Browsing by Author "Ekici, Kamil"
Now showing 1 - 20 of 38
- Results Per Page
- Sort Options
Article Balık Konservelerinde Histamin ve Ph Düzeylerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Çalışma(2011) Duyar, Hünkar Avni; Ekici, KamilHistamin zehirlenmesi yüksek seviyelerde histamin içeren gıdaların tüketilmesi sonucu meydana gelen gıda kaynaklı bir intoksikasyondur. Histamin, gıdalarda bulunan serbest histidinin mikrobiyel kökenli enzimler tarafından dekarboksilasyonu sonucu meydana gelen bir biyojen amindir. Histamin birçok gıda zehirlenmesine sebep olmaktadır. Bu çalışmada Van’daki marketlerden toplanan balık konserveleri histamin ve pH yönünden incelendi. 12 ton, 9 uskumru, 7 sardunya olmak üzere toplam 28 örnek incelendi. Histamin tayininde spectroflorometrik yöntem kullanıldı. İncelenen tüm örneklerde histamin tespit edildi. Belirlenen histamin içeriği maksimum 78.33, minimum 19.34 ve ortalama 27.05,12.32 olarak belirlendi. pH değerleri ise maksimum 6.48, minimum 5.12 ve ortalama 5.85,0.30 olarak belirlendi. Belirlenen histamin düzeyleri toksik düzey olarak kabul edilen 50mg/100g’dan daha düşük bulundu. Konserveler arasındaki fark histamin ve pH için istatistiksel olarak anlamlı (p<0.01)bulundu.Research Project Bazı Hayvansal Ürünlerde Bağdoku ile Besin Değerinin İlişkisi(2003) Alişarlı, Mustafa; Ekici, Kamil; Kanter, MehmetEt ürünlerinde kalite kriterlerinden olan toplam protein oranı yüksek olsa bile, toplam protein oranının yüksek olması, protein kalitesini ve yararlılığını kesin olarak ortaya koymamaktadır. Protein kalitesi hakkında kesin bir fikir verebilmek için, et ürünlerinde hidroksiprolin miktarının dolayısıyla kollagen bağdoku miktarının belirlenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada da, fermente sucuk ve hazır kıymalarda besleyici değeri olmayan kollagen bağdoku miktarını saptamak, böylece bu ürünlerin protein kaliteleri belirlenerek fıyat-kalite ilişkisini ortaya koymak amaçlanmıştır. Bunun için, Van'da bulunan market ve kasaplardan temin edilen 70 adet sucuk ile 25 adet hazır kıyma örnekleri analiz edilmiştir. Sucuk örnekleri; üretildikleri firmalara göre 7 kışıma ayrılmış ve her bir kısım üretim tarihleri birbirinden farklı olmak üzere 10'ar adet örnekten oluşmuştur. Bu sucuklar da fiyatlarına göre 3 Gruba ayrılmıştır. İlk Grup (A, B, C ve D) piyasada hem yüksek fiyatla hem de extra sucuk etiketi ile satılan örnekleri, 2. Grup (E ve F) fiyat olarak I. Grup'tan daha düşük fiyatla satılan örnekleri ve 3. Grup (G) ise kasaplarca geleneksel olarak üretilen örnekleri temsil etmektedir. Tüm örneklerde bağdoku miktarı, kimyasal (Hidroksiprolin tayini) ve histolojik olarak belirlenmiştir. Kimyasal analizler kapsamında, örneklerin ayrıca ham proteindeki hidroksiprolin, ham proteindeki kollagen bağdoku ve kas proteini miktarları hesaplanmıştır. Analiz bulgularına göre, 2. Grup (E ve F) sucuklar kas proteini (ortalama %15.5) bakımından 1. Grup (A, B, C ve D) sucukları ile benzer (ortalama %15.20) bulunurken, ham proteindeki hidroksiprolin (ortalama %1.28), ham proteindeki bağdoku (ortalama % 10.28) ve kollagen bağdoku (ortalama %1.54) miktarı bakımından daha düşük saptanmıştır. Bu iki kategori arasındaki farklılık önemli (P<0.001) bulunmuştur. Tüm sucuk örnekleri içerisinde G sucukları içerdiği kas proteini bakımından en düşük (%12.75), ham proteindeki bağdoku (%24.34) ve hidroksiprolin (%3.26) ile kollagen bağdoku miktarı (%4.08) bakımından ise diğer sucuk örneklerinden daha yüksek bulunmuştur. Bu sonuçlar; sucuklarda histolojik analizler ile de teyit edilebilirken, bu kıyma örneklerinde örneklerin iyi homojenize edilememesi ve içerdikleri yüksek yağ oranları nedeniyle mümkün