Browsing by Author "Akpinar, Fuat"
Now showing 1 - 9 of 9
- Results Per Page
- Sort Options
Other Aksesuar Ulnar Stiloid(1998) Akpinar, Fuat; Dogan, Ali; Rağbetli, Murat Çetin; Tosun, Nihat; Aydınlıoğlu, Atıf: Aksesuar processus styloideus ulnaris el bileğinde nadir olarak görülen genellikle asemptomatik bir varyasyondur. Fakat travmatize olduğu zaman el bileği ulnar kenarında bir ağrı'dan sorumlu olabilir. Kronik, tekrarlayan travmaların el bileğinde injüri oluşturabilmesi ve tanıda kolayca bir kırık ile karışabilmesi gibi sebeblerle bu varyasyonun iyice tanınmasına ihtiyaç varıdr. Bu amaçla, gönüllü ve klinik olgulardan elde edilen l grafiler üzerinde aksesuar processus styloideus ulnaris ve varyasyonları araştırıldı. Bu kemikçiğin insidensi %2.5, \\ erkek/kadın oram 7/3 ve bir klinik olgu semptomatik bulundu. Literatür bilgileri ile bu varyasyonun klinik önemi | tartışıldı.Article Amputations in Eastern Turkey (Van): a Multicenter Epidemiological Study(Turkish Assoc Orthopaedics Traumatology, 2008) Dogan, Ali; Sungur, Ibrahim; Bilgic, Serkan; Uslu, Mustafa; Atik, Bekir; Tan, Onder; Akpinar, FuatObjectives: The indications for amputations vary among countries and different regions depending on many factors. This study was designed to evaluate amputations performed in the province of Van and to determine specific causes of amputations associated with geographical and. cultural characteristics of the region. Methods: A total of 475 amputations were performed in 440 patients (345 males, 95 females; mean age 28.5 years; range 3 months to 85 years) in medical institutions of Van between 1995 and 2005. The patients were evaluated with respect to age and sex, etiology, side and level of amputations, and surgical interventions performed. Results: Amputations were the most common in the 21 to 30-year age group with 109 patients. Pediatric patients below the age of 10 years accounted for 13.4%. Of all the amputations, 218 (45.9%) involved the upper extremity, and 257 (54.1%) involved the lower extremity. Amputations were right-sided in 223, left-sided in 188 patients, and 29 patients underwent multiple amputations. Trauma was the most common cause of amputations (n=177, 40.2%), with leading etiologies as gunshot injuries (n=45), land mine (n=3.3) and hand grenade (n=7) blasts. Other frequent indications apart from traumatic causes were diabetes mellitus (n=86), congenital diseases (n=33), and peripheral vascular disease (n=30). Causes more specific to regional characteristics were tandoor burns (n=7), mistreatment by traditional bonesetters (n=3), and frostbites (n=3). Replantation was performed in 24 patients, of which 15 (62.5%) were successful. Conclusion: Our region features gunshot injuries and land mine blasts as the most common traumatic causes of amputations.Article Anterior Omuz İnstabilitelerinde Dikiş Kancaları ile Bankart Tamirinin Erken Sonuçları(2000) Tuncay, Ibrahim; Akpinar, Fuat; Tosun, NihatAmaç: Biyomekanik olarak anteroinferior glenohumeral ligaman restorasyonunu sağlayan Bankart tamiri, anterior glenohumeral eklem kronik instabilitesi tedavisinde altın standart olarak kabul edilmektedir. Çalışmamızda, dikiş kancaları (suture anchors) yardımıyla Bankart tamiri uyguladığımız anterior omuz instabiliteli hastalarda erken sonuçlar değerlendirildi. Çalışma planı: 1998-1999 yıllarında anterior omuz instabilitesi tanısıyla açık Bankart tamiri girişimi uygulanan ve en az altı aylık takipleri tamamlanan 16 erkek hasta (ort. yaş 23; yaş dağılımı 20-27) incelendi. Ortalama ilk çıkık- cerrahi girişim süresi beş yıl ve ortalama çıkık sayısı dokuz idi. Ameliyat öncesi 11 hastada (%68) manyetik rezonans görüntüleme, beş hastada (%32) tanısal artroskopi uygulandı. On hastada (% 62) dikiş kancaları yardımıyla açık Bankart tamiri, altı hastada (%38) medial kapsüler kaydırmayla birlikte Bankart tamiri uygulandı. Sonuçlar Rowe’nin Bankart skalasına göre değerlendirildi. Sonuçlar: Ortalama takip süresi 11.5 aydı (dağılım 6-15 ay) . Bir hastada (%6) postoperatif ikinci ayda aşırı zorlama sonrası gelişen rekürens nedeniyle revizyon uygulandı. Diğer hastaların hiçbirinde herhangi bir komplikasyona rastlanmadı. Bankart skoru 11 olguda mükemmel, iki olguda iyi, iki olguda orta, bir olguda kötü olarak değerlendirildi. Nüks gözlenen olgu dışında, tüm olgularda 10 dereceyi aşan dış rotasyon kısıtlılığı saptanmadı.