Browsing by Author "Özer, Muhammet Derda"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Article Adherence To Drop Treatment in Glaucoma Patients and Its Relationship With Progression(2021) Özer, Muhammet Derda; Seven, Erbil; Öcal, Halit; Tekin, Serek; Batur, Muhammed; Yaşar, TekinPurpose: To evaluate the adherence of glaucoma patients to eye drop therapy and determine the effects of treatment adherence on disease progression. Materials and Methods: A total of 147 patients followed at Van Yüzüncü Yıl University Department of Ophthalmology, between March 2019 and June 2019 were included in the study. Patients were examined and asked questions. Patients underwent peripapillary retinal nerve fi ber layer analysis via optical coherence tomography. Results: It was found that 66% of the patients adhered to eye drop treatment. The most common reasons for non-adherence were forgetting (40%) and running out of eye drop (38%). Correct instillation technique was demonstrated by 59% of the patients. There was signifi cantly less disease progression in adherent patients compared to non-adherent patients (p=0.002) and in patients with correct instillation technique compared to those without (p=0.001). Conclusion: This study showed adherence to eye drop therapy was 66% among glaucoma patients and 59% of patients showed correct drop instillation technique. More progression was observed in patients with poor adherence and patients who did not instill drops correctly.Article Behçet Hastalığına Bağlı Üveitin Tedavisinde Oral Steroidler ve İmmünsupresan/immünmodülatörlerin Kullanımı(2018) Batur, Muhammed; Özer, Muhammet Derda; Tekin, SerekBehçet hastalığı sebebi bilinmeyen kronik, multisistemik enflamatuar bir hastalıktır. Hastalığın seyri sırasındaöngörülemeyen ciddi enflamatuar ataklar gözlenmektedir ve arka segmenti etkileyen ciddi ataklar hızlı ve etkilitedavilerle sakinleştirilemezse kalıcı oküler hasar kaçınılmazdır. Sadece ön segment tutulumu olan olgularda topikaltedavi yeterli olurken, ciddi arka segment tutulumu olan dirençli üveit ataklarında, yüksek doz sistemik kortikosteroidile kombine immünsüpresif ilaçlar kullanılır. Fakat konvansiyonel immünsüpresif ilaçlara rağmen dirençli üveit ataklarıgözlenebilmektedir.Article Comparison of Three Different Intraocular Lens Implantation Method for Eyes With Defi Cient Capsular Support(2021) Tekin, Serek; Özer, Muhammet Derda; Yavuzer, Beyza; Yaşar, Tekin; Batur, Muhammed; Seven, ErbilPurpose: The aim of this study was to compare three different intraocular lens (IOL) implantation methods performed primary or secondary in eyes with defi cient capsular support. Materials and Methods: The records of patients who underwent IOL implantation due to defi cient capsular support were analyzed. The patients were fi rst separated into primary and secondary IOL implantation group (PIG and SIG, respectively), then divided into three subgroups among themselves as iris-claw IOL (IC-IOL), scleral fi xated IOL (SF-IOL), and anterior chamber IOL (AC-IOL). Data were compared according to the groups. Results: The most important cause of IOL implantation was perioperative capsule rupture and insuffi cient capsular support (61.7%, n=29) in PIG, aphakia (55.8%, n=24) in SIG. The most preoperative comorbid condition was iridodonesis (30.4%, n=14) in PIG and IOL subluxation (93.8%, n=15) in SIG. The mean BCVA in the 3rd months was signifi cantly better in the IC-IOL subgroup than AC-IOL subgroups (p=0.001) in PIG. The mean BCVA at the last follow-up was signifi cantly