olamamıştır. Sonuç olarak, ülkemizde et ürünlerinin kalite kontrolünde kimyasal ve histolojik metotların birlikte kullanılmasının faydalı olacağı ve bu kontroller sayesinde tüketicilerin daha kaliteli et ürünlerine sahip olacağı kanısına varılmıştır. Ayrıca I. Grup (A, B, C ve D) ile 2. Grup (E ve F) sucukların sonuçlan dikkate alındığında fiyat ve kalite arasında negatif bir ilişkinin olduğu görülmektedir.Conference Object Biogenic Amines Formation and Their Importance in Fermented Foods(E D P Sciences, 2020) Ekici, Kamil; Omer, Abdullah KhalidBiogenic amines (BAs) are low molecular weight organic bases with an aliphatic, aromatic, or heterocyclic structure which have been found in many foods. biogenic amines have been related with several outbreaks of food-borne intoxication and are very important in public health concern because of their potential toxic effects. The accumulation of biogenic amines in foods is mainly due to the presence of bacteria able to decarboxylate certain amino acids. Biogenic amines are formed when the alpha carboxvl group breaks away from free amino acid precursors. They are colled after the amino acid they originated from. The main biogenic amines producers in foods are Gram positive bacteria and cheese is among the most commonly implicated foods associated with biogenic amines poisoning. The consumption of foods containing high concentrations of biogenic amines has been associated with health hazards and they are used as a quality indicator that shows the degree of spoilage, use of non-hygienic raw material and poor manufacturing practice. Biogenic amines may also be considered as carcinogens because they are able to react with nitrites to form potentially carcinogenic nitrosamines. Generally, biogenic amines in foods can be controlled by strict use of good hygiene in both raw material and manufacturing environments with corresponding inhibition of spoiling microorganisms. The aim of this review was to give some information about biogenic amines in foods.Article The Chemical Composition of Waxed Caviar and the Determination of Its Shelf Life(Medwell online, 2008) Duyar, Hunkar Avni; Ooretmen, Yusuf Ozen; Ekici, KamilFemale Pacific Grey Mullets with an average weight of 1048.30 +/- 174.93 g and average length of 47.98 +/- 2.45 cm are selected to verify the result of this study. Raw caviar derived from these sample Pasific Grey Mullets has an average weight of 143.9 +/- 23 g, salted caviar weights 107.33 +/- 21.87 g and waxed caviar weights 118.00 +/- 23.83 g. As a result of the chemical analyses which have been made, the amount of raw protein was found as 10.84 +/- 0.24% in the raw egg; however it increased during the storage process in the processed egg and was observed as 30.152 +/- 0.11% on tile 50th day (0th, 10th, 20th, 30th, 40th and 50th, days). Amount of raw fat in raw and processed samples, Shelf life of waxed caviar was found as 40 days according to the chemical analyses made after 50th day is spoiled.Article Chemical Composition, Antimicrobial and Antioxidant Properties of Schinus Molle L. Essential Oil From Turkey(Taylor & Francis Ltd, 2017) Eryigit, Tamer; Yildirim, Bunyamin; Ekici, Kamil; Cirka, MustafaIn traditional medicine, Schinus molle was used in treating a variety of wounds and infections due to its antibacterial and antiseptic properties. Based on this, the chemical constituents, antimicrobial and antioxidant activities of Schinus molle fruit essential oils were investigated. The hydro-distillation was used for the essential oil extraction of Schinus molle fruits and the chemical composition of extracted essential oils were identified by GC-MS. Antibacterial activities were