Browsing by Author "Kemeç, Serkan"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Accessibility of Green Areas by Using Network Analysis in Gis Environment Case of Erbil City(2019) Abdalkarım, Salar Hassan Abdalkarım; Kemeç, SerkanBu çalışma 2017 ile 2019 yılları arasında, Erbil Şehri‟nin CBS ortamındaki ağ analizlerini kullanılarak yeşil alanların erişilebilirliğinin ölçülmesi amacıyla yapılmıştır. Öncelikle, AutoCAD yazılımı ile şehirdeki tüm yeşil alanlar manuel olarak sayısallaştırılmıştır. Öte yandan, ağ analizlerinde kullanılacak çalışma alanının tüm yolları ortalama hızları 15 km/saat, 25 km/saat, 45 km/saat ve 70 km/saat olmak üzere dört tipte sınıflandırılmıştır. Analizler sonucunda elde edilen Mini parklar ve Mahalle parkları için 5 dakikalık, 10 dakikalık ve 15 dakikalık yürüme mesafesi ve Topluluk parkları ve Bölge parkları için ise 5 dakikalık, 10 dakikalık ve 15 dakikalık sürüş mesafesi çokgenleri ve mahalle alan objelerinin kesiştirilmesi ile ilgili servisi alan insan sayıları hesaplanmıştır. Sonuçlar, Erbil Şehrinde, Topluluk parkları için 5 dakikalık sürüş süresinde nüfusun % 68'inin erişilebilirliğinin olduğunu, 10 dakikalık bir sürüş süresinde nüfusun % 99'unun erişilebilirliğe sahip olup, son olarak 15 dakikalık sürüş süresi içinde halkın % 100'ünün topluluk parklarına erişiminin bulunduğunu. Diğer taraftan yürüyüş sürelerinin dikkate alındığı Mini park ve Mahalle parkları için ise sonuçlar, 5 dakikalık yürüyüş süresinde Mini parklar için Erbil Şehir nüfusunun % 22'sinin erişilebilirliğe sahip olduğu ve 10 dakikalık yürüme süresinde ise Erbil sakinlerinin% 52'sinin mini parklara erişimi bulunmaktadır. 15 dakika yürüyüşle Erbil şehrinin % 70'i Mini parklara erişebilir. Mahalle parklarındaki sonuçlar ise; Erbil şehir nüfusunun% 43'ünün 5 dakikalık yürüyüş erişilebilir alanı içinde olduğunu ve 10 dakikalık bir yürüyüş için Erbil sakinlerinin% 71'inin bölge parklarına erişimi bulunmaktadır, 15 dakika yürüyüşle Erbil şehrinin% 80'i Mahalle parklarına erişebilir olduğu şeklindedir. Anahtar Kelimeler: Ağ analizi, erişilebilirlik, Erbil yeşil alanları.Master Thesis A Case of Photogrammetric Solutions by Human-Free Air Vehicle as a Large Scale Spatial Planning and Urban Design Vehicle Yyü Campus Sample(2019) Güray, Emre; Kemeç, SerkanGünümüzde daha konforlu yaşam standartlarına erişebilmek adına, büyük ölçekli alanlar için yapılacak, kentsel tasarım, mekânsal planlama, afet yönetimi, güvenlik gibi mekânsal uygulama alanları için fotogrametrinin sağladığı 3 boyutlu mekânsal veriler hayati öneme sahiptir. Bunların elde edilmesi için hâlihazırda mevcut olan yöntemler (Uçak ve Uydu temelli), yüksek maliyet, düşük zamansal çözünürlük, düşük mekânsal çözünürlük, uzmanlaşmış insan gücü ihtiyacının fazlalığı gibi dezavantajlara sahiptir. Tüm dünyada hızla gelişmekte olan insansız hava aracı (İHA) tekniği, fotogrametrik anlamda özellikle büyük ölçeklerde (uygulama ölçekleri) yapılacak mekânsal uygulamalarda; düşük maliyet, yüksek zamansal çözünürlüklü, daha az insan gücü gibi avantajlar sağlamaktadır. Tez kapsamında, İHA kullanılarak elde edilen görüntülerin işlenmesi ile üretilen fotogrametrik ürünlerinin (Nokta Bulutu, 3B Ağ Model, SYM, SAM, Ortofoto) Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kampüs alanında yapılacak Kentsel Tasarım ve Mekânsal Planlama çalışmaları için kullanılabilirliğinin araştırılması amaçlanmıştır.Master Thesis The Effect of Global Climate Change on Renewable Energy Potential Specific in Solar Energy and Its Relationship With Land Cover: Van Case(2020) Aydın, Emel; Kemeç, SerkanKüresel ısınmanın bir sonucu olan iklim değişikliği birçok çevresel