Browsing by Author "Tokyay, Abbas"
Now showing 1 - 9 of 9
- Results Per Page
- Sort Options
Article Can Pirfenidone Prevent Tendon Adhesions? an Experimental Study in Rats(Turkish Joint Diseases Foundation, 2023) Turkozu, Tulin; Guven, Necip; Altindag, Fikret; Tokyay, Abbas; Gokalp, M. Ata; Ismailov, Ulan; Akkol, SunaObjectives: In this experimental study, we aimed to investigate the effectiveness of oral pirfenidone (PFD) treatment on preventing tendon adhesion and tendon healing in rats. Materials and methods: A total of 21 rats were assigned into three groups including seven rats in each group. In Group 1 (sham group), no surgical procedure was performed. In Group 2 (control group), tendon repair was performed following right achillotomy. In Group 3 (treatment group), the rats also underwent tendon repair after right achillotomy. Additionally, 30 mg/kg of oral PFD was initiated from the postoperative Day 1 and administered via gavage for 28 days. At the end of the study, tendon healing and fibrosis levels in the tendon repair site were compared macroscopically, histopathologically, and immunohistochemically among the groups. Results: Macroscopically, moderate and severe adhesions were observed in four and three rats, respectively in the control group, while no adhesion was found in four rats and filmy adhesions were observed in three rats in the treatment group (p<0.01). Microscopically, there was moderate adhesions in three rats and severe adhesions in four rats in the control group, while three rats had no adhesions and four rats had slight adhesions in the treatment group (p<0.01). Microscopically, tendon healing was good in six rats and fair in one rat in the control group, while five rats showed excellent tendon healing and two rats showed good tendon healing in the treatment group (p<0.01). Immunohistochemically, expressions of collagen I (p<0.01), collagen III (p<0.001), vascular endothelial growth factor (VEGF) (p<0.001), and proliferating cell nuclear antigen (PCNA) (p<0.001) significantly decreased in the treatment group compared to the control group. Conclusion: Our study results indicated that PFD decreased collagen synthesis and prevented the formation of peritendinous adhesion in rats; however, it did not impair tendon healing.Specialist Thesis Comparison of Clinical and Radiological Results Ofsalter and Pemberton Osteotomy Surgery in Developmental Hip Dysplasia in Children(2022) Ersidar, Bayram; Tokyay, AbbasGiriş ve Amaç: Gelişimsel Kalça Displazisinin (GKD) tedavisinde ana amaç; yerinden çıkmayan, tam yada tama yakın eklem hareket aralığına sahip, ağrısız kalça eklemi elde etmektir. GKD erken dönemde daha az girişimsel müdahaleler ve daha düşük maliyet ile tedavi edilebilmektedir. On sekiz aydan önce yapılan kapalı veya açık redüksiyonlarda daha fonksiyonel ve anatomik kalça elde edilmektedir. Aynı zamanda erken müdahale oluşabilecek komplikasyon oranını azaltmaktadır. Bu çalışmadaki amacımız Salter ve Pemberton osteotomisi uygulanan GKD hastaların klinik (Modifiye MacKay klinik değerlendirme kriterleri) ve radyolojik (Severin radyolojik değerlendirme kriterleri) sonuçlarını karşılaştırmaktır. Çalışmamızda ayrıca iki tedavi yaklaşımında meydana gelen femur başı avasküler nekrozun sonuçlarını (Kalamchi ve MacEwen'in avasküler nekroz değerlendirme ölçütleri) karşılaştırmaktır. Materyal ve Metod: Kliniğimizde 01 Ocak 2017 ile 31 Aralık 2020 tarihleri arasında GKD nedeniyle ameliyat edilen 1.5-6 (18 ay-72 ay) yaş aralığındaki çocuklar retrospektif olarak değerlendirildi. Hastalara ait demografik veriler, klinik ve radyolojik veriler hastanemizin dijital arşivi (HBYS), epikriz notları, radyolojik görüntüler ve hekim gözlem raporlarının dosya kayıtlarından elde edildi. Salter ve Pemberton osteotomi yöntemleri ile opere edilen hastaların sonuçları klinik olarak 'Modifiye MacKay klinik değerlendirme