evaluated by the agar disc diffusion method. Antioxidant properties were determined according to the TEAC method. The major components were identified as alpha-phellandrene (31.74%), limonene (16.82%), beta-phellandrene (16.49%) and p-cymene (11.36%), respectively. The results showed that essential oils of the fruits had weak biological effects against five of eight tested bacterial and yeast species. The essential oil extract prepared from S. molle fruits had weak antioxidant activity with 4.7 +/- 1.2 mM Trolox values which monitored slightly good radical scavenging activities.Article Chemical Composition, Antioxidant and Antibacterial Properties of Juniperus Excelsa M. Bieb. Leaves From Turk?ye(Univ Life Sciences Lublin, 2023) Eryigit, Tamer; Yildirim, Bunyamin; Ekici, KamilJuniper species are especially used in traditional medicine due to their analgesic, diuretic, antibacterial, anti-microbial, anti-inflammatory, and liver-protective effects. The goal of the present study was to investigate the chemical compounds, antioxidant and antimicrobial properties of essential oil ofJuniperus excelsa M. Bieb., a species of juniper with a large spread area in Turkey. Essential oils were extracted by the hydro-distillation method. The components of the hydro distilled oil samples were analyzed by gas chromatography-mass spec-trometry (GC-MS). In the study, the essential oil was evaluated for its antibacterial activity against six bacte-rial strains consisting of two Gram (+) and four Gram (-) by the agar disc diffusion method. Additionally, the antioxidant properties of the oil were determined by TEAC/ABTS+ free radical scavenging assay. As a result, there were 27 compounds in the essential oil of J. excelsa. Of the 27 essential oil components identified, alpha-pinene (40.59%), alpha-cedrol (18.15%), beta-myrcene (4.53%), and limonene (3.84%) were determined as the main components in total 91.54% of the essential oil. As a result, it was observed that the examined juniper essential oil showed a weak but effective antibacterial activity against all bacterial strains compared to the control agents, and also, the examined oil had low but valuable antioxidant activity.Other Çiğ Süt ve Bazı Süt Ürünlerinde Baccillus Cereus'un Varlığının Araştırılması(1999) Ağaoğlu, Sema; Ekici, Kamil; Guducuoglu, Huseyin; Alemdar, SüleymanBu çalışma, Van'da tüketime sunulan çiğ süt, otlu peynir ve tereyağlarında Bacillus cereus'un varlığını belirlemek amacıyla yapıldı. Çalışmada materyal olarak 40 adet çiğ süt, 75 adet otlu peynir ve 25 adet tereyağı olmak üzere toplam 140 örnek materyal olarak kullanıldı. Sonuç olarak, çiğ süt örneklerinin %10'unda (4 örnek) $1.0x10^2-2.8 x 10^4$ kob/ml, otlu peynirlerin %1.3'nde (1 örnek) $9.0 x 10^2$ kob/g düzeyinde Bacillus cereus izole ve identifiye edildi. Tereyağı örneklerinin hiçbirinden Bacillus cereus izole edilemedi.Article The Contribution of Herbs To the Accumulation of Histamine in "otlu" Cheese(Wiley, 2006) Ekici, Kamil; Coskun, Hayri; Tarakci, Zekai; Ondul, Eda; Sekeroglu, RamazanThe aim of this study was to determine the effect of herbs and the use of raw milk on histamine accumulation in "Otlu" (Herby) cheese during ripening. Cow's milk was used for the cheese production. The milk was divided into two main groups: one was used raw and the other was pasteurized at 65C for 30 min. Each group was further divided into two subparts, one of which was used as control (without herbs), while 2% (w/v) of the herbs were added into the other to produce Herby cheese. All cheeses were ripened at 7C for 90 days. The cheese samples were analyzed in terms of histamine content, titratable acidity, dry matter, salt and