Browsing by Author "Mumcu, Çiğdem"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Other Akut Epidural Hematomlu Hastalarda Prognozu Etkileyen Faktörler(2001) Kıymaz, Nejmi; Mumcu, Çiğdem; Demir, Ozgur; Çırak, Bayram; Yazıcı, TanerAmaç: Kliniğimizde takip ve tedavisini yaptığımız akut epidural hematomlu vakalar retrospektif olarak inceleyip, prognozunu etkileyen faktörlerin araştırılması amaçlandı. Metod: Kliniğimizde Mart 1996- Şubat 2000 tarihleri arasında takip ve tedavisini yaptığımız epidural hematomlu 47 hasta yaş, cinsiyet, etyoloji, başvuru sırasındaki klinik durum, hematomun lokalizasyonu, uygulanan tedavi ve prognoz açısından değerlendirildi. Tüm hastalara tanı Bilgisayarlı Beyin Tomografisi (BBT) ile konuldu. Bulgular: Epidural hematom tanısıyla takip ve tedavisini yaptığımız 47 hastanın yaşı 15 gün- 73 yaş (ortalama 24 ± 1.6) arasında değişiyordu. Olguların 36' sı (%77) erkek, 11' i (%23) kadındı. Hastaların tamamında etyoloji travmaydı. Epidural hematomlu hastaların 24' ünde (%51) yüksekten düşme travmalar içinde ilk sırayı alıyordu. En sık tespit edilen bulgu ise 24 (%51) ile hasta şuur düzeyinde kötüleşmeydi. Hastaların geliş Glaskow Koma Skala'sı (GKS) ise şöyleydi: 30 (%64) hastanın 12-15 arasında, 8 (%17) hastanın 8-11 arasında, 9 hastanın (%19) ise 7 ve altındaydı. Epidural hematomun en sık yerleşim yeri %44 ile temporoparyetal bölgeydi. Hastaların 32' sinde (%68) kraniotomi ile epidural hematom boşaltıldı. Kalan 15 (%32) hastaya konservatif tedavi uygulandı. Tüm epidural hematomlu hastalar içinde mortalite %13' dü (6 hasta). Bu eksitus olan hastaların tamamının giriş GKS' sı 7 ve altındaydı. Sonuç: Epidural hematomlu hastalarda prognozu belirleyen en önemli faktör, hastaların epidural hematomdan etkilenme düzeyini gösteren, GKS ile değerlendirdiğimiz hastanın geliş nörolojik şuur durumudur.Article Cam Parçasına Bağlı Görülen Nadir Penetran Kafa Travması: Olgu Sunumu(2004) Kıymaz, Nejmi; Yılmaz, Nebi; Etlik, Ömer; Yılmaz, Cahide; Mumcu, ÇiğdemKesici alet ile oluşan penetran kafa travmaları nadirdir. Penetran travmalar; ateşli silahla yaralanma sonucu mermi çekirdeği, saçma ile şarapnel parçalarına veya delici, delici-kesici aletle yaralanmalara bağlı görülür. Kraniyal yabancı cisim yaralanmaları sıklıkla orbital, frontal sinüs ve nazal bölgede meydana gelir. Bu çalışmada yüksekten başına cam düşerek yaralanan nadir bir penetran kafa travmalı olgu sunuldu.Article Erişkinde Servikal Künt Travma Sonrası Gelişen Scıwora Olgusu(2005) Mumcu, Çiğdem; Kıymaz, NejmiBu çalışmada, servikal kunt travma geçiren ve çocukluk çağı ile kıyaslandığında daha az rastlanılan erişkin bir hastada SCIWORA (Spinal eord injury without radiographic abnormality) olgusunun sunulması amaçlandı. Hastanın yapılan nörolojik muayenesinde şuuru açık ve quadriparezi mevcuttu. C4 dermatomu altında hipoestezi tanımlıyordu. DTR (derin tendon reflexleri) hİpoaktif, KCR (karın cildi reflexi) yoktu. Abdominal solunumu olan hastanın spinal direk grafileri, BT ve MRG'de patoloji saptanmadı. Acil polikliniğe başvuran hastalarda SCIWORA tanısının erken konması hastanın nörolojik tablosunun düzeltilmesi açısından önemlidir. Erken teşhis edildiğinde steroid tedavisi ile hastanın motor defısitinde hızla düzelme sağlanabilir. Bu nedenle spinal travmalı, nörolojik defisiti olan hastalarda radyolojik değerlendirmeler tamamlanana kadar SCIWORA tanısıyla omurganın inmobilize edilmesi hastada gelişebilecek morbidite ve mortaliteyi önlemede etkili olabilir.Specialist Thesis Neuroprotective Effect of Erythropoietin in Experimental Medulla Spinalis Ischemia Model in Rats(2007) Mumcu, Çiğdem; Kıymaz, Y. NejmiEritropoetin, son zamanlarda in vivo ve in vitro çalışmalarda serum growth faktör azlığı, eksitotoksisite, enflamasyon, travma ve hipoksi gibi çeşitli durumlarda nöroprotektif etkisi gösterilmiş olan bir hematopoetik sitokin hormondur. Bununla birlikte, ratlarda deneysel spinal kord iskemisinde olası nöroprotektif etkisi araştırılmamıştır. Bu çalışmada, ratlarda geçici global spinal kord iskemi modelinde eritropoetinin varsayılan nöroprotektif etkisi değerlendirilmiştir. Bu çalışmada yirmibeş Sprague-Dawley cinsi erkek ratlar