Browsing by Author "Akçadağ, Neslihan Sürmeli"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Other Are Noninvasive Biochemical Parameters an Alternative Toliver Biopsy in Patients With Chronic Hepatitis B(2021) Konür, Şevki; Dertli, Ramazan; Özkahraman, Adnan; Kayar, Yusuf; Akçadağ, Neslihan SürmeliAim: Although there is a gold standard liver biopsy in showing the histological activity of the disease, there are contradictory results in the studies conducted for using some non-invasive methods that are alternatively biochemically calculated due to being an invasive procedure. We aimed to investigate the relationship of FIB-4, APRI, API and AAR values with histopathology in patients undergoing liver biopsy due to chronic hepatitis B virus (HBV) infection. Materials and Method: Patients with follow-up between November/2016-October/2019 with the diagnosis of chronic HBV were included. Demographic data and histopathological data were documented. Accompanying comorbid diseases, medications and previous operations were questioned. Patients were grouped as mild, moderate and advanced fibrosis according to fibrosis scoring. Sensitivity, specificity, cutt-of, AUC values of biochemical parameters were calculated between the groups. Results: A total of 151 patients, 64(42.3%) women, were included in the study. As a result of the liver biopsy; mild fibrosis was found in 73(48.3%) patients, moderate fibrosis in 33(21.8%) patients and advanced fibrosis in 45(29.9%) patients. There was a significant correlation between fibrosis level and age, liver function tests, bilirubin and albumin (p<0.05). While there was no relationship between fibrosis stage and HBV-DNA, there was a significant relationship between groups with AAR, API, APRI and FIB4 (p<0.05).Conclusions: Although FIB-4, APRI, AAR and API values are important in determining the level of hepatic fibrosis, the effect of biochemical parameters on various factors negatively affects the specificity and sensitivity of these tests. For this reason, liver biopsy is still seen as the gold standard.Article Çölyak Hastalarında Demografik, Histopatolojik ve Klinik Özellikler(2019) Kayar, Yusuf; Akçadağ, Neslihan Sürmeli; Ağın, Mehmet; Doğan, Narin Yıldırım; Bilgili, Mehmet Ali; Dertli, RamazanAmaç: Çölyak Hastalığı (ÇH) dünyada yaygın olarakgörülmektedir. Çalışmamızda kliniğimizde ÇH tanısı iletakip ettiğimiz hastaların demografik, antropometrik,histopatolojik ve klinik özelliklerini retrospektif olarakdeğerlendirdik.Gereç ve Yöntemler: Polikliniğimize 2009-2019 yıllarıarasında başvuran toplam 23.250 hastadan 250'si (%1.07)ÇH tanısı almıştı. Bunlardan verileri eksiksiz, 18-65 yaşaralığında olan 115 hasta çalışmaya alındı. Hastalarda yaş,cinsiyet, hastalığın başlangıç yaşı, hastalık süresi, aileöyküsü varlığı, sigara,alkol kullanımı, eğitim, medenidurumu, vücut kitle indeksi (VKİ), bel-kalça çevresi vehastaların ilk başvuru anındaki semptomları kaydedildi.Bulgular: Hastaların 85’i (%73.9) kadın, 30’u (%26.1)erkekti. Ortalama yaşları 33±10.6 yıl, hastalığın başlangıçyaşı 29.9±5.8 yıl idi. Hastalık süresi 0-17 yıl aralığındaolup, ortalama 4.96±3.6 yıl idi. Aile öyküsü 26(%22.6)hastada görüldü. Sigara kullanan hasta sayısı 26(%22.6),alkol kullanan hasta sayısı birdi. Ortalama VKİ düzeyi22.1±4.2 olmakla birlikte; hastalardan 20(%17.3)'sininzayıf olduğu görüldü. Hastaların bel-kalça oranı 0.63-0.98arasında değişirken, ortalama 0.81±0.07 idi. Hastaların ilkbaşvuru semptomları değerlendirildiğinde; 83(%72.2)hastada gastrointestinal sistem (GİS) ile ilişkilisemptomlar, 22(%19.1) hastada