Çıkarımlar: Erken dönem gözlemlerimiz, dikiş kancaları yardımıyla gerçekleştirilen açık Bankart tamirinin düşük rekürens oranı ve minimal eklem hareket kısıtlılığı ile birlikte uygun bir tedavi yöntemi olduğunu göstermektedir.Article Congenital Hypothyroidism With Isolated Fibula Agenesis(Nobel Ilac, 2010) Dogan, Murat; Yilmaz, Cahide; Caksen, Hueseyin; Cesur, Yasar; Akpinar, Fuat; Gueven, Ahmet SamiAlthough congenital hypothyroidism is seen often as an isolated case, it can also be seen as a part of some syndromes like Schinzel-Giedion, Aicardi-Goutieres-like, cleidocranial dysplasia and deletion of 18q. It is also well known that congenital hypothyroidism may be associated with other congenital malformations, especially with cardiac heart diseases, skeletal abnormalities, Central nervous system and eye malformations. In this article, 11-years-old-girl with fibula agenesis associated with congenital hypothyroidism because of thyroid gland hypoplasia is presented. In our knowledge, both congenital hypothyroidism and isolated fibula agenesis have not been published before in the literature.Article Endoskopik Karpal Tünel Gevşetme: Masum Bir Girişim mi(2001) Vural, Salih; Tosun, Nihat; Tuncay, Ibrahim; Akpinar, FuatAmaç: Karpal tünel sendromu nedeniyle endoskopik gevşetme uyguladığımız olgularda retrospektif sonuçlar ve komplikasyonlar değerlendirildi. Çalışma planı: Karpal tünel sendromu saptanan 28 hastanın 30 el bileğine Chow'un tanımladığı çift portal ekstrabursal tekniğiyle endoskopik karpal tünel gevşetme uygulandı. Olguların 23'ü kadın, beşi erkekli (ort. Yaş 40; dağılım 24-60). Daha önce karpal tünel sendromu tanısıyla medikal tedavi ve/veya fizik tedavi uygulanmış, ancak yakınmaları üç aydan fazla devam etmiş, cerrahi tedavi endikasyonu olan olgular çalişmaya dahil edildi. Rutin kontroller ameliyat sonrasi l, 3, 6 ve 12. aylarda yapıldı. Ortalama takip süresi 17 ay (dağılım 6-28 ay) bulundu. Sonuçlar: Son kontrollerde olgulann 24'ünde (%80) aktivite kısıtlaması yokken, ikisinde (%7) minimal, üçünde orta (%10), birinde (%3) ileri derecede aktivite kısıtlaması gözlendi. Önemli komplikasyon olarak, bir olguda (%3) ameliyat sırasında total median sinir kesişi meydana geldiq bunun üzerine aynı seansta primer perifasiküler nörorafi uygulandı. Üç olguda (%10) dördüncü ve/veya beşinci digital sinir lezyonu gelişti. Çıkarımlar: Karpal tünel sendromunda hangi tekniğin kullanılacağı her hasta ve cerraha göre özelleşmelidir. Endoskopik karpal tünel gevşetme, her ne kadar teknik olarak kolay görünse de, özellikle potansiyel nörovasküler yaralanma olasılığı da göz önüne alındığında açık cerrahi girişim tercih edilebilmelidir.Article Kemik İçi İnfüzyonuna Bağlı Tibia Osteomiyeliti: Olgu Sunumu(2004) Tosun, Nihat; Ceylan, Abdullah; Irmak, Hasan; Doğan, Ali Alp; Harman, Mustafa; Akpinar, FuatAcil durumlarda, özellikle 0-2 yaş grubundaki çocuklara sıvı, ilaç ve kan ürünleri kemik içi infüzyonla hızlı bir şekilde verilebilir. Sepsis tanısıyla çocuk hastalıkları servisinde yatmakta olan beş aylık bir bebekte sağ tibia proksimalinden uygulanan kemik içi infüzyonundan 10 gün sonra aynı bölgede şişlik ve kızarıklık görüldü. Fizik muayenede sağ kruris proksimal anteromedialde fistül ağzı ve seröz renkte bir akıntı gözlendi. Röntgen gra-filerinde tibiada periost reaksiyonu ve proksimal metafizer bölgede osteolitik alanlar görülmesi üzerine hastaya akut osteomiyelit tanısı kondu; drenaj ve medullar yıkama uygulandı ve paranteral antibiyotik tedavisine başlandı. Ameliyat sırasında alınan materyalin kültüründe Candida albicans üremesi üzerine hastaya dört hafta süreyle flukonazol (8 mg/kg) tedavisi uygulandı. Hastanın 12. aydaki kontrolünde klinik ve radyografik olarak tam iyileşme görüldü.Article