Browsing by Author "Üner, Tijen"
Now showing 1 - 10 of 10
- Results Per Page
- Sort Options
Article Beyşehir-hoyran Ofiyoliti İçerisindeki Tektonitlerin Dokusal ve Jeokimyasal Özellikleri: Beyşehir (Konya) Güneyinden Bir Örnek(2018) Aksoy, İrem; Üner, TijenToros Kuşağı içerisinde Kırkkavak ve Ecemiş fayları arasında kalan Beyşehir-Hoyran Ofiyoliti, Jura sonu-Kretase başında kapanmaya başlayan Neotetis Okyanusu’na ait önemli kayıtlara sahiptir. Beyşehir-Hoyran Ofiyoliti inceleme alanında tektonitler (harzburjit, dünit), kümülatlar (gabro, piroksenolit,pegmatoitik gabro) ve ofiyolit tabanı metamorfiklerinden (amfibolit) oluşan bir istif sunmaktadır.Tektonitler ofiyolit istifi içerisinde hacimsel olarak en önemli bölümünü oluşturmaktadır. Genel olarakharzburjitlerden oluşan tektonitler yer yer dünitik ve kromitik seviyeler içermektedir. Foliyasyon-lineasyon gösteren tektonitler, kristal içi kayma, öğütülme ve yeniden kristallenme özellikleri ile üstmantoya ait plastik deformasyonun izlerini taşımaktadır. Harzburjitler genel olarak olivin, ortopiroksen,daha az oranlarda klinopiroksen ve kromit minerallerinden oluşmaktadır. Olivinler özşekilsiz, orta tanelikristaller halinde gözlenirken, ortopiroksenler olivinlere oranla daha iri kristaller şeklinde bulunur.Ortopiroksenler, tane sınırları ufalanmış ikincil olivin mineralleri tarafından çevrelenmiştir. Harzburjitlergenel olarak milonitik doku sunmaktadır. Bu birimin en belirleyici özelliği plastik deformasyonun izlerinitaşıyor olmasıdır. Makroskobik olarak ortopiroksen ve kromit gibi minerallerdeki yassılaşma ve uzamayabağlı olarak kayaçta bir foliyasyon düzleminin varlığı ayırt edilebilmektedir. Birimlerde öğütülme veyeniden kristalleşme izlerine rastlanmaktadır. İnce kesitlerde uzama gösteren olivin ve enstatitminerallerinde sıklıkla deformasyon lamellerine (kink-band) rastlanmaktadır. Yapılan jeokimyasalçalışmalarla Mg# değerlerinin 90,80-92,20, ateşte kayıp (LOI) değerlerinin ise 2,5% ile 8,5% arasında birdeğişim göstermektedir. Bu değerler bize harzburjit örneklerinin kısmen serpantinleşme sürecinebaşladığını işaret etmektedir. Peridotitlerin uyumlu elementlerce zenginleşirken, uyumsuzelementlerce tüketildiği görülmektedir. Bu özellik hem abisal hem de okyanus içi yitim zonu peridotitleriiçin tipiktir.Research Project Gevaş (Van) Ofiyolitinin Tabanında Gözlenen Metamorfik Dilim Kayalarının Jeokimyası ve Jeokronolojisi(2019) Üner, TijenBu proje çalışması, Bitlis-Zagros Kenet Kuşağı?nın kuzeyinde, Van İli Güneyinde yer alan Gevaş Ofiyoti?ne ait ofiyolit tabanı metamorfitlerinin jeolojik, jeokimyasal ve jeokronolojik özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bölgede, ofiyolit taban metamorfitleri, Gevaş ofiyoliti içerisinde yer alan ve harzburjitlerle temsil edilen manto peridotitleri ve Bitlis Masifi?ne ait kayaçlarla tektonik dokanağa sahiptir. Harzburjitler genel olarak olivin, ortopiroksen, klinopiroksen ve krom spinellerden oluşmaktadır ve yitim zonu üstü (SSZ) peridotitlerine ait özellik sunmaktadır. Gevaş Ofiyoliti manto peridotitlerine ait, Cr spinellerin Cr# sayıları dikkate alındığında yüksek dereceli bir kısmi ergime ürünü oldukları söylenebilir. Gevaş Ofiyoliti?nde gözlenen ofiyolit tabanı metamorfitleri