ve yaşamsal sorunu beraberinde getirmiştir. İnsan faktörleri ve fosil yakıt kullanımı ile hızlanan uluslararası iklim değişikliği arenasında birçok çalışma ve proje üretilmiştir. Ayrıca, iklim değişikliği ile mücadele ve iklim değişikliğine uyum sağlama bağlamında birçok çözüm geliştirilmiştir. Uyum ve mücadele için önerilen çözümlerden biri yenilenebilir enerji üretimini ve kullanımını artırmaktır. Yenilenebilir enerji, iklim değişikliği için bir mücadele ve uyum aracı olmakla birlikte aynı zamanda iklim değişikliğinin iklim parametreleri aracılığıyla doğrudan etkilediği bir olgudur. Bu çalışmanın amacı, küresel iklim değişikliğinin güneş enerjisi potansiyelindeki olası etkilerinin ve Van şehrinde arazi örtüsü ve farklı peyzaj alanları ile olan ilişkisinin araştırılmasıdır. Bu çalışmada güneş enerjisi tartışılacaktır; 4 farklı güneş enerjisi potansiyel haritalama yaklaşımı karşılaştırılmıştır. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kampüsü Güneş Enerjisi Santrali'nin elektrik üretim verileri, hangi haritalama yaklaşımının güneş enerjisi potansiyeli tahmininde Van ili için daha doğru sonuç verdiğini bulmak için kullanılmaktadır. Çalışmanın bir diğer ana veri seti Van Bölge meteoroloji istasyonundan elde edilen Van şehrinin iklim parametreleridir. Bu iklim parametreleri ve NDVI verileri Mann Kendall eğilim testi ile analiz edilmiştir. Analiz edilen iklim parametreleri sonucu iklim değişikliğinin etkileri ve güneş enerjisi potansiyeli için yorumlanmıştır. Bunun yanı sıra CORINE arazi örtüsü değişim haritaları ele alınmış ve Van ili için belirlenen güneş enerjisi potansiyeli yaklaşımı ile karşılaştırılarak arazi örtüsü sınıflarındaki güneş enerjisi potansiyeli ortaya konmuş, bu doğrultuda tespit ve öneriler yapılmıştır. Anahtar kelimeler: Arazi örtüsü arazi kullanımı, CORINE, Güneş enerjisi, İklim değişikliği, Van, Yenilenebilir enerji.Master Thesis Future Solid Waste Generation Quantity Determination and Landfill Site Selection by Using Gis and Multi Criteria Decision Analysis a Case Study of Sulaymaniyah City Iraq(2018) Abdalla, Luqman Hamad; Kemeç, SerkanSüleymaniye şehri Irak'ın kuzey kesiminde yer alır. yaklaşık 1889.5 km2'lik bir alanı kapsamaktadır ve 2016 yılında yapılan nüfus sayımına göre nüfusu 70.2882 kişidir. Uygun bir çöp depolama alanı seçme süreci, çeşitli faktörlere ve düzenlemelere bağlı olarak karmaşık bir çalışma olarak yansıtılıyor. Depolama tekniği, sürdürülebilir katı atık yönetiminde yer alan en kolay ve ucuz yönetim sistemlerindendir. Çalışmanın temel amacı, Süleymaniye şehrinde çevreye duyarlı, sosyal açıdan kabul edilebilir ve ekonomik olarak uygulanabilir bir çöp depolama alanını seçmektir. Süleymaniye şehri, hem çevresel hem de bilimsel standartlara uygun bir çöp toplama alanına sahip değildir. Bu çalışmada on altı kriter belirlenmiştir. Bu süreçte kullanılan kriterler şunlardır: şehir merkezleri, toprak tipi, yükseklik, arkeolojik alanlar, yollar, eğim, askeri üs, su kuyuları ve nehirler gibi su toplama alanları, köyler gibi yerleşim alanları, tarım arazisi kullanımı, ulaşım araçları yollar, elektrik hattı, rüzgar yönü, sanayi siteleri ve havaalanı. Yukarıdaki standartlar, çeşitli verileri yönetme ve analiz etme konusunda yüksek bir potansiyele sahip olan Coğrafi Bilgi Sistemi'nde (CBS) ortamında uygulanmıştır. Ayrıca, çok ölçütlü karar verme analızı(ÇÖKVA) metotları (AHP) analitik hiyerarşi prosesi yöntemi, çift-bazlı karşılaştırma matrisi kullanılmıştır (ölçütlerin ağırlıklarını türetmek için kullanılmıştır). Bundan sonra, aday depolama alanları için uygunluk indeksi haritasını elde etmek için ağırlıklı doğrusal kombinasyon (ADK) yöntemi kullanıldı. Bu