Browsing by Author "Şengül, Muzaffer"
Now showing 1 - 9 of 9
- Results Per Page
- Sort Options
Article Evaluation of Pain After Uterine Artery Embolization(2005) Üstün, Yusuf; Üstün, Engin Yaprak; Kamacı, Mansur; Harman, Mustafa; Şengül, Muzaffer; Zeteroğlu, ŞahinObjective: In this study our aim was to determine the severity of post procedure pain associated with uterine artery embolization (UAE). Study Design: Twenty-one women with symptomatic uterine fibroid were recruited for the study. The procedure was performed in the angiography unit under conscious sedation. All patients received prophylactic intravenous antibiotics and analgesic, ibuprofen 600 mg. At the completion of the procedure, all patients were given ibuprofen 600 mg orally every six hours. The patients were discharged with oral ibuprofen (600 mg 4 times daily). The main outcome measure was severity of pain. The instrument for evaluation of pain was visual analog scale. The measurements were taken at every hour. Results: Twenty-one procedures were performed. The mean age was 43.04±4.21 years (range 34-52) and median parity was 4 (0-6). The mean post procedure pain scores after 1, 2 and 3 hours were 3.33±2.00, 4.57±1.74, 4.95±1.71 respectively. After the completion of embolization, it was found that pain appeared to peak in the initial 3-4 post-embolization hours, reached a plateau and then declined by 9 hours. Conclusion: There is an increased need for post procedural pain control for UAE patients, especially in the first 6 hours after the procedure.Article Gebelik Sırasında Saptanan Adneksiyal Kitle Olgularında Maternal ve Fetal Sonuçlar(2003) Şahin, Güler; Şengül, Muzaffer; Göktolga, Ümit; Kamacı, Mansur; Zeteroğlu, ŞahinAMAÇ: Gebelik kontrolleri sırasında adneksiyel kitle tespit edilerek takip ve tedavi edilen olgularda maternal ve fetal sonuçların değerlendirilmesi amaçlandı. MATERYAL ve METOD: Aralık 1994 ile Temmuz 2002 tarihleri arasında Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde gebelik takipleri sırasında adneksiyal kitle tanısı konulan 19 hasta oran, gebelik haftası, ultrasonografi bulguları, biyokimyasal parametreler, tanı, uygulanan tedavi ile takipleri sonucunda gebelik prognozu açısından değerlendirildi. BULGULAR: Gebelik sırasında adneksiyal kitle tespit edilen 19 olgunun bu dönemde takip edilen gebelere oranı % 0.39 (19/4803) olarak tespit edildi. Olguların yaş ortalaması 29.41±6.24, gebelik haftası ortalaması 23.11±13.75 olarak saptandı. Kitlelerin çapları 5 ile 12 cm arasında olup 12 olguda 6 cm'den büyük kitle tespit edildi. Basit kist özelliğinde ultrasonografik bulguları olan 6 (% 31.58) olguda spontan takip sonrasında gerileme izlenirken, 13 (% 68.42) olgu operasyona alındı. 8 (% 42.11) olguda basit kist, 4 (% 21.05) olguda seröz papiller kist adenom, 3 (% 15.79) olguda matür kistik teratom, 2 (% 10.53) olguda myoma uteri, 1 (% 5.26) olguda pelvik kist hidatik ve 1 (% 5.26) olguda heterotopik gebelik saptandı. Heterotopik gebelik olgusuna 1. trimestirde laparoskopik salpenjektomi yapıldı ve takip sırasında 14. haftada ölü fetus saptanarak gebelik sonlandırıldı. Diğer olgularda fetal kayıp gözlenmedi. 8 cm boyutunda kitle ve akut batın semptomları nedeniyle 2. trimestirde laparotomi yapılan 1 olguda 34. haftada erken doğum eylemi gelişti. 