1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Sünnetçioğlu, Aysel"

Filter results by typing the first few letters
Now showing 1 - 4 of 4
  • Results Per Page
  • Sort Options
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Akciğer Bilgisayarlı Tomografisinde Sık Görülen Mozaik Perfüzyon Etyolojisinderadyolojik İpuçları
    (2020) Sünnetçioğlu, Aysel; Dündar, İlyas; Göya, Cemil; Özgökçe, Mesut; Durmaz, Fatma
    Amaç: Bu çalışmamızda günlük radyoloji pratiğinde akciğer bilgisayarlı tomografide (BT) sık karşılaştığımız mozaik atenuasyon (MA) paterni olan hastalarda altta yatan süreci tanımlamaya yönelik, görüntüleme bulgularının radyolojik ipuçlarını literatür eşliğinde sunmayı amaçladık.Gereç ve Yöntem: MA paterni olan 400 hastanın toraks BT’si retrospektif olarak incelendi. Görece lüsen alanların mı (mozaik perfüzyon); yoksa görece opak alanların mı (buzlu cam) anormal olduğunu belirlemek için öncelikle damar çaplarına bakıldı. Damar çapı lüsen alanda daha küçük ise bu alan patolojik kabul edildi. Sonra mozaik perfüzyon nedenleri vasküler mi küçük hava yolu hastalığı mı diye direkt ve indirekt bulgulara bakıldı. Mozaik perfüzyonun havayolu hastalığı bulgularından bronş duvarı kalınlaşması, tomurcuklanmış ağaç görünümü ve bronşektazi direk; santral yerleşim, lobüler görünüm, küçük ve keskin kenarlı lüsen alanlar ise indirekt bulgular olarak kabul edildi. Vasküler nedenli MA’nun direk bulguları trombüs ve pulmoner arter genişlemesi iken periferal yerleşim, daha büyük ve sınırları net olmayan lüsen alanlar ise indirek bulgular olarak kabul edildi. Daha sonra bulgular klinik sonuçlar ile de korele edildi.Bulgular: MA’nın nedeni 190 (%47.5) hastada buzlu cam olarak tespit edildi. Lüsen alanların patolojik olduğu 210 hastanın 140’ı (%67) küçük hava yolu ve 70’i (%33) vasküler nedenli idi. Hava yolu hastalığına bağlı mozaik perfüzyon olan hastalarda toraks BT’de en sık tomurcuklanmış ağaç, bronş duvarında kalınlaşma ve bronşektazi izlendi. Vasküler hastalığa bağlı mozaik perfüzyonda ise kronik pulmoner emboli ve pulmoner hipertansiyon bulguları eşlik etmekteydiSonuç: Mozaik atenuasyon paterni düşünüldüğü kadar nonspesifik bir bulgu olmayıp radyologlar tarafından sistematik bir yaklaşım ile BT bulguları değerlendirilerek ayırıcı tanıya ve tedaviye katkı sunulabilir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Specialist Thesis
    Investigation of the Effect of Continuous Positive Airway Pressure Therapy on Metabolic, Hematological and Psychiatric Parameters in Patients With Obstructive Sleep Apnea Syndrome
    (2021) Çelikel, Maşuk; Sünnetçioğlu, Aysel
    Amaç: Obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS) uyku sırasında üst hava yollarındaki obstrüksiyonlar nedeni ile tekrarlayan apne/hipopneler sonucu gelişen ve başta kardiyovasküler sistem olmak üzere tüm vücut sistemini etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Bu çalışmada amacımız, uyku laboratuvarımızda yatarak tetkik edilen, orta veya ağır dereceli OUAS hastalarında sürekli pozitif havayolu basıncı (CPAP) tedavisinin hematolojik, metabolik ve psikiyatrik sonuçları üzerine etkinliğini ve 3 aylık tedavi sonucunu göstermektir. Yöntem: Prospektif olarak yürütülen çalışmaya Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Uyku Merkezi'ne başvuran ve orta ve ağır OUAS tanısı konulan 37 hasta dâhil edildi. Metabolik, hematolojik ve psikiyatrik parametreler başlangıçta ve 3 ay boyunca düzenli CPAP tedavisi kullanım ( haftada en az 5 gün ve gecede 4 saatten fazla ) sonuçları kaydedildi. Veriler için uygun analizler SPSS 21.0 programı ile yapıldı ve p<0,05 olması anlamlı kabul edildi. Bulgular: CPAP tedavisi ile epworth uykuluk