Browsing by Author "Solmaz, Mustafa"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Comparative Syntax Analysis Of Yaşar Kemal's Teneke Novel And Zülfü Livaneli's Novel Of Kardeşimin Hikâyesi(2021) Yurtlu, Zuhal; Solmaz, MustafaTürk ve Dünya edebiyatında önemli bir yere sahip olan Yaşar Kemal'in 'Teneke' adlı eseri ve yazdıklarıyla 21. yüzyılın çok boyutlu yansıtıcısı olan Zülfü Livaneli'nin 'Kardeşimin Hikâyesi' adlı eseri edebiyatımızda yansıttıkları, konu ve telafuz açısından önemli bir yere sahiptir. Yapılan bu çalışmada incelenen iki eser hem söz dizimi hem de ele aldıkları konu açısından değerlendirilip, tespit edilen benzer ve farklı noktaları ortaya çıkarılarak yazarların dil ve üslûp inceliklerinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Dört ana bölümden oluşan çalışmamızın birinci bölümünde, sağlıklı bilgilendirme ve değerlendirme yapabilmek için Yaşar Kemal ve Zülfü Livaneli'nin hayatı, edebi kişilikleri ve incelenen eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Diğer bölümlerde ise sırasıyla 'söz öbekleri, cümlenin ögeleri ve cümle türleri' incelenmiştir. Ayrıca bölümlerin her biri üç alt başlığa ayrılmış; ilk alt başlıkta ele alınacak başlıklarla ilgili tanım, terim ve sınıflandırmalara yer verilerek konunun özellikleri detaylı bir şekilde aktarılmaya çalışılmıştır. İkinci alt başlıkta 'Teneke' adlı roman, üçüncü alt başlıkta ise 'Kardeşimin Hikâyesi' adlı romandan konuyla ilgili örnek cümleler sunulmuştur. Sonuç kısmında ise yazarların incelenen eserleri karşılaştırılıp tespit edilen durumlar aktarılmıştır. Elde edilen veriler aracılığıyla iki yazarın dil ve üslup özellikleri aktarılmıştır.Master Thesis The Comparison of Main Women Characters and Themes in Yaşar Kemal's Ortadirek and Fakir Baykurt's Irazca'nın Dirliği Novels(2019) Örgün, Mukadder Hakan; Solmaz, MustafaOsmanlı İmparatorluğu'nun 18. yy. sonlarında Batı karşısında askeri başarısızlıkları, dönemin devlet adamları ve aydınlarını mevcut aksaklıkları sorgulamaya sevk etmiştir. Bu nedenle Batı medeniyetiyle çeşitli nedenlerle temasa geçilmiş Batı tarzında yenileşmenin gerekliliği devlet eliyle kabul görmüştür. Batılılaşma hareketiyle birlikte Türk toplumu Batılı anlayışa göre değişim sürecine girmiştir. Başta roman olmak üzere Batı edebiyatına ait edebi türler ilk örnekleri bu dönemde verilmiştir. Edebi eserler okuyucuya sundukları yeni zevk ve anlayışla yenileşme sürecinin hızlanmasında aktif rol oynamış, aynı zamanda toplumsal dönüşümü okura yansıtmışlardır. Sosyal meseleler Cumhuriyet'in ilanının ardından edebi eserlerde yoğun bir şekilde yer almıştır. Yoğun köy nüfusuna sahip Anadolu'ya yönelme toplumsal gerçekçi bakış açısıyla gerçekleşmiştir. Yaşar Kemal'in Ortadirek ile köy romanı yazarı Fakir Baykurt'un Irazca'nın Dirliği romanları toplumcu gerçekçi anlayışla köy ve köylülük meselelerinin işlendiği iki önemli eserdir. Bu çalışmamızda Yaşar Kemal ve Fakir Baykurt'a ait Ortadirek ve Irazca'nın Dirliği adlı eserlerini karşılaştırmalı yöntem kullanarak, tematik açıdan kıyasladık. Aynı yöntemle her iki eserde ön plana çıkan ana kadın karakterler Meryemce ve Irazca'nın zorlu mücadelelerini, dirençle şekillenen duygularını, yaşadıkları olaylar karşısındaki tepkilerini, diğer karakterlerle olan ilişkilerini benzerlikler bağlamında ele aldık. Her iki yazar tarafından, birçok tema çerçevesinde aktarılan köy ve köylülüğün sosyokültürel durumunu, refah seviyesini, bireylerin iç dünyalarını ve çevreyle olan ilişkilerini aktarırken aynı zamanda dönem özelliklerinin köy yaşamı üzerindeki izdüşümleri hakkında okuyucuyu aydınlatmaya çalıştık. Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi kriterlerine uyarak ortaya koyduğumuz çalışmamızı alt başlıklarla genişleyen altı bölümden oluşturduk.Master Thesis Etruscan Language in Terms of Morphology and Syntax(2005) Solmaz, Mustafa; Sarıca, Y. MustafaÖZETEtrüskler kendilerine ?Rasena? demelerine rağmen Etrüsk kelimesi; İtalya, ortaAvrupa, Mısır ve Yunan kaynakları dahil bütün kaynaklarda ağırlıklı olarak Tur veya Tür kökkelimesinin çeşitlemesi olarak görülür.Etrüskler M.Ö XIII yüzyıldan itibaren İtalya'ya gelmeye başlarlar ve ilk olarakToskana bölgesine yerleşirler. İlk şehir devletleri yaklaşık olarak M.Ö 9. yüzyılda kurulur.Onlar; güçlü, bağımsız kent devletlerinin, gevşek birliğinden oluşmuş çok merkezli bir devletdüzenine sahipti. Devlet başkanı, rahip olan ve Lucumo denen kent yöneticilerinden seçilirdi.Etrüskler, üstün bir uygarlığa sahip olarak geldikleri İtalya'ya uzun bir süre hakimolurlar. Hayatın her alanında başarılar gösterip, bölgeyi imar eder ve üstünlüklerini kabulettirirler.Etrüskler aynı zamanda denizci bir kavim idi. Akdenizin her köşesini dolaşmışlarİtalya'dan ayrı olarak küçük bir kısmı da Mısır'da yerleşmiştir.Etrüskler, tıp ve dişçilikte zirveye ulaşmışlardı. Onlar; telkari gümüş işlemeciliği vegemicilikten mermere, kaliteli silah yapımından bronz eşya yapımına kadar hünerlerinisanatın her alanında göstermişlerdi. Çevrelerinde bulunan bakır, demir ve mermer gibi hertürlü madeni işleyip kullanmışlardır.Etrüskler mimaride başarılı örnekler vermişlerdir. Geniş yollar açmış, çarşılar kurmuş,kentlerin çevresini sur ile çevirmişlerdi. Daha o dönemde atık su altyapı düzeninikurmuşlardır.Etrüskler, aynı zamanda tarım ve hayvancılıkta da ileri gitmişlerdi. Etrüryanınkuzeyini tarım ürünleri deposu haline getirmişlerdi.Etrüsklerin; hem alfabe hem de, başta ekonomi olmak üzere değişik alanlardakullanmak için rakamları ve hesap sistemi vardı.Etrüskçede bir olayı anlatmak için birden çok işaret kullanılabilir ve aynı işaret birdençok olayı anlatabilir.Etrüsk alfabesinde 26 harf vardır. Varlığını günümüze kadar sürdürememiş ama, Latinalfabesinin doğuşuna neden olmuştur. Etrüsk yazısı sağdan sola doğru yazılırdı.Sözcüklerin türetilmesine, eklere ve cümle kuruluşuna bakıldığında Etrüsk dilininbölgeye yabancı ve Türk dili gibi sondan eklemeli (agglutinante) bir Altay dili olduğugörülür. Etrüskçe belgeler genellikle mezarlardaki yazılardan elde edilmiştir.Master Thesis The Nonconcurrence of Individual and the Effects of Nonconcurrence To Life of Individual in Oğuz Atay and Alain-Robbe(2018) Cırıt, Sema; Solmaz, MustafaOğuz Atay ve Alain Robbe-Grillet, dönemlerine göre farklı bakış açısıyla ele aldıkları eserleriyle dikkat çekmeyi başaran yazarlar arasındadır. Bu çalışmada; bireyin uyumsuzluğu ve uyumsuzluğun bireyin yaşamına etkileri incelenirken, toplumun dayattığı tekdüzeliğe içten içe karşı çıkmasına rağmen, gerek içinde bulunduğu dönemin