amfibolit, kuvarsit ve epidot şist birimlerini kapsamaktadır. Amfibolitler genellikle kalsiyumca zengin hornblend, edenit, ve alkali özelliğe sahip yüksek basınç mineralerinden olan glokofandan oluşmaktadır. Amfibolitler için basınç değerleri 5.42-7.27 GPa ve sıcaklık değerleri ise 494.40-666.01 °C olarak hesaplanmıştır. Amfibolitlerde yapılan jeokimyasal çalışmalarda bu kayalara ait köken kayalarının farklı manto kaynaklarından (OIB, IAT ve MORB) türediğini göstermektedir. Bu kayaçlardan elde edilen başkalaşım yaşları 92.9±1.5My ve 95 My arasında bulunmuştur. Elde edilen bu yaşlar Geç Kretase?ye karşılık gelmektedir. Amfibolitlerden gerçekleştirilen çalışmalar ve özellikle onlardan elde edilen yaş verileri, bu bölge için Güney Neotetis okyanusal baseninde Geç Kretase?den itibaren tektonik rejimin kompresyonel olduğunu göstermektedir.Article Hasbey Ovası (Van) Topraklarının Oluşumu: Van Gölü Havzası Toprakları için Bir Model(2003) Çimrin, K. Mesut; Kapur, Selim; Köse, Onur; Şenol, Muzaffer; Üner, Tijen; Akça, ErhanGüneyden Bitlis masifi (Permiyen, Paleozoyik metamorfîtleri, Üst Kretase kireçtaşları ve ofiyolitler), doğudan Üst Kretase ve Tersiyer birimleri, kuzeyden ve batıdan Tendürek, Süphan ve Nemrut volkan kütleleri ile sınırlanmış olan Van Gölü kapalı bir havza durumundadır. Van Gölü tamamen tektonik kökenli bir havza üzerinde yer almaktadır. Yaşının en çok 100 bin yıl olabileceği önceki çalışmalarda önerilen Van Gölü'nde, gerek tektonik ve/veya volkanik aktivitelere gerekse paleoiklimlerdeki değişimlere bağlı olarak son buzul dönemi ile günümüz arasında (kabaca son 20 bin yılda) göl su seviyesinin önemli mertebelerde değişimlere uğradığı bilinmektedir. Bu dönem içersinde, güncel seviyesine (1646 m) kıyasla-340 m ile +72 m Paleoiklimin kurak olduğu dönemlerde göldeki su seviyesi göreceli olarak düşmeye başlamış, günümüzdeki su düzeyinden yaklaşık 340 m daha aşağılara inmiştir. Buna karşın iklimin yağışlı olduğu dönemlerde, göl suyu seviyesi göreceli olarak yükselmeye başlamış, aşağı yukarı günümüzden 18000 yıl öncesinde şimdiki seviyeye nazaran 72 m kadar yükseklere erişmiştir. Bu zamandan sonra oluşan iklim salmımları sonucu su seviyesinde düşmeler olmuş ve Van Gölü havzasındaki göl sekileri meydana gelmiştir. Bu sekilerin oluşumu sırasında tektonizmamn aktif olduğu zamanlarda ve bölgelerde dağ ve dağ eteklerinden göle doğru alüvyon yelpazesi-moloz ve çamur akıntısı ve akarsular aracılığı ile yakın çevredeki jeolojik birimlerden kırıntılar taşınmıştır. Hatta kuzeydeki volkanik aktivitenin olduğu zamanlarda göle volkanik kırıntılar gelmiştir. Bu malzemeler ve kırıntılar göl tarafından işlenerek göl sekisi düzlüklerini ya da göl deltası düzlüklerini oluşturmuştur. Kırıntıların olmadığı kesimlerde göl suyu metamorfikler, ofiyolitler veya Neojen birimleri gibi ana kayalan işleyerek (aşındırarak) seki şeklinde düzeltmiştir (aşınma sekisi). Daha sonra su yüzüne çıkan sekiler üzerinde ayrışma ve toprak oluşumu başlamıştır. Van Gölü havzasında bulunan sekiler üzerindeki toprakların jenezinin saptanabilmesi için gölün güneybatı kesiminde yer alan Hasbey Ovası toprakları seçilmiştir. Farklı düzeylerdeki sekilerden oluşan Hasbey Ovası topraklarının çoğunluğu alüvyal kökenli ve karbonat