skalası (ESS), pittsburgh uyku kalitesi indeksi (PUKİ), hastane anksiyete ve depresyon ölçeği (HAD) değerlerinde anlamlı düşme saptandı. PUKİ ile apne-hipopne indeksi arasında orta derece negatif korelasyon mevcuttu(p<0,05). CPAP tedavi öncesi ve sonrası ESS skoru düzeyleri arasında anlamlı ilişki saptandı (p=0,001). Lipid profili (LDL, TG, Kolesterol), hemoglobin ve hematokrit seviyelerinde CPAP ile iyileşme sağlandı. Metabolik sendrom (MS) kriterlerinden sadece trigliserid düzeyi, AHİ ile orta derece koreleydi (p<0,05). Tedavi öncesi D-dimer, fibrinojen, hematokrit, eritrosit dağılım hacmi (RDW-CV) ve hemoglobin'in AHİ ile korelasyonu mevcut değildi (p>0,05). OUAS hastalarında ürik asit ve RDW seviyesi yüksek olduğu ve CPAP ile ürik asit ve RDW seviyelerinde düşme olduğu saptandı. Sonuç: Orta ve ağır OUAS tanılı hastalarda CPAP tedavisi ile hastaların uyku kalitesinin arttığı ve gündüz aşırı uykuluk şikâyetlerinde azalma olduğu gözlenmiştir. Hastalığın metabolik, hematolojik ve psikiyatrik olumsuz sonuçlarında CPAP tedavisi ile iyileşme sağlanmıştır. OUAS hastalarının hem tanıda hem de takibinde uykululuk için ESS, uyku kalitesinin değerlendirilmesi için ve psikiyatrik duygu-durumlarının belirlenmesinde HAD ölçeğinin yararlı olduğu saptanmıştır. Anahtar kelimeler: Obstrüktif Uyku Apne Sendromu, CPAP, Hematolojik, Metabolik, Psikiyatrik.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Specialist Thesis
    Obstrüktif Uyku Apne Sendromu (OSAS)'nda Hangi Hastalar BPAP(Bilevel Pozitif Hava Yolu Basıncı) Tedavisi için Adaydır?
    (2025) Demirtaş, Ersin Erdem; Sünnetçioğlu, Aysel
    Amaç: CPAP, OSAS'ın tedavisi için standart tedavi olarak önerilmektedir. CPAP tedavisinde başarısız olanlar öncelikli BPAP olmak üzere alternatif non invaziv pozitif basınçlı ventilasyon yöntemlerinden faydalanabilirler. Bu çalışmada amacımız OSAS'ta CPAP başarısızlığı ve BPAP tedavisi gereksinimini öngörebilecek hasta özellikleri ve polisomnografi parametrelerini belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda, 01.01.2013-01.07.2024 tarihleri arasında Van YYÜ Dursun Odabaş Tıp Merkezi Polisomnografi Ünitesi'nde OSAS saptanan CPAP titrasyonuna alınan CPAP titrasyonunda başarı sağlanan hastalar ile CPAP titrasyonunda başarısız olup BPAP titrasyonuna yanıt veren hastalara ait veriler retrospektif olarak hasta dosyalarından elde edilmiş ve bu veriler SPSS 25.0 programında istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Bulgular: Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre; eşlik eden ek hastalıklardan; Kalp Yetmezliği, KOAH, Ateroskleroz, Hiperlipidemi, Hipertansiyon, Diyabetes Mellitus, Parkinson ve Cushing Sendromu BPAP grubunda daha fazlaydı. BPAP grubu olguların VKİ (vücut kitle indeksi) değeri (35,88±7,08) CPAP grubu olgulara kıyasla (30,47±6,27) istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksekti (p<0,001). Gruplar ilk gece polisomnografi verileri açısından karşılaştırıldığında BPAP grubunda CPAP grubuna göre Total AHİ değeri (sırasıyla 55,41±28,76 ve 31,39±21,35 p<0,001) ve Non-REM AHİ değeri (sırasıyla 56,28±29,54 ve 32,33±22,21 p<0,001) istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksek saptandı. Ek olarak BPAP grubunda CPAP grubuna kıyasla oksijen desatürasyon indeksi değeri (sırasıyla 52,27±30,03 ve 29,81±23,96 p<0,001) ve SPO2 90 'ın altında geçen uyku süresi yüzdesi değeri (sırasıyla 64,92±34,49 ve 39,49±34,09 p<0,001) istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksek saptandı. Ayrıca BPAP grubunda CPAP grubuna göre gece boyu ortalama SPO2 değeri (sırasıyla 84,11±8,67 ve 89,43±3,40 p<0,001) ve gece boyu en düşük SPO2 değeri (sırasıyla 67,62±12,49 ve 77,53±8,95 