastalara operasyon öncesi dönemde indirekt laringoskopi yapılarak vokal kord durumu incelendi. 803 olgunun 719'unun her iki lobuna, 84'ünün tek lobuna olmak üzere toplam 1522 tiroid lobuna müdahale edildi. Toplam 1474 RLS disseksiyonu yapıldı. Subtotal uygulanan loblarda RLS disseksiyonu yapılmadı. Tüm hastalarda Berry ligamanı seviyesinde rekürren laringeal sinir disseksiyonu yapıldı. Çalısmaya alınan 803 olgunun 656'sı bayan, 147'si erkek, kadın hastaların yas ortalaması 40.76 ± 13.10 (16-78), erkek hastaların yas ortalaması 39,81 ± 13,59 (14-78), kadın erkek oranı 4.4/1 idi. 2 Operasyon öncesi 803 olgunun 679'unda Multinodüler Guatr, 74'ünde Soliter Nodül, 28'inde Diffüz Non-toksik Guatr ve 22'inde Basedov-Graves Hastalıgı tanıları mevcuttu. Olguların 616'sına Bilateral Total Tiroidektomi, 84'üne Lobektomi, 42'sine Bir Tarafa Total Diger Tarafa Subtotal Tiroidektomi, 34'üne Bilateral Totale Yakın Tiroidektomi, 21'ine Bir Tarafa Total Diger Tarafa Totale Yakın Tiroidektomi ve 6'sına ise Bir Tarafa Totale Yakın Diger Tarafa Subtotal Tiroidektomi uygulandı. Tek taraflı kalıcı RLS paralizi oranı MNG için % 0.53, soliter nodül için % 2.70 ve tüm seri için % 0.61 olarak bulundu. Hiçbir olguda bilateral kalıcı RLS paraliziye rastlanılmadı. Sonuç olarak; Rekürren larengeal sinirin inferior tiroid arteri çaprazladıgı bölgede ve boyunda yukarı dogru çıkarken birçok varyasyon göstermesi ve larinkse girmeden önce Berry ligamanı seviyesinde sabit bir yol izlemesi nedeniyle, tiroid cerrahisinde rekürren larengeal sinir disseksiyonunun bu sevide yapılması ve sinirin explore edilmesi, rekürren larengeal sinir yaralanma oranını azaltacagından arternatif bir cerrahi teknik olarak yapılabilir. Anahtar kelimeler: Tiroidektomi, Berry Ligamanı, Rekürren Laringeal Sinir