Browsing by Author "Varol, Orhan"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Article Adilcevaz Kef Kalesi Kazısı: Yeni Bulgular ve Değerlendirmeler(2023) Varol, Orhan; Coşkun, İsmail; Polat, ErdalUrartu kalelerinden biri olan Kef Kalesi, Bitlis İli, Adilcevaz İlçe sınırları içerisinde Süphan Dağı’nın eteklerinde 2300 rakımıyla Van Gölü’ne hâkim volkanik bir tepe üzerinde yer almaktadır. Kale, Van Gölü havzasına inen önemli bir geçiş güzergâhı üzerinde bulunmaktadır. Urartu Kralı II. Rusa (MÖ 685-645) döneminde inşa edilen Kef Kalesi, krallığın zenginliğini ve gücünü ortaya koyması bakımından önemlidir. Kef Kalesi’nde ilk kazılar 1964-1972 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalarda tespit edilen mimari ve yazınsal değerdeki arkeolojik verilerle kalenin önemi ortaya çıkmıştır. Yaklaşık olarak 50 yıl aradan sonra Kef Kalesi yeni dönem kazıları 2021 yılında başlatıldı. Bu çalışmada, 2021 ve 2022 yılında Kef Kalesi’nde ulaşılan arkeolojik ve filolojik verilerin değerlendirmelerine yer verilmektedir. Arkeolojik veriler ilk dönem kazıları ve bulgularıyla bağlantılı bir şekilde yorumlanmaktadır. Kalenin büyük salonunda çalışmalar başlamış, burada yer alan fil ayakları yeniden ayağa kaldırılmıştır. Kef Kalesi ikinci dönem kazılarında çanak çömlek parçalarının yoğun bir şekilde ele geçtiği hizmet odaları tespit edilmiştir. Birbirleri ile bağlantılı olan bu odalarda öğütme aletlerinin de ele geçmesi, odaların, sarayın mutfak bölümü olabileceğini düşündürmektedir. Yüzey araştırması ve kazı sürecinde Urartu çivi yazılı iki parça bulunmuş ve bu parçaların okuması yapılmıştır. Kalede bulunan tanrısal motifli ve mitolojik sahneler içeren çivi yazılı taş bloklar, Urartu arkeolojisinin Kef Kalesine özgü önemli buluntularındandır. Bazalt taş bloklara işlenmiş yazıtlarda geçen ašiḫusi sözcüğünün ‘aş/bereket evi’ anlamıyla tarihsel dil etkileşimleri ve etimoloji çalışmalarına kaynaklık edeceği anlaşılmaktadır.Article Bir Roman Lehçesi Olarak Doğu Anadolu Domcasının Biçimsel Örüntüleri(2021) Varol, OrhanBu çalışmada, alt-katman, etkileşim, gizli ve tehlikedeki bir Roman dili olan Domaninin sözcük-biçimsel ve biçim-sözdizimsel örüntülerini açıklamak amaçlanmaktadır. Çalışma verileri Türkiye’nin Van ve Ağrı-Doğubayazıt bölgelerinde yaşayan Domlarla yüz-yüze görüşmeler ile Domca sözlü anlatılar elde edilerek sağlandı. 2017 ve 2019 yılları arasında gerçekleştirilen kayıtlar 10 saatin üzerindedir. Verilerin elde edilmesi için Domaniye tipolojik olarak benzeyen Kurmanci aracı dil olarak kullanıldı. Kurmanciden Domaniye belirgin olarak geçirgenlik sergileyen yapılar, izafe, ergatiflik ve kirin ‘yapmak’ yardımcı eylemi ve onun bileşenleridir. Domaninin biçimsözdizimsel olarak Kurmanciye uyarlandığı ve {-xete-}, {-gev}, {-ole} ve {-ote} gibi Domaniye ait sözcüksel ve biçim-sözdizimsel eklerinin işlevselliklerini yitirerek fazlalık yapıları olarak kaldıkları anlaşılmaktadır.Öte yandan, yüklemcil öğe üzerinde bulunabilen {-avin}, kalma ve yönelme durum eki gibi işlev gören {-gi} ve {-ge} Domanideki varlıklarını dilbilgisel işlevleriyle birlikte belirli oranlarda korumaktadır. Türkçenin {-Iş} ve {-CI} türetim ekleri, Kurmancinin {-ne} olumsuzluk öneki ile birlikte, Domcanın nevişçi ‘dilenci’ sözcüğünün biçimlenmesinde belirleyicidirler.Bu sözcükteki bağımlı biçimbirimlerin bileşimsel organizasyonu, bir alt katman dil olan Domcanın, üst-katman dillerle etkileşiminden dolayı sözcüksel özelliklerinde kayıplar yaşadığı dönemde bile ‘yaratıcı dilselleşme’ uygulaması olarak değerlendirilmelidir.Article Göç ve Dil: Domlara Ait Anlatılar ve Dil Döngüleri(2021) Varol, OrhanKültürel ve dilsel etkileşimlerin temel nedenlerinden biri göçlerdir. Yeni yaşam alanı, göçmenler için aynı zamanda zihinlerinde baskın toplumların dillerinin anlam ağlarıyla örülmüş yeni bir dil alanı oluşturmak anlamına gelmektedir. Göç edilen bölge ve toplumları, dil döngüsünün ekonomik ve sosyal olanaklar sunan dışsal belirleyicileri görünümündedir. Bu belirleyicilerden kaynaklı bir isteklendirme ile bireyin zihnine yerleşen diller ve özelliklerinin kullanım ve işlevlerine bağlı olarak çokdillilik döngüsü harekete geçmektedir. Konuşucuların dil yetkinliklerini belirten dil döngüsü, baskın toplumların dillerinin kendi anadillerine göre daha belirgin bir biçimde edinildiği dil geçişleri ile gerçekleşmektedir. Romani Domların dil edinim ve çokdillilik süreçlerine bağlı olarak betimlenen dil geçişleri ve döngüleri, toplumsal dil görünümleri yanında Domani anlatılarına yerleşen anlam örgüleri içinde de bulunmaktadır. Domların kökenleri ve göç süreçleri ile gizli dil kullanımları konularındaki anlatılardan Dom dilinde olanların sözce yapıları içindeki biçimbilimsel ve anlamsal açıklamalar, göç ve dil döngüsü bağlamında değerlendirilmektedir. Domların göçebe toplum yapılarıyla ilişkilendirilebilecek sözcük dağarcıklarından, doğadaki bir varlığın zamansal ve mekânsal sürekliliği ve yakınlığının o varlığın bir ad kazanımında belirleyici olduğu anlaşılmaktadır. Kurmanci Kürtçesi ve Türkçenin, Doğu Anadolu Domlarının yerleşik yaşama uyumunda ve çokdilli söz varlıklarının oluşumunda belirleyici rolleri bulunmaktadır. Anadil olan Domaninin, toplumsal gereklilikle gizli dil olarak kullanım sürecinin, toplumlar arası uyumun iyileştirilmesi ile eş orantılı olarak güvenlik ihtiyacı ve ekonomik kaygılardan toplumsal nezaket göstergesine evrildiği anlatılarla karşılaşmaktayız.Master Thesis In the Light of Cuneiform Inscriptions Features of Urartian Language(2005) Varol, Orhan; Sevin, Veliİlk kez Assur yazıtlarında karşımıza çıkan Urartu adı; coğrafik bir kökenedayanmaktaydı ve Urartular Assurca yazdıklarında kendilerini bu şekildeadlandırabilmekteydiler. Fakat Urartular kendi dillerinde yazdıklarında adları Bia-i-ni-li'?Bia Ülkesi'nin İnsanları?ydı. Urartular'ın kendi dilleri için kullandıkları ad isebilinmemektedir.Urartu ve Hurri Dilleri arasında birçok benzerlik bulunduğu için bu dillerbirbirleri ile ilişkilendirilmektedir. Hurri Urartu Dilleri'nin Proto Doğu KafkasDilleri'nin bir üyesi olduğuna inanılmaktadır. 9. yüzyılın ortalarından 6. yüzyılınbaşlarına kadar Urartuca; Urartu Kralları'nın hakimiyet alanı olan Hazar Denizi'ndenFırat nehrine; Sevan Gölü'nden Kuzeydoğu Irak'a kadar olan bir alanda yazıya aktarıldı.Urarular Akad orijinli olan Yeni Assur çivi yazısı sistemini kullandılar. Örnekaldığı model gibi Urartu yazı sistemi de heceler, ideogramlar ve determinatiflerdenoluşmaktaydı.Urartu yazıtlarının çoğunun, krallar tarafından çeşitli faaliyetleri anmakamacıyla; kayalar, duvarlar, temel ve kolonlar ile steller üzerinde uygulandığıgörülmektedir. İhtiyaç olmamasından çok araştırmaların yetersizliğinden dolayı azsayıdaki kil tablet ile; mülkiyetlerin teşhisi için çeşitli metal eserler üzerinde Urartu çiviyazıtlarını görmek mümkündür. Ayrıca mühürler ve bullalar da yazı malzemesi olarakkullanılabilmekteydi.Urartu Dili'nin fonolojik ve morfolojik özelliklerinin ögrenilmesi, Urartuyazıtları ile Assur yazı sistemi ve benzer Hurrice kelimeler ile sınırlıdır. Bu konularhakkındaki bilgiler, yeni yazıtların keşfi ve doğru analizleriyle, artabilecektir.Master Thesis Probability Parameters of Identification Urartian Oral Language(2023) Nanto, Sedat; Varol, OrhanUrartu krallığı, yaklaşık olarak M.