Browsing by Author "Hakan, Bünyamin"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Effects of Kerkol (Prangos Platychlaena Boiss. Ex Tchihat) Addition To Ration on Some Reproductive Traits in Does During Mating Period(2011) Hakan, Bünyamin; Ülker, HasanBu çalışmada teke katım döneminde Kerkol (Prangos platychlaena Boiss. Ex Tchihat) kullanarak ek yemleme (flushing) yapılmasının Kıl keçilerinde döl verim karakterleri üzerine etkisi araştırılmıştır. Yaşları 2-6 45 baş kıl keçisi canlı ağırlıkları ve yaşları dikkate alınarak her grupta 15 baş keçi olacak şekilde 3 grup oluşturulmuştur. Gruplar aşağıda belirtilen yemleme programına tabi tutulmuş ve bu yemleme programı teke katımına kadar 3 hafta, teke katımından sonra da 3 hafta olmak üzere toplam 6 hafta boyunca sürdürülmüştür. Kontrol grubundaki keçiler temel besin madde (enerji ve protein) ihtiyaçları yonca kuru otu ile karşılanmak üzere yemlenmiştir. Arpa grubundaki keçiler temel besin madde ihtiyaçları yonca kuru otu ile karşılanmak üzere yemlenmiştir. Ayrıca, ek yemleme (flushing) amaçlı olarak hayvan başına 450 gr/gün arpa kırması verilmiştir. Kerkol grubundaki keçiler de temel besin madde ihtiyaçları yonca kuru otu ile karşılanmak üzere yemlenmiştir. Ayrıca, ek yemleme (flushing) amaçlı olarak hayvan başına 520 gr/gün Kerkol kuru otu verilmiştir. Yemleme programında 3. haftanın bitiminde teke katımı gerçekleştirilmiştir. Yemleme programının bitiminden sonra keçiler doğuma kadar gruplar arasında bir farklılık gözetilmeden kış başlangıcına kadar merada otlatılma, kışın ise ağılda kuru yonca ve çayır otu karışımından oluşan yemle yemlenmiştir. Hayvanlar aç karınlarına denemenin başlangıcı, teke katımı ve yemleme programının sonunda olmak üzere 3 kez canlı ağırlık denetimi yapılmıştır. Oğlaklama zamanında doğuran keçi, doğan oğlak sayısı, cinsiyeti ve doğum ağırlıkları kaydedilmiştir.Grupların kendi içlerinde yapılan değerlendirmede; kontrol grubundaki keçiler yemleme programı süresince, başlangıç ağırlığı dikkate alındığında, canlı ağırlık kaybı yaşarken arpa ve kerkol grubundaki keçilerde yemlemenin canlı ağırlıkta artışa yol açtığı belirlenmiştir. Ancak, yemleme programı sırasındaki bu grup içerisindeki canlı ağırlık değişimleri istatistiki olarak önemli bulunmamıştır. Gruplar arası farklılığı belirlemek üzere yapılan analizde, teke katımında gruplar arasındaki ortalama canlı ağırlıklar arasında görülen farklılıklar önemli bulunmamış, ancak, yemleme programı bitiş ağırlıkları bakımından gruplar arasındaki farklılık istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.05). Kontrol, arpa ve Kerkol grupları için gebelik oranları sırasıyla 0.87, 1.00 ve 0.93 olarak belirlenmiş olup gruplar arsındaki farklılıklar önemli bulunmamıştır. Batın genişliği (doğuran keçi başına doğan oğlak sayısı) kontrol, arpa ve Kerkol grupları için sırasıyla 1.31, 1.29 ve 1.21 olarak belirlenmiş olup gruplar arasındaki farklılıklar önemli bulunmamıştır. Doğum tipi (tek-ikiz) olarak tekiz doğan oğlak sayıları kontrol, arpa ve Kerkol grupları için sırasıyla 9 (0,69), 10 (0,72) ve 11 (0,78); ikiz oğlak sayıları ise aynı sırayla 4 (0,31), 4 (0,28) ve 3 (0,22) olup gruplar arasındaki farlılıklar önemli bulunmamıştır. Oğlakların cinsiyetleri yönüyle de yapılan analizde arpa ve Kerkol gruplarında erkek oğlak sayısı, (sırasıyla 12 (0,67) ve 11 (0,65)), kontrol grubuna 6 (0,35) göre yüksek bulunsa da gruplar arasındaki bu farklık önemli bulunmamıştır.Sonuç olarak, yörede yetiştiriciler tarafından küçükbaş hayvanlara sadece kışın yedirilen Kerkol'ün sonbahar aylarında da yonca kuru otu ile rahatlıkla yedirilebileceğini ve Kerkol ile yemlemenin canlı ağırlık artışı sağlayabileceğini göstermektedir. Temel besin maddelerinin karşılanmasına rağmen yemleme programında kontrol grubu keçilerde canlı ağırlık kaybının görülmesi ve canlı ağırlıklarında azalma olmasına rağmen kontrol grubu keçilerde gerçekleşen üreme performanslarının canlı ağırlık kaybı yaşamayan ek yemleme gruplarıyla aynı olması bu genotipte yaşama payı gereksinimlerinin belirlenmesi ve besin madde alımı ile üreme fonksiyonları arasındaki ilişkisinin daha ayrıntılı araştırılması gerektiğini ortaya koymaktadır.Article Spermatogenesis Süreçlerinin Düzenlenmesinde Gdnf’nin ( Gliyal Hücre Türevi Nörotropik Factor ) Rolü(2010) Hakan, Bünyamin; Yılmaz, AyhanSpermatogenesis pek çok faktörün direk/dolaylı etkilediği ve hayat boyu devam eden karmaşık bir süreçtir. Spermatogonial kök hücre transplantasyonu ve spermatogenesisin in-vitro kültüründeki teknik gelişmeler bu faktörler kombinasyonunun anlaşılması yönünde özgün deneme kurgularının oluşturulmasına olanak tanımaktadır. Bu bağlamda spermatogenesiste önemli bir büyüme faktörü olarak GDNF (gliyal hücre türevi nörotropik faktör), spermatogonial kök hücrelerinin kendilerini yenileme ve farklılaşmasında belirleyici rol oynamaktadır. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda GDNF’in spermatogenesisin düzenlenmesindeki bu eşsiz rolü apaçık gösterilmekte ve spermatogonianın kendini yenileme ve farklılaşma yönündeki aktivitesinin GDNF karmaşık işaretsel ağı içinde gerçekleştiği belirtilmektedir. Sonuç olarak çiftlik hayvanlarında döl verimi moleküler düzeyde tanımlanabilmekte ve buna ilişkin problemlerin giderilmesi yönünde etkili yöntemlerin geliştirilmesi sağlanmaktadır.