Browsing by Author "Tatar, Mustafa"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Article Aziz Nesin’in ‘‘bizim Hemşeri’’ İsimli Hikayesinin Sembolik Etkileşim Kuramı Açısından Değerlendirilmesi(2018) Tatar, MustafaSosyolojide üç temel kuram vardır. Birincisi işlevselcilik, ikincisi çatışmacılık, üçüncüsüise sembolik etkileşimciliktir. İlk iki kuram büyük toplumsal olaylara yoğunlaşırken semboliketkileşim dikkatimizi günlük yaşamın ayrıntılarına ve insanlar arası iletişime çekmektedir.Sembolik etkileşim kuramına göre, bir toplumu anlamak için o toplumun üyelerininbirbirleriyle olan etkileşimlerine bakmak gerekmektedir. Fakat tek düze bir etkileşimden sözedemeyiz. İnsanlar, davranışçıların dediği gibi, uyarıcılara basitçe tepkide bulunan yarırobotumsu varlıklar değildir. Davranışçılar çok önemli bir hata yaparak yorum kısmınıatlamaktadırlar. Halbuki insanlar muhataplarının davranışlarını önce yorumlamakta sonratepkide bulunmaktadırlar. Aynı uyarıcılara maruz kalmalarına rağmen, bireylerin çok farklıtepkiler verebilmeleri uyarıcılara yaptıkları yorumların farklılığıyla bağlantılıdır. Bu makaledeAziz Nesin’in ‘‘Bizim Hemşeri’’ isimli hikayesi sembolik etkileşim kuramı açısındandeğerlendirilmektedir.Article Aziz Nesin’in Yazmış Olduğu “helal Olsun” İsimli Hikâyenin Benlik Kavramı Açısından Değerlendirilmesi(2021) Tatar, MustafaBenlik hem sosyolojinin hem de psikolojinin ilgi alanına giren bir kavramdır. George Herbert Mead ve Charles Horton Cooley, benlik kavramının sosyolojik olarak anlaşılmasına ciddi katkılar sunmuşlardır. Benliğin doğuştan geldiğini savunanlara karşı Mead ve Cooley sosyal etkileşimin önemini vurgulayarak karşı çıkmışlardır. Bu iki düşünüre göre, kişinin yakın çevresinde bulunan anne baba, kardeşler, arkadaşlar, akrabalar, öğretmenler gibi önemli kişiler, tavır ve davranışlarıyla benliğin oluşumunda büyük bir etkiye sahiptirler. Bu durum yukarda sayılan kişilerin çocukla kurdukları ilişki biçiminin önemini göstermekte ve sorumluluklarını arttırmaktadır. Sevgi ve saygının egemen olduğu, insanların birbirine değer verdiği, çocuğun sağlıklı bir kişilik geliştirebilmesi için herkesin elbirliğiyle gayret ettiği toplumsal bir ortamda büyümek çocuk için büyük bir şanstır. Bu makalede, ayna benlik, benlik, oyun, grupla oyun, genelleştirilmiş öteki, ben, beni/bana gibi kavramlar üzerinde durulmaktadır. Ayrıca, Aziz Nesin’in yazmış olduğu “Helal Olsun” isimli hikâye benlik kavramı etrafında değerlendirilmektedir. Bu hikâye küçük yaştan itibaren maruz kalınan olumsuz değerlendirmelerin kişiyi nasıl da olumsuz bir benlik tasarımına ittiğini ve bu durumun onu pek çok insanı öldürecek kadar canavarlaştırabildiğini göstermesi açısından büyük bir öneme sahiptir. Ama bu hikâye aynı zamanda insan sevgisini bütünüyle yitirmiş böylesine canavar bir insanın bile duyduğu güzel sözlerden sonra nasıl da bambaşka bir kişiliğe büründüğünün güzel bir örneğini sunmaktadır.Article Öğretmen Adaylarının Bakış Açılarıyla Ailenin Sosyalleşme Sürecindeki Yeri ve Etkisi(2020) Tatar, Mustafa; Koç, SevgiBu