Browsing by Author "Gül, Adem"
Now showing 1 - 16 of 16
- Results Per Page
- Sort Options
Article Arka Kapsülotomi Yapılmayan Okul Öncesi ve Okul Çağı Pediatrik Katarakt Cerrahi Olgularında Arka Kapsül Kesafeti(2016) Batur, Muhammed; Yaşar, Tekin; Gül, Adem; Seven, Erbil; Can, ErtuğrulAmaç: Arka kapsülotomi ve ön vitrektomi yapılmadan katarakt cerrahisi yapılan okul öncesi ve okul çağı pediatrik hastalarımızın arka kapsül kesafeti (AKK) gelişme durumunu değerlendirmeyi amaçladık.Gereç ve Yöntem: Pediatrik katarakt nedeniyle ameliyat olup göz içi lens (GİL) implantasyonu yapılan 21 hastanın 30 gözüne ait kayıtlar retrospektif olarak incelendi. Olguların yaşı, AKK gelişme durumu, zamanı, optik aksı kapatma durumuna göre neodymiumdoped yttrium aluminium garnet (Nd:YAG) lazer ihtiyacı ve takip süreleri kaydedildi. Bulgular: Hastaların ortalama yaşı 7,6±2,83 yıl idi. On iki (%57,14) hastanın tek gözüne, dokuz hastanın (%42,86) her iki gözüne katarakt ameliyatı ve GİL implantasyonu uygulandı. Ortalama takip süresi 17,7±22,67 ay idi. Yirmi bir (%70) gözde AKK gelişti, bunlardan 15 (%50) gözde Nd:YAG lazer ile arka kapsülotomi gerektirecek düzeyde optik aksı kapatmaktaydı. Ameliyat sonrası AKK gelişme ortalama süresi 8,91±18,7 (1 hafta-71 ay) ay idi.Sonuç: Okul öncesi ve okul çağı pediatrik kataraktlarda cerrahi tecrübe de göz önüne alınarak hastanın özelliklerine göre katarakt ekstraksiyonu ile aynı seansta arka kapsülotomi (ve ön vitrektomi) kararının verilmesinin uygun olduğunu düşünüyoruz.Article A Case: Abscess Formation in the Sub-tenon's Space After Strabismus Surgery(2017) Batur, Muhammed; Çağlar, İsmail Çağatay; Gül, Adem; Yaşar, Tekin; Seven, ErbilA five-year-old boy was examined in follow-up in our strabismus department due to exotropia and amblyopia in the right eye. Recession to both lateral recti muscles was performed. When the patient was examined one week, postoperatively, he complained of pain in the right eye. Upon physical examination, hyperemia and minimal swelling of the surgical area were observed. The situation was diagnosed as an abscess. The abscess was drained and the eye was irrigated with cefazolin and gentamicin solutions. All signs and symptoms were determined to be resolved in subsequent postoperative visits.Article Dededen Toruna Konjenital Kataraktlı Bir Aile(2009) Yener, Halıl Ibrahım; Yaşar, Tekin; Çinal, Adnan; Gül, AdemAMAÇ: Üç kuşak konjenital kataraktlı bir aileyi sunmak GİRİŞ: Ailesel kataraktlar doğuştan olduğu gibi gelişimsel olarak da ortaya çıkabilirler. Konjenital kataraktlar bazı sistemik hastalıklarla birlikte görülebildiği gibi üçte bir oranında da izole olarak ortaya çıkabilirler. Konjenital katarakt halen çocukluk çağındaki tedavi edilebilir körlüklerin en önemli sebeplerin¬den biridir. Çocuklarda körlük oranı gelişmekte olan ülkelerde 5-15/10000, gelişmiş ülkelerde 1-4/10000 olarak bildirilmektedir. Katarakta bağlı gelişen körlük oranı ise gelişmekte olan ülkelerde 1-4/10000, gelişmiş ülkelerde 0.1-0.4/10000'dir.OLGU: Kliniğimizde ailesel kataraktı olan dede, 10 çocuğu ve beş torunu muayene edildi. Kataraktı olan olgular opere edildiler. Tüm aile bireyleri sistemik başka problemler yönünden incelendiler. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Göz Polikliniğine gözlük muayenesine gelen opere afak dede, kendisinin çocuk iken iki gözden ameliyat olduğunu ve iki çocuğunun da daha önce iki gözden katarakt ameliyatı olduğunu söyledi. Ailenin geri kalan bireylerini muayene olmaları için kliniğimize çağırdık. Muayene sonunda dört çocuk ve iki torunda da bilateral arka supkapsüler katarakt tespit ettik. Sistemik araştırmalarında bir patolojiye rastlanmadı. Hastalar tarafımızdan düzenli takip edilmektedir. SONUÇ: Konjenital veya gelişimsel katarakt tespit edilen hastaların yakınlarında da katarakt olabileceği düşünülerek muayene edilmeli ve gerekli müdahale zamanında yapılmalıdır.Article İris Kisti Olan Bir Olguda Non-invaziv Bir Tedavi Yöntemi Olarak Nd:yag Lazer ile Kistotomi(2011) Gül, Adem; Yaşar, Tekin; Sulhan, A. Kadir; Batur, MuhammedOn dört yaşında bayan hasta yaklaşık bir aydır devam eden sağ göz ağrısı şikayeti ile kliniğimize başvurdu. Özgeçmişinde iki yıl önce sağ gözüne ağaç dalı çarpması hikayesi mevcuttu. Yapılan ön segment muayenesinde sağ göz ön kamarada üst nazal bölgeyi dolduran ve pupili üst nazalden örten bir iris kisti olduğu izlendi. Sklerada saat 12 ile 1 arasına uyan bölgede limbusa yakın 1-2 mm'lik skleral bir skar olduğu görüldü. Kistin ön duvarı endotele temas etmekteydi, fakat korneada herhangi bir skar dokusu oluşumu mevcut değildi. Kist Nd:YAG lazer ile perfore edildi. Aynı gün takibinde kistten sıvı sızıntısı ile boşalmaya başladığı ve duvarları büzüşüp pupiller alandan tamamen ayrıldığı izlendi. Kist altına uyan pupiller bölgede lens üzerinde iris partikülleri izlendi. Saat başı topikal steroid tedavisine başlandı. Herhangi bir sekonder patoloji görülmedi. Lazer sonrası birinci gün, birinci hafta ve üçüncü ay göz içi basınç ölçümleri normal sınırlarda olarak görüldü. Görme keskinliğinde herhangi bir azalma olmadı. Hastanın herhangi bir görme azlığı şikayeti yoktu. Dördüncü ay takibinde iris kistinde nüks olmadığı görüldü.Article Katarakt Cerrahisi Geçiren Gözlerde Retina Dekolmanı Sıklığı(2010) Gül, Adem; Batur, Muhammed; Yaşar, Tekin; Seven, Erbil; Çağlar, İsmail Çağatay; Yiğit, Mehmet SıddıkAmaç: Katarakt cerrahisi geçiren hastalarda retina dekolmanı sıklığını araştırmak. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Kliniği’ nde 1995 -2009 yılları arasında katarakt cerrahisi geçiren hastaların takip kartlarının retrospektif olarak taranması ile yapılmıştır. 3.133 psödofak hasta incelendi. Hastalar en az 6 ay takip edildi. Bulgular: Katarakt cerrahisi sonrası 15 (% 0,48) hastada retina dekolmanı saptandı. Has - ta ların yaş ortalaması 50,4±19,52 idi. Retina dekolmanı (RD) gelişen hastalardan 7’sine (%43,8) fakoemülsifikasyon cerrahisi, 3’üne (%18,8) ekstrakapsüler katarakt ekstraksiyonu, 1’ine (%6,2) intrakapsüler katarakt ekstraksiyonu, 3’üne (%18,8) lens aspirasyonu ve 1’ine (%6,2) sekonder intaraoküler lens konulmuştu. RD gelişen hastalarımızın 2’ sinde (%13,3) intraoperatif arka kapsül açılması olmuştu. RD gelişme zamanı ortalama 11,26±15,29 ay olarak saptandı. Aksiyel uzunluğu 25 mm ve üzeri olan 1 (%6.66) hasta mevcuttu. Sonuç: Katarakt cerrahisi sonrası hasta takipleri önemle yapılmalı ve gelişebilecek en önemli komplikasyonlardan biri olan retina dekolmanı açısından dikkatli olunmalıdır.Specialist Thesis Oculoar Biometric Values in Healthy Children in Van and Surrounding Cities(2010) Gül, Adem; Çinal, AdnanAmaç : Van ve yöresindeki normal çocuk olgularda biyometrik değerleri ölçerek yöre profilini ortaya çıkarmak.Gereç ve Yöntem : Yaşları 1 ile 12 arasında değişen, göz olarak sağlıklı 312 bireyin 477 gözü çalışıldı. Tüm bireylere, topikal anestezik damlatılarak, ultrasonik biyometri ile aksiyel uzunluk, ön kamara derinliği, lens kalınlığı, vitreus derinliği ölçüldü. Pakimetri ile tüm gözlerde santral korneal kalınlık ölçüldü. 