Browsing by Author "Ece, Muhammet Nasih"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Comparison of the Logic Sections of the Works Titled Danişnâme-I Âlâi and Makâsidu'l Felâsife(2023) Özbey, Hacer; Ece, Muhammet NasihBu tez, klasik İslam mantık tarihinin iki önemli ismi olan İbn Sînâ'nın Dânişnâme-i Alâî ile Gazzâlî'nin Makâsıdü'l Felâsife adlı eserlerinin mantık bölümlerini karşılaştırmaktadır. Böylesi bir inceleme tarzını problem olarak almamızın sebebi, iki esere dair benzerlikler konusunda ileri sürülmüş iddialardır. Modern zamanlarda ileri sürülen bu iddialar, Makâsıdü'l Felâsife'nin Dânişnâme-i Alâî'nin çevirisi veya yorumlanmış hali olduğu noktasındadır. Ancak bu iddialar, tekil bazı konularla sınırlı kaldığı için ciddi bir fikir oluşturmamaktadır. Bu nedenle bu iddiaların kesinlik kazanması veya yanlışlanabilmesi için söz konusu metinlerin kapsamlı bir şekilde karşılaştırılması gerekmektedir. Biz de söz konusu eserlerin mantık bölümlerini karşılaştırmaya çalıştık. Bu karşılaştırma, dört bölümle şekillenmiştir. Bunlar; kavramlar mantığı, önermeler mantığı, akıl yürütmeler mantığı ve kıyasın maddeleri durumunda olan beş sanattır. Her bir bölümün konusu alt başlıklarla, detaylı bir şekilde incelenmektedir. Her bir alt başlık içinde öncelikle Dânişnâme-i Alâî'nin görüşleri ele alınmıştır. Ardından Makâsıdü'l Felâsife'nin görüşleri, konulara dair benzerlik ve farklılıklara işaret edilerek incelenmiştir. Her bir konunun sonunda çarpıcı benzerlik ve çok az da olsa farklılıklara dikkat çekilmiştir. Böyelelikle mantık bölümüne dair yaptığımız karşılaştırma sonucunda Gazzâlî'nin, Dânişnâme-i Alâî'ye bakarak metnini yazdığı fikrine vardık. Metinlerin kapsamına göre düşünüldüğünde, çok az yerler hariç, Makâsıdü'l Felâsife'nin büyük oranda tercümeyi andıracak veya tercümeye yaklaştıracak bir tarza sahip olduğu fikri oluşmaktadır.Article Conditions of Predicate of Universal Essence and Universal Accidents and a Discussion on This: Aristotle-Farabi Rushd(Ataturk Univ, Fac theology, 2019) Ece, Muhammet NasihAristotle mentions the four classes of existence in the introductory chapter of his book, Categories. These classes of existence are expressed by him as not in subject but predicated to subject, in subject but not peredicated to subject, both in subject predicated to subject and neither in subject nor predicated to subject. These are described by Farabi and Ibn Rushd respectively as the universal essence, singular accident, universal accident and singular essence. In the logic of propositions, these classes of existence have an importance in the context of subject-predicate relation. From this point of view, only the universal entities, i.e. the universal essence and the universal accidents can be a predicament. Farabi evaluates the situation of universals predicate in terms of giving information about the substance and accidents of the subject. Accordingly, the universal essence is given only information about the substance of subject, while the universal accident provides information on both the substance of subject and the of accident of subject. Ibn Rushd finds this approach of Farabi wrong and therefore contrary to Aristotle's purpose, in terms of the unity and multiplicity of the subject that the universals predicate. This study tries to analyze universal essence and accidents from the classes of assets that can be a predicate by means of the three mentioned philosophers. Here, first of all, Aristotle's classes of existence and Ibn Rushd's comments on it, and then Farabi's approach to those who can become predicates are examined. Finally, based on the Ibn Rushd's criticisms on Farabi, the difference between the two philosophers is evaluated.Article Fârâbî’de Mantık Bilimine İlişkin Bazı Temel Meseleler(2019) Ece, Muhammet NasihBu çalışma, Fârâbî’nin düşüncesinde bir bilim olarak mantığın mahiyeti, konusu,konumu ve yararı gibi mantık bilimine ilişkin temel meseleleri ele almaktadır.Mantık, yanlış yapmanın mümkün olduğu her yerde sahip olduğu ilkelerledoğruya yönlendiren ve akıl ile çıkarsama özelliğine sahip olan her bilgide insanıyanılmaktan koruyan bir yöntemdir. Mantığın bu işlevi onun konusundan gelir.Mantığın temel konusu ise akledilirler ve akledilirlere ilişen ikinci akledilirlerdir.