çalışma ile sosyalleşme süreçlerinden en önemlisi olan ailenin sosyalleşme sürecindeki yeri ve etkisinin öğretmen adaylarının bakışaçılarıyla ortaya konulması amaçlanmıştır. Ayrıca eğitimin aile ve sosyalleşme süreçleriyle etkileşimi incelenmiştir. Bu çalışma Van YüzüncüYıl Üniversitesi eğitim fakültesinin farklı bölüm ve sınıflarında okumakta olan 12 öğretmen adayıyla, 2014-2015 eğitim öğretim yılındayürütülmüştür. Örneklemin seçilmesinde kolay ulaşılabilir durum örneklemesi (convenience sampling) kullanılmıştır. Araştırmanınverileri nitel veri toplama araçlarından olan yarı yapılandırılmış görüşme formuyla elde edilmiştir. Görüşme soruları uzman ve öğretmenadaylarının görüşleri alınarak oluşturulmuştur. Yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla öğretmen adaylarına dört açık uçlu soruyöneltilerek veriler toplanmıştır. Öğretmen adaylarından yarı yapılandırılmış görüşmelerle elde edilen veriler betimsel analiz yöntemiyleçözümlenmiştir. Araştırma bulguları, öğretmen adaylarının; sosyalleşme sürecinde ailenin rolü, modern dünyada ailenin konumu, aileyapısının nereye doğru gittiği, boşanmalar, aile eğitimi ve eğitim fakültelerinin aile eğitimi ile ilişkisi başlıkları altında görüşleri incelenmiştir.Article Okul ve Öğretmenin Öğrenci Başarısı Üzerindeki Etkisi(2006) Tatar, MustafaÖzet Coleman (1966) ve Jencks (1972)'in yapmış olduğu araştırmalar eğitim dünyasında karamsar bir havanın oluşmasına neden olmuştur. Çünkü bu araş¬tırmacılar okul başarısını belirleyen en önemli faktörün aile olduğu, okul ve öğ¬retmenin etkisinin oldukça düşük olduğu sonucuna vardılar. Sonraki yıllarda okul ve öğretmenin bir farklılık meydana getirebildiğini göstermek amacıyla çok sayıda araştırma yapıldı. Bu çalışmada, yapılan araştırmalardan hareketle, okul ve öğretmenin önemli olduğu ve bir farklılık meydana getirebildiği sonu¬cuna varılmıştır.Article Ortaokul Öğretmenlerinin Yapılandırmacı Yaklaşım İle İlgili Yeterlik Düzeyleri(2017) Aykann, Ahmet; Tatar, MustafaBu araştırmanın amacı, ortaokul öğretmenlerinin yapılandırmacı yaklaşım ile ilgili yeterlik düzeylerini ve bunu etkileyen faktörleri belirlemektir. Araştırma, 2012-2013 öğretim yılında Muş İli Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı ortaokullarda görev yapan öğretmenlerle yürütülmüştür. Araştırmaya Muş ili ve ilçe merkezlerinde bulunan toplam 407 ortaokul öğretmeni katılmıştır. Araştırmaya katılan öğretmenlere \"Yapılandırmacı Öğrenme İle İlgili Öğretmen Yeterliği Ölçeği\" ve araştırmacı tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu uygulanmıştır. Verilerin analizinde SPSS paket programı ile nicel veri analiz teknikleri (Mann-Whitney U, Kruskal-Wallis H) kullanılarak yapılmıştır. Analizler sonucunda, ortaokul öğretmenlerinin yapılandırmacı yaklaşım uygulamaları konusunda kendilerini yeterli düzeyde gördükleri belirlenmiştir. Ayrıca iyi imkânlara sahip okullarda görev yapmakta olan ortaokul öğretmenlerinin yapılandırmacı yaklaşım uygulamaları bakımından kendilerini daha yeterli gördükleri görülmüştür. Bu