kriterleri sınıflaması', radyolojik olarak; 'Severin radyolojik değerlendirme kriterleri' ve ''Kalamchi ve MacEwen'in avasküler nekroz değerlendirme ölçütleri'' sınıflamaları kullanılarak değerlendirildi. Bulgular: Çalışmamıza 39'u (52 kalça) kız ve 11'i erkek olmak üzere (15 kalça) toplam 50 hastanın 67 kalçasının sonuçları değerlendirildi. Otuz üç (%66) hastaya unilateral ve 17 (%34) hastaya bilateral kalça cerrahisi uygulandı. Bilateral cerrahi uygulanan hastaların 13 (%33,3)'ü kız ve 4 (%36,4)'ü erkek olarak saptandı. Hastalardan 18 (%26,9)'ine femoral kısaltma yapıldı. Femoral kısaltma yapılanlardan 10'u Pemberton ve 8'i ise Salter cerrahisi yapılanlardı. Pemberton osteotomisinde istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde daha sık uygulandığı saptandı (%50'ye karşın %17,1; p=0.014). Çalışmamızdaki hastaların ortalama cerrahi yaşı 27,1±10,3 ay ve 29,1±12,1 ay takip süresi oldukları saptandı. Cerrahi sırasında uygulanan Salter ve Pemberton osteotomi yöntemleri arasında hastaların operasyon dönemindeki yaşları ve ortalama takip süreleri benzer saptandı (sırasıyla; p=0.141 ve p=0.099). Hastalara uygulanan osteotomi yöntemleri açısından ortalama preoperatif (44,3±9,2), postoperatif Aİ (asetabular indeks) (19,7±5,4) ve Aİ değişim değerleri (24,5±10,7) arasında olup anlamlı farklılık saptanmadı (sırasıyla; p=0.338, p=0.106 ve p=0.350). Hastaların son kontrollerindeki radyolojik değerlendirmelerinde kullanılan Severin sınıflandırmasına göre 25 (%37,3)'inin evre 1, 29 (%43,2)'unun evre 2, 11 (%16,4)'inin evre 3 ve 2 (%2,9)'sinin evre 4 olduğu saptandı. Her iki operasyon tekniği arasında Severin tiplendirmesine göre yapılan dağılımları istatistiksel olarak benzer saptandı (p=0.263). Hastaların son kontrollerinde yapılan McCay sınıflandırmasına göre 22 (%32,8)'sinin tip 1, 28 (%41,8)'inin tip 2, 16 (%23,9)'sının tip 3 ve 1 (%1,5)'inin tip 4 olduğu saptandı. McCay sınıflandırmasına göre yapılan dağılımları açısından her iki osteotomi grubu benzer saptandı (p=0.606). Hastaların son kontrollerinde AVN (avasküler nekroz)'nin radyolojik sınıflandırması için yapılan 'Kalamchi ve MacEwen' değerlendirme sınıflandırmasına göre 29 (%43,3) hastanın tip 1, 10 (%14,9) hastanın tip 2, 15 (%22,4) hastanın tip 3 ve 13 (%19,4) hastanın ise tip 4 grubunda yer aldığı saptandı. Osteotomi yöntemleri açısından her iki grupta benzer sonuçlar saptandı (p=0.368). Postoperatif dönemde hastalardan 3 (%4,4)'ünde enfeksiyon saptanır iken 6 (%9) hastada kırık hattı geliştiği saptandı. Klinik bulgu veren komplikasyonlar istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde Salter osteotomisinde daha fazla görüldü(P=0.048). Sonuç: GKD tedavisinde temel yaklaşım hastaların erken tanı konulması ve zamanında müdahale edilmesidir. Tedavinin tüm aşamalarında ebeveynleri bilgilendirme ve komplikasyonların yönetiminin bilinmesi başarılıda etkili olduğu görüldü .Gelecekte yapılacak daha geniş serili çalışmalar ve uzun dönemli çalışmalar'ın literatüre katkı sağlayacağı ve bu konuda deneyimlerin paylaşılması ile daha da olumlu sonuçlar alınacağı kanısındayız. Sonuç olarak 18 aydan sonraki GKD hastaların tedavisinde salter innominat osteotomisi ve pemberton osteotomisi, etkili ve güvenli bir yöntemlerdir. Uygun hasta seçimi ve olası komplikasyonlara dikkat edilmesi tedavinin başarısını artıracaktır.Article Diyabetik Ayağın Anatomik Bozukluğu: Charcot Nöropatisi(2021) Türközü, Tülin; Tokyay, Abbas; Gökalp, Mehmet Ata; Özkan, Sezai; Adanaş, Cihan; Güven, Necip; Buru, EceDiyabetes mellitusun en önemli komplikasyonlarından biriside periferik dolaşım bozukluğuna bağlı meydana gelen diyabetik ayaktır. Diyabetik ayakta ileri dönemde meydana gelen charcot nöropatik artropatisi (CN) kronik, ilerleyici ve tedavisi oldukça zor bir hastalıktır. Bu çalışmada amacımız CN li hastaların ayak kemik ve ayak eklemlerinde meydana gelen değişikliklerin Sanders