5 olgu sezeryan, 14 olgu ise normal vajinal yolla doğum yaptı. SONUÇ: Altı cm'den küçük komplike olmayan kistlerin spontan olarak gerilediği görüldü. Adneksiyal kitle tanısı alan 2 olguda ise myoma uteri saptandı. Solid karakterdeki kitlelerin myom ile ayrımı konusunda dikkat edilmelidir. Adneksiyal kitlelerde malignite ihtimali göz önünde bulundurulmak koşulu ile gebeliği komplike etmediği sürece terme kadar beklenebilmektedir.Article İmmünohistokimyasal Yöntemler ile Tanısı Doğrulanan Bir Parazitik Leiomyoma(2004) Kolusarı, Ali; Kamacı, Mansur; Oral, Hayal; Özen, Süleyman; Şengül, Muzaffer; Zeteroğlu, ŞahinBu çalışmada; parazitik myomun stromal tümörlerden ayırt edilmesinde histopatolojik ve immünohistokimyasal yöntemlerin önemini belirten bir olgu sunumu yapıldı.Article Ruptured Rudimentary Horn Pregnancy: a Case Report(2005) Çelebi, Hacer; Zeteroğlu, Şahin; Kamacı, Mansur; Şengül, Muzaffer; Şahin, H. GülerMultipar 28 yaşında 3 aylık adet gecikmesi, on gündür şiddeti artarak devam eden pelvic ağrı ile acil servise başvurdu. Rupture uterusun sol kenarında rupture horn ölü masere fetus saptandı. Sol hemi histerektomi + sol salpenjektomi + sağ tubal ligasyon uygulandı.Article Tanatoforik Displazi; Olgu Sunumu(2004) Şahin, H. Güler; Şengül, Muzaffer; Kamacı, Mansur; Zeteroğlu, Şahin; Harman, MustafaTanatoforik displazi antenatal takipte tanınabilen iskelet displazileri içinde en yaygın olanıdır. Letal bir kondroplazi olup, 10000 doğumda 0.2- 0.5 oranında görülmektedir. Klinik bulguları homozigot akondroplazi ile benzerlik gösterir. Boy kısa (ortalama 40 cm), alın geniş, burun kökü basık ve yüz küçüktür. Ekstremiteler kısa ve yassıdır, göreceli olarak intervertebral disk aralığı genişlemiş ve spinal kaudal genişlemesi yoktur. Bu hastalar doğumdan kısa bir süre sonra göğüs kafesinin dar ve akciğerlerin hipoplazik olması nedeniyle ölmektedirler. Bu makalede, prenatal ultrasonografik incelemede kısa ekstremiteler tespit edilen, doğum sonrası da klinik ve radyolojik olarak tanatoforik displazi tanısı konulan bir olgu sunulmuştur.Article Thanatophoric Dysplasia: a Case Report of Recurrence(2005) Üstün, Yusuf; Üstün, Engin Yaprak; Zeteroğlu, Şahin; Kamacı, Mansur; Şahin, Hanım Güler; Şengül, MuzafferThanatophoric dysplasia is a sporadic lethal neonatal dwarfism characterized by shortening of the limbs, macrocephaly, pear-shaped thorax and short ribs. It occurs with an estimated frequency of about 0.3-0.5 in 10000 births. The majority of cases are sporadic but rare reports of recurrence exist. We reported a case who had consecutive pregnancies with thanatophoric dysplasia diagnosed on antenatal ultrasound. In cases of consanguinous marriages with a history of malformed fetus like our case, genetic counselling should be arranged for their further pregnancyOther Tubal Sterilizasyon Olgularının Değerlendirilmesi(2002) Şahin, Güler; Kamacı, Mansur; Güvercinci, Mehmet; Şengül, Muzaffer; Kahramanoğlu, İhsan; Zeteroğlu, ŞahinAMAÇ: Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniğinde yapılan tubal sterilizasyon olgularının değerlendirilmesi amaçlandı. GEREÇ VE YÖNTEM: 14 Aralık 1994- 31 Temmuz 2001 tarihleri arasında tubal sterilizasyon yapılan olguların retrospektif olarak yaş, gebelik, parite ve yaşayan çocuk sayısı, sterilizasyon tipi, operasyon tekniği ve komplikasyonları değerlendirildi. Ana operasyona ek olarak yapılan, postpartum dönemde ve poliklinikten tüp ligasyonu amacıyla yatırılan hastalar karşılaştırıldı. BULGULAR: Toplam 630 tubal sterilizasyon yapılmış olup olguların ortalama yaşı 34.42±6.44, ortalama gebelik sayısı 6.81±2.93, parite 5.21±2.60, yaşayan çocuk sayısı 4.66±2.25 olarak saptandı. 413 olguya (%65.56) laparotomik, 217'ine (%34.44) ise laparoskopik yöntem uygulandığı tespit edildi. 358 (%56.82) olguya tubal sterilizasyon ek bir operasyon esnasında ikincil olarak yapılırken, 175 (%27.77) olgunun polikliniğe tubal sterilizasyon amacı ile başvurup opere edildikleri saptandı. 