179 gözde kırma kusuru ölçüldü.Bulgular : Olguların yaş ortalaması 6,60 ± 3,32 yıl idi. Tek gözü çalışılanlarda ortalama aksiyel göz uzunluğu 22,27 ± 0,90 mm iken, iki gözü çalışılanlarda 21,97 ± 1,20 mm, tüm gözler değerlendirildiğinde ise 22,06 ± 1,13 mm olarak tespit edildi. Ortalama ön kamara derinliği, lens kalınlığı, vitreus derinliği sırasıyla 3,25 ± 0,35 ; 3,63 ± 0,31 ve 15,17 ± 1,10 mm olarak bulundu. Ortalama santral korneal kalınlık 557,26 ± 35,79 mikron olarak bulundu. En sık refraksiyon kusuru olarak hipermetropi saptandı.Sonuç : Elde edilen değerler literatürdeki değerler ile benzerlik göstermektedir. Bu çalışma ile Van ve yöresinde yaş gruplarına göre ortalama değerler elde edilmiştir.Anahtar kelimeler : Biyometri, santral korneal kalınlık, çocukluk çağı, refraksiyon.Article Orbitada Kurşun Kalem(2009) Çinal, Adnan; Gül, Adem; Yener, Halıl Ibrahım; Yaşar, TekinDokuz yaşında kız çocuk, kardeşinin sol gözüne kalem sokması şikayetiyle acil polikliniğimize geldi. Yapılan oküler muayenesinde görme keskinliği sağ gözde tam, sol gözde persepsiyon (+) projeksiyon (-) idi. Sağ göz ön ve arka segment doğaldı. Sol üst kapakta 1 cm’lik kesi vardı, üst kapak ve konjonktiva ödemliydi ve kapak pitotikti. Sol gözde pupilla midriyatik olup ve direkt ve indirekt ışık refleksi alınmıyordu. Sol gözde glob hareketleri her yöne kısıtlıydı. Arka segment normaldi. Hastanın iki yönlü kafa grafisinde patoloji izlenmedi. BT’de orbita içi yabancı cisim vardı. Orbita içi yabancı cisim genel anestezi altında çıkarıldı.Other Parkinson Hastalığı Olan Hastalarda Glokom(2009) Yaşar, Tülin; Gül, Adem; Tombul, Temel; Yener, Halıl IbrahımAmaç: Parkinson hastalığı olan hastalarda glokom sıklığını araştırmak.Gereç ve Yöntem: Parkinson hastalığı olan 27 hastanın, görme keskinlikleri, göz içi basınçları (GİB), çanaklaşma/disk oranları ve ön-arka segment muayeneleri yapıldı. Kooperasyonu uygun olan 12 hastaya görme alanı muayenesi yapıldı.Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 62.22±9.94 (46-90) yıl, Parkinson hastalığı süresi ortalama 5,18±3.96 yıldı (1-20 yıl). Düzeltilmiş görme keskinlikleri el hareketi düzeyinden tam görmeye kadar değişiyordu. Sağ gözlerin ortalama GİB 13.72±4.05 mmHg iken, sol gözlerin ortalama GİB'ları 13.51±3.23 mmHg idi. Sadece üç hastada GİB'ları sınır değerde veya üstündeydi (19/22, 20/22 ve 28/12 mmHg). GİB yüksekliği saptanan bu üç hastanın çanaklaşma/ disk oranları 0.3'ün altında idi. Sadece bir hastada çanaklaşma/disk oranı 0.5 iken diğer 26 hastanın hiçbirinde çanaklaşma/disk oranı 0.3‘ün üzerinde değildi. Çanaklaşma/disk oranı yüksek olan hastanın GİB'ları ve görme alanı normal sınırlardaydı.Sonuç: Parkinson hastalığı olan hastalarımızda, glokoma rastlanmamıştır.Article Penetran Göz Yaralanması Sonrasında Ön Kamarada Saptanan Kirpikler(2009) Kılıç, Adil; Çinal, Adnan; Gül, Adem; Bulut, Gülay; Çağlar, İsmail