ve Frykberg sınıflamasına göre değerlendirmektir. Hastanemiz otomasyon kayıtlarından elde edilen verilere dayanılarak hastaların yaş, cinsiyet, diyabet tanı alma süreleri ve tutulan ekstremitelerinin yanı sıra ayak radyografileri Sanders ve Frykberg sınıflamasına göre incelendi. Çalışmaya dahil edilen 20 hastanın yaş ortalaması 66,7 yaş, 12 erkek ile 8 kadından oluşmakta idi. Sanders ve Frykberg anatomik sınıflamasına göre en çok 5 (%25) hasta ile Tip 2 hastaların olduğu görüldü. Diyabetes mellitusun tüm dünyada sıklığının artması bu hastalığa bağlı meydan gelen komplikasyonlarının iyi bilinmesi gereklidir. Çalışmamızda diyabetin önemli bir komplikasyonu olan CN' in erken teşhis edilmesi son derece önemli olup yapılacak erken müdahaleler ile ayak ampütasyonlarının önlenebileceği kanaatindeyiz.Article Effect of Surgery and Conservative Treatment on Clavicular\rshortening in Midshaft Clavicle Fractures(2022) Tokyay, AbbasAim: Clavicle fractures mostly occur after a trauma in adults and 80% of them occur in\rthe midshaft. Treatment is done conservatively and surgically. The aim of the study is\rto evaluate the effects of surgical and conservative treatments on clavicular shortening in\rterms of radiological evaluation retrospectively.\rMaterials and Methods: The patients over the age of 18 with a midshaft clavicle\rfracture, who applied to our center between 2015 and 2020 and were treated conservatively\rand surgically, were included in the study. In both treatment groups, the clavicle lengths\ron the fractured side and the intact side of the patient were measured on the posterioranterior\rthorax radiography, and the relevant shortness of length was determined. The\rrates of Clavicular Shortening and other complications occurred in both treatment groups\rwere evaluated\rResults: Ages of the patients included in the study were between 18 and 71 (mean 35.6\r±12.2years) and 48 of them were treated conservatively and 28 were treated surgically.\rClavicle length was determined as 158 ±11.2 mm and shortness as 8.2±9.4 mm on average\rin the patients with a midshaft fracture, who were treated conservatively. In the patients\rwith midshaft fracture, who were treated surgically, the length of clavicle was measured\ras 164±12.6 mm and shortness as 3.1±5.2 mm. Statistically significant short clavicle\rlength was determined in the patients who were treated conservatively (p < 0.05). While\r11 (22.9%) complications were observed in the patients treated conservatively, 9 (32.1%)\rcomplications were observed in those treated surgically.\rConclusions: A lower rate of clavicular shortening was found in the surgical treatment of\rmidshaft clavicle fractures. This can be one of the reasons for the increase in the tendency\rto surgery, as it preserves the anatomy and biomechanics of the shoulder better.Article Eklem İçi Kalkaneus Kırıklarında Sinus Tarsi ve Ekstensil Lateral Yaklaşımın Karşılaştırılması(2022) Güzel, Fatih; Türközü, Tülin; Özkan, Sezai; Güven, Necip; Kaya, Sehmuz; Tokyay, AbbasAmaç: Bu çalışmada kalkaneus kırığı cerrahisinde ekstansil lateral (EL) yaklaşım ile sinüs tarsi (ST) yaklaşımının klinik ve radyolojik sonuçlarını karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve yöntem: Bu retrospektif çalışmaya, EL grupta 22 hasta ve sinüs tarsi grubunda 18 hasta olmak üzere Sanders II-III kalkaneus kırığı olan toplam 40 hasta dahil edildi. Radyolojik değerlendirmede, preoperative ve postoperative dönemde Bohler ve Gissane açısı, kalkaneusun uzunluğu, genişliği ve yüksekliğindeki değişiklikler ölçüldü. Klinik olarak ise Amerikan Ortopedik Ayak ve Ayak Bileği Derneği (AOFAS) ve görsel analog skalası (VAS) değerlendirildi. Ayrıca postoperative komplikasyonlar da değerlendirildi. Bulgular: Demografik veriler açısından her iki grubun sonuçları benzerdi. ST grubundaki hastaların lateral ekstensil grubuna göre ameliyata