Browsing by Author "Gönülalan, Hasan"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Article Penil Fraktür(2005) Yıldız, Abdullah; Ceylan, Kadir; Gönülalan, Hasan; Yılmaz, YükselAmaç: Penil fraktür cinsel ilişki, mastürbasyon esnasında veya ereksiyonda olan penise darbe veya üzerine düşülmesi sonucu gelişebilen, tunika albugineanın yırtılmasıdır. Bu yaralanmanın tedavisi cerrahidir. Penil fraktürlü hastaların etiyolojisi ve cerrahi sonrası muhtemel komplikasyonları tartışıldı. Metod: 1995 - 2004 yılları arasında peniste ani gelişen şiddetli ağrı, şişlik, renk değişikliği şikayeti ile baş vuran ve penil fraktür tanısı alan 10 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Tüm hastalarda biri hariç sebep kunt travma idi.4 olgu cinsel ilişki sırasında, 2 olgu mastürbasyon esnasında, 2 olgu sabah ereksiyonuda iken, bir olguda eşya çarpması (Kepenk düşmesi) ve bir olguda ise kurşun ile yaralanma idi. Son iki vaka üretral yaralanma ve hematüri ile beraberdi. Olguların hepsinde yırtık cerrahi olarak düzeltildi. Ortalama 24 aylık ( 8 ay-32 ay) takiplerinde cinsel aktiviteyi engelleyen kurvatur ve (erektil disfonksiyon) ED görülmedi. Sonuç: Penil fraktürün tedavisinde, cerrahi düşük komplikasyonlu, güvenli ve başarılı bir seçenektir.Article Üretero Pelvik Obstrüksiyon Olgularında Erken Cerrahinin Önemi(2006) Yıldız, Abdullah; Ceylan, Kadir; Gönülalan, Hasan; Kuş, Alpaslan; Yılmaz, YükselAmaç: Üreterin doğumsal en sık doğumsal anomalisi üreteropelvik bileşke obstrüksiyonudur. Erkek olgular kız olgulardan daha fazladır (5/2). Tanı konulduğunda hastanın yaşına göre hidronefroz derecesi ve kliniği değişkenlik gösterir. Erken tedavi enfeksiyon, taş oluşumu ve nefron kaybını önleyebilir. Bu çalışmada biz erken tedavinin önemini vurguladık. Metod: 1995-2004 tarihleri arasında kliniğimizde uretero-pelvik darlık tanısı konup, cerrahi olarak tedavi edilen ve izlenen 52 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Otuzaltı erkek ve 16 kadın hastanın yaş ortalamaları 17+8,9 (2-42) idi. Hastalardan 37'sinin postoperatif IVP bulgularına ulaşıldı. Ondört olguda beraberinde taş vardı ve taş sıklığı erişkin hastalarda daha fazla idi. Pediatrik yaş grubunda postoperatif hidronefrozda gerileme erişkin hastalara göre istatistiksel olarak daha iyiydi (p<0.001). İki olguda postoperatif darlık nedeniyle balon dilatasyonu, üç olguda ileri derecede hidronefroz ve uzun darlık nedeni ile üreterokalikostomi yapıldı, iki olguda hidronefrozun hiç düzelmediği ancak preoperatif mevcut olan renal yetmezliğin stab il seyrettiği saptandı. Sonuç: Üreteropelvik bileşke obstrüsiyonu olan olgularda yakın izlem önerilebilir fakat nefron kaybı, taş, enfeksiyon ve takip güçlüğü olan olgularda erken cerrahi gereklidir.