içeriklidir. Göl sekilerindeki toprak oluşumları genellikle Hasbey Ovası topraklarına benzerlik göstermektedir. Bu nedenle Hasbey topraklarının oluşum özelliklerinin belirlenmesi Van Gölü havzasındaki sekiler üzerinde oluşan topraklar için bir model olacaktır.Master Thesis Investigation of Alterations and Ore Potential in Ultramafic Rocks in the Çomakli Village (van-Eastern Anatolia)(2019) Oğuzhan, Fatih; Üner, TijenÇalışma alanı, Van iline bağlı Çomaklı köyü ve çevresindeki birimleri kapsamaktadır. Bölgede genel olarak Jura'dan günümüze kadar değişen özelliklerde ve yaşlarda sedimanter ve ofiyolitik birimlerden oluşmaktadır. Bölgede gözlenen ofiyolitik birimler genellikle melanj şeklinde izlenmektedir. Dirbi Karmaşığı içerisinde bulunan ofiyolitik birimler bölgede geniş alanlar kaplamaktadır. Ofiyolitik birimler içerisinde yer alan ultramafik kayaçlar genellikle alterasyondan etkilenmiş ve serpantinleşmiş birimler olarak gözlenmektedir. Serpantinleşmenin olduğu alanlarda özellikle fay zonlarında lisvenitleşmeler yaygın olarak izlenmektedir. Petrografik çalışmalarda peridotitlerde olivin, ortopiroksen, klinopiroksen ve krom spinel mineralleri gözlenmiştir. Peridotitlerde gözlenen bu mineral birliktelikleri nedeniyle kayaç harzburjit olarak isimlendirilmiştir. Harzburjitlerin bünyelerine su girmesiyle birlikte kayaç serpantinleşmeye başlamıştır. Serpantinitlerde gözlenen krizotil lizardit minerallerinin varlığı nedeniyle oluşum sıcaklıklarının düşük dereceli (<350 °C) olduğu belirlenmiştir. Serpantinleşme sonrasında kayaç içerisine hidrotermal akışkan girişinin devam etmesi ile ilk olarak yine düşük sıcaklık akışkan fazlarının varlığı ile önce karbonatlaşma daha sonraki sahalarda da silisleşmenin geliştiği belirlenmiştir. Yapılan jeokimyasal çalışmalarla, bölgede gözlenen lisvenitleşmelerin, ultramafik kayaçların tektonizma etkisi ile gelişen kırık ve çatlaklar boyunca önce düşük sıcaklıklı hidrotermal sularla serpantinleştiği ve daha sonra ise Si, Ag, Ni, Co ve Mo gibi zengin hidrotermal akışkanlar sayesinde alterasyona uğradıkları ve yukarıda belirtilen mineraller bakımından zenginleştiği belirlenmiştir.Master Thesis Original Study Of Lead- Zinc Deposits İn Üzümcü – Olgunlar Regions (hakkari- Çukurca)(2024) Alpaslan, İlkay; Üner, TijenÇalışma alanı, Alp-Himalaya Dağ Kuşağı'nda bulunan ve Anadolu'yu oluşturan ana tektonik birliklerden birisi olan Toros kuşağı içerisinde yer almaktadır. Bu kuşak içerisinde karbonat içeren Pb-Zn yatakları, değişik rezerv ve tenöre sahip farklı tipte maden yatağı ve zuhuru içermektedir. Torid kuşağı içerisinde yer alan Pb-Zn cevherleşmeleri, batıdan doğuya doğru; (1) Hadim-Bozkır, (2) Göktepe, (3) Gazipaşa, (4) Anamur, (5) Horzum ve Pınargözü, (6) Aladağlar-Zamantı, (7) Tufanbeyli ve (8) Hakkari ili olmak üzere sekiz farklı bölgeye ayrılarak incelenmektedir. Bu bölgelerdeki Pb-Zn yatakları MVT, CRD ve SEDEX tipi cevher oluşum özelliklerine sahiptir. Çalışma alanının da içerisinde bulunan alan genel olarak Alp Orojenezi sürecinde geniş çaplı deformasyonlara ve yüksek dereceli metamorfizma izlerini taşımaktadır. Çalışma alanı içerisinde gözlenen metalik ve metalik olmayan yataklar, Anadolu'nun güneydoğusundaki Doğu Toros kıvrım kuşağının iç kesimlerinde, çeşitli