alınma ve hastane kalış süresi açısından istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde daha kısaydı ( p=0.019, p=0.02, sırasıyla). Gruplar arasında radyolojik, klinik AOFAS ve VAS skorları açısından anlamlı fark bulunmadı. Ekstensile lateral grubunda %13,6 yüzeyel enfeksiyon görüldü ve sinüs tarsi grubunda herhangi bir yara sorununa rastlanmadı (p=0,102). Sural sinir yaralanması extensil lateral grupta 36.4% oranında, sinüs tarsi grubunda ise 5.6% oranında görüldü (p=0.003). Sonuç: Her iki yaklaşımın klinik ve radyolojik sonuçları benzerdi. Ancak hastanede kısa yatış süresi, yara yeri enfeksiyon problemlerinin ve sural sinir yaralanmasının az olması ST yaklaşımının avantajıydı.Article Insall-Salvati Index Is Associated With Anterior Cruciate Ligament Tears in Men: a Case-Controlled Study(Sage Publications Ltd, 2022) Guven, Necip; Ozkan, Sezai; Turkozu, Tulin; Yokus, Adem; Adanas, Cihan; Gokalp, Mehmet Ata; Tokyay, AbbasPurpose Many factors in the etiology of anterior cruciate ligament (ACL) tears, predisposing factors related to knee morphology have also been reported. This study aimed to determine whether the Insall-Salvati (IS) index, which measures patella height, is a predisposing risk factor for ACL tears. Methods The IS index, patellar length (PL), and patellar tendon length (PTL) values of patients (study group) that underwent arthroscopic reconstruction for ACL tears obtained by preoperative magnetic resonance imaging (MRI) were compared with the index values in the preoperative MRIs of patients that underwent knee arthroscopy for reasons besides ACL tears. In addition, the anterior tibial translation (ATT) of both groups was also measured and compared on MRI images. The MRI findings of the subjects included in both study groups were arthroscopically confirmed. Results The mean ages of the study group (n = 120) and control group (n = 90) were 29.1 +/- 8.2 years and 31.8 +/- 9.8 years, respectively. There was a statistically significant difference between the study and control groups in terms of the PL and PTL values (p = 0.016 and p = 0.001, respectively). The IS index was statistically significantly higher in the study group with ACL tears (p = 0.009). The ATT was 8.61 +/- 4.68 mm in the study group and 3.80 +/- 1.92 mm in the control group. The ATT results of both groups were evaluated, and it was found that the study group was significantly higher than the control group (p = 0.001) Conclusions As a result of our current study, we observed higher IS index values in patients with ACL tears than in patients without ACL tears. It should be kept in mind that patella alta, which is associated with a high IS index as one of the factors of knee morphology associated with ACL tears, may play a role in the etiology of ACL tears.Article Kalça İntertrokanterik Kırıklarında Ameliyat Tipinin Planlanmasında Bilgisayarlı Tomografinin Etkisi(2022) Özkan, Sezai; Ersidar, Bayram; Türközü, Tülin; Güven, Necip; Tokyay, AbbasGiriş: Acil servise sık ba şvuru nedenlerinden biri kalça kırıklarıdır. Bu kırıklarda mortalite ve morbidite yüksek oranda görülmektedir. Birçok ortopedik cerraha göre bu kırıkların tedavi planlanmasında radyografik görüntülemenin yeterli olduğu bildirilmiştir. Ancak kompleks kırıkların daha iyi anlaşılması için bazen bilgisayarlı tomografi (BT)’ye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmadaki amacımız kalça intertrokanterik (İT) kırıklarında ameliyat planının belirlenmesinde radyografinin yanı sıra BT’ye gereksinim olup olmadığını tespit etmektir. Gereç ve Yöntem: Ocak 2016 ile Ocak 2020 yılları arasında kalça İT k ırıkları nedeniyle ameliyat edilen ve otomasyon kayıtlarında hem radyografisi hem de BT si olan 71 hasta, dokuz gözlemci tarafından de ğerlendirildi. Bunlar yalnızca radyografinin k ırığın konfigürasyonunu anlamada yeterli olup olmadığını ve BT’nin tedavi planına