Browsing by Author "Erzen, Mehmet Halil"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Article Bir Kendini Bulma ve Varoluşunu Gerçekleştirme Yolculuğu: Lâmi’î Çelebi’nin Vâmık U Azrâ Mesnevisi(2023) Erzen, Mehmet Halil; Karaduman, RukenCarl Gustav Jung, bireyin yaşadığı topluma ait her şeyi hafızasına kaydettiğini söyler ve buna kolektif bilinçdışı adını verir. Kolektif bilinçdışına ait öğeler tüm insanlığın geçmiş deneyimlerinin ürünüdür ve nesilden nesile miras yoluyla aktarılmıştır. Jung’un takipçilerinden olan Joseph Campbell da kolektif bilinçdışı kavramı içerisinde yer alan kahraman arketipinden hareketle farklı milletlere ait mitsel ve efsanevi metinleri incelemiş; bunun neticesinde bahsi geçen metinlerin tamamında kahramanın benzer bir serüveni yaşadığı sonucuna varmıştır. Kahramanın yolculuğu şeklinde ifade edilen bu serüven, ana karakterin hem mecazen hem de reel olarak katettiği yolun döngüselliğini ifade etmektedir. Nitekim tekrar eden belli aşamaların ardından kahraman, başladığı yere dönmekte; olay örgüsü farklı gibi görünen hikâyelerde dahi kahramanın temel macerası benzer aşamalar içermektedir. Campbell’ın monomit olarak adlandırdığı, kahramanın döngüsel yolculuğunda katettiği aşamaların bahsi geçen anlatı türlerinde olduğu gibi mesnevi türünde de ortak olduğu görülmektedir. Bu bağlamda 16. yüzyıl aşk mesnevilerinden Lamiî Çelebi’nin Vamık u Azra Mesnevisi, monomitin çekirdek birimi olarak adlandırılan ayrılma, erginlenme ve dönüş aşamaları esas alınarak incelenmiştir.Doctoral Thesis Dîvân of Ihyâ and Its Analysis (Review-Analysis-Text With Criticism)(2012) Erzen, Mehmet Halil; Macit, MuhsinDönem tezkirelerinin hemen hepsinde ismi geçen 18. Yüzyıl divan şairi İhyâ Şerîf Yahyâ, ilmiye sınıfına mensup olmanın yanında devlet erkânıyla da ilişkileri güçlü olan bir şahsiyettir. Yaşadığı dönemin padişah ve sadrazamlarına kasideler sunan İhyâ, gerçekleştirilen imar faaliyetlerine ve politik başarılara da tarihler düşürmüş; sayısı 280'i bulan gazelleriyle 18. yy. Osmanlı toplumunun gündelik yaşantısını ve mahallî özelliklerini Divanı'na taşımıştır. Devrin şiir geleneğini olduğu kadar sosyal yaşantısını, kültürel, sanatsal ve tarihî değerlerini de yansıtan İhyâ Divanı'nda atasözü ve deyimlerin, halk dilinin, birçok âdet ve inanışın canlı bir şekilde işlendiği görülmektedir. Şiirlerde yiyecek-içecek, giyim-kuşam ve eğlence kültürüne yönelik terimlere sıklıkla yer verilmesi, bu doğrultuda dikkat çeken bir başka husustur. Söz konusu yılların etkin iki akımı olan ?Sebk-i Hindî? ve ?Hikemî Tarz?ın izlerini de barındırmakla birlikte, İhyâ'nın şiirlerinin şekillenmesinde bilhassa ?Mahallî Cereyân?ın belirleyici olduğu söylenebilir.Master Thesis Kenzü'l-'âşıkîn Of Abdurrahman Sâmî Efendi(2005) Erzen, Mehmet Halil; Demirbağ, ÖmerArticle Metinlerarası İlişkiler Bağlamında Salâmân U Absâl Mesnevisi(2025) Erzen, Mehmet HalilHiçbir metin kendinden önce yazılmış metinlerden tam olarak bağımsız değildir. Her yazar, önceki metinlerden bazı parçaları yeni bir görüş ve anlayış ekseninde bir araya getirerek kendi metnini inşa etmiş olur. Dolayısıyla yazılan her eser eski olanı kendi içinde barındırırken metinlerarası bir özellik taşır. Metinlerarasılık, açık ve kapalı yöntemler şeklinde temayüz eder. Alıntı ve göndergeler açık; anıştırma ve aşırma ise daha ziyade kapalı metinlerarası ilişki biçimleridir. Metinlerarası ilişkiler her ne kadar postmodern edebiyatla anılsa da her metnin önceki metinlerle bir paylaşım içerisinde olduğu gerçeği eski ve klasik metinlerin de metinlerarası görünümler yönünden oldukça zengin olduğunu ortaya koyar. Klasik edebiyatımızda belirli bir olay üzerine tesis edilmiş hikâyelerden oluşan mesneviler, metinlerarasılık görünümleri açısından dikkate değer bir muhtevaya sahiptirler. Mesneviler; ayet ve hadis iktibasları, Klasik Osmanlı ve İran yapıtlarından alıntılar, daha önce işlenmiş konuların yeni bir düzlemde tekrardan işlenmesine dayalı gizli alıntılamalar, tarihi-efsanevi kişiliklere ve unsurlara yönelik göndergeler, açık ve kapalı anıştırmalar açısından zengin bir görünüm sergilerler. 