alanların tamamının bu çalışmada benimsenen bilimsel ve çevresel kriterleri yerine getirdiği Süleymaniye kenti için depolama sahası için iki uygun aday alan seçilmiştir. Seçilen alanların alanları, 2020'den 2032 yılına kadar katı atıkları depolamaya yeterlidirMaster Thesis Mekânsal Değişimin Kentsel Makroform Boyutunda İncelenmesi; Van İli Örneği(2025) Bayram, Merve; Kemeç, SerkanYerleşmeler, tarihsel süreç boyunca hem doğal çevrenin hem de toplumsal dinamiklerin etkisiyle sürekli bir değişim, dönüşüm ve gelişim süreci içerisinde olmuştur. Bu dönüşüm yalnızca kentlerin fiziksel yayılımını değil; aynı zamanda sosyo-kültürel yapının, ekonomik faaliyetlerin ve yasal-yönetsel kararların şekillenmesini de kapsamaktadır. Bu unsurlar, kent dokusunun ve kentsel lekelerin değişimini tetikleyerek kentsel formun evrimini belirleyen temel faktörler arasında yer almıştır. Kentsel form, bir yerleşimin fiziksel yapısını tanımlayan ve onu diğerlerinden ayıran başlıca unsurlardan biri olarak, bu evrimin hem ürünü hem de belirleyicisi konumundadır. Bu bağlamda, çalışmanın temel amacı, Van kenti Metropoliten Alanı (Edremit, İpekyolu ve Tuşba ilçeleri) sınırları içerisinde, tarihsel süreçte meydana gelen mekânsal değişimi analiz ederek, kentsel makroformun oluşumunu etkileyen faktörleri ortaya koymaktır. Çalışmada, farklı dönemlerde ve farklı büyüklüklerde hazırlanan imar planları ile bu planların kent üzerindeki etkileri karşılaştırmalı olarak incelenmiş; kentsel alanların makroform tespiti yapılmıştır. Ayrıca, Van kentinin mekânsal deseni üzerinde etkili olan dinamikler analiz edilmiş ve planlama yaklaşımının zaman içerisindeki değişimi değerlendirilmiştir. Bununla birlikte, doğal ve yapay eşiklerin tarihsel yerleşim süreci ile imar planlarına yansıyan ya da yansımayan yönleri detaylı biçimde ele alınmıştır. Sonuç olarak, bu çalışma; tarihsel değişim süreci ile bu değişime etki eden coğrafi (topografya, hidroğrafya), afet riski gibi fiziksel faktörleri; imar planlarının hazırlanma sürecinde karşılaşılan zorlukları, yasal ve yönetsel süreçlerin etkilerini ve kent üzerindeki fiziksel ile sosyo-ekonomik eşikleri bütüncül bir yaklaşımla değerlendirmiştir. Çalışma, Van kentinin tarihsel-mekânsal gelişimini kapsamlı bir şekilde ortaya koyarak, bölgesel ölçekte yapılacak mekânsal analizlere ve kentsel makroform araştırmalarına örnek teşkil edecek nitelikte olup, hem mevcut akademik yazına önemli bir katkı sağlamayı hem de Van kenti özelinde yapılan ilk örneklerden biri olarak sonraki araştırmalara kaynak oluşturmayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda, Van kentinde yaşanan mekânsal değişimlerin gelecekte yapılacak planlama çalışmalarına ışık tutması hedeflenmekte ve sürdürülebilir, bütüncül bir kentsel gelişim anlayışına katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Anahtar kelimeler: Doğal ve yapay eşikler, İmar planları, Kentsel makroform, Kent planlaması, Mekânsal gelişim, Tarihsel süreç ve değişim, Van Metropoliten Alanı, Sürdürülebilir kentsel gelişimMaster Thesis The Spatial Analysis of In-City Fires That Occurred in Van Metropol Area(2021) Saylık, Nur; Kemeç, SerkanÜlkemizde kentleşme ve nüfus oranlarının artması kent-içi yangınların sıklıkla görülmesini tetiklemektedir. Geçmişten bugüne yangınların birçok canlı türünde, mimari yapılarda, doğada büyük kayıplara yol açması bu konunun ele alınması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Van metropol alanı çalışma alanı olarak belirlenmiştir. Yangınlarla mücadeleden sorumlu tutulan Van itfaiye grup amirliklerine mevcut potansiyelini gösterme ve potansiyelini geliştirmesine katkı sağlayabilme üzerinde çalışılmıştır. Etki