kullanıldı. Ratlar üç gruba ayrıldı. Kontrol grubundaki 10 rata 20 dakikalık abdominal aorta oklüzyonundan sonra reperfüzyon başlarken, intraperitoneal serum fizyolojik verildi. İlaç uygulanan 10 rata ise yine 20 dakikalık abdominal aorta oklüzyonundan sonra reperfüzyon başlangıcında rekombinant insan eritropoetini (r-hEPO) (Eprex 2000, Cilag AG. International Zug, İsviçre) 2000 Ü/kg tek dozda intraperitoneal olarak uygulandı. Sham grubundaki 5 ratda abdominal aortaya cerrahi olarak ulaşıldı, fakat oklüzyon yapılmadı ve herhangi bir madde uygulanmadı. Denekler sakrifiye edilmeden fizyolojik ve biyokimyasal parametrelere bakıldı. Tüm deneklerin preoperatif ve postoperatif motor fonksiyonları değerlendirilip, somatosensoriyel evoked potansiyel (SEP) monitörizasyonu ve histopatolojik inceleme yapıldı. Her üç grupta fizyolojik ve biyokimyasal parametrelerde bir farklılık tespit edilmedi. Deneklerin fonksiyonel nörolojik durumları reperfüzyonun 24. ve 48. saatlerinde nörolojik skorlama kullanılarak değerlendirildi. Eritropoetin ile tedavi edilen deneklerde 48. saatte uygulanan klinik değerlendirmede, kontrol grubuna oranla nörolojik sonuçta anlamlı düzelme olduğu saptandı. Kontrol grubunda postop-preop latans değerleri arasındaki fark 4,54±1,53 iken, EPO grubunda bu fark 2,41±1,11 olarak bulundu. Bu değerlere göre 24. saatte alınan SEP kayıtlarında latanslarda uzama açısından, serum fizyolojik ve EPO verilen denekler arasında anlamlı farklılık olduğu gözlendi (p<0,001). Reperfüzyon hasarlanması sonrasında 48. saatte sakrifiye edilen hayvanların spinal kordları, L5 seviyesinden çıkarılarak fikse edildi. Spinal kordda aynı düzeyden alınan kesitlerin hematoksilen-eosin ile histopatolojik değerlendirilmesi yapıldı. Işık mikroskobisinde spinal kord ventral gri cevher alanında hiç iskemik motor nöron gözlenmeyen olgular noniskemik, az sayıda iskemik motor nöron bulunan olgular hafif iskemik ve motor nöronların çoğunluğunda iskemi saptanan olgular ise şiddetli iskemik olarak değerlendirildi. Noniskemik denek oranı EPO grubunda %60.0 olarak saptandı. Kontrol grubundaki deneklerin tümünde şiddetli iskemi bulgularının varlığı gözlendi. Sham grubunda histopatolojik ve nörolojik anormallik saptanmadı. Bu sonuçlar, spinal kordun iskemi-reperfüzyon injürisinde oluşan nörolojik hasarın rhEPO ile azaltılabileceğini göstermektedir.Article Nöroşirürji Polikliniğine Başvuran Bel Ve/veya Bacak Ağrılı Hastaların Değerlendirilmesi(2003) Arslan, Mehmet; Mumcu, Çiğdem; Kıymaz, NejmiAmaç: Nöroşirurji polikliniğine 1995 ile 2002 yılları arasında baş vuran hastaların retrospektif olarak tanıları ve tedaviye verdiği cevap incelendi. Gereç ve yöntem: Çalışma 12254 hasta içinde, bel ve/veya bacak ağrısı yakınması olan 5112 hasta üzerinde yapıldı. Hastaların yaşı, cinsiyeti, başvuru ayı, travma varlığı, ağrı süresi ve cerrahî endikasyon konulup opere edilenlerin tedavi sonuçları değerlendirildi. Bulgular: Polikliniğe baş vuran 12254 hastadan 5112 (%41.7)' sinde bel ve/veya bacak ağrısı mevcuttu. Bel ve/veya bacak ağrısı olan olgular incelendiğinde; yaş ortalaması 32.4 bulundu. Olguların 2250 (%44)' si bayan, 2862 (%56)' si erkekti. En fazla başvurunun Haziran ayında (%11) olduğu görüldü. Ağrının süresi açısından değerlendirildiğinde %52'sinin 12 aydan fazla süredir şikayetlerin olduğu tespit edildi. Olguların sadece % 24'ünde travma sonrası şikayetler başlamıştı. Hastaların 117 (%2.3)' si lomber disk hernisi tanısı ile cerrahi endikasyon konulup öpere edildi. Kalan diğer hastalar; lomber disk hernisi dışında cerrahi uygulanan, konservatif tedavi uygulanan veya fizik tedavi ve rehabilitasyona sevk edilen hastalardı. Lomber disk hernisi tanısıyla cerrahi uygulanan hastaların sonuçları değerlendirildiğinde; 27 hastada mükemmel, 84 hastada iyi, 5 hastada orta, 1 hastada kötü olarak tespit edildi. Sonuç: Bel ve/veya bacak ağrı hastaların yaklaşık %2' si lomber disk hernisi tanısı ile cerrahiye gerek duyar. Bizim hastalarımızda %2.3 oranında cerrahi gerekli oldu. Bu öpere edilen hastaların %95' i cerrrahi tedaviden fayda görmüştür. Cerrahi endikasyonu, doğru konulan lomber disk hernili hastalarda cerrahi tedavi faydalı olmaktadır.