16. asır divan şairlerinden Lâmi‘î Çelebi’nin Salâmân u Absâl adlı alegorik mesnevisi bu bağlamda incelemeye değer bir içerik arz eder. Eserde metinlerarasılık yöntemlerinden alıntı, gizli alıntı, gönderge, açık ve örtük anıştırmaların çeşitliliği yoğun anlam katmanlarının ortaya çıkmasını sağlar.Article Platon’un İdealar Âlemi Teorisi ile Divan Şiirindeki Bazı Anlatıların Benzerlikleri(2023) Karaduman, Ruken; Erzen, Mehmet HalilAntik Yunan filozoflarından Platon, düşünce tarihinde oldukça önemli bir yere sahiptir. O, kendisinden sonraki birçok düşünürü derinden etkilemiş ve düşünce hareketlerinden bazılarının temellerini atmıştır. Platon’un ahlak, estetik, metafizik gibi alanlardaki görüşleri arasında geliştirdiği en dikkat çekici teorilerinden biri olan idealar teorisinde, orijinalin yani hakikatin yansıması olarak idealardan söz edilir. İdealar kuramına göre nesneler (görüngüler) ve idealar şeklinde iki farklı dünya vardır. Bedensel varlığı nesneler dünyasında yer alan insanın sahip olduğu zannına kapıldığı bilgiler birer doksa (sanı)dan başka bir şey değildir. Gerçek bilgi ancak idealar âlemine aittir. Nitekim idea; gerçek, kalıcı, sürekli ve değişmez olandır. Nesneler ise ideanın sûretinden başka bir şey değildir. Bu teorideki özellikle zaman ve mekândan bağımsız, fiziksel dünyanın ötesinde ancak bu dünya ile sıkı biçimde bağlantılı bir dünya olarak ideaların izahı, tasavvuf düşüncesiyle ve divan şiirindeki bazı metaforlar ile çeşitli noktalarda benzerlikler göstermektedir. Bilhassa Platon’un mağara alegorisinin tasavvufi okumalara imkân sunan anlatım özellikleri çağrışımın niteliğini artırmaktadır. Bu benzerliklerdeki esas nokta tasavvuftaki tecelli anlayışına paralel biçimde ideanın doğruluk, güzellik ve iyiliğin aslı kabul edilirken dünyadaki nesnelerin ise ideaların yansımaları olduğu fikridir. Buradan hareketle çalışmamızda, idealar kuramı klasik Türk şiiri bağlamında ele alınmakta; Platon’un idealar âlemi ve ilgili görüşlerinin bilhassa tasavvufi şiirlere koşut yönleri üzerinde durulmaktadır. Bu bağlamda Divan şairlerinin nesneler dünyası üzerine söylemlerinde sıklıkla kullandıkları rüya, ayna, fânûs-ı hayâl, zıll-ı hayâl, serab gibi motiflerin idealar kuramındaki düşünüş şekilleri ile ortaklıkları dikkat çeker. Ancak bu çalışmada tasavvufî düşünüş şekillerinin eski Yunan felsefesinden ne kadar ve nasıl etkilendiğini ortaya koymaktan ziyade divan şiirindeki bazı anlatımlara farklı bir çerçeveden bakmak amaçlanmıştır.Master Thesis Social Life in Divan of the Ravzî(2019) Deniz, Damla; Erzen, Mehmet HalilXVI. yüzyıl şâirlerinden Ravzî, bugün Balıkesir sınırları içinde yer alan Edincik'te yetişen ve edebiyatımızda önemli yeri olan şâirlerdendir. Şâirin mesleği, fiziki görünümü, devlet erkânı ile olan münasebetleri gibi konularda bilgiler oldukça kısıtlıdır. Eğitim durumu hakkında da sınırlı bilgilere sahip olduğumuz şâirin bir beytinde, kendisi için Yunuszâde ifadesine yer vermesi ve şiirlerinde kullandığı Arapça-Farsça kelime ve terkiplerin yoğunluğundan da yola çıkarak bu dillerde eğitim aldığı tahmin edilmektedir. Benimsediği Mahallîleşme akımının etkisi ile eserlerinde, mahallî çizgide yer alan birçok kelime ve söylem barınır, atasözleri ve deyimlerle birlikte halk deyişleri de bulunur. XVI. yüzyıl Divan şâirlerinden Ravzî'nin Divanı'ndaki sosyal hayat unsurlarını incelemeye yönelik çalışmamız iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Edincikli Ravzî ve XVI. yüzyıl