p<0,001) istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha düşük saptandı. OSAS hastalarında BPAP tedavisi gereksinimini öngörmede etkili olabilecek bağımsız değişkenlerin tespiti için yapılan lojistik regresyon analizinde, VKİ (OR:1,114 , %95 GA:1,024–1,213 , p=0,012) ve SPO2 90 'ın altında geçen uyku süresi yüzdesi (OR:1,021 , %95 GA:1,008 – 1,035 , p=0,002) istatistiksel olarak anlamlı bağımsız değişkenler olarak tespit edildi. Sonuç: Çalışmamızda BPAP grubunda CPAP grubuna kıyasla eşlik eden ek hastalıkların daha fazla olduğu, VKİ, Total AHİ, Non-REM AHİ, oksijen desatürasyon indeksi ve SPO2 90 'ın altında geçen uyku süresi yüzdesi değerlerinin daha yüksek olduğu, gece boyu ortalama SPO2 ve gece boyu en düşük SPO2 değerlerinin ise daha düşük olduğu bulundu. VKİ ve SPO2 90 'ın altında geçen uyku süresi yüzdesi BPAP tedavisi gereksinimini öngörmede bağımsız değişkenler olarak tespit edildi. VKİ ve SPO2 90 'ın altında geçen uyku süresi yüzdesi başta olmak üzere söz konusu parametrelerin CPAP başarısızlığı ve BPAP tedavisi gereksinimini öngörebilecek faktörler olabileceği düşünülmekle birlikte önümüzdeki zamanlarda geniş örneklem sayısına sahip, prospektif, çok merkezli çalışmalara ihtiyaç vardır.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Specialist Thesis
    Pulmoner Hipertansiyonlu Hastalarda Polisomnografi ile Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Sıklığının Araştırılması
    (2010) Sünnetçioğlu, Aysel; Özbay, Bülent
    Amaç: Pulmoner hipertansiyon (PH), progresif pulmoner vasküler direnç artışı ile giden, sağ ventrikül yetersizliği ve erken ölüme yol açan kronik bir hastalıktır. Sol kalp hastalıkları, Kollajen doku hastalıkları, Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve Obstriktif sleep apne sendromu (OSAS) klinikte sıklıkla karşılaşılan sekonder PH nedenleridir. Toplumda çok sık görülen fakat yeterince tanınmayan OSAS, sosyal ve nöropsikolojik sonuçlarının yanı sıra kardiovaskuler sonuçlarıyla da ciddi morbidite ve mortalite kaynağıdır. Çalışmamızda PH'lu hastalarda polisomnografi (PSG) ile OSAS sıklığını araştırmayı amaçladık.Gereç ve Yöntem: Çalışmaya PH tanısı olan 56 hasta (35 bayan, 21 erkek) alındı. Hastalar etyolojilerine göre 4 gruba ayrıldı (KOAH, KKY, Skleroderma, açıklanamayan PH). Hastaların antropometrik özelikleri, sigara anamnezi, ekokardiyografik olarak ölçülen pulmoner arter basıncı (PAB), yapılan kan gazı analiz sonuçları ve hematokrit değerleri kaydedildi. Gündüz aşırı uyku halini objektif olarak değerlendirmek amacıyla Epworth Uykululuk Skalası (EUS) kullanıldı. Hastaların hepsine polisomnografi yapıldı.Bulgular: PH'lu hastalarda OSAS oranı 60.7 (34/56) olarak bulundu. Etyolojiler farklı PH gruplarında yapılan polisomnografide KOAH olan grupta %54.5, KKY olan grupta %88.9, skleroderma olan grupta %50, açıklanamayan PH olan grupta %58.3 OSAS tespit edildi. Fakat PH gruplarına göre OSAS oranları açısından anlamlı fark saptanmadı. Horlama ve tanıklı apne olan hastalarda ayrı ayrı olmayanlara göre OSAS görülme sıklığı anlamlı olarak yüksekti ve gündüz aşırı uyku hali olan PH'lu hastaların hepsinde OSAS vardı. OSAS olanlarda boyun çevresi olmayanlara göre anlamlı olarak yüksek bulundu.Sonuç: Pulmoner hipertansiyonu olan hastalarda, normal topluma göre çok yüksek oranda OSAS bulundu. Bu bulgu PH hastalarında, özelikle etyolojisi açıklanamayan PH hastalarında PH'nun bir nedeni olan ve tedavi edilebilen OSAS tanısı için polisomnografi yapılması gerektiğini göstermektedir. Özellikle boyun çevresi kalın pulmoner hipertansiyonlu hastalar OSAS semptomları yönünden mutlaka sorgulanmalıdır ve majör OSAS semptomu varlığında polisomnografik inceleme mutlaka yapılmalıdır.