1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Ayday, Mehmet Selim"

Filter results by typing the first few letters
Now showing 1 - 6 of 6
  • Results Per Page
  • Sort Options
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    'El-mekâsidü'l-Kur'aniyye fi Sûreti'l-Enbiyâ' (Enbiyâ sûresindeki Kur'anî maksatlar)
    (2020) Alı, Mohammed Jasım; Ayday, Mehmet Selim
    Enbiyâ sûresi kıyametin yaklaşmasından bahseden ve kıyamet ile ilgili konuları ele alan Mekkî sûrelerden biridir. Önceki ümmetlerin durumunu da konu etmektedir. Enbiyâ sûresi nebi ve resullerden bahsetmekten yanı sıra onların ümmetlerinin durumu, Hz. Muhammed'in ümmeti ile karşılaştırmaktadır. Allah'ın, kavimlerine karşı peygamberlerine nasıl yardım ettiğini, dualarını kabul ettiğini beyan etmektedir. Enbiyâ sûresi dünya ve ahirette müminleri güzel bir sonuç beklediğini açıklamaktadır. Mekâsidü'ş-şerîa' ilmi İslâm şeriatın önemli ilimlerinden bir tanesidir. Bu ilimden maksat Allah'ın Kur'an-ı Kerîm'in âyetlerinde kastettiklerinin bilinmesidir. İslâm şeriatı kulları ilgilendiren bazı amaç ve maksatlar doğrultusunda gelmiştir. Zira yüce Allah'ın işleri abesten münezzehtir. Allah'ın vahyinin amacı maslahatların celbi ve kötülüklerin defi ile kulları ıslah etmektir. Enbiyâ sûresinde birçok önemli mekâsidü'ş-şerîa' diye tabir edilen şer'i maksatlar bulunmaktadır. Bu maksatları konu edinen mekâsidü'ş-şerîa' ilmi muteber ilimlerden olup kulların dünya ve ahiretle ilgili maslahatlarını, bu maslahatların gerçekleşmesini ve zararların giderilmesini amaçlamaktadır. Ayrıca İslam dininin gerçek suretini ortaya konulması ve Allah'ın murad ve maksadını bilinmesi de bu ilmin konuları arasındadır. Kuşkusuz farklı kitaplarda dağınık bir şekilde ve satır aralarında yer alan mekâsidü'ş-şerîa' ilmi teşekkül edene kadar birçok aşamalardan geçmiştir. Özel olanlar ise aile kanunu, kısas, yetimlerin malının korunması ve hayatın diğer birçok alanlarında olduğu gibi belli ve özel bir amacı gerçekleştirmeyi gaye edinmektedir. Ayrıca kudreti ile kâinatta tasarruf eden yüce Allah'ın tevhidi, O'nun peygamberlerine tabi olmak ve elleri ile yaptıkları putlar ile Allah'a ortak koşan müşriklerin azarlanması (tevbih), akıl ve kalplerine galebe çalan cehaletlerinden ötürü ölüleri çıkartmaya kudretlerinin olduğunu iddia edeler de bu sûrenin ele aldığı konular arasındadır. Enbiyâ sûresi Allah'ın kudretini gösteren, vahdaniyetini ispat eden âyetlerin maksatlarını da irdelemektedir. Allah'ın yer, gök, yıldızlar ve bütün kâinatın yaratmasındaki ve insanı yoktan var etmesindeki kudretini gösteren âyetlerle nazil olan Kur'an-ı Kerîm Allah'ın her şeye kadir olduğunu beyan etmektedir. Enbiyâ sûresi aynı şekilde nebi ve resullerin sıfatlarını ve onların insanları Allah'ın ibadetine çağırmak için gönderildiklerini açıklamaktadır. Yine peygamberlerin beşer cinsinden olup diğer insanlar gibi hayatlarını idame etmek için yiyip içtiklerini, ölümlü olduklarını ve beşerin ihtiyaç duyduğu her şeye muhtaç olduklarını dile getirmektedir. Yüce Allah peygamberlerini insanlar içerisinden seçip ibadetine davet etmek, Allah'ın dinini diğer batıl din ve mabutlara karşı yüceltmek için deliller ile teyit ederek göndermiştir. Dolayısıyla tarih boyunca peygamberlerin gönderilmesindeki amaç tehvid, doğru inanç, hakkın ihkakı ve batılın ortadan kaldırılması şeklinde olmuştur. Ayrıca Allah'ın peygamberlerine faziletleri, kıyametin alametleri de Enbiyâ Sûresinin üzerinde durduğu konular arasında yer almaktadır. Anahtar Kelimeler: Kur'an, Makâsıd, Kur'aniyye, Şer'iyye, Enbiyâ Sûresi