better in the SF-IOL group than the AC-IOL group (p<0.001) in PIG. Postoperative complication rate was 38.3% in PIG and 27.9% in SIG. There was no signifi cant difference among subgroups in postoperative complications in both groups (p>0.05, Chi-square test). Conclusion: All three methods have advantages and disadvantages. The surgeon should consider the patient’s condition when determining the implantation method to be chosen. Future long-term studies comparing the different methods with a large number of patients may provide more information about the most appropriate method to use in eyes with insuffi cient capsular support.Specialist Thesis Evaluation of the Coroidal Vascular Index and Ocular Parameters in Patients Diagnosed With Type 1 Diabetes and Comparison With Healthy Volunteers(2020) Altaş, Ahmet Serkan; Özer, Muhammet DerdaAmaç: Tip 1 Diyabetes Mellitus (T1DM) tanılı hastalar ile sağlıklı kontrol grubu arasındaki koroidal vasküler indeks (Kvi) ile oküler parametrelerin karşılaştırılması ve bu parametreler ile laboratuvar sonuçları arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi. Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza Temmuz ve Ekim 2020 tarihleri arasında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Kliniği ile Çocuk Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Klinikleri'ne başvuran 10-18 yaş arası T1DM tanılı 50 (K:E=28:22) hasta ile 54 (K:E=27:27) sağlıklı çocuk kontrol grubu olmak üzere toplam 104 çocuk dahil edildi. Hastaların demografik bulguları (yaş, cinsiyet, hastalık süresi, labotaruvar parametreleri) kayıt edildi. Hastaların oküler ön segmenti speküler mikroskobi (SM) ve ön segment spectral-domain optik koherens tomografi (SD-OKT) ile değerlendirildi. Arka segmenti genişletilmiş derinlikli optik koherens tomografi (EDI-OKT) ile değerlendirildi ve segmentasyon analizi ile retina tabakalarının ölçümü yapıldı. EDI-OKT ile elde edilen resimlerle koroidal vasküler indeks (Kvi) hesaplandı. Bulgular: T1DM tanılı hasta ve sağlıklı kontrol grubunun yaş ve cinsiyet dağılımı benzerdi (13.66±2.22 yıla karşın 13.8 ±2.48 yıl) (p=0.738). T1DM ile kontrol grubu arasında toplam uzunluk (TL), endotel hücre yoğunluğu (EHY), santral korneal kalınlık bulguları arasında anlamlı fark saptanmadı (p>0.05). T1DM tanılı hastaların kornea endotel hekzagonalite değerinin kontrol grubuna göre azaldığı saptandı (%55.38±9.09'e karşın %51.04±7.50) (p=0.011). T1DM hastalarının ortalama gangliyon hacmi kontrol grubundan daha yüksek saptandı (p=0.04). Ayrıca T1DM tanılı hastaların Kvi değeri kontrol grubundan daha düşük saptandı (p=0.013). Glikozillenmiş hemoglobin (HbA1c) ile EHY arasında negatif yönde korelasyon saptandı (r=-0.284, p=0.050). HbA1c ile ortalama hücre boyutu (OHB) arasında pozitif yönde korelasyon saptandı (r=0.285, p=0.050). Retina sinir lifi tabakası (RNFL) ile DM hastalık süresi arasında pozitif yönlü, HbA1c, C reaktif protein (CRP) ve mikroalbuminüri düzeyleri ile negatif yönlü korelasyon olduğu saptandı (p<0.05). T1DM süresi ve HbA1c düzeyleri ile anlamlı korelasyon izlenen speküler mikroskobi ve OKT bulguları arasında yapılan doğrusal regresyon analizlerinde anlamlı düzeyde önemli ve açıklayıcı bulgu saptanmadı. Sonuç: T1DM'li hastalarda kontrol grubuna göre hekzagonalite oranının ve Kvi değerinin azaldığı saptanırken HbA1C ile RNFL arasında negatif korelasyon olduğu saptandı. Bu nedenle, rutin oftalmolojik muayeneleride DR saptanmayan T1DM'li çocuklarda erken oküler değişikliklerin belirlenmesinde SM ve OKT kullanılması önerilebilir.