doğrultuda okullarımızdaki öğrenme ortamlarının daha zengin imkânlarla donatılmasının yararlı olabileceği düşünülmektedir.Master Thesis Ortaokul Öğretmenlerinin Yapılandırmacı Yaklaşım ile İlgili Yeterlik Düzeylerinin İncelenmesi(2014) Aykan, Ahmet; Tatar, MustafaBu araştırmanın temel amacı, ortaokul öğretmenlerinin yapılandırmacı yaklaşım ile ilgili yeterlik düzeylerini ve bunu etkileyen faktörleri belirlemektir. Araştırma, 2012-2013 öğretim yılında Muş İli Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı ortaokullarda görev yapan öğretmenlerle yapılmıştır. Araştırmaya Muş ili ve ilçe merkezlerinde bulunan ve seçkisiz yolla belirlenen toplam 407 ortaokul öğretmeni katılmıştır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin yapılandırmacı yaklaşım ile ilgili yeterlik düzeylerini belirlemek amacıyla Karadağ (2007) tarafından geliştirilen 'Yapılandırmacı Öğrenme İle İlgili Öğretmen Yeterliği Ölçeği' ve araştırmacı tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu uygulanmıştır. Verilerin analizinde istatistik paket programı kullanılmıştır. Analizler sonucunda, ortaokul öğretmenlerinin yapılandırmacı yaklaşım uygulamaları konusunda kendilerini orta düzeyde yeterli gördükleri belirlenmiştir. Ayrıca ortaokul öğretmenlerinin yapılandırmacı yaklaşım yeterlik düzeylerinin yaşlarına, mesleki kıdemlerine, lisansüstü öğrenim durumlarına ve görev yaptıkları okulun sahip olduğu imkanlara göre farklılaştığı; cinsiyetlerine, branşlarına, medeni durumlarına, mezun oldukları okul türüne ve formasyon alma durumlarına göre ise farklılaşmadığı sonucu elde edilmiştir. Bu sonuçlara göre, genç ortaokul öğretmenlerinin tecrübeli ortaokul öğretmenleri ile bilgi paylaşımının sağlanabileceği ortamlar oluşturulmalıdır. Yapılacak hizmet içi eğitim faaliyetleri ile ortaokul öğretmenlerinin yapılandırmacı yaklaşım uygulamaları ile ilgili daha derinlemesine bilgi sahibi olması sağlanmalıdır. Ayrıca, öğretmenlerin yeterliklerini arttırmak için okul ve sınıf ortamları yapılandırmacı yaklaşım uygulamalarına katkı sağlayacak zengin imkanlarla donatılmalıdır. Anahtar Kelimeler: Yapılandırmacılık, yapılandırmacı yaklaşım, öğretmen yeterliği,ortaokul öğretmenArticle Sosyalleşmeye Engel Bir Araç Olarak Televizyon(2024) Tatar, MustafaTelevizyonun hayatımıza girmesinden bu yana uzun yıllar geçti. Televizyonlu bir dünyaya doğanlar bilmeseler de televizyon öncesi çağlarda sokaklar cıvıl cıvıldı. Çocuklar sakağa çıkar hiç sıkılmadan saatlerce oyun oynarlar ve zamanlarının önemli bir kısmını sokakta geçirirlerdi. Komşular birbirlerini sık sık ziyaret ederlerdi. Birisi konuşurken herkes gözünün içine bakar başka bir şeyle meşgul olmak ayıp karşılanırdı. Televizyonla birlikte tüm alışkanlıklarımız değişti. Önce çocuklar evlerine çekildiler daha sonra yetişkinler. Çocuk seslerinin kaybolduğu sokaklar tenhalaştı. Komşular birbirlerini ziyaret etmez oldular. Ziyaret etseler bile muhabbetin tadı kalmadı. Çünkü insanlar bir araya geldiklerinde birbirleriyle konuşmak yerine sürekli açık olan televizyonla meşgul olmayı tercih