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Fortune-Telling, Qur'ānic Fortune-Telling and the Approaches of the Commentators To the Subject
    (Afyon Kocatepe Univ, 2022) Ayday, Mehmet Selim
    Throughout the history, mankind has always wondered about the future. For this reason, he had the desire to learn about the events that could happen in the future and developed some techniques by applying various methods. Although these techniques vary according to time and place, the purpose has always been the same. Studies have determined that such techniques have emerged and developed simultaneously with the history of humanity. Fortune-telling, whose past is taken back thousands of years, is a practice that emerged as a result of the desire to learn about the future. Although there are many types of fortunetelling, the Qur'& aacute;n prohibits the type called "azl & aacute;m", which is done with arrows, which aims to direct any work that is desired to be done in the future. Although the word fortune-telling is not directly mentioned in the Qur'& aacute;n, since "azl & aacute;m" translated as fortune-telling arrows is seen as a kind of fortune-telling, all similar applications have been evaluated within this scope. Since the motivation to wonder about the future is seen in almost every society. Different communities that converted to Islam could not abandon all of their previous beliefs at once, and the ways of reading the future have survived to the present day with new forms. Although these new forms differed according to time and space, it was observed that they were shaped by being influenced by each other as a result of the cultural exchanges of the societies. Coffee, flower, sand, liver, book fortune-telling, etc. can be given as an example. Each of these fortune-telling types can be divided into sections among themselves. Different meanings have been attributed to some of the books, which are very popular in the society, and fortune-tellings have been opened with them. This practice was named as book fortunetelling, and over time, the Qur'& aacute;n was also used for this purpose. The Qur'& aacute;nic fortune-telling, is considered as the most famous and the most common type of book fortune-telling. There are many tractates written on this subject and recorded in libraries. In fact, these works were named as F & amacr;l-N & amacr;me and Tafauln & amacr;ma , and since most of them are poetic works, they have been the subject of the research in the field of literature. Since it is forbidden to seek fortunes with fortune-telling arrows in the 3rd and 90th verses of the S & umacr;ra al-M & aacute;idah, this issue has also been discussed in the commentaries. It was thought that it would be useful to discuss this issue in order to reveal the perspectives of the commentators, since tafsir with the Qur'& aacute;n was discussed and opinions were expressed in favor and against it, in the tafsir that can be considered as little according to the breadth of the tafsir literature. It was seen that there was no evaluation on this subject in tafsir books until the 6th century Hijri. In later periods, while some of the commentators who dealt with the subject were completely opposed to tafaul with the Qur'& aacute;n, some commentators approached the subject with caution. While the commentators who associate tafaul with the Qur'& aacute;n with the effort to be clear of the unseen, think that the Qur'& aacute;n cannot be used for such purposes; the commentators, who consider