İnsanın sahip olduğu bilgilerin düzen ve sistem kazanması anlamına gelenmantığın bu hususiyeti, onu tüm bilgi ve bilimlerin ölçüsü haline getirmektedir.Konusundan dolayı da mantık biliminin konumu, yani diğer felsefî disiplin vebilimlerle ilişkisi şekillenmektedir. Fârâbî’nin nazarında mantık bilimi, kimiyaklaşımların aksine felsefenin bir disiplini değildir. Kendine has konusuylamüstakil bir bilim, müstesna konusundan dolayı da tüm felsefî disiplin vebilimlerin yöntem bilimi konumundadır. Mantık bilimi, edindiği konu ve sahipolduğu konumdan dolayı felsefî ve bilimsel mevzular dahil tüm konuşma veyazışmaları yanlıştan koruyarak doğruya yöneltmek gibi üstün yararlarsağlamaktadır. Mantığın bilinmemesi durumunda ise faydaların aksine zararlarmeydana gelecektir. Bu nedenle herhangi bir alana ilişkin sistemli bir bilgikuramı, imkânsız hale gelecektir. Bilimin akledilirlerle başladığıdüşünüldüğünde, bütün bilimler içinde akledilirlerin eklentilerini konu edinenmantık, alternatifsiz bir konuma yerleşmekte ve böylelikle onun öğrenilmesikaçınılmaz olarak öncelikli hale gelmektedir.Master Thesis Hegelian Dialectical Logic: From Conradiction To Holistic(2022) Ayışık, Öznur; Ece, Muhammet NasihDiyalektik ile ilgili karşılaşılan en büyük zorluklardan biri, diyalektiğin belirli kalıplarda ifade edilebilecek bir yapıya sahip olmaması ve geniş anlamsal çerçevelerde karşılık bulabilmesidir. Anlamsal bütünlüğün sağlanamadığı diyalektiğin varlık, değer ve düşüncede kullanımı ile birlikte, doğru düşünmenin formunu belirleyen genel mantık anlayışındaki yeri ve ilişkisini belirleyebilmek önemlidir. Tarihsel süreçte yapılan çalışmalar, diyalektiğe soyut ve ussal belirlenimler kazandırmıştır. Diyalektiğe ussal belirlenim kazandıran Hegel'e göre diyalektik, varlığın kendini gerçekleştirme bilimi olarak ifade edilmelidir. Varlığın kendini gerçekleştirme bilimi olan Hegel felsefesi, Hegel Mantığında Çelişkiden Bütünselliğe konu başlığıyla ele alınacaktır. Çalışmamızın konusu ile bağlantılı olarak amacımız, karşıtlığın birliği ve bunların çatışması üzerine kurulu olan Hegel diyalektiğini ve yine onun diyalektiği ekseninde, sistem kazanan mantığının genel yapısını ortaya koymak olacaktır. Bu yüzden geniş anlamsal çerçeveye sahip diyalektiğin varlık, değer ve düşüncedeki kullanımına dikkat edilerek, doğru düşünmenin formunu belirlediği kabul edilen genel mantık ile ilişkisi bağlamından yeniden incelenmesi önem arz etmektedir. Ancak bu çalışmada varılmak istenen nokta, Hegel'in diyalektik kavramından hareketle geliştirmiş olduğu mantığında, karşıtların birliği ve çelişkisinden, gerçekliğin ifadesini bulduğu bütünselliğe geçişini tarif etmektir.Master Thesis The Research on the 'fevaid Al- Fanari' of Molla Fenari(2019) Akdeniz, Mustafa; Ece, Muhammet NasihMantığı sistemli bir şekilde öğretmek amacıyla tarih boyunca çalışmalar yapılmıştır. Porphyrios'un Aristoteles'in Kategoriler'ine giriş olarak yazmış olduğu İsagoci adlı eser de bu çalışmalardan biridir. İslam dünyasında ortaya çıkan İsagoci üzerine şerh ve haşiye yazma geleneğinde en çok şöhret bulmuş olan eser; on üçüncü yüzyılda yaşamış olan Esirüddin el-Ebherînin İsagoci'sidir. Bir hayli itibar görmüş olan bu eser, İslam dünyasında İsagoci'nin şerh ve haşiyeleri ile kendine has ayrı bir gelenek oluşturmuştur. Osmanlı Devletinin en önemli ilim adamlarından biri olan Molla Fenârî, birçok ilim dalında değerli eserler kaleme almıştır. Mantık ilmi alanında kaleme aldığı Fevaid el-Fenari isimli eseri bunlardan biridir. Esîrüddin el-Ebherî'nin İsagoci adlı eserine şerh niteliğindeki bu çalışması, gerek Mantık ilminin tartışmalı konularına getirdiği açıklamalar, gerekse de eğitim kurumlarında yüzyıllarca Mantık öğretimi için kullanılması nedeniyle önemli bir yere sahiptir. 