degree of ripening on days 5, 30, 60 and 90. Total mesophilic aerobic bacteria (MAB) were also counted during ripening. The use of raw milk and the addition of herb both increased histamine formation in Otlu cheeses (P < 0.05). Moreover, higher water-soluble nitrogen values, as degree of ripening, were obtained from both raw milk and herb-added cheeses. The number of MAB was higher in raw cheeses (P < 0.05) and also herb-added cheeses. The study suggests that the addition of herbs may facilitate histamine formation in Herby cheese.Data Paper Detection of Common Biogenic Amines in Fermented Sausage Produced in Turkey(Elsevier Science Bv, 2018) Ekici, Kamil; Omer, Abdullah KhalidThe application of HPLC method to detect the BA concentration in fermented sausage was successful and proved that HPLC system and method served its purposes. Biogenic amines are generated in foods as a result of free amino acid decarboxylation by bacterial enzymes. Biogenic amines accumulations are unwanted in all foods and beverages because if consumed at high concentrations, they may induce foodborne intoxications. Histamine, putrescine, cadaverine, tyramine, tryptamine, beta-phenylethylamine, spermine and spermidine are considered to be the most important biogenic amines occurring in foods. The determination of biogenic amines in foods is of great interest due to their potential toxicity and can be used as indicators for food quality markers. (C) 2018 Published by Elsevier Inc. This is an open access article under the CC BY license (http://creativecommons.org/licenses/by/4.0/).Master Thesis The Determination of Metal Contents of Honey and Propolis Samples Produced in Hakkari Province and Its Surroundings(2024) Eğe, Esma; Ekici, KamilBu çalışmanın amacı Kasım ve Aralık 2022 tarihleri arasında Hakkari ilindeki farklı köy arıcılarından toplanan bal (n = 60) ve propolis (n = 40) örneklerinin demir, çinko, bakır, kobalt (Co), krom, kadmiyum, nikel, selenyum, kurşun ve arsenik içeriklerini belirlemektir. Numuneler kuru yakma işleminden sonra indüktif olarak eşleşmiş plazma optik emisyon spektrometresi (ICP-OES) kullanılarak analiz edildi. Bal numunelerindeki metallerin konsantrasyon düzeylerine göre sıralaması Fe>Zn>Cu>Cr=Pb=As>Ni>Co>Se şeklinde olup analiz edilen metallerin ortalaması 1.775, 0.933, 0.115, 0.029, 0.029, 0.029, 0.029, 0.027, 0.021, 0.018 ppm olarak bulunmuştur. Propolis örneklerinde ise Fe>Zn>Pb>Cr>Ni>Cu>Co>As>Se>Cd şeklinde bir sıralama olup ortalamalar sırasıyla 433.367, 44.229, 3.425, 1.715, 1.644, 0.920, 0.608, 0.462, 0.254, 0.007 ppm olarak bulunmuştur. İncelenen tüm bal örneklerindeki kadmiyum seviyeleri tespit sınırının altındaydı ve incelenen tüm propolis örneklerindeki kadmiyum seviyeleri de beş örnek hariç hepsi tespit sınırının altındaydı. Değişkenlerin tanımlayıcı istatistiksel analizi yapıldı ve metal seviyelerindeki farklılıkları doğrulamak için Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney parametrik olmayan testleri kullanıldı. Farklı köylerdeki arıcılardan alınan bal örnekleri arasında Zn, Cu, Co, As ve Fe yönünden, propolis örneklerinde ise Cr, Ni, Zn, Pb, Co, Cd, As ve Fe açısından istatistiksel olarak anlamlı farklar bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar, bal ve propolisin metal bulaşmasının varlığını ortaya koymak için yararlı parametreler olarak kullanılabileceğini gösterdi.Article The Determination of Some Biogenic Amines in Turkish Fermented Sausages Consumed in Van(Elsevier Science Bv, 2018) Ekici, Kamil; Omer, Abdullah KhalidBiogenic amines, has been implicated as the causative agent in several outbreaks of food poisoning. Fermented food such as Turkish style fermented sausages can