it as an effort to learn what is good from Allah's book, did not oppose tafaul . Some contemporary commentators, on the other hand, have said that it is never right to act with delusion and suspicion, based on the value Islam gives to reason, and they did not accept such a practice unconditionally. While dealing with the subject, after giving brief information about fortune-telling and F & aacute;l-N & aacute;me, the approaches of the commentators on Qur'& aacute;nic fortune-telling or tafaul with the Qur'& aacute;n will be discussed. Since some of the mushaf s published in Iran have fortune-telling tables at the end, some tafsirs from the classical and contemporary periods, which are seen as belonging to Shi'a, were also scanned. While considering these approaches, the commentaries were scanned by paying attention to the chronology, and it was tried to determine when this subject was included in the agenda of the commentators.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    Makâsidü'l-kur'an'ın Önemi ve Etkileri - Maqasid Al-qur'an (objectives Of The Qur'an): It's İmportance And İmpacts
    (2020) Azwar, Bılal Wameedh; Ayday, Mehmet Selim
    Makâsidü'l-Kur'âniyye ilmi İslâm şeriatının önemli ilimlerinden bir tanesidir. Dolayısıyla Kur'ân'ın maksatlarını incelemek ve bu maksatların değerini ortaya koymak genel olarak şeriat sahasıyla ilgilenenler için özel olarak da fıkıh ve tefsir alanlarına ilgi duyanlar için önem arz etmektedir. Özellikle bu ilim cüz'î konularla sınırlı kalmayıp hayatın her alanındaki küllî ve genel amaçlara ulaştırmaktadır. Mütekaddim ve müteahhir alimlerin bu ilmin önemine dair bazı işaret ve göndermeleri bulunmaktadır. Ancak bu işaretler daha çok arızi olup açık bir şekilde belirtilmemiştir. Makâsıd kelimesi sözlükte bir şeyi kastetmek, azmetmek ve girişmek anlamlarına gelen kasd kökünden gelmektedir. Ayrıca yakınlık, doğru yol, itidal ve tamama erme gibi manalar da bu kelimenin anlamları arasında yer almaktadır. Makâsıd kavramının her ne kadar kapsayıcı ve genel bir tanımı olmasa da bu kavram ve onun teşri' hikmetinin bilinmesindeki önemi, bu kavramın maslahatların celbi ve mefsedetlerin def'i ile ilgili olduğunu göstermektedir. Makâsıd ilmi gerek sahabe gerekse onlardan sonraki dönemde önemli bir rolü bulunmaktaydı. Sonra bu ilim zamanla gelişerek İmâm Şâtıbî'ye gelinene kadar hakkında müstakil eserler mevcut değildi. İmâm Şâtıbî el-Muvâfakât adlı eserini telif edip bu kitapta Makâsıd ilmi için ayrı bir bölüm açtı ve bu bölümü makâsıd ilmi diye isimlendirdi. Sonra günümüze kadar bu ilmin konuları çoğalarak ve tedavülde yer bularak gelişti. Bu çalışma esnasında Kur'an-ı Kerîm'den bazı âyetlerin, şeri ilke ve hükümlerin teşri'indeki gaye ve maksadını açıkça belirterek bu gayenin itikadın düzeltilmesi, güzel ahlaka teşvik etmesi, insanların idare edilip yönetilmesi ve benzeri amaçlar şeklinde olduğunu ortaya koymaya çalıştık. Bununla birlikte bu gayeyi açık bir şekilde belirtmeyen diğerlerinden önce gelir. Zira hayat idamesi onsuz mümkün değildir. Bu nedenle İslam şeriatı daha çok zarûriyyât üzerinde yoğunlaşmıştır. İslam şeriatının önemseyip korumasını gaye edindiği zarûriyyât din, can, mal, namus ve akıl şeklinde temel beş kısma ayrılmaktadır. Yukarıdaki taksimatın yanı sıra makâsıd genel ve özel olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Genel maksatlar insanların genel hayatında gerçekleştirilmesi için şeriatın getirdiği maksatlardır. Özel maksatlar ise insanların hayatlarından sadece belli ve cüz'î bir alanda gerçekleştirilmesi