Morphometric Study of the Human Metatarsals and Phalanges(Wiley-liss, 2007) Dogan, Ali; Uslu, Mustafa; Aydinlioglu, Atif; Harman, Mustafa; Akpinar, FuatMathematical relation between metatarsals and between phalanges in terms of their lengths and widths in themselves is considered to be significant with respect to its functional and aesthetic roles. The objective of this study is to conduct measurements for determining lengths and widths of metatarsals and phalanges on the foot radiographs and to determine possible mathematical correlations between metatarsals themselves and between phalanges themselves in terms of their lengths and widths. Anteroposterior right and left foot radiographs were taken from 100 volunteers (50 men and 50 women). Lengths and widths of the metatarsals and phalanges were measured in millimeter on radiographs. The mean, minimum and maximum values, and standard deviations of each bone's length and width were studied and data were put into formulation. The results were evaluated by Regression statistical test, and the relation between metatarsals and between phalanges in terms of their lengths and widths was studied. As a result of the measurements, we found fixed proportions between metatarsals in themselves and between phalanges in themselves in terms of their lengths and widths. Knowing these morphometric relations may be useful for performing any surgical procedures designed to manage any defects or imperfections of the foot, chief among them is shortness.Article Otojen Patellar ve Hamstring Tendon ile Ön Çapraz Bağ Rekonstrüksiyonunun Karşılaştırılması(2001) Tuncay, Ibrahim; Akpinar, Fuat; Tosun, NihatAmaç: Ön çapraz bağ (ÖÇB) rekonstrüksiyonunda otojen patellar tendon (PT) ile semitendinosus (ST) ve gracilis (G) tendonlarının kullanımı karşılaştırıldı. Çalışma planı: Kronik ÖÇB yetersizliği olan 56 erkek hastanın rekonstrüksiyonunda otojen PT (n=32, ort. yaş 25) ve dört kat olarak otojen ST-G tendonları (n=24, ort. yaş 24) kullanıldı. Sonuçlar Lysholm skorlama sistemi ve Uluslararası Diz Dokümantasyon Komitesi’nin (IKDC) skorlama sistemine göre değerlendirildi. Ortalama takip süreleri PT grubunda 15 ay, ST-G grubunda 14 ay idi. Sonuçlar: Lysholm skorlama sistemine göre, iyi ve mükemmel sonuç oranları PT grubunda %84 (n=27), ST-G grubunda %83 (n=20) bulundu. IKDC skorlarına göre A ve B skorlarına ulaşan hastalar PT grubunda %94 (n=30), ST-G grubunda %92 (n=23) idi. Takip sonunda değerlendirme kriterlerine göre PT ve ST-G grupları arasında anlamlı fark saptanmadı (p>0.05). Komplikasyon olarak, PT grubunda üç hastada (%5) refleks sempatik distrofi, iki hastada yüzeyel enfeksiyon, bir hastada popliteal ven trombozu, bir hastada patellar tendinit gözlendi; ST-G grubunda ise bir hastada gelişen cyclops sendromu nedeniyle ikincil artroskopiyle debridman uygulandı. Çıkarımlar: Ön çapraz bağ rekonstrüksiyonunda otojen PT altın standart olarak kullanılmasına rağmen, otojen dört kat ST-G ile de benzer sonuçlara ulaşılmakta ve göreceli olarak daha az komplikasyon meydana gelmektedir.Other Van Uçak Kazası(1998) İslam, Cihangir; Tosun, Nihat; Dilek, Osman Nuri; Akpinar, Fuat; Yalçınkaya, İrfanUçak kazalan, özellikle sağ kurtulma şansının son derece az olması nedeniyle en ciddi kazalardan kabul edilirler. Uçak kazaları ile ilgili yayın Türkçe literatürde olmadığı gibi yabancı literatürde de fazla yoktur. Ayrıca Van uçak kazasında yolcuların 1/4 ünün sağ olarak kurtulması da bizi bu çalışmaya iten sebepler arasındadır. 29.12.1994 tarihinde ikinci Ankara-Van uçağı saat 15.45 sıralarında Van havaalanına iniş yaparken, kötü hava koşullan nedeniyle dağa çarparak düşmüştür. 76 yolcudan 55'/' olay yerinde, 2'si hastanede olmak üzere toplam 57yolcu hayatını kaybetmiş ve 19 yolcu ise sağ olarak kurtulmuştur. Yaralı yolcular, primer patolojileri itibari ile beşi göğüs cerrahisi, dördü ortopedi ve travmatoloji, üçü beyin cerrahisi ve ikisi de genel cerrahi kliniklerine yatarak tedavi görürken, diğer yedi yaralı ise müşahade amaçlı olarakyatırılıp kısa bir süre sonra taburcu edilmiştir.