GİS-dışı semptomlar ve10(%8.7) hastada hem GİS hem de GİS-dışı semptomlarvardı.Sonuç: Çölyak hastalığında gelişme geriliği ve kronikishal gibi klasik bulgular uyarıcı olmakla birlikte atipikbulgularla prezente olabileceğide unutulmamalıdır.Article Çölyak Olmayan Gluten Duyarlılığı(2019) Karabudak, Efsun; Akçadağ, Neslihan SürmeliÇölyak olmayan gluten duyarlılığı, son birkaç yılda, bilim topluluğu tarafından büyük ilgi görmektedir. Çölyak hastalığıveya buğday alerjisinin tanı kriterlerine uymayan hastaların gluteni diyetten çıkarması ile yanıt veren gastrointestinalveya ekstraintestinal semptomlarla karakterizedir. İrritabl Bağırsak Sendromu ile benzer belirgin belirtiler vermektedir.Prevalansın çölyak hastalığından biraz daha yaygın olduğu belirtilmiştir. Çoğunlukla yetişkinlerde, özellikle 30-50 yaşgrubunda ve ağırlıklı kadın cinsiyetinde sık görülmekle birlikte pediatrik hastalarda da bildirilmiştir. Çölyak olmayangluten duyarlılığı hastalarına glutensiz diyet tedavisi tavsiye edilmektedir ancak hastaları etkileyen gluten miktarı bireyleregöre farklılık göstermektedir. Hastaların büyük bir kısmında glutensiz diyet tedavisi sonrasında semptomlar ortadankalkmaktadır. Bu makalede çölyak olmayan gluten duyarlılığı konusundaki güncel bilgiler gözden geçirilmiş, çölyak hastalığıile farklılıklarına değinilmiş ve bu yeni durumun patofizyolojisi konusunda olası mekanizmalardan bahsedilmiştir.Article The Effect of Gluten-Free Diet on Mean Platelet Volume, Neutrophil and Neutrophil/Lymphocyte Ratio in Children With Celiac Disease(2020) Kayar, Yusuf; Konur, Şevki; Dertli, Ramazan; Akçadağ, Neslihan Sürmeli; Ağın, Mehmet; Özkahraman, AdnanAim: Celiac Disease (CD) is a chronic, autoimmune and systemic disease. In the present study, the purpose was to investigate theeffect of a gluten-free diet on Mean-Platelet-Volume (MPV), neutrophil and neutrophil/lymphocyte Ratio (NLR).Material and Methods: A total of 106 patients who were diagnosed with CD and who were followed-up by the Pediatric GastroenterologyClinic of the Hospital, and 50 healthy children were included in the study. The demographic data of the patients and the neutrophil,lymphocyte, platelet, NLR were recorded before the diagnosis and one-year after gluten-free diet. The hematologic parameters of thepatients were compared with the healthy control group at the diagnosis time. Following a one-year gluten-free diet, the hematologicparameters of the patients were compared with the parameters at the diagnosis time.Results: The mean age of the patients was 12.1±3.2 years (7-16 years), and the mean age of the control group was 14.5±4.1 years(12-16 years). A total of 48% (51/106) of the patients were female and 34% (17/50) of the control group was female. Hematologicalparameters of patients compared pre-dietary and post-dietary; lymphocyte and platelet ratios were significantly higher, whereasneutrophils, MPV and NLR were significantly lower. Neutropenia was detected in 15 patients before the diet. It was observed thatneutrophil level reached the normal range after gluten-free diet in patients with neutropenia.Conclusions: The MPV, neutrophil and NLR values, that was low during the diagnosis, may be ameliorative with the gluten-free diet.In addition, CD should be considered in the differential diagnosis of neutropenic patients.Other Is Neutrophil/Lymphocyte and Platelet/Lymphocyte Ratioa Predictive Factor for the Fibrous Stage in Patients Withchronic Hepatitis B(2021) Özkahraman, Adnan; Kayar, Yusuf; Konür, Şevki; Akçadağ, Neslihan Sürmeli; Dertli, RamazanAim: Neutrophil-lymphocyte