amaçlanan hususlardır. Kur'an-ı Kerîm ayetlerinden maksatların ayetlerin varlığı da söz konusudur. Fakat bu ayetlerin sayısı az olduğu için çalışmamızda onlara yer vermedik. Yine Kur'ânî maksatların şer'i maksatlar ile ilişkisinin çok güçlü olduğu hususu da çalışma da varılan sonuçlardandır. Bu ilişki ve irtibat aslın fer' ile olan ilişkisi gibidir. Ancak aralarında bazı farklı noktalar da bulunmaktadır. Zira Makâsidü'şşeri'a ifadesi daha çok usûl ile ilgili bir kavramdır. Buna karşı makâsidü'l-Kur'âniyye ifadesi ise tefsir ile ilgilidir. Yine Makâsidü'şşeri'a'nın tek bir konusu söz konusu iken makâsidü'l-Kur'âniyyenin birçok konusu bulunmaktadır. Çünkü makâsidü'l-Kur'âniyye, hayatın tüm bulunup belirlenmesi mümkündür. Çünkü nerdeyse bir maksat, gaye veya belli bir hedef taşımayan bir ayet söz konusu değildir. Ayetlerdeki bu maksatların bulunup bilinmesi veya bu maksatların bilinmesini sağlayan yöntemleri, İslam'ın genel ve evrensel olması, hükümlerdeki kolaylık, denge ve orta yol şeklinde saymak mümkündür. Anahtar Kelimeler: Kur'an, Makasıd, İlim
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    Muslim Society Structure According To the Qur'an
    (2022) Aslan, Meryem Nur Firdevs Gülaçar; Ayday, Mehmet Selim
    Kur'an-ı Kerim, insana bütüncül bir şekilde yaklaşmış, insan hayatına dair çok yönlü bir yaşam biçimi sunmuştur. Yalnızca insanın dinî hayatına değil, gündelik hayatına da rehberlik etmiştir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de dinî, sosyal, ticarî, ahlâkî alana dair birçok âyetin bulunduğu görülmektedir. Bununla birlikte toplumsal yaşama dair de çok sayıda âyet bulunmakta, bilhassa toplumsal ilişkiler birçok yönden ele alınarak ilkeler üzerine bina edilmektedir. Kur'an'a Göre Müslüman Toplum Yapısını incelediğimiz bu çalışmamızda amacımız, Kur'an'ın insan hayatı üzerinde sadece bireysel manada değil toplumsal manada da belirleyici olduğunu göstermektir. Bu noktada Kur'an'ın hitap ettiği ilk toplum olan Arap toplumu, çalışmamız için önemlidir. Bu Arap toplumuna yaşantısındaki bazı sıkıntılar sebebiyle 'Cahiliye Toplumu' denmiştir. İslam'ın bu toplum üzerinde yaptığı değişimler konumuz için önem arz etmektedir. Cahiliye toplumunun dini, sosyal, ticari ve ahlâkî yönü incelendiğinde, İslam'ın nüzulü ile iyi yönlerin devam ettirildiği, kötü sayılacak hususların ıslah edildiği, bazı çirkin şeylerin tamamen kaldırıldığı ve köklü değişimlerin yapıldığı görülmektedir. Nitekim Allah ve Hz. Muhammed'in koyduğu ilkeler ile 'Cahiliye Toplumu' olarak anılan bir toplumdan Saadet Asrı denilen bir toplum oluşturulmuştur. Bunun için çalışmamızın birinci bölümünde cahiliye toplumunun hayatına dair bazı hususları örneklendirip bu toplumun ardından oluşan Müslüman toplumun erdemlerine, bazı kritik noktalarına değindik. İkinci bölümde ise Kur'an-ı Kerime göre Müslüman toplumdaki ilişkiler hususunda bulunan âyetleri inceledik. İncelediğimiz âyetler ile belli konu kategorilendirmeleri yaptık. Müslüman toplum yapısının Kur'an'a göre incelenmesi, Kur'an'ın toplum yapısına dair sunduğu emirler, yasaklar ve tavsiyeler bizlere Kur'an-ı Kerim'in oldukça kapsamlı olduğunu, insanın doğası ile oldukça uyumlu olduğunu göstermektedir. Ayrıca incelediğimiz iki farklı toplum yapısına dair veriler, Kur'an'ın bir toplum üzerindeki etkisini, sağladığı olumlu gelişim ve değişimi görmemizi sağlamaktadır.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    Psychology of the Mass in the Qur'an
    (2021) Dündar, Yasemin; Ayday, Mehmet Selim