şartlarından, gerek ortaya koyacağı farklı anlatım biçiminin toplumda yaratacağı etkiyi kestiremeyen bireylerin yaşantılarının edebiyata yansımasından yola çıkılarak hareket edilmiştir. Çalışma sırasında incelediğimiz eserlerde, uyumsuzluğu doruk noktasında yaşayan bireylerin davranışlarıyla toplum düzenine başkaldırdıkları görülmüştür. Toplum onları olmak istedikleri gibi kabullenmeyip dışladıkça, onlar daha fazla iç dünyalarına yönelip topluma daha aykırı yaşamaya başlamışlardır. Toplum ile kendisi arasında sıkışan birey; Alain Robbe-Grillet'de kendisi olmasına izin vermeyen kişileri öldürür, Oğuz Atay'da ise, toplumu yok edecek gücü kendisinde göremeyip kendini öldürmeyi tercih eder. Böylece toplum; onları dışlayarak ruhen öldürürken, onlar, eserlerinde toplumun temel taşı bireyi öldürür. Alain Robbe-Grillet, eserlerini 'Yeni Roman'da belirttiği kurallar çerçevesinde kaleme alırken, Oğuz Atay, genellikle postmodern bir anlayışla kaleme almıştır. İki yazarın eserlerinden yola çıkarak, değişen zaman ve yaşantılar gibi edebi eserlerde de yeniliğe ihtiyaç olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Sözcükler: Oğuz Atay, Alain Robbe-Grillet, Uyumsuzluk, Yeni Roman, Postmodernizm.Article Reich, Deleuze & Guattari ve Lyotard’ın Arzu Anlayışlarından Hareketle Kapitalizm ve Arzu İlişkisi(2019) Solmaz, MustafaBu çalışmada kapitalizm ile arzu arasındaki ilişki Wilhelm Reich, Gilles Deleuze, Félix Guattari ve J. François Lyotard’ın görüşlerine müracaat edilerek izah edilmiştir. Reich’ın teorisinde üretim sürecinde gerekli olan emekçi ve yedek-emekçi kitlesini garanti altına almak, üretilen malların satılacağı yeni pazarlar açmak için girişilecek savaşlarda silah altına alınacak kitlenin devamını sağlamak v.b. şeyler için kapitalizmin arzuları bastırdığını iddia ettiği anlaşılmıştır. Deleuze ve Guattari’nin teorisinde yeniden üretimin yapıldığı yer olan aile içerisine kapitalizmin arzuları hapsettiği ve onu da Oidipus kompleksi vasıtasıyla aşağı ve olumsuz bir şey haline getirdiği tespit edilmiştir. Bunun için de onların arzunun işleyişini ailevi alanın dışına çıkarmaya ve sahip olduğu hareketi sonsuz hale getirmeye çalıştıkları öğrenilmiştir. Son olarak Lyotard’ın ekonomi ile insan vücudunun yoğunlukları arasında libidinal bir ekonomi geliştirmeye çalıştığı bundan önce de arzu ile fanteziyi ilişkilendirdiği ve bunun için de figürel kavramından bahsettiği anlaşılmıştır.Article Türk ve Komor Edebiyatlarında Öykü Anlatıcılar İle Ağıtlar(2018) Solmaz, Mustafaİnsanın konuşmaya başlamasıyla birlikte ortaya çıkan sözlüedebiyat; kaynağını bir milletin geçmişindeki, acısından, sevincinden,sevgisinden, kültüründen, yaşam biçiminden, geleneklerinden alan biryapı olduğu için sözcüklerin önemli bir anlamı ve gücü vardır. Öyküanlatıcıları bu gücü anlatılarında kullanmışlar ve insanlarıetkilemişlerdir. Toplumların geçmişinden gelen masal, atasözü, destan,efsane, türkü, ağıt, mani gibi kültür mirası olan bilgiler gelecek kuşaklariçin bir hazine değerindedir. Anlatıcılar; bu değerli bilgileri aktarırkenbireyler arasında sıcak bir ilişki kurulmasına katkıda bulunurlar.