ÇağatayGöz Hastalıkları Polikliniğimize sol gözünde kızarıklık nedeniyle rutin göz muayenesi için başvuran 13 yaşındaki bir kız çocuğunun sol ön kamarasında kalmış 2 adet kirpik tespit edildi. Hastanın hikayesinde 45 gün önce geçirilmiş penetran göz travması mevcuttu. Biyomikroskopik muayenede inflamasyon bulgusu saptanmadı. Ön kamaradaki yabancı cisimler cerrahi olarak çıkarıldı. Histolojik inceleme eğri cisimlerin kirpik olduğunu teyit etti. Bizler bu olgu sunumunda ön kamarasında 2 adet kirpik bulunan bir kız çocuğunu ve bunları nasıl çıkardığımızı bildirmekteyiz.Article Penetran Korneal Travma Sonrası Korneası Sütüre Edilmeden İyileşmiş Olgularda Travmatik Katarakt Cerrahisi Sonuçları(2010) Gül, Adem; Yaşar, Tekin; Çağlar, İsmail Çağatay; Yener, Halıl IbrahımAmaç: Penetran korneal travma sonrası korneası sütüre edilmeden iyileşmiş olguların preoperatif bulguları, katarakt cerrahisi komplikasyonları ve görsel sonuçlarının değerlendirilmesi.Gereç ve Yöntem: Penetran bir objeyle oluşan penetran korneal travmadan sonra korneası sütüre edilmeden iyileşmiş travmatik kataraktlı 68 hastanın 68 gözünü retrospektif analizle değerlendirdik. Hastaların tümü kliniğimizde travmatik katarakt cerrahisi ve göziçi lens (GİL) implantasyonu geçirdi. Tüm hastalarda demografik bilgiler, travmanın sebebi, korneal yaranın sınıflandırılması, takip eden göz içi lens implantasyonunun zamanı, preoperatif görme keskinliği, postoperatif en iyi düzeltilmiş görme keskinliği ve preoperatif, intraoperatif ve postoperatif komplikasyonlar değerlendirildi. Hastalar 2 gruba ayrıldı. Oküler travma sonrası acil kabul edilen olgular 1. grubu oluştururken, 2. grup geç dönemde görmesi azalmış olgulardan oluşturuldu. Sonuçlar: Hastaların ortalama yaşı 12,97±13,16 (2.5-67 yaş).idi. Hastaların çoğu çocuk ya da genç erkekti. Penetran oküler travmanın en sık görülen sebepleri odun parçası (% 30,8), keskin metal cisimler (%22) ve enjektör iğnesi (% 8.8) idi. Ortalama preoperatif ve postoperatif görme keskinliği sırasıyla 0,02±0,05 (Snellen) ve 0,5±0,36 idi. Travmatik katarakt cerrahisi ve GİL implantasyonu sonrası görme keskinliğindeki artış istatiksel olarak anlamlı idi (p<0,05). Otuz altı gözde (% 53) en iyi düzeltilmiş sonuç görme keskinliği 0.4 ve daha iyi seviyeye ulaştı.Tartışma: Korneası sütüre edilmeden iyileşmiş penetran korneal travmalarda, travmatik katarakt cerrahisi sonrası uygun tedavi ve yakın takiple görsel açıdan tatmin edici sonuçlar görülebilmektedir.Other Pupillary Reconstruction Surgery(2009) Kılıç, Adil; Çinal, Adnan; Gül, Adem; Çağlar, İsmail ÇağatayDüzensiz şekilli bir pupilla görevini gerektiği ölçüde yerine getiremez ve parıldama, fotofobi ve estetik olmayan görünüme yol açarak kişinin günlük hayatını kısıtlar. Zamanında ve başarılı bir pupilla restorasyonu sorunlu pupillanın yol açacağı komplikasyonları azaltır ve bireyin göz sağlığını korumasına yardımcı olur. Bizler bu çalışmada başarılı pupilla rekonstrüksiyonu cerrahisi uyguladığımız travmatik pupillalı bir olguyu sunmayı amaçladık.Article Ratlarda Geçirilmiş Ağız Mukozası Defektinin Kornea Epitel İyleşme Hızı Üzerine Etkileri(2010) Kılıç, Adil; Çinal, Adnan; Gül, Adem; Özçimen, Muammer; Yener, Halıl IbrahımAmaç : Bu çalışmada kornea epiteli iyileşmehızının, ağız mukozasında