'Molla Fenari'nin, Fevaid El-Fenari Adlı Eserinin Tercüme Ve Değerlendirilmesi' adlı bu çalışmamız, Fenârî'nin mantık anlayışını ortaya koymayı hedeflemektedir. İki ana bölümden oluşan bu tez çalışmasının birinci bölümü, Molla Fenârî'nin Mantık ilmi ile ilgili görüşlerine, eserin değerlendirmesine ve konu hakkındaki anlayışının tespitini kapsamaktadır. İkinci Bölüm, Fevaid El-Fenari adlı Eserinin Tercümesine ayrılmıştır. Sonuç olarak, Fenârî'nin mantık ilmi anlayışına dair bu çalışmamız ile onun İslam mantık geleneğinin bir takipçisi olduğu ve alana yeni perspektifler kazandırdığı bilgisine ulaşılmıştır.Master Thesis A Review on Chapter of Conceptions From Book of Mostarî's Sharh Isagugî(2020) Dündar, Leyla; Ece, Muhammet NasihDaha önce nüveleri olmakla birlikte mantığın asıl kurucusu Aristoteles'tir. Mantık, doğru düşünmenin ilkelerini konu edindiğinden kurucusundan günümüze kadar ehemmiyetinin korumuş bir yöntembilim olarak karşımıza çıkmaktadır. Aristoteles'ten beri oluşan mantık külliyâtı içerisinde Porphyrios'un Îsâgûcî'si önemli bir yere sahiptir. Bu önem İslâm mantık dünyasında da karşılık bulmuştur. Ebherî'nin yazdığı Îsâgûcî, İslâm dünyasında yazılmış en önemli çalışmalar arasında yer almaktadır. Ebherî'nin Îsâgûcî'sine tarih boyunca pek çok şerh yazılmıştır. Zamanla oluşan bu şerh geleneğine katkı sunan eserlerden biri de tezimizin konusunu teşkil eden, Bosnalı ilim adamı Mostarî'nin yazmış olduğu Şerhu Îsâgûcî adlı eserdir. Şerhu Îsâgûcî, tasavvurât ve tasdikât olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. Bu tezin konusunu bölümlerden ilki oluşturmaktadır. Mostarî, bu bölümde ilk olarak mantığın kelime anlamı, işlevi, tanımı ve konuları üzerinde durmuştur. Ardından tasavvurât bölümüne, Îsâgûcî kelimesinin etimolojik çözümlemesini yaparak geçmekte son olarak delâlet, lafız çeşitleri, beş tümel ve tanım teorisiyle bölümü tamamlamaktadır. Bu çalışmada, söz konusu kronoloji takip edilerek adı geçen konular incelenmiştir. Çalışmanın sonunda, incelenen eserin tercümesi verilerek çalışma tamamlanmıştır. Böylece, Mostarî'nin İslâm mantık geleneği içerisinde nerede konumlandırılabileceğine dair bir fikir verilirken aynı zamanda bu geleneğe yapmış olduğu katkı ve eleştiriler de belirginleştirilmeye çalışılmıştır.Article Uskudari's Approach To the Elements of the Proposition(Ilahiyat Bilimleri Arastirma Vakfi, 2022) Ece, Muhammet NasihAccording to Aristotle, the founder of logic, a simple proposition consists of three basic elements: subject, predicate and nexus. Early Islamic philosophers such as Farabi, Ibn Sina, Ibn Bacce and Ibn Rushd also accepted this triple system. The fourth part of the proposition was brought up for the first time by Kudbuddin Razi, one of the important logicians of the fourteenth century. The important logicians of the same period, such as Teftazani and Curcani, who followed him, also discussed this issue. The discussion about the number of elements of the proposition continued in the texts on both independent and propositional logic until the last periods of the Ottoman Empire. Mehmed Emin Uskudari was one of the important logicians of the Ottoman Empire who cared about this issue and therefore wrote an independent treatise. He tried to analyz the discussion of the elements of the proposition, without naming them, in the minds of the so-called predecessors and the latter. According to him, previous logicians saw the elements of the proposition as consisting of subject, predicate and judgmental link. Later logicians add a fourth and add the elements of the proposition; subject, predicate, the link that relates the subject and the predicate, and the judgmental link. The aforementioned triple and quadruple analysis approaches were also continued in the conditional propositions. According to the previous ones, there are three elements in the conditional proposition as pre-component, post-component and conditional preposition. According to the latter ones, in addition to these, there is a positive or negative element in the proposition. Uskudari contributes to the element analysis of the proposition in two ways. First, it draws attention to the dimensions of the issue by summarizing this issue in an understandable language and level.