ratio (NLR) and platelet-lymphocyte ratio (PLR) are an inexpensive inflammatory marker that can beeasily obtained from the blood count and can be used in many chronic diseases. In our study, we aimed to investigate the relationshipbetween fibrosis stage and NLR, PLR in patients with chronic hepatitis B virus (HBV). Materials and Methods: 173 patients with chronic HBV were included in the study. The demographic data and hemogram parameters ofall patients were recorded. Histopathological data of the patients were documented. Accompanying comorbid diseases, medicationsand previous operations were questioned. In chronic HBV patients, fibrosis level was compared with hematological parameters. Results: A total of 173 patients, 100 (57.8%) of whom were male, were included in the study. As a result of the liver biopsy; mildfibrosis (steage/1-2) in 83(47.9%) patients, moderate fibrosis (steage/3-4) in 35(20.3%) patients and advanced fibrosis (stage/5-6)in 55(31.8%) patients. In advanced fibrosis group, liver function tests and bilirubin levels were significantly higher and albumin levelwas significantly lower (p<0.05). It was found that NLR level was significantly higher in moderate fibrosis than mild fibrosis, and PLRlevel was significantly lower in the advanced fibrosis group than in the mild and moderate fibrosis groups (p<0.05). Conclusions: We showed that there is a significant relationship between fibrosis level and NLR, PLR. However, with the availabledata, it does not seem possible to say that noninvasive methods can completely replace invasive procedures such as liver biopsy.Prospectively designed studies with larger patient participation are needed.Article Kronik Hepatit B Hastalarında Tenofovir Tedavisinin Renal Fonksiyona Etkisi(2019) Özkahraman, Adnan; Konür, Şevki; Ağın, Mehmet; Dertli, Ramazan; Oflas, Nur Düzen; Akçadağ, Neslihan Sürmeli; Kayar, YusufAmaç: Kronik Hepatit B virüsu (HBV) enfeksiyonu ilekronik böbrek hastalığı arasında ilişki olduğubilinmektedir. Kronik HBV tedavisinde kullanılan ajanlargüvenli ve iyi tolere edilmekle birlikte uzun vadeli yanetkileri büyük ölçüde bilinmemektedir. Biz de kronikHBV nedeniyle takipli hastalarda antiviral tedavilerinböbrek fonksiyonları üzerine olan etkilerini araştırmayıamaçladık.Gereçler ve Yöntem: Çalışmamıza 2013-2019 tarihleriarasında hastanemiz polikliniğinde kronik HBV tanısı iletedavi verilerek takibe alınan 156 hasta dahil edildi. Tümhastaların demografik verileri (yaş, cinsiyet),antropometrik özellikler, hastalık süresi, tedavi süresi,hangi antiviral tedavinin alındığı ve vücut kitle indeksi,dökümante edildi. Hastalardan tedavi öncesi ve belirliperiyotlarla laboratuvar analizi için serum numunesialındı.Bulgular: Hastalardan 92 (%58.9)’si erkek iken,hastaların ortalama yaşı 48.47±15.1 idi. Hastalık süresiortalama 91.8±13.6 ve tedavi süresi ortalama 54.9±13.6idi. Antiviral gruplar arasında demografik veriler,antropometrik ölçümler ve karaciğer fonksiyon testleriaçısından yapılan karşılaştırmada anlamlı bir farklılıksaptanmadı (p>0.05). Ayrıca tedavi grupları arasındatedavi öncesi ve tedavi sonrası yapılan laboratuvarölçümlerinde istatiksel olarak anlamlı değişikliksaptanmadı (p>0.05).Sonuç: Çalışmamızda antiviral tedavi alan gruplardatedavi öncesi ve tedavi sonrası böbrek fonksiyonlarındaanlamlı bir değişiklik görülmedi. Ancak altta bazal renalfonksiyon bozukluğunun olması, komorbiditenin eşliketmesi gibi risk faktörlerini barındıran kronik HBV'libireylerin Tenofovir tedavisi aldıkları süre boyuncaböbrek fonksiyonlarının yakından takip edilmesiönerilmektedir.