oluşturulan epitelerozyonu ile arttırılıp arttırılamayacağıaraştırılmıştır.Gereç ve Yöntem : Çalışmamızda, kontrol gurubuolarak seçilen 7 ratın korneasında 3 mm çapındayuvarlak defektler oluşturuldu. Aynı anda çalışmagurubu olarak seçilen 7 ratta önce ağızmukozasında 3 mm’lik mukoza defekti meydanagetirildi. Çalışma gurubundaki ratlarınkornealarına 1 hafta sonra 3 mm çaplı yuvarlakepitel defektleri oluşturuldu. Kontrol ve çalışmagurubundaki ratların korneasındaki lezyonlarıniyileşmesi belli aralıklarla fotoğraflandı. Lezyonsınırlarının net izlenebilmesi için %5’ lik floreseindamla kullanıldı.Bulgular : Takipler sonucunda çalışma grubundakilezyonlarda 8-22. saatlerde daha hızlı bir iyileşmeizlendi. Ancak hızlı iyileşme farkı gruplardakidenek azlığı nedeniyle istatistiksel olarak anlamlıbulunmadı.Sonuç : Ratlarda, geçirilmiş ağız mukozası defekti,Korneal iyileşmeyi minimal olarakhızlandırmaktadır.Article Travmatik Kanalikül Kesi Tamirinde Pigtail Prob Yardımıyla Anüler Silikon Tüp Yerleştirilmesi(2008) Kılıç, Adil; Yaşar, Tekin; Gül, Adem; Yener, Halıl Ibrahım; Demirok, Ahmet; Çinal, AdnanKanalikül kesilerinde pigtail prob ile anüler silikon tüp entübasyonu yapılan hastalarda primer tamirin etkinliğini araştırmak Kliniğimize başvuran kanalikül kesili 20 hasta değerlendirildi. Hastaların ortalama yaşı 15.55±10.21 yıl idi. Olguların 14’ünde alt, 4’ünde üst ve 2’sinde bikanaliküler kesi mevcuttu. Ameliyatlar genel anestezi altında gerçekleştirildi. Tüm operasyonlarda pigtail prob yardımıyla anüler silikon tüp yerleştirilirdi. Hastalar 1. hafta, 1, 4 ve 6. aylarda kontrol edildi. Tüp en az 4 ay yerinde bırakıldı. Son durum lakrimal lavaj yapılarak değerlendirildi.Alt kanalikül kesili hastaların sadece birinde sulanma şikayeti vardı. Diğer olgularda sulanma olmadı. Bu teknik kanalikül kesilerinde anatomik ve fonksiyonel düzelme sağlamaktadır.Article Van ve Çevresindeki İllerin (Ağrı, Iğdır, Muş, Bitlis, Hakkari) Üveit Verileri(2010) Çinal, Adnan; Demirok, Ahmet; Yener, Halıl Ibrahım; Kılıç, Adil; Gül, AdemAmaç: Bu çalışma, Van ve çevresindeki iller olan Ağrı, Muş, Hakkari, Iğdır ve Bitlis’ten refere edilen üveit hastalarını analiz ederek bu yöreye ait üveit profilini yansıtmak amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göz Hastalıkları Kliniği'nde 1996-2008 yılları arasında takip edilen 678 hastanın 855 gözüne ait veriler retrospektif olarak değerlendirildi. Sonuçlar: Hastalarımızın yaş ortalaması 29,86±16,01 (1-79 yaş) idi. Olgularımızın 403’ü (%59,4) erkek, 275’i (%40,6) bayandı. Beşyüz bir (%73,9) hastada unilateral tutulum, 177 (%26,1) hastada ise bilateral tutulum mevcuttu. Tutulum yeri açısından bakıldığında, 395 (%58,3) hastada ön, 85 (%12,5) hastada orta, 33 (%4,9) hastada arka tutulum, 165 (%24,3) hastada ise panüveit mevcuttu. Eşlik eden bulgular açısından bakıldığında 406 (%59,9) hastada eşlik eden ek bir bulgu tespit edilmedi. En sık eşlik eden hastalık olarak 109 (%16,1) hastada Behçet hastalığı mevcuttu. Tartışma: Bu çalışmada Van ve çevresindeki 5 ilin üveit profili yansıtılmıştır. Bu çalışma doğu bölgesinin üveit profilini yansıtması açısından önem arzetmektedir. Diğer bölgelerden gelecek verilerle birlikte Türkiye üveit haritasının sağlıklı bir şekilde oluşturulmasına katkıda bulunacaktır.Article Van ve Yöresinde Delici Göz