kayaçları içerisinde ve geniş alanlara dağılmış durumdadır. Hakkari bölgesindeki Zn-Pb yataklarının cevherleşme tarzı ve jeokimyasal verileri, MVT 'ye göre biraz daha yüksek homojenizasyon sıcaklığı ve daha düşük tuzluluk oranı, birbirine paralel stratiform cevher zonları ve yüksek As içerikleri açısından SEDEX tipi yataklara benzemektedir. Ayrıca bu yatakların çoğundaki genel özellik, oksitlenerek sülfürsüz çinko yataklarına dönüşüm gözlenmesidir. Çalışma alanının da içerisinde bulunan Hakkari ilindeki yataklar çoğunlukla yerinde oksitlenme türünde cevherleşmelerdir.Article Pekişmemiş Sedimanlarda Depremlerle Oluşan Deformasyon Yapıları (Sismitler): Van Gölü Havzası, Doğu Anadolu(2010) Üner, Serkan; Üner, Tijen; Yeşilova, Çetin; Yakupoglu, TurkerDoğu Anadolu Platosu’nda yer alan havzalardan biri olan Van Gölü Havzası, sınırları içerisinde dünyanın en büyük soda gölü olan Van Gölü’nü bulundurmaktadır. Bu havza, Geç Pliyosen’de oluşmuş ve Kuvaterner’de etkili olan volkanizma ile son şeklini almıştır. Van Gölü Havzası’nda Kuvaterner yaşlı kumlu-siltli gölsel çökellerde çeşitli deformasyon yapıları bulunmaktadır. Pekişmemiş sedimanlarda sıvılaşma ya da akışkanlaşma sonucu oluşan bu deformasyon yapıları; büklümlü yapılar (basit-karma büklümlü yapılar ve top-yastık yapıları), su kaçış yapıları (tabak ve sütun yapıları) ve yük yapıları (alev yapısı) olmak üzere üç gruba ayrılır. Deformasyon yapıları üst basınç, fırtına kökenli dalgalar, yeraltısuyu seviyesindeki ani değişimler ve sismik sarsıntılarla oluşabilmektedir. Arazi gözlemleri, bölgesel tektonik ve sedimantolojik veriler ile konuyla ilgili önceki çalışmalar değerlendirildiğinde, bu deformasyon yapılarının sismik sarsıntılarla oluştuğu ve sismit olarak adlandırılabileceği sonucuna varılmıştır. Van Gölü Havzası’nda gölsel çökellerde farklı seviyelerde sismitlerin yaygın olarak gözleniyor olması, bölgenin Kuvaterner’de aktif bir tektonizmaya sahip olduğunu göstermesinin yanı sıra, bölgede 5 ve üzeri büyüklüklerde depremlerin sıklıkla meydana geldiğinin bir göstergesidir.Master Thesis Petrographic and Geocemical Properties of Kağizman Ophiolite Ultramafic Rocks Ağri Turkey(2021) Aslan, Levent; Üner, TijenTez çalışması kapsamında, Ağrı İlinin kuzeyinde yer alan Dumanlı ve Mollaali köyleri arasında geniş yüzlekler veren manto peridotitlerinin jeolojik, petrografik ve jeokimyasal özellikleri incelenmiştir. Yapılan tez çalışması kapsamında ultramafik peridotitlerde gözlenen alterasyonlar belirlenerek bu alterasyonların oluşum mekanizmaları da irdelenmiştir. Çalışma alanı, Doğu Anadolu tektonik birliği içerisinde, Üst Kretase yaşlı Kağızman ofiyolitine ait mafik ve ultramafik birimler ve bu birimlerin üzerinde yer alan örtü kayaçlarından oluşmaktadır. Ofiyolitik birimlerin hemen üzerinde, Üst Kretase ve Miyosen dönemine ait; genellikle kırmızı-pembe, alacalı renkli ince çakıltaşı- kumtaşı, çakıllı kumtaşı, kumlu kiltaşı, silttaşı ve Kağızman Karmaşığı'na ait kayaç parçalarından oluşan örtü birimleri bulunmaktadır. Manto peridotitlerinde gözlenen olivinler forsterit bileşiminde, ortopiroksen mineralleri ise enstatit bileşimine sahiptir. Manto peridotitleri içerisinde gözlenen kromitler podiform kromitler olup boninitik bir zenginleşme