1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Bayam, Hasan"

Filter results by typing the first few letters
Now showing 1 - 3 of 3
  • Results Per Page
  • Sort Options
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    The Investigation of Marcel Proust's Pursuit of The Past in The Context of Paul Ricoeur's Time Concept
    (2019) Bayam, Hasan; Rızvanoğlu, Eren
    Bu çalışmanın amacı Marcel Proust'un Geçmiş Zamanın Peşinde adlı yapıtını, Paul Ricoeur'ün zaman kavramı bağlamında incelemektir. Proust, Geçmiş Zamanın Peşinde adlı eserinde, çocukluğuna dair anılarını ve bu anıların kendisinde bıraktığı izleri derin betimlemelerle anlatmaktadır. Onun için sonradan hatırlanan bütün göstergeler birer anlam içerir. Proust, bu anlamları bulurken aynı zamanda geçmişe dönmek istemekte ve zamanı yeniden yakalamanın çabasına girmektedir. Onun için hatırlanan andan alınan duygu, zamanı yeniden yakalamanın ölçütüdür, ancak kaybettiği, yani herhangi bir duygu hissetmediği anların çoğunluğu da onda içsel bir rahatsızlık uyandırır. Paul Ricoeur, Zaman ve Anlatı eseri başta olmak üzere birçok eserinde insan hafızasının zamanla ilgisini alır. Ricoeur'ün değindiği temel konulardan olan tarih anlatımı ve kurmaca anlatım kavramları da zaman, hafıza ve unutuş ile doğrudan ilişkilidir. Ricoeur bu ilişkiden dolayı Proust'un anlatı biçimine değinmiş ve onun tekniğini çözümlemeye çalışmıştır. Nitekim Proust'un çocukluk anılarının üzerine kurmacanın da eklemlenmesiyle birinci anlatıcı kaleminden aktarılan Geçmiş Zamanın Peşinde, Ricoeur'ün zamanla ilgili oluşturduğu söylemleri, kendi edebi derinliğinde barındırmaktadır.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Doctoral Thesis
    The Ontological Status of the Concept of Forgetting in Henri Bergson, Martin Heidegger and Paul Ricoeur
    (2024) Bayam, Hasan; Rızvanoğlu, Eren
    Felsefe tarihinde önemli bir yere sahip olan 'unutma', 'anımsama' ve 'hafıza' kavramlarının incelendiği bu çalışmada, unutuşun ontolojik anlamdaki yerine dair çıkarımlar yapılmıştır. Henri Bergson, Martin Heidegger ve Paul Ricoeur'ün eserleri ışığında incelenen unutuş kavramı, bir yok olma değil de hafızanın pasif alanına atılma biçiminde ele alınmıştır. Henri Bergson'un zihin felsefesi üzerinden yaptığı açıklamalar, beynin ve hafızanın birbiriyle olan ilişkisini kavramak açısından önemlidir. Unutuşun yok olma anlamına gelmediğine dair iddia, Bergson felsefesi temelinde desteklenebilmektedir. Martin Heidegger'in çalışmaya dahil edilmesi, onun oluşturduğu Dasein kavramının varlığı anlamak ve insanın kendini unutması gibi anlamlar içermesidir. Çalışmanın üçüncü ismi olan Paul Ricoeur, anlatı üzerinden unutmayı ele alarak unutuşu hem nörolojik hem de felsefi anlamda incelemiştir. Onun eserlerindeki unutuş biçimi, Aristoteles'ten Aziz Augustinus'a kadar olan felsefi anlayışın izleğinde aktarılmıştır. Nitekim günümüz çağdaş felsefesine dair de etraflı açıklamalar yapan Ricoeur, hafızada yer alan imgeler ve onların çağrıştırdığı anıları, beyinle ilişkilendirerek açıklamaktadır. Bu çalışmanın amacı, unutuşu ontolojik olarak konumlandırmak ve söz konusu düşünürlerin izinde giderek, unutuşun kati bir yok oluş olmadığını savunmaktır. Nihayetinde anımsamanın sürekli olarak gerçekleşebilme ihtimali, geçmişte kalan her anının her an ortaya çıkabileceğine işaret eder. Öyle ki unutulduğu sanılan bilgiler ya da anılar, kendilerini çağrıştıracak herhangi bir imgenin duyumsanmasıyla yeniden hafızada aktif olarak yer edinebilmektedirler. Tabii ömür boyunca kendiyle ilgili çağrışım nesnesine denk gelmeyen birçok anı vardır; fakat bu denk gelme potansiyelinin kendisi, unutuşun her an anımsamayla ortadan kalkabileceğinin göstergesidir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Sivil İtaatsizliğin Olanaklılığına Dair Eleştirel Bir İnceleme
    (2024) Bayam, Hasan
    Bu çalışma, genel olarak sivil itaatsizlik kavramı ve bu kavramın siyaset felsefesi içerisindeki yerini anlatmaya yöneliktir. Pasif direniş biçimi olarak sivil itaatsizlik, dünyada pek çok kez denenmiştir. Olumlu anlamda sonuçlanmış örnekleri olan bu eylem biçimi, sivil toplum hareketi olarak ortaya çıkmıştır. Hareketin pratik anlamda öncülerinden olan Mahatma Gandhi, yaptığı “Tuz Yürüyüşü” eylemiyle, hareketi, dünya kamuoyuna tanıtmıştır. Bu çalışmada, pasif direniş eylemini “sivil itaatsizlik” adı altında kavramsallaştıran kişi olan Henry David Thoreau’nun devlet yapısına dair düşüncelerinin yanı sıra birçok düşünürün sivil itaatsizlik hakkındaki yorumları, sivil itaatsizlik eylemlerinin hangi durumlarda geçerli ve tutarlı olabileceği; bu eylemleri başarıya götüren unsurların neler olduğu ve eylemlerin sonuçlarının getirdiği değişimlerin toplum açısından önemi gibi konular, etraflıca ele alınmıştır.