etkisini değerlendirdiler. Bulgular: Toplam 71 hastan ın (37 kad ın, 34 erkek) yaş ortalaması 80.8±8.35 olarak saptandı. Gözlemciler bu hastaların tedavi planlanmasında ve kırığın konfigürasyonunu daha iyi anlamak için hastaların %19.9’unda BT’ye gereksinim duydu. Gözlemcilerin k ırıkların BT görüntülerini incelemesi sonrası, hastaların %5.7’sinde tedavi planlamasında de ğişiklik yaptıkları tespit edildi. Sonuç: Kalça biyomekaniğinin daha iyi anlaşılması, anatomik olarak BT ile üç boyutlu görünt ünün elde edilmesi ve gelişen implant teknolojisi göz önüne al ındığında cerrahların kalça İT kırıklarında BT görüntülemesine olan gereksinimlerinin arttığı tespit edildi.Article Quadriceps Reconstruction With Suture Anchor and Achilles Allograft Combination in Quadriceps Tendon Re-Rupture After Primary Surgical Repair: a Novel Technique(Turkish Joint Diseases Foundation, 2021) Okay, Erhan; Turgut, Mehmet Cenk; Tokyay, AbbasQuadriceps ruptures are one of the pathological conditions of the knee extensor mechanism, accounting for 3% of all tendon injuries. These injuries cause substantial disability of the extensor mechanism. Primary repair is the treatment of choice in acute presentation. In the setting of chronic conditions, the treatment becomes more challenging. Available surgical options include lengthening procedures, and reconstruction with autograft or allografts. The traditional Scuderi and Codivilla techniques are challenging to perform in degenerative or traumatic retracted ruptures. There is no standard effective treatment in these patients, which yields the best clinical and biomechanical outcomes. An 18-year-old male patient with quadriceps re-rupture after a primary repair was managed with allograft reconstruction using suture anchors. At six years of follow-up, the patient gained a full range of motion with excellent clinical outcomes. He returned to his previous work. In conclusion, quadriceps reconstruction using suture anchor and Achilles allograft combination is a feasible technique in neglected cases who present with quadriceps tendon re-rupture after primary surgical repair.Article Treatment and Management of Complications in Pediatric Forearm Fractures(Galenos Publ House, 2021) Tokyay, Abbas; Ozkan, Sezai; Guven, Necip; Turkozu, Tulin; Adanas, Cihan; Gokalp, Mehmet AtaBACKGROUND/AIMS Forearm diaphyseal fractures are common in children. While closed reduction and casting are sufficient in most patients, surgical treatment is required in some cases. The aim of this study is to determine the possible causes of complications occurring in patients with intramedullary fixation with nail (IMN), as well as to evaluate the management of complications and their final results. MATERIAL and METHODS Between January 2017 and January 2020, 53 children under the age of 16 who had forearm fractures and surgically treated with IMN were included in the study. Demographic data of the patients, type of surgery, surgical technique, postoperative care, complications, and treatment modalities of complications were evaluated. RESULTS The mean age of 53 patients (41 boys and 12 girls) included in this study was 10.5 +/- 2.4 years. The average follow-up period of all our patients was 23.4 months (12-34 months). Complications in our study were seen in 14 (26.4%) patients. These complications included pintrack infection in six (11.3%), refracture in four (7.5%), injury of superficial branch of radial nerve in Iwo (3.7%), extensor pollicis bogus rupture in one (1.8%), and pin migration in one (1.8%) patient. CONCLUSION As a result of the treatment and management of these complications, mild hypesthesia persisted along the superficial branch of the radial nerve in only one case, and all other complications were fully recovered. Successful management of complications can be achieved with close follow-up and appropriate treatment.