sunmaktadır. Peridotitler her ne kadar abisal peridotit izleri taşıyor gibi olsa da bu kayaçlar üzerinde yapılan detaylı jeokimyasal değerlendirmeler yitim zonunu işaret eden değerler sunmaktadır. Kondrite göre normalize edilen peridotitik kayaçlar yitim zonunu işaret eden, kondrite göre hafif nadir toprak elementleri bakımından tüketilmiş ve yaklaşık U şekilli bir desen sergilemektedir. Manto peridotitlerinde yaygın olarak gözlenen alterasyon türü serpantinleşmedir. Petrolojik olarak incelenen serpantinitlerde gözlenen krizotil ve antigorit minerallerinin varlığı bu kayaçların yeşilşist ve amfibolit fasiyesine uğradıklarını göstermektedir. Kayaç içerisinde gözlenen antigorit minerallerinin varlığı alterasyon sırasında sıcaklığın 550 °C ye kadar yükseldiğini göstermektedir. Peridotitlerde gözlenen bir diğer alterasyon ürünü olarak lisvenitleşme gözlenmektedir. Kayaç içerisinde gözlenen karbonatlı ve silisli minerallerin varlıkları hidrotermal alterasyon izleri taşımaktadır. Anahtar Kelimeler: Ağrı, Alterasyon, Jeokimya, Kağızman Ofiyoliti, Kromit, UltramafikMaster Thesis Petrological Properties of Mafic and Ultramamic Rocks Observed Around Kiratli (i̇pekyolu-Van)(2018) Yazıcıoğlu, Hakan; Üner, TijenBu tez çalışması, Van Gölü'nün doğusunda, Kıratlı Köyü civarında yer alan mafik ve ultramafik kayaçların petrografik ve jeokimyasal olarak incelenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışma alanı içerisinde bulunan Bakışık Melanjı harzburjit, dunit, serpantinit kayaçları ve bunları kesen piroksenit, gabro ve diyabaz dayklarından oluşmaktadır. Bu birimin hemen üzerine kireçtaşı biriminden oluşan Üst Paleosen – Alt Eosen yaşlı Toprakkale Formasyonu uyumsuz olarak gelmektedir. Bakışık Melanjı içerisinde yer alan harzburjit ve dünitlerin petrografik incelemesinde alterasyondan oldukça fazla etkilendikleri dikkati çekmektedir. Genellikle serpantinleşme ve bastitleşme kesitlerde oldukça yoğun bir şekilde yer almaktadır. Kayaçlarda porfiroblastik doku yaygındır. Alterasyon sonucu serpantinleşen kesimlerde elek dokusu izlenmektedir. Mafik kayaçlar içerisinde incelenen gabro ve diyabaz daykları ise plajiyoklaz+piroksen±olivin minerallerinden oluşmaktadır. Kayaçta genel olarak ofitik doku hakimdir. Mafik kayaçlarda serisit ve klorit minerallerinin varlığı bu kayaçlarından alterasyondan etkilendiklerini işaret etmektedir. Ultramafik kayaçlarda yapılan jeokimyasal çalışmalarda bu birimlerin abisal peridotit oldukları ve ilksel mantoya göre oldukça tüketilmiş oldukları belirlenmiştir. Mafik kayaçlarda ise, jeokimyasal olarak bu kayaçların hem alkali hem de toleyitik özelliklere sahip oldukları gözlenmiştir. Genel olarak iki farklı magmadan türedikleri düşünülen daykların volkanik yay bölgesi ve plaka içi bazaltları özelliği taşıdığı ortaya konmuştur.Article Savatlı-özalp Ofiyolitinde (Van-Doğu Anadolu) Gözlenen Ultramafik Kayaçlar ve İlişkili Mafik Daykların Petrolojik Özellikleri(2019) Üner, Tijen; Mutlu, SacitBitlis Zagros Kenet Kuşağı’nın kuzeyinde bulunan ofiyolitik kayaçlar, bölgesel olarak Neotetis’inkapanma süreci ve sonrası hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Bu çalışmada, Van Gölü doğusundaSavatlı-Özalp Ofiyolitinde yer alan ultramafik ve mafik kayaçların