also contain biogenic amines, microorganisms possessing the enzymes decarboxylase, which converts amino acids to biogenic amines, are responsible for the formation of biogenic amines in fermented sausages. The purpose of this study was to determine the amount of biogenic amines in Turkish fermented sausage consumed in Van in Turkey, and to evaluate their concentrations in term of public health risks. High performance liquid chromatography method was used to the determination of 8 biogenic amines in 120 sausage samples collected from 10 different brands sold in the local markets of Van. The detection levels of biogenic amines in the samples was ranged from 0 to 129.375 mg/kg for tryptamine, from 0 to 65.625 mg/kg for 2-phenylethylamine, from 0 to 255.625 mg/kg for putrescine, from 0 to 1148.75 mg/kg for cadaverine, from 0 to 469.375 mg/kg for histamine, from 0 to 438.125 mg/kg for tyramine, from 0 to 554.375 mg/kg for spermidine, and from 0 to 614.375 mg/kg for spermine.Article The Determination of Some Microbiological and Chemical Features in Herby Cheese(Mdpi, 2019) Ekici, Kamil; Okut, Hayrettin; Isleyici, Ozgur; Sancak, Yakup Can; Tuncay, Rabia MehtapThe objective of this study is to measure the amounts of biogenic amines, microbial counts, values of pH, titratable acidity, dry matter, and salt (%) in herby cheese, a very popular staple in the Turkish diet, and to evaluate the concentration of biogenic amines in terms of public health risks. A high-performance liquid chromatography (HPLC) method was used for the determination of eight biogenic amines in 100 herby cheeses sold in the local markets of Van. The bacterial load of the herby cheeses ranged between 4.0 and 8.90 log CFU/g for viable total aerobic mesophilic bacteria (TAMB), <1 and 7.0 log CFU/g for lactic bacteria (LAB), <1 and 6.08 log CFU/g for coliform bacteria, <1 and 5.81 log CFU/g for Enterobacteriaceae, <1 and 2.60 log CFU/g for Staphylococcus aureus, and 3.70 and 8.05 log CFU/g for yeasts and molds. The results obtained suggested significant changes in the pH, titratable acidity, dry matter, and salt contents of the examined herby cheese samples. The detection levels of biogenic amines in the samples ranged from <0.025 to 33.36 mg/kg for tryptamine, from <0.038 to 404.57 mg/kg for beta-phenylethylamine, from 0.03 to 426.35 mg/kg for putrescine, from <0.039 to 1438.22 mg/kg for cadaverine, from <0.033 to 469 mg/kg for histamine, from <0.309 to 725.21 mg/kg for tyramine, from <0.114 to 1.70 mg/kg for spermidine, and from <0.109 to 1.88 mg/kg for spermine. As a result, these cheeses are fit for consumption in terms of the amounts of biogenic amines they contain.Master Thesis The Determination of Some Minerals in Different Cheese Varieties Consumed in Van(2025) Kaplan, Suna Yağan; Ekici, KamilBu araştırma Van ilinde tüketime sunulan farklı peynirlerdeki (tulum, otlu, beyaz, kaşar ve lor) arsenik, bakır, çinko, demir, kadmiyum, kobalt, krom, kurşun, nikel ve selenyum içeriklerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla her peynir çeşidinden 20'şer adet olmak üzere alınan toplam 100 adet numune kuru yakma işlemine tabi tutulduktan sonra indüktif olarak eşleşmiş plazma optik emisyon spektrometresi (Inductively Coupled Plasma-Optical Emission Spectrometer) kullanılarak incelenmiştir. Peynir numunelerindeki minerallerin konsantrasyon düzeyleri sıralaması Zn>Fe>Cu>Cr>Se>As>Pb>Cd olarak belirlenmiş olup, incelenen minerallerin ortalama düzeyleri sırasıyla 18.54±10.78 mg/kg; 4.91±7.89 mg/kg; 0.57±0.53 mg/kg; 0.14±0.33 mg/kg; 0.11±0.75 mg/kg; 0.04±0.02 mg/kg; 0.01±0.01 mg/kg; 0.003±0.008 mg/kg olarak tespit edilmiştir. Peynir gruplarının karşılaştırılmasında