Ö. 850-600 yılları arasında hüküm sürmüş Eski Yakın Doğu uygarlıklarından biridir. Urartu dili ile oluşturulmuş çivi yazılı belgeler, başta Urartu başkenti Tuşpa olmak üzere krallığın yaşam alanlarında bulunmaktadır. 19. yüzyılın başından itibaren bu yazıtların dilini çözme çabaları devam etmektedir. Özellikle yurtdışından gelen araştırmacılar tarafından ve bazen de bu araştırmacıların kendi ana dilleriyle ilişkilendirilerek yazıtların okunması gerçekleşmiştir. Bu çabalar, Almanca, Rusça, İtalyanca dillerindeki matbu korpuslar (bütünceler) ve en son İngilizce oluşturulmuş dijital bir korpus çalışması ile ortaya çıkmışlardır. Urartu dilinin anlaşılması konusunda önemli bilgiler içermelerine rağmen bu çabaların toplumsal ve dilbilimsel bakış açısından uzaklığı söz konusudur. Araştırmacıların, dönemin ve günümüzün bölge ve etkileşim dillerinden faydalanarak Urartucanın açıklanması konusuna gerektiği gibi değinmedikleri anlaşılmaktadır. Herhangi bir genetik ilişki olmasa bile aynı yaşam alanını paylaşan dillerde etkileşime bağlı olarak yapısal, anlamsal ve işlevsel boyutlarda birçok dilsel geçiş olabilmektedir. Ayrıca bazı yazıt okumalarında dilbilimsel bakış açısından uzaklaşma söz konusudur. Özellikle dilbilgisel bağdaşıklık ve anlamsal tutarlılık konularında sorunlu yazıt okumalarıyla karşılaşılmaktadır. Bunlar da anlam bulanıklığının hâkim olduğu çalışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu nedenle başta yazıtların uzlaşımsal anlamının ve dilbilimsel tutarlılığının ihtiyaç duyulduğu çözümlemeler gerçekleştirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Yazıtlardaki tarihsel, toplumsal ve kültürel bilgiye erişim de böylece daha mümkün hale gelebilecektir. Bu amaçlar doğrultusunda, Urartucanın anlaşılmasında etkin olabilecek temel ve yardımcı değişkenlerin (parametrelerin) belirlenmesine çalışıldı.Article Tehlikedeki / Gizli Dil Domani Sözcük Listesi Üzerine Bir Çalışma(2020) Varol, OrhanRoman dillerinden biri olan Domani ya da Domca, gizli dil işlevine sahiptir ve az sayıda konuşanı kaldığı için Doğu Anadolu’nun tehlikedeki dillerindendir. 2017 ve 2019 yılları arasında Van ve Ağrı-Doğubayazıt’ta yaşayan Dom konuşucularla yüz yüze görüşmeler sağlanarak tipolojik bakımdan Domaniye benzeyen Kurmanci aracı dil olarak kullanılıp elde edilen sözlü verilerle bir Domani-Türkçe sözcük listesi oluşturuldu. Kurmanci ve Türkçe etkisi altındaki Domani, az sayıdaki çekirdek sözlükçesini korurken dilin ait olduğu toplumun kültürel özelliklerini ve gizli dil kullanımına dair dilsel öğeleri içinde barındırmasıyla toplumdilbilimsel bakımdan dikkat çekmektedir. Dilsel etkileşim ve farklılaşmada dilin konuşucularının toplumsal konumlarının belirleyici olduğu, Domani söz varlığına ait birimlerin işlevsel ve kullanımsal özelliklerine bağlı olarak anlaşılmaktadır. Domani sözcükleri: köken dil Domani kaynaklı olan, çeşitli soneklerle yeniden biçimlendirilerek Domcalaştırılan ve baskın etkileşim dillerine ait olmak üzere üç farklı görünüme sahiptir. Dom toplumunun, baskın dillerin kullanıcısı olan toplumlarla aynı yaşam alanını paylaşmaları ve bu toplumlara sosyal ve ekonomik bakımdan uyum sağlama çabalarının bir sonucu olarak Domani, gizli dil olarak kullanım işlevini de yakın bir gelecekte yitirebilir.