petrografik ve jeokimyasal özellikleriortaya konulmaktadır. Eksikli bir dizilim sunan ofiyolitteki ultramafik ve mafik kayaçlar, çalışmaalanında tektonik olarak yer almaktadır. Bu kayaçlar içerisinde, hidrotermal alterasyon ve düşük derecelimetamorfizma etkisi yoğun olarak gözlenmektedir. Özellikle ultramafik kayaçlarda pertografikincelemeler sonucu belirlenen serpantin grubu minerallerin varlığı ile mafik kayaçlardaki prehnit ve kloritmineralleri bu etkinin en güzel kanıtlarıdır. Savatlı-Özalp Ofiyolitinde gözlenen diyabaz dayklarınınjeokimyasal özellikleri, tektonik ortam açısından geçiş zonunu işaret etmektedir. Kondrite göre normalizeedilen dayklar, ofiyolitin tipik olarak okyanus içi dalma batma zonu üzerinde ve ada yayı toleyitlerindeoluştuğunu ortaya koymaktadır.Research Project Van Şehri Kentleşme Alanında Yüzeyleyen Pliyo-kuvaterner Çökellerinde Sedimantolojik Özelliklerin ve Aktif Tektonizmanın Depremselliğe Yönelik İncelenmesi(2004) Özkaymak, Çağlar; Özvan, Ali; Karaoğlu, Özgür; Yakupoğlu, Türker; Sağlam, Azad; Üner, Tijen; Örçen, SeferDoğu Anadolu Bölgesinde hızla göç alan yerleşim alanları içinde Van Gölü havzası, başta Van şehri kentleşme alanları olarak oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Havzada hızlı nüfus artışı sonucunda jeolojik özelliklerin dikkate alınmadığı yanlış ve çarpık bir kentleşme,bilinçsiz ve kontrolsüz sanayileşme çabaları ile ortaya çıkan çevre kirliliği, Van Gölü çevresindeki kentsel alanların, hatta kırsal alanların yaşamsal olanaklarını tehdit edici önemli unsurlar arasında yer almaktadır. Van kenti ve kentin yakın gelişim alanlarında detay sedimantolojik ve tektonik etütlerin yapılaşmada dikkate alınması bilinçli bir kentleşme için örnek oluşturacaktır. Bu yaklaşımla yapılan inceleme sonucunda, yaşanabilecek yıkıcı bir deprem anında sergileyebilecekleri davranışların önceden kestirilebilmesi için, Van şehri ve yeni kentleşme alanlarında yüzeylenmiş genç çökellerin sedimantolojik özelliklerinin belirlenmesi, ilgili etken olabilecek aktif tektonizmanın incelenmesi ve bu çökellerin jeoteknik özellikleriyle ilişkilendirilmesi sonucunda, özellikle son yıllarda Van şehrine yaşanan yoğun göçe bağlı olarak ortaya çıkan çarpık kentleşme olgusunun önüne geçilmesi çalışmalarında kullanılabilecek temel veriler elde edilmiştir. Bu verilerin kentleşme çalışmalarında kullanımıyla, olasılı depremlerin ortaya çıkarabileceği zararların olabildiğince aza indirgenmesi mümkün olacaktır. Bununla birlikte yeni kentsel gelişim alanlarında bir yapılaşma ölçütü olarak değerlendirilebilecek zeminlerin mühendislik özelliklerinin jeoteknik verilerle donatılarak yerel ve resmi yönetimlere aktanlması, Van şehri ve yakını kentleşme alanlarının belirlenmesi politikalarına bir temel oluşturacak ve Van Gölü Havzası'nda bir model oluşturacak biçimde sağlıklı bir çevrede gelecek kuşaklar için yaşanabilir bir kent yaratılması konusunda büyük bir katkı sağlayacaktır. Bunun somut bir kanıtı olarak proje çalışmalan süresince çalışma amaçları doğrultusunda devamlı vurgulanan sağlam zeminlerde sağlıklı yer seçimi önerileri ve yeni yönelimler, 2004 yılında Van şehri Toplu Konut Projesi kapsamında Edremit traverten kaya zemin alanlarında hayata geçirilmiş bulunmaktadır.