Browsing by Author "Kandemir, Fatih"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Article Akılcı İnançtan İnançlı Akla: Deizm ve Panteizm Kıskacında Eınsteın’ın Tanrı Anlayışı(2020) Kandemir, Fatih; Akman, Zehra OrukAlbert Einstein, bir fizikçi olarak meşhur olmasına rağmen, düşüncelerinin veyazdıklarının zenginliği ile birçok alanda etkisini göstermiş çok yönlü bir bilimadamıdır. Einstein’ın Tanrı ile evren arasında kurduğu ilişki, kendisiniparadokslara düşüren ve içinden çıkılması güç sorunlara kapı aralayan birmesele olmuştur. Acaba Einstein Tanrı ile evreni aynı mı görmektedir? Eğerböyleyse, Einstein panteist Tanrı tasavvuruna sahip biri olarak okunabilir mi?Evrendeki determinizmin kesinliğine inanan biri olarak, dinleri, dua veibadetleri, kişisel bir Tanrı inancını reddedip Tanrı’nın evrene müdahaleedemeyeceğini söylediğinde deist olarak mı yorumlanması gerekir? Dahası bunaonun ateist ve agnostik olduğu yönündeki iddialar da eklendiğinde,birbirlerinden çok farklı hatta zıt Tanrı tasavvurlarının hangisiyleilişkilendirileceği ciddi bir sorun olmaktadır. Einstein’ın düşüncelerinin geçirdiğievrim dikkate alındığında, bunlara hem uygun hem de aykırı düşen ifadelerininolduğu söylenebilir. Bu nedenle Einstein’ın Tanrı anlayışını tek bir tasavvurahapsetmek yerine, farklı bir tarzda açıklamak daha isabetli olacaktır. Buçalışmada ilk olarak, Einstein’ın kültürel anlamda Yahudi kimliğine sahipolmasına rağmen, teistik dinlerin kişisel Tanrı tasavvurunu niçin benimsemediğive deizmin Tanrı anlayışını kabul edip etmediği üzerinde durulacaktır. Dahasonra, Einstein’ın doğa ve Tanrı arasında kurduğu ilişki üzerinden Spinoza’nınEinstein üzerindeki etkisi ve panteizme dair düşünceleri irdelenmeyeçalışılacaktır. Ayrıca İbn Meymûn ile başlayan akılcı inancın, Spinoza aracılığıylaEinstein’ın düşüncelerinde inançlı akla nasıl dönüştüğünün izleri sürülecektir.Book Review İbn Miskeveyh. Tertibu’s-sa’âdât ve Menâzilu’l-ulûm, Mutluluk ve Felsefe. Neşr, Tercüme ve İnceleme, Hümeyra Özturan. İstanbul: Klasik Yayınları, 2017(2018) Kandemir, FatihMutluluğun tanımı, mahiyeti ve felsefeyle ilişkisi gibi temel sorunlar, İslâm ahlâk felsefesi geleneğinin hiç şüphesiz en önemli isimleri arasında olan İbn Miskeveyh tarafından sistematik olarak ele alınmıştır. Filozof bu sorunları, hem Tehzibu’l-ahlâk ve Tathiru’l-arak, hem de Tertibu’s-sa’adât ve Menâzilu’l-ulûm adlı eserinde incelemiştir. Bu değerlendirmede Tertibu’s-sa’adât ve Menâzilu’l-ulûm: Mutluluk ve Felsefe adlı eser tanıtılmaya ve incelenmeye çalışılacaktır. İbn Miskeveyh hakkında yapılan çalışmalarda çoğunlukla bu esere yer verilmediği, İslam ahlâk felsefesine dair literatür tarandığında kolaylıkla tespit edilebilir. Titiz bir çalışmanın ürünü olan bu eser, hem mutlulukla felsefe arasındaki ilişkiyi, hem ilimlerle ahlâkın ilişkisini ortaya koyması ve hem de felsefenin bazı sorunlarını ele alması açısından son derece kıymetlidir. Ahlâkın aklî temellerinin ortaya konulduğu bu çalışmada, Aristoteles’in eserlerinin tanıtılarak mantığın ahlâk alanına katkısı da verilmeye çalışılmıştır. Aristoteles geleneğini sürdüren İbn Miskeveyh, bu eserini iki ana bölümde ele almıştır. İlk bölümde mutluluk konusu işlenirken; ikinci bölümde ilimlerin mertebeleri ele alınmıştır.Article Teolojinin Evrimi veya Felsefenin Teolojiyle İmtihanı -yöntemsel Açıdan Bir Değerlendirme(2021) Kandemir, Fatihİlk Çağ’dan günümüze kadar farklı türleriyle karşımıza çıkan teoloji, ilk büyük evrimini, Hıristiyan dünyasındaki kullanımıyla geçirmiştir. Teolojinin felsefeyle her zaman yakın bir ilişkisinin olduğu bilinen bir gerçektir. Orta Çağ’da teolojik yaklaşım felsefeyle yakınlığını, onu kendisine hizmet eden bir araç olarak kullanma üzerine kurmuştur. Felsefe ile teolojinin aynı konuları farklı yöntemlerle ele almaları, iki alanın birbirleriyle ilişkilerini daha dinamik bir hale getirmiştir. Ancak, bu ilişki zaman zaman farklı okuma biçimlerine yol açmıştır. Bu makale, teolojinin İlk Çağ’da Platon ve özellikle Aristoteles’teki kullanılış biçimlerine odaklanacaktır. Daha sonra ise Orta Çağ’da St. Augustinus ve özellikle Thomas Aquinas’ın teolojiye nasıl bir görev yükledikleri üzerinde duracaktır. Çalışmanın temel amaçlarından biri, teolojinin İlk ve Orta Çağ’daki kullanımlarını ortaya koymak ve böylece nasıl bir değişim geçirdiğini tespit etmeye çalışmaktır. Diğer ve asıl amaç ise felsefe ile teolojinin yöntemsel açıdan nasıl bir konuma sahip olduklarını aralarındaki farklılıklar üzerinden göstermeye çalışmaktır. Sonuç kısmında ise felsefe ve teolojinin birbirinden ayrışan yönleri üzerinden bir değerlendirme yapılacaktır. Çalışmanın amaçlarına odaklanabilmek için, teolojinin tarihsel süreçteki kullanımı bazı önemli filozoflarla sınırlandırılmıştır.