    Kur'an-ı Kerim âyetlerinde insanın hem sosyolojik hem psikolojik olarak ele alınması, insana dair çalışmaların bu yönde çeşitlenmesine sebep olmaktadır. Bu tür çalışmalara yönelik olarak ele aldığımız Kur'an'da Kitle Psikolojisi konusu, yaratılışından bu yana sürekli olarak toplumsal hareketler içinde bulunan insanı, yine onun yaratıcısı Allah-u Teâlâ'nın bizlere gösterdiği yönleriyle anlamaya yöneliktir. Çalışmamız, başta tek tek fertlerin sahip olduğu bilinç düzeylerini ortaya koyarak başlamakta; topluma yönelik algı ve hareketleri psikolojik olarak anlamakla devam etmektedir. Çalışmamızda insan ve toplum algısını, insana dair yapılan araştırmaları da göz önünde tutarak başta Kur'an-ı Kerim âyetlerinde ele alınan şekliyle inceledik. Bu amaçla başta Kur'an-ı Kerim âyetlerini hem Arapça hem Türkçe vererek okuyucuya sunduk. İlgili âyetleri verdikten sonra bu konuda başta müfessirlerimizin ilgili âyetlerle alakalı görüşlerini verdik. Daha sonra sosyoloji veya psikoloji alanlarında yapılan çalışmalara da yer vererek konuyu harmanladık. Bu manada hem psikolojik hem de sosyolojik çalışmalar, konumuza destek veren önemli alanlar oldu. Ele aldığımız bu çalışma, bir giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmamızın konusu, amacı ve yöntemi hakkındaki bilgileri giriş bölümünde verdik. Birinci bölümde, kitle psikolojisiyle bağlantısı olan ve çalışmamıza yön veren sosyal bilimlerden faydalandık. İkinci bölümde, Kur'an-ı Kerim'de insanı hem bireysel hem de toplumsal sorumlulukları açısından ele alan âyetleri inceledik. Toplumsal sorumlulukları yerine getirirken kitlelere yol gösteren liderlerin etkisini de ele alarak konuya bütünlük kazandırmaya çalıştık. Üçüncü ve son bölümde ise herhangi bir kitleye mensup olarak yaşayan bireylerin, bu kitlelere uyum sağlarken önem verdikleri hususları, yine âyetleri dikkate alarak sosyal psikolojik açıdan inceledik.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    Sibgatullâh el-Evvel el-Haydarî ve menhecuhu fî hâşiyetihi 'alâ tefsîri sûretil-Fâtiha lil-Beydâvî
    (2021) Khudhur, Wshyar Qader Khudhur; Ayday, Mehmet Selim
    İmam Şeyh Sibğâtullâh el-Evvel el-Haydarî (öl. 1195/1773), Haydarî ailesine mensup olup mîlâdî on sekizinci yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu döneminde, yaşayan büyük âlim ve müfessirlerden kabul edilmektedir. Irak'ta aklî ilimleri canlandıran ilklerden biriydi. Fıkıh, tefsir, dil, inanç, kelâm ve mantık ilimlerinde değerli eserleri vardır. Ömrünün sonlarında Beydâvî'nin Fatiha Süresi üzerine kaleme aldığı ne çok uzun ne de çok kısa, bidat ve delalet ehlinin uydurmalarından arınmış ve anlaşılmayan yerleri açıklayan bir haşiyesi vardır. İmam Sibğâtullâh el-Haydarî'nin Fatiha Süresi'nin tefsirindeki haşiyesinde takip ettiği metot; anlaşılmayan zor yerleri açıklamak, çeşitli kaynaklara dayanarak dilsel, inanç ve fıkhî yönleri açıklamaktır. Haşiyesinde rivayet tefsiri ile dirâyet tefsirini bir arada ele almaya, âlimlerin ve fakihlerin görüşlerini karşılaştırıp amelde Şâfii, inançta Eş'ârî mezhebini tercih etmeye ve inanç konularında aykırı fırkalara cevap vermeye çalışmıştır. Tezimiz bir giriş, üç bölüm ve bir sonuçtan oluşmaktadır. Birinci bölümde İmam Haydarî'nin hayatından, konumundan, ilmî çabalarından, Haydarî ailesinden ve ilmî çabalarından bahsettik. İkinci bölümde Haşiyesini betimsel olarak inceledik ve mevcut nüshalarını tanıttık. Üçüncü bölümde ise Haydarî'nin, haşiyesindeki yöntemini ve zikrettiği kaynakları inceledik. Ayrıca haşiyesinde değindiği konuları ele aldık. Sonuç kısmında ise ulaştığımız en önemli sonuçları sunduk.