ettiler. İnsanların gözlerinin televizyonda olduğu bir ortamda konuşan kişi de konuştuklarından keyif alamaz oldu. Fakat televizyonun yaygınlaşması en çok çocuklara zarar verdi. Çocuklar çeşitli oyunlar oynamak, kendi aralarında ve büyüklerle konuşmak yerine televizyonun karşısına geçip saatlerini harcadılar. Yetişkinler, çocukların zamanlarının önemli bir bölümünü televizyon karşısında geçirdikleri bu yeni duruma itiraz etmediler. Çünkü zamanlarını istedikleri gibi kullanabilecekleri bir alan doğmuştu. Fakat çocuklar televizyon izledikçe gerçek yaşamdan kopup sanal dünyanın içinde kayboldular. Belki çoğu kimse farkında değil ama televizyonun karşısında geçirilen süre onların insan olmayı öğrenmek için ihtiyaçları olan süreden çalınmaktadır. Bu makalede televizyonun insan olmayı öğrenme süreci olarak tanımlanabilecek olan sosyalleşmenin önünde nasıl bir engel teşkil ettiği üzerinde durulmaktadır.Master Thesis The Evaluation of Primary School Teachers? Opinions About Project Tasks as an Complementary Evaluation Tool: Sample of Bitlis(2010) Kocaarslan, Mustafa; Tatar, MustafaBu araştırma, ilköğretim öğretmenlerinin tamamlayıcı bir değerlendirme aracı olan proje görevlerine ilişkin görüşlerini tespit etmek ve sınıf içerisinde proje uygulamalarını ne düzeyde gerçekleştirdiklerini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır.Tarama modeli ile gerçekleştirilen bu araştırmanın örneklemini, Bitlis ili ve ilçelerinde (Adilcevaz, Ahlat, Güroymak, Hizan, Mutki ve Tatvan) 2009-2010 öğretim yılında görev yapan 500 sınıf ve branş öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplamak amacıyla üç bölümden oluşan bir anket formu kullanılmıştır. Anketin birinci bölümünde kişisel bilgilerle ilgili 6 değişken, ikinci bölümünde öğretmenlerin proje görevine ilişkin düşüncelerini tespit etmek amacıyla hazırlanan 18 madde ve üçüncü bölümünde ise öğretmenlerin proje görevleri uygulamalarına ilişkin görüşlerini değerlendirmek amacıyla hazırlanan 20 madde yer almakta ve anket toplam 38 maddeden oluşmaktadırElde edilen veriler SPSS 15.0 istatistik paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin analizinde frekans, yüzde ve aritmetik ortalama değerleri hesaplanmış, araştırmanın alt amaçlarına yönelik olarak Mann Whitney U- Testi ve Kruskal Wallis H-testi kullanılmıştır.Çalışmanın sonucunda proje görevlerinin eğitime bir çok yönden fayda sağladığı ve ilköğretim öğretmenlerinin proje görevlerine ilişkin genel olarak olumlu bir bakış açısına sahip olduğu belirlenmiştir. Araştırmada ayrıca ilköğretim öğretmenlerinin, proje görevlerinin hazırlama, uygulama ve değerlendirme aşamalarının büyük bir kısmını uygun bir şekilde yerine getirdiği sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte; bayan öğretmenlerin erkek öğretmenlere, sınıf öğretmenlerinin ise branş öğretmenlerine göre proje görevlerine ait uygulamalarında, bayan ve sınıf öğretmenlerinin lehine olmak üzere anlamlı bir farklılığın olduğu ortaya çıkmıştır.Anahtar Kelimeler: Tamamlayıcı Ölçme ve Değerlendirme, Proje Görevleri