Kruskal-Wallis testi kullanılmış ve peynir grupları arasındaki farkı belirlemek amacıyla Dunnet testi kullanmıştır. Araştırma, peynir örneklerinde incelenen mineral düzeylerinin peynir çeşitleri arasında As, Cu, Zn, Fe, Pb ve Se açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır (p<0.05). İncelenen peynir örneklerinin tamamında Co ve Ni düzeyleri tespit limitinin altında kaldığından dolayı belirlenememiştir.Article Dondurularak Muhafaza Edilen Van Gölü İnci Kefalinde (Chalcalburnus Tarichi, Pallas 1811) Ambalajlamanın ve Muhafaza Süresinin Kalite Değişiklikleri Üzerine Etkisi(2024) Sağun, Emrullah; Ekici, Kamil; Sancak, Hakan; Yörük, İbrahim; Duyar, Hünkar AvniBu araştırmada bütün ve temizlenmiş inci kefalinin vakumsuz ve vakumlu ambalajlarda -35oC’de dondurularak, -18oC’de 150 gün süreyle muhafazası sırasında meydana gelen mikrobiyolojik, kimyasal ve duyusal değişiklikler incelenmiştir. Toplam aerob psikrofil mikroorganizma (TAPM) ve laktik asit bakteri (LAB) sayıları muhafaza süresinin sonlarına doğru ~1-2 log kob/g seviyesine kadar düşmüştür. Maya-küfler 60. günden ve koliform grubu bakteriler de 15. günden sonra hiçbir grupta belirlenememiştir. Ayrıca incelenen numunelerde fekal streptokoklar ve Pseudomonas spp.’ye rastlanmamıştır. Muhafaza süresince mikroorganizmaların üremesi sınırlı kaldığından bütün halde vakumsuz ambalajlanan numuneler hariç diğer gruplarda toplam uçucu bazik azot (TVB-N) miktarları genellikle artmamıştır. Ancak tiyobarbitürik asit (TBA) miktarları ve peroksit sayıları muhafaza süresince düzensiz bir seyir izleyerek tüm gruplarda artmıştır. pH değerleri tüm gruplarda 6.16-6.66 arasında tespit edilmiştir. Duyusal analiz puanlarına göre temizlenmiş gruplardaki numuneler muhafaza süresinin sonuna kadar “çok iyi” kalite sınıfına girmiştir. Muhafaza süresinin sonunda vitamin A/D3 miktarları sırasıyla <1 μg/100 g ve ~10 μg/100 g olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak; baş ve iç organları çıkarıldıktan sonra vakumlu bir şekilde ambalajlanan inci kefalinin dondurularak 150 gün süreyle kaliteli bir şekilde muhafaza edilebileceği belirlenmiştir. Dolayısıyla, dondurarak muhafazada inci kefalini temizleyerek vakumla ambalajlamanın en uygun yöntem olduğu kanaatine varılmıştır.Article Dondurulmuş Olarak Muhafaza Edilen İnci Kefalinde (Chalcalburnus Tarichi, Pallas 1811) Biyojen Amin Oluşumu ve Mikrobiyolojik Değişimlerin Belirlenmesi(2011) Sancak, Hakan; York, Ibrahım Hakkı; Isleyici, Ozgur; Ekici, Kamil; Sağun, Emrullah; Sancak, Yakup Canİnci kefali (Chalcalburnus tarichi, Pallas 1811) yüksek alkali karakterdeki Van Gölü’nde yaşayan bir balıktır. Bu araştırmada; bütün halde ve baş ve iç organları çıkarıldıktan sonra dondurularak (-18oC) 120 gün süreyle muhafaza edilen inci kefalinde meydana gelen mikrobiyolojik, kimyasal ve duyusal değişiklikler ile histamin ve tyramin miktarları incelenmiştir. İki grupta da muhafaza süresince toplam aerob psikrofil mikroorganizma Enterobacteriaceae, fekal streptekok, laktobasiller ve koliform grubu mikroorganizma sayıları düzensiz bir seyir izlerken, temizlenen örneklerin toplam aerob mezofil mikroorganizma sayısı ve her iki grubun Pseudomonas spp. sayıları azalmıştır. Bütün gruplarda TVB-N ve pH miktarında önemli değişiklik olmamış, duyusal analiz puanları düşmüştür. Hiçbir örnekte histamin ve tyramin bulunamamıştır. Sonuç olarak; dondurularak muhafaza edilen inci kefalinin duyusal özellikleri ve raf ömrü üzerine temizlemenin olumlu etkisinin olduğu, en uygun muhafaza metodunun baş ve iç organlar çıkarılarak muhafaza olduğu, bu balıkların dondurularak muhafaza edilmeleri halinde kalite özelliklerinin 120 gün süreyle korunabileceği kanaatine