sahalarını gösterirken network analizinden faydalanılmıştır. Yangın yoğunluklarının kümelenme eğilimleri Kernel (çekirdek) , Kuadrat (quadrat) ve En yakın komşuluk (K-Nearest Neighbors) analiz yöntemleri ile incelenmiştir. Yangın yoğunluğu analizleri ile arazi kullanım verisi birlikte değerlendirilerek yangın dağılımlarının arazi kullanımıyla ilişkisi de değerlendirilmiştir. Analizler sonucunda; yangınların kümelenme eğiliminin olduğu, yangın yoğunluğunun arazi kullanım detayında yangına müdahalenin en kısa sürede gerçekleşmesini sağlayacak yöntemler belirlendi. Çalışma yangın ile mücadele ederken etkin olma amacı güden tüm kuruluşlara katkı sağlayacaktır.Master Thesis Van Kentinde Meskun Alanlar ile Jeomorfoloji Arasındaki İlişkinin CBS Ortamında İrdelenmesi(2025) Ülgen, Şeyda; Uluçay, Habip; Kemeç, SerkanMeskûn alanlar, insan yerleşimlerinin jeomorfolojik özelliklerle kurduğu doğrudan etkileşimin bir sonucu olarak şekillenmektedir. Özellikle eğimli ve engebeli arazilerde yerleşim olanaklarının kısıtlı olması, plansız yapılaşma, altyapı yetersizlikleri ve doğal afet risklerini artırmaktadır. Bu nedenle, yerleşim alanları ile jeomorfolojik birimler arasındaki ilişkinin ortaya konması; coğrafi sınırlamaların ve potansiyellerin doğru değerlendirilmesine, dolayısıyla doğal çevreyle uyumlu, güvenli ve sürdürülebilir kentleşmenin sağlanmasına olanak tanımaktadır. Bu çalışma, meskûn alanların mekânsal gelişimini jeomorfolojik uygunluk bağlamında değerlendirmek, yerleşim kararlarında coğrafi faktörlerin etkisini ortaya koymak ve doğal çevre verilerinin kentsel planlamaya entegrasyonunun önemini vurgulamak amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, Van kentindeki meskûn alanların jeomorfolojik birimlerle ilişkisi, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) aracılığıyla analiz edilmiştir. Ağırlıklı çakıştırma yöntemiyle yerleşime uygunluk haritası oluşturulmuş; mevcut yerleşim alanları ve imar planı verileri, Zonal Statistics yöntemiyle istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Analizler sonucunda, Van kentindeki mevcut yerleşim alanlarının büyük ölçüde yüksek jeomorfolojik uygunluk gösteren alüvyal ovalar, taraçalar ve eski alüvyonlar üzerinde konumlandığını ortaya konulmuştur. Ortalama uygunluk değerinin 4.36 olması, yapılaşmanın büyük oranda doğal koşullarla uyumlu olduğunu göstermektedir. Buna karşılık, eğimli ve heterojen alanlarda yerleşimin sınırlı olduğu, bazı imar planı alanlarının ise düşük uygunluk değerine sahip birimlerle örtüştüğü belirlenmiştir. Jeomorfolojik uygunluk analizlerinin kent planlama süreçlerine entegrasyonu, doğal afet risklerinin azaltılması, altyapı yatırımlarının doğru yönlendirilmesi ve uzun vadeli arazi kullanım stratejilerinin geliştirilmesi açısından temel bir gereklilik hâline gelmektedir. Bu bağlamda, yerleşim kararlarında jeomorfolojik verilerin dikkate alınması; sürdürülebilirlik ilkeleriyle uyumlu, çevresel risklere karşı dirençli ve doğal eşiklerle bütünleşik dirençli kent modellerinin oluşturulmasında belirleyici bir rol üstlenmektedir. Çalışma, Van'daki kentsel büyüme dinamiklerinin jeomorfolojik koşullarla nasıl etkileşim kurduğunu açıklayarak sürdürülebilir yerleşim planlaması açısından önemli çıktılar sunmaktadır. Bu bulgular kentsel gelişimin yalnızca mevcut ihtiyaçlara değil, doğal çevrenin taşıma kapasitesine de duyarlı biçimde yönlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.Diğer taraftan CBS tabanlı mekânsal analizlerin kentsel planlama sürecine entegre edilmesinin de doğal afet risklerini azaltma ve çevresel sürdürülebilirliği sağlama açısından önemli bir katkı sunduğu sonucuna varılmıştır.