toplum hayatı incelenmiştir. İkinci bölümde ise Edincikli Ravzî Divanı'ndan hareketle dönemle ilgili sosyal hayat unsurları ele alınmıştır. Çalışmada amaçlanan: XVI. yüzyılda toplumun yaşayış biçimine, bu dönemde kullanılan alet, eşya ve giysilere; deyimlere; âdet, inanış ve ritüellere yer vererek ve geçmiş dönemlerdeki kültürel unsurlar ortaya çıkarıp döneme ışık tutmak ve XVI. yüzyıl ile günümüz arasında bağ kurmaktır. Anahtar Kelimeler: Edincikli Ravzî Şâiri Şâiri, Sosyal HayatMaster Thesis Tradition in the Works of Ömer Faruk Dönmez(2023) Dede, Sezer; Erzen, Mehmet HalilÖmer Faruk Dönmez, Türk edebiyatının önemli yazarlarından biri olarak kendine özgü bir edebî kişiliğe sahiptir. Eserlerinde İslâmî bir çizgide geleneği ele alan Ömer Faruk Dönmez, geleneksel ve dinî unsurları günümüz okuruna ulaştıran ve toplumsal bilinci güçlendiren bir yazar olarak karşımıza çıkmaktadır. Mizahi ve ironik anlatımıyla dikkat çeken Dönmez, eserlerinde geleneksel ve dinî temaları ustalıkla işleyerek Türk edebiyatına önemli katkılarda bulunmuştur. Dönmez'in son dönemde edebiyat dünyasında yer edinmesi ve kendisine olan ilginin artması, bu çalışmanın yapılması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu tez çalışması, Ömer Faruk Dönmez'in eserlerinde yer alan geleneksel ve dinî unsurların derinlemesine bir analizini sunmayı amaçlamaktadır. Dönmez, eserlerinde sıkça İslâmî değerleri ve toplumsal gelenekleri ele alarak, bu unsurları modern dünyada yaşanan değişimlerle karşılaştırır. Yazar, modernleşme ve şehirleşmenin toplumsal yapıya olan etkilerini irdeleyerek, geleneksel değerlerin korunması gerektiğini savunur. Aile, komşuluk ilişkileri ve misafirperverlik gibi geleneksel unsurlar, yazarın eserlerinde toplumsal dayanışmayı ve bireyler arasındaki bağı pekiştiren temel değerler olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışmanın bulguları, Ömer Faruk Dönmez'in eserlerinde geleneksel ve dinî unsurların önemli bir yer tuttuğunu, yazarın bu unsurları modern çağın zorluklarına karşı manevi bir rehber olarak sunduğunu göstermektedir. Dönmez'in eserlerinde geleneksel ve dinî değerlerin korunması ve bu değerlerin toplumun bütünlüğü için taşıdığı önem vurgulanmaktadır.Master Thesis Traditional and Religious Elements in İskender Pala's Novels(2024) Çakmak, Yusuf İslam; Erzen, Mehmet Halilİskender Pala, birçok türde eser veren günümüz yazarlarındandır. Bu eserler, genellikle tarihi ağırlıklıdır. Bunun yanı sıra aşk uğruna yapılan fedakârlıklara büyük önem veren yazar, ilâhi aşk ve sevgiliye olan maddi aşkı betimlemelerle anlatma yoluna gider. İskender Pala, eserlerini herkesin anlayacağı şekilde yalın bir dil kullanarak okurlarına sunar, atasözleri ve deyimleri sıklıkla kullanır. Gerçeklikten uzaklaşmadan tarihi bilgilerden de yararlanan Pala, metinlerarasılık tekniğini sıklıkla kullanır. İskender Pala, eserlerinde yalnızca geçmiş zamandan bahsetmez, günümüz ülkeler arası stratejilere de atıfta bulunur. Bu çalışmada İskender Pala'nın hayatı, edebi kişiliği ve eserleri hakkında bilgi verilir. Çalışmamızda İskender Pala'nın Abum Rabum (2023) , Surname (2022) , Od (2011) , Efsane (2013), Mihmandar (2022) , Katre-i Matem (2022), Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk (2018) ve Şah Sultan (2010) adlı romanlarda geleneksel ve dini bulgulara dair incelemeler yapılmıştır. Yapılan incelemeler, Atasözleri ve Deyimler, Dini Yaşam, Efsanevi Şahsiyetler, Gündelik Yaşam, Tasavvufi Unsurlar, Halk İnanışları ve Batıl İnanışlar olmak üzere yedi başlık altında sınıflandırılır. Çalışmamızda gelenek kavramına dair genel bilgiler verilir, aşk ve gelenek, dil ve gelenek, edebiyat ve gelenek, tasavvuf ve gelenek birlikte ele alınır. İskender Pala'nın eserlerinde geleneksel ve dini unsurlar önemli bir yer edinir.