varılmıştır.Article The Effects of Estradiol Valerate on Body Composition, Carcass, Viscera, Gonado and Hepatosomatic Indexes of Rainbow Trout, Oncorhynchus Mykiss(Medwell online, 2008) Gullu, Kenan; Guzel, Senol; Ekici, KamilMono-sexual trout breeding through the use of steroids is derived from the fact that female trout grow faster than males and have meat of better quality and higher carcass efficiency. Treating male trout with estradiol results a phenotypical change of sex, leading to decreased weight of viscera. Some steroid compounds can lead to different results in body development and composition of various kinds of fish. In this study the effects of oral administration of 20 mg of estradiol valerate per kilogram of administered diet were studied in 35-day-old rainbow trout. The protein, fat, ash and Moisture contents of fish-meat, carcass and fillets percentages and the hepato-and gonadosomatic indexes were measured as well as the amount of residual estradiol valerate or metabolite that might have remained in fish-meat. Compared to control, there were no changes in moisture, protein, fat and ash contents of fish-meat and in the fillet percentage of the trout. The mass percentage of viscera and the gonado-and hepatosomatic indexes decreased while the carcass percentage increased. No residual estradiol valerate or metabolite was found in the meat of treated trout more than control trout.Article Essential Oil Composition of Yarrow Species (Achillea Millefolium L. and Achillea Wilhelmsii L.): Antioxidant and Antibacterial Activities of Essential Oils(Univ Babes-bolyai, 2023) Yildirim, Bunyamin; Ekici, Kamil; Kocak, Mehmet ZekiOf the medicinal plants' cosmos, yarrow species (A. millefolium L. and A. wilhelmsii L.) are of the reputed species due to their phytochemical composition and thereby antioxidant and antibacterial activities. Owing to the high diversity in chemical composition and production of essential oil, the species deserves to be investigated more. In this context, wild yarrow plants were collected in Eastern Anatolia region (Van, Turkiye) and then the dried samples of the plants were subjected to hyd-rodistillation for essential oil extraction. In addition, the essential oils were assayed for their potential antioxidant and antibacterial activities. Gas Chromatography Mass Spectrometry (GC-MS) analysis revealed the presence of 1,8-cineole (75.19%), alpha-phellandrene (5.53%), P-eugenol (5.53%), camphor (5.45%), alpha-terpineol (2.09%), beta-pinene (1.66%), camphene (1.20%), alpha-pinene(1.02%) from A. millefolium L. However, A. wilhelmsii was characterized with menthoglycol (35.84%), 1,8-cineole (34.04%), endo-borneol (9.93%), chrysanthenil acetate (4.76%), thymine (3.66%), terpinene-4-ol (2.33%), camphene (1.66%), and verbenole (1.53%). Regarding scavenging activities of the species, A. wilhelmsii exhibited better activity than A. millefolium, with a value of 6.5 mM and 4.2 mM Trolox equivalents (TEAC) respectively. With respect to the antibacterial activity against three gram-negative and three gram-positive bacteria, essential oils of both species were compared with standard antibiotic discs (ampicillin and ofloxacin).Article Evaluation of Chemical Composition and Antimicrobial Activity of Vitex Agnus Castus L. Fruits' Essential Oils From West Anatolia, Turkey(Taylor & Francis Ltd, 2015) Eryigit, Tamer; Cig, Arzu; Okut, Nese; Yildirim, Bunyamin; Ekici, KamilThis study deals with the chemical composition and antimicrobial activity of essential oils of Vitex agnus castus L. The main constituents of the essential oils were characterized by GC-MS which resulted in the identification of 26 components, representing 