97 (%15.39) olguya postpartum tubal sterilizasyon yapıldığı görüldü. Laparotomik tüp ligasyonu olguların tümüne pomeroy metodu uygulanırken, laparoskopi yapılan olguların 5'ine (%2.30) parsiyel salpenjektomi, 212' sine (%97.70) bipolar koter+insizyon tekniği uygulandı. Laparoskopi yapılan hiçbir olguda erken dönem komplikasyon saptanmadı. Laparotomik tüp ligasyonu uygulanan olguların 2'sinde (%0.45) daha sonra gebelik tespit edildi. Bir olguda (%0.23) ise yara yeri enfeksiyonu ve açılması saptandı. SONUÇ: Ek bir operasyon esnasında ikincil olarak yapılan tubal sterilizasyon olguları oranının yüksek olduğu, tüp ligasyonu amacı ile yatırılıp opere edilen olgular oranının ise düşük olduğu göze çarpmaktadır. Yöremizde grandmultiparitenin yaygın olduğu dikkate alındığında özellikle elektif ve postpartum dönemdeki tubal sterilizasyonların özendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.Article Uterin Leyomyom Embolizasyonu: Power Doppler Us'nin Rolü(2003) Zeteroğlu, Şahin; Şengül, Muzaffer; Etlik, Ömer; Arslan, Halil; Harman, MustafaAMAÇ Uterin leyomyomların vaskülarizasyonunu iki taraflı uterin arter embolizasyonu (UAE) öncesi ve sonrası power Doppler ultrasonografi (PDUS) ile değerlendirerek yöntemin etkinliği ve tedaviye katkısını araştırdık. GEREÇ VE YÖNTEM Semptomatik uterin leyomyomu bulunan 20 hastaya uterin arter embolizasyonu uygulandı. Hastalarda embolizasyon öncesi ve embolizasyon sonrası 6. ayda, MRG ve gri skala US yanında power Doppler US ile leyomyomların ve uterusun vaskülarizasyonunu değerlendirerek bulguları anjiyografi ile karşılaştırdık. Vaskülarizasyon düşük (5 olguda), orta (7 olguda) ve ileri derecede (8 olguda) olmak üzere üç grupta toplandı. Power Doppler US bulguları ile tedavi sonuçları arasındaki ilişki tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve posthoc Tukey testi ile istatistiki olarak araştırıldı. Embolizasyon öncesi power Doppler US'de leyomyomların periferde daha fazla santralde daha az olmak üzere kalsifikasyon ve dejenerasyon alanları dışında, farklı derecelerde boyandığı görüldü. 6. ay sonunda leyomyom hacmindeki azalma işlem öncesi power Doppler US'de düşük derece vaskülarizasyon görülen olgularda %37, orta derece vasküler leomyomlarda %44, ileri derece vasküler leyomyomlarda ise %59 olarak tespit edildi. Uterin arter embolizasyonu öncesi power Doppler US'de vaskülarizasyonu yüksek olan leyomyomların hacmindeki gerilemenin daha belirgin olduğu görüldü (p<0.05). SONUÇ Son yıllarda dünyada yaygınlaşmaya başlayan bir tedavi yöntemi olan uterin leyomyomların embolizasyonunda işlem öncesi ve sonrası power Doppler US, lezyonların vaskülarizasyonu hakkında değerli bilgiler verir. Embolizasyon uygulanacak hasta grubunun seçilmesinde uterus ve leyomyom vaskülarizasyonunu göstererek yardımcı olabilir. Yine embolizasyon sonrası erken ve geç dönemde işlemin etkinliğini göstermede kullanılabilecek non-invaziv, ucuz bir yöntemdir.Other Yardımcı Üreme Tekniği ile Oluşan İkiz Gebelikte Görülen Bir Pruritik Ürtikaryen Papül ve Plaklı Olgu Sunumu(2002) Şahin, Güler; Gül, A. Aziz; Zeteroğlu, Şahin; Şengül, Muzaffer; Kamacı, MansurYardımcı Üreme Tekniği ile Oluşan İkiz Gebelikteki pruritik ürtikaryen papül ve plak lezyonları, etiopatogenezi tam olarak bilinmeyen genellikle üçüncü trimestirin sonlarına doğru ortaya çıkan, çok kaşıntılı, papül, ürtikaryen plak ve polimorf lezyonlarla karakterize ve %0.5 sıklıkta görülen bu hastalık bir olgu nedeniyle literatür ışığı altında tartışılmıştır.