Browsing by Author "Turkmen, Yusuf"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Article Koroner Arter Görüntülemesi Yapılan Hastaların Glomerular Filtrasyon Hızı Değişikliği Tespitinde Modification Of Diet İn Renal Disease ve Cockroft-gault Denklemlerinin Karşılaştırılması(2020) Turkmen, Yusuf; Babat, NaciAmaç: Kontrast madde kullanımının ardından kontrast nefropatisi (KN) görülebilmektedir. KN’sinin önlenmesi için gerçek glomerüler filtrasyon hızının (GFR) hesaplanması oldukça önemlidir. GFR hesaplamada en çok kullanılan Cockroft-Gault (CG) ve Modification of Diet in Renal Disease (MDRD) denklemleridir ancak koroner anjiografi yapılan hastalarda GFR değişikliğinin tespitinde birbirine olan üstünlüğü bilinmemektedir. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 165 hasta dahil edildi. Koroner anjiografi işlemi öncesi ve beşinci gününde tüm hastaların serum üre, kreatinin ve sistatin C düzeyleri ölçüldü. Serum sistatin C düzeyindeki değişiklik referans olarak alındı ve her iki formüle göre olan değişiklik referans değişiklik ile karşılaştırıldı. Bulgular: İşlem sonu serum sistatin C düzeyindeki artış her iki denklemdeki GFR düşüşü ile ilişkili bulundu (p=0.042). Ancak GFR değişikliğini tespit etme açısından denklemler birbirine üstün bulunamadı (CG ve MDRD denklemleri için sırasıyla r= -.276 ve r= -.275). Sonuç: Koroner anjiyografi uygulanan hastalarda GFR değişikliği tespitinde hem CG hem de MDRD denklemleri kullanışlı olup birbirine üstünlükleri yoktur. Literatür kayıtlarına göre çalışmamız koroner arter görüntülemesi yapılan hastalarda GFR değişikliğinin tespiti adına MDRD ve CG denklemlerini karşılaştıran ilk çalışma özelliğini taşımaktadır.Article Kronik İskemik Kalp ve Kronik Böbrek Yetmezliği Hastalıklarının Birlikteliğinde Kopeptin Düzeyi Çok Daha Yüksek ve Kardiyovasküler Olaylarla İlişkilidir(2020) Turkmen, Yusuf; Babat, NaciGiriş: Kopeptin, Arjinin vasopressinin (AVP) C-terminal kısmını oluşturur ve oda sıcaklığında stabil olduğundan serumdaki düzeyini belirlemede kolaylık sağlar. Hem kardiyovasküler hem de böbrek hastalıklarında yüksek kopeptin düzeyinin olumsuz olayları ön görücülüğü bilinmekte ise de bu iki hastalığın birlikteliğinde kopeptin düzeyinin ne kadar yüksek olduğu ve olumsuz olayları ön görücülüğü bilinmemektedir. Yöntemler: Çalışmaya toplam 150 hasta dahil edilmiş olup 5 eşit gruba bölünmüşlerdir. Grup 1 kronik iskemik kalp hastalarını, grup 2 ise kronik böbrek hastalarını ihtiva etmektedir. Grup 3,4 ve 5 kontrol grubunu oluşturmaktadır. Tüm hastaların kopeptin, hs-CRP ve pro-BNP düzeyleri ölçülerek olumsuz sonuçlar ile ilişkileri değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışma grubu hastalarında kopeptin, pro-BNP ve hs-CRP düzeyleri kontrol grubuna göre istatistiksel olarak daha yüksek bulundu (p<.05). Primer sonlanım noktası olan kardiyovasküler ve tüm nedenli ölümler tüm gruplarda aynı olsa da yeniden hastaneye yatış (p=.001 grup I ve p=.026 grup II için) ve aritmiler çalışma grubu hastalarında daha yüksek bulundu (p=.003 grup I ve p=.001 grup II için). Sonuç: Çalışma grubu hastalarındaki yüksek kopeptin düzeyleri primer sonlanım noktası açısından öngörücü değil ise de yeniden hastaneye yatış ve aritmiler gibi bazı ikincil sonlanım noktalarını ön görücülüğü mevcuttur.Article A New Score Model To Predict the Inducibility of Supraventricular Tachycardia in Patients With Palpitation Without Documented Electrocardiography(Aves, 2021) Turkmen, Yusuf; Babat, NaciObjective: Although electrophysiological study (EPS) is one of the most useful diagnostic approaches to detect the cardiac origin of palpitations, there is no clear indication for EPS in patients with palpitation in the absence of documented supraventricular tachycardia (SVT). In this study, we aimed to create a new SVT score model to detect the requirement of EPS in patients with palpitation without documented tachycardia. Methods: A total of 154 patients with palpitation were included in this study. To create the SVT score, we considered four main criteria with their subunits. They were severity, frequency, duration, and termination of the symptoms. EPS was performed on all the patients after their scoring assessment. Results: Median SVT score of induced tachycardia and non-induced patients was determined as 10 and 6 points, respectively; and it was found to be statistically significant; p<0.001. The cut-off value for inducibility was found to be 7.5 points through receiver operating characteristic curve analysis, (94.9% sensitivity, 92.1% specificity), and the area under the curve was determined to be 97.2 (94.8-99.5, p<0.001). Conclusion: According to our new SVT score model, >= 8 points strongly correlates with the inducibility of SVT during EPS.Article Paroksismal ve Persistan Atriyal Fibrilasyonda Kriyoablasyon Başarısının Karşılaştırılması: Tek Merkez Deneyimi(2020) Babat, Naci; Turkmen, YusufAmaç: Atriyum fibrilasyonu (AF) inmenin en önemlinedenidir. Çalışmamızda, persistan ve paroksismal AF’lihastalarda kriyobalon ablasyonu başarısını karşılaştırdık.Yöntemler: Şubat 2016 ve kasım 2017 tarihleri arasındakriyobalon ablasyon uygulanmış paroksismal ve persistanatriyal fibrilasyonlu hastalar çalışmaya alındı. Retrospektifolarak hasta dosyaları incelendi. Poliklinik kontrollerindesemptomları sorgulandı.Bulgular: Çalışmada 45 hasta değerlendirildi. Hastaların 23’sikadın 22’i erkek idi. Yaş ortalaması 52 ± 14,5 yıldı.Kriyoablasyon erken dönem başarısı %100 saptandı.Komplikasyon olarak bir hastada frenik sinir zedelenmesi vebir hastada da sol atrium serbest duvar rüptürü gelişti ve heriki hastada da işleme son verildi.Sonuç: Bu çalışma ile paroksismal ve persistan atriyalfibrilasyonlu hastalarda kriyoablasyon tedavisi ile tek işlembaşarısının etkin olduğu, ancak persistan AF’de nüksünanlamlı olarak daha fazla olduğu saptandı