İnsanoğlu yaşamı boyunca, çevresinde olan olaylardan etkilenmiş,bunun sonucunu farklı biçimlerde dile getirmiştir. Bireyi ve toplumlarıen çok etkileyen ise ölüm karşısındaki acizliği olmuştur. Bu yüzden;ölenin arkasından, ağıt dediğimiz, onun yokluğuna karşı duyulan hüznü,onun iyiliklerini, mertliğini, yiğitliğini, ona duyulan özlemi dile getirmekiçin duygu yüklü şiirler söyleme ihtiyacı hissetmiştir. Sözlü edebiyatürünlerinden ağıtlarda, kesinlik ve kararlılık olmasına rağmen, çoğu kezmantık düzeni yoktur. Çünkü duygular daima ön plandadır vedinleyicinin bakış açısında o anki ruh hali, yaşı, eğitimi ve cinsiyetiönemlidir. Bu yüzden; içlerinde türkü, destan, şiir, tiyatro gibi edebiyatındiğer ürünlerinden izler barındırır. Ağıtlarda konu çeşitliliği fazlaolmasına rağmen, ana tema ölümdür. Yaşam ile ölüm her zaman iç içeolduğundan, öyküler ve ağıtlar insanın ayrılmaz birer parçası gibidirler.Bu çalışmada, Türk ve Komor sözlü edebiyatlarındaki öykü anlatıcılar ileağıtlar ele alınacaktır.Article Üniversite Öğrencilerinin Okuma Alışkanlığı Üzerine Bir Araştırma: Yüzüncü Yıl Üniversitesi Örneği(2018) Solmaz, MustafaTeknolojinin gelişimiyle birlikte bilgiye erişilebilirliğin çok hızlı olduğu günümüzde, kitaplar ayrı bir değer ifade etmektedir. Bilginin asıl kaynağı olan kitapları eldeetmek eski dönemlerden çok daha kolaydır. Buna bağlı olan okuma alışkanlığı, toplumların gelişmişlik derecelerini gösteren ölçütlerden birisidir. Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin kitap okuma alışkanlıklarına yönelik tutumlarının ve bu tutumları etkileyen faktörlerin belirlenmesine çalışılmıştır. Öğrencilere 18 sorudan oluşanbir anket uygulanmıştır. Anket çalışmasında; öğrencilerin gelir durumu, yetiştiklerievlerde kitaplık olup olmadığı, kütüphane alışkanlıkları, okudukları kitap miktarları, özel günlerde hediye olarak kitap verip vermedikleri ve okumaya engel olan nedenler gibi farklı konular üzerinde durulmuştur. Ayrıca tercih ettikleri kitap türlerive yolculuk esnasında yanlarında kitap, gazete, dergi gibi yayınların olup olmadığısorulmuştur. Elde edilen bulguların, cinsiyet durumuna göre ve toplamda nasıl şekillendiği tablolar ile gösterilerek değerlendirmeye alınmıştır. Ortaya çıkan sonuçlarverildikten sonra öneriler sunulmuştur.Master Thesis Women and Daily Life in Ahmet Mithat Efendi's Novels(2023) Özbey, Ayşe; Solmaz, MustafaBu çalışma, Ahmet Mithat Efendi' nin romanları üzerinden onun bakış açısını yansıtmayı ve kadın meselesini ekonomik arka planı verecek şekilde çeşitli yönlerini araştırmaktadır. Yazarın kadın konusuna nasıl yaklaştığı ortaya konulmakla beraber, kadınların ekonomik arka planı giyim, mücevher, alışveriş, haberleşme, aşk, para, hayal, cinsellik anne ve genç kız görünümleri üzerinden verilmeye çalışılmıştır. Ayrıca, kadınlar mesleki konum üzerinden de değerlendirilerek kadınların ekonomi ile ilişkisine dikkat çekilmeye çalışılmıştır.Ahmet Mithat Efendi, kadın konusuna ayrı bir yer vermesi dolayısıyla üzerinde durulması gereken bir yazardır. Ahmet Mithat Efendi' nin romanlarını değerlendirirken Osmanlı toplumuna dair veri kaynaklarına müracaat edilmiştir. Bu doğrultuda ekonomik arka plan verilirken yazarın da kadın konusu hakkında nasıl bir bakış açısına sahip olduğunu tespit etmek amaçlanmaktadır. Ayrıca Lefebvre' nin görüşlerinden de istifade edilerek çalışmaya farklı bir açıdan yaklaşılmaya gayret edilmiştir.