100 % of the oil. The dominant compounds in the oil of fruits were trans-caryophyllene (19.17 %), sabinene (18.05 %) and 1,8-cineole (16.13 %), alpha-terpinyl acetate (6.91 %) and dihydroselarene (6.73 %). Antimicrobial activity was tested using the disc diffusion method. According to the inhibition zones, the essential oils were active against all of the tested microorganisms. The essential oils showed the susceptible inhibition zones, but they were less effective against bacterial strains compared to ampicillin and ofloxacin. The organisms most susceptible to these essential oils were Enterococcus faecalis ATCC 29212. However, further studies must be performed to confirm the safety of these oils for use as an antimicrobial agent.Article Farklı Hayvan Türlerine Ait Çiğ Etlerin Sds-page Yöntemiyle Belirlenmesi Üzerin Bir Araştırma(2003) Akyüz, Nurhan; Ekici, KamilBu çalışmada, çeşitli hayvan türlerine ait etlerin ve bu etlere yapılan katkı seviyelerinin belirlenmesi amacıyla, bazı et proteinlerinin ayırımında Sodium Dodecyl Sulfate Polyacrylamide Gel Electrophoresis (SDS-PAGE) tekniğinin kullanılabilme imkanları araştırılmıştır. Et türlerinin ayırımında spesifıc protein bantları kullanıldı. Araştırmada çiğ sığır, domuz, koyun ve at etleri ayrı ayrı ve ağırlıklarına göre muhtelif seviyelerde ikili (0/100, 5/95, 25/75, 50/50, 75/25, 95/5, 100/0) karışımlar şeklinde hazırlanmıştır. Hazırlanan örneklerdeki tür çeşidi ve bunların yüzde nispetleri SDS-PAGE tekniği ile protein profilleri yine molekül özettikleri bilinen standart protein markerleri ile karşılaştırılarak, teşhis ve tespitler gerçekleştirilmiştir. SDS-PAGE tekniğinin, et karışımlarındaki türlerin ve bunların karışımlardaki oranlarının % 5-10'a kadar tespitinde başarı ile kullanılabileceği ortaya konmuştur.Doctoral Thesis Farklı Hayvan Türlerine Ait Çiğ Etlerin SDS-PAGE Yöntemiyle Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma(1999) Ekici, Kamil; Akyüz, NurhanV11I ÖZ Uluslararası et, tavuk ve balık ticaretinin artması, bu yolla yapılan hileleri de beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla et ve et ürünlerinde bulunabilecek çeşitli hayvan etlerinin araştırılması ve bu etlerin geldiği hayvan türlerinin identifıkasyonu, bir çok ülkede büyük önem kazanmıştır. Bu nedenle et türlerinin belirlenmesi için bir çok yöntem ve laboratuvar metodu geliştirilmiş, bunlardan bazıları da pratiğe aktarılmıştır. Et türlerinin identifıkasyonunda yaygın olarak önerilen metodlar kimyasal, elektroforetik ve immünolojik tekniklerdir. Bu önerilen metodlardan elektroforez bu amaca en uygun olanları arasında bulunmaktadır. SDS-PAGE tekniği ile proteinleri ve protein-alt ünitelerini molekül ağırlıklarına göre ayırmak mümkündür. Aynı zamanda bu metot et ürünlerine karıştırılmış bulunan yabancı proteinlerin belirlenmesi için de kullanılabilmektedir. Bu çalışmada, çiğ hayvan etleri ve ikili karışımlarındaki et türleri ve seviyelerinin belirlenmesinde SDS-PAGE tekniğinin kullanılabilme imkanları araştırılmıştır. Araştırmada çiğ sığır, domuz, tavuk, koyun ve at etleri ayrı ayrı et ağırlıklarına göre değişik oranlarda ikili karışımları halinde hazırlanmış (0/100, 5/95, 25/75, 50/50, 75/25, 95/5, 100/0) ve elde edilen protein profilleri ve molekül ağırlıkları standart protein markerleri ile karşılaştırılmıştır. Araştırma sonucunda SDS-PAGE tekniğinin, karışık et ve et ürünlerindeki farklı türlerin tanımlanmasında etkili bir şekilde kullanılabileceği, bu yöntemle % 5 oranına kadar karıştırılmış çiğ etlerin türlerinin belirlenmesinin mümkün olabileceği tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler : SDS-PAGE, farklı tür hayvan etlerinin identifıkasyonu, çiğ et