Yaralanmaları Sonrası Endoftalmi Görülme Sıklığı(2010) Gül, Adem; Yaşar, Tekin; Çağlar, İsmail Çağatay; Esmer, OktayAmaç: Göz içi dokularının enfeksiyonuna endoftalmi denir. Çoğunlukla delici göz yaralanmaları ve çeşitli göz müdahaleleri sonucu gelişir. Bu çalışmada kliniğimizde delici yaralanma sonrası primer onarım yapılan hastalarda endoftalmi sıklığı araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göz Kliniğine 1993 ile 2009 yılları arasında göz travması nedeni ile başvuran hastaların, hasta kartlarının retrospektif olarak taranması ile oluşturulmuştur. Primer onarım yapılan 810 hasta incelenmiştir. Bu hastalardan endoftalmi olan 64 hastaya ait analizler yapılmıştır. Sonuçlar: Delici göz yaralanmalarının 64’ünde (%7,9) endoftalmi gelişmiştir. Travmaya maruz kalma zamanı en sık olarak 2 ile 6 yaş arası görülmektedir. 56 (%88) hastada korneal, 2 (%3) hastada skleral, 6 (%9) hastada korneoskleral perforasyon mevcuttur. Travmaya maruz kalma zamanı ile endoftalmi gelişmesi arasında geçen süre açısından bakıldığında; ilk 12 saatte endoftalmi gelişen hasta sayısı 11 (%17) iken, 12-24 saat içerisindeki hasta sayısı 15 (%23), ikinci gündeki hasta sayısı 13(%20), üçüncü gündeki 13(%20) kişidir, geri kalan 12 hasta dördüncü ve otuzuncu günler arasında başvurmuşlardır. Hastaların takip süresi 2 gün ile 96 ay arasında değişmektedir. Travma sonrası endoftalmi gelişen hastalarda en sık etken olarak çatal, bıçak, iğne, enjektör gibi metal etkenler ilk sırada yer alırken (%39), ikinci sırada ağaç ve diken yer almaktadır (%23). Bu etkenleri sırasıyla taş, cam ve hayvanlara bağlı yaralanmalar takip etmektedir. Tartışma: Kliniğimizde primer onarım yapılmış 810 hastanın 64’ünde (%7,9) endoftalmi geliştiği görüldü.Article Yetişkinlerde Travmatik Katarakt Cerrahisi Sonuçlarımız(2007) Yaşar, Tekin; Gül, Adem; Kılıç, Adil; Demirok, Ahmet; Çinal, Adnan; Çağlar, İsmail ÇağatayAmaç: Travmatik katarakt nedeniyle ameliyat edilen yetişkin hastalarda preoperatif bulguların ve postoperatif komplikasyonların değerlendirilmesi. Gereç ve Yöntem: Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı'nda travmatik katarakt nedeniyle öpere edilen 61 yetişkin hastanın 61 gözü eşlik eden bulgular ve postoperatif komplikasyonlar açısından retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Olguların 47'sinde (%77.04) penetran, 14'ünde (%22.96) kunt travma mevcuttu. Travma nedeni, 17 (%27.8) hastada sivri metal bir cisim (tel, iğne, çivi vb.), 16 (%26.2) hastada ağaç-odun, 14 (%22.9) hastada kunt bir cisim (taş, top, oyuncak mermi vs.) ve 5 (%8.1) hastada cam idi. Preoperatif görme keskinliği (GK) ortalama 0.035 ± 0.06 (Snellen), postoperatif GK ise 0.44 ± 0.33 idi. Operasyon sonrasında pupil düzensizliği, pupiller membran, ön veya arka sinesi, arka kapsül kesafeti, ön kamaraya prolobe vitreus, endoftalmi, GİB artışı ve büllöz keratopati gibi komplikasyonlar tespit edildi. Sonuç: Yetişkin travmatik katarakt cerrahisininpostoperatif görsel sonuçları senil katarakta göre daha düşük; pupilla düzensizliği, arka sinesi, ve endoftalmi gibi komplikasyon oranları da çok daha yüksektir. Yetişkin travmatik kataraktı, gerek operasyon öncesi, gerekse postoperatif dönemde karşılaşılabilecek bir dizi komplikasyon göz önüne alındığında dikkatle ele alınması gereken bir patolojidir.