Browsing by Author "Yeşilova, Çetin"
Now showing 1 - 15 of 15
- Results Per Page
- Sort Options
Article Adilcevaz Kireçtaşının (Van Gölü Kuzeyi) Mikrofasiyes Özellikleri(2007) Yakupoğlu, Türker; Yeşilova, ÇetinBu çalışmada, Van Gölü kuzeyinde yüzeyleyen Alt Miyosen (Burdigaliyen) zaman aralığında çökelmiş Adilcevaz kireçtaşının sedimantolojik özellikleri mikrofasiyes analizlerine dayalı olarak belirlenmiştir. Bu bilgiler ışığında çalışma alanının Alt Miyosen paleocoğrafyasına da bir yaklaşım sağlanmıştır. İnceleme alanında yapılan arazi çalışmaları sonrası gerçekleştirilen laboratuar çalışmaları sonucunda, Adilcevaz kireçtaşı 6 mikrofasiyese ayrılmıştır. Bu mikrofasiyesler şunlardır; 1-Kırmızı algli, iri bentonik foraminiferli vaketaşı-istiftaşı mikrofasiyesi. 2-Kırmızı algli, Bryozoa'lı bağlamtaşı mikrofasiyesi. 3-Kırmızı algli, Mercan'lı bağlamtaşı mikrofasiyesi. 4-Kırmızı algli, iri bentonik foraminiferli kireç çakılıtaşı mikrofasiyesi. 5-Globigerinoidae'lıvaketaşı-istiftaşı mikrofasiyesi. 6-Kırmızı algli, Lepidocyclina lı vaketası mikrofasiyesi. Belirlenen bu mikrofasiyeslerle Adilcevaz kireçtaşmm paleocoğrafık evrimine ışık tutulmaya çalışılmıştır. Arazi gözlemleri ve mikrofasiyes incelemelerindeki bulgular; Adilcevaz kireçtaşmm, kırmızı alglerin yayılım gösterdiği bir karbonat şelfinde oluştuğunu göstermektedir.Master Thesis Description and Comparison of Van Lake Microbiolites and Tufas(2023) Nar, Baran; Yeşilova, Çetin; Landmann, GuenterTarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Van Gölü çevresi, birçok bilimsel veriyi de bünyesinde barındırmaktadır. Van Gölü'nün paleo evrimi açıklığa kavuşturuldukça gerek bölge gerekse Orta Doğu ve Ön Asya için evrimsel kanıtlar desteklenmektedir. Bu bağlamda bir terminal göl vazifesi gören Van Gölü oldukça önemlidir. Göldeki önemli iklim tepkilerinden biri de su seviyesi dalgalanmalarıdır. Bu bağlamda, Van Gölü kuzeyinde gözlemlenen tufalar, göl seviye dalgalanmalarında, doğrudan kanıt veren en önemli öğelerden biridir. Dolayısı ile Van Gölü mikrobiyalitleri ile karıştırılan bu tufaların ayrıntılı çalışılması ve tanımlanması, Asya-Orta Doğu-Avrupa üçgeninin tam orta noktasının tanımlanması açısından oldukça önemlidir. Bu çalışmanın ana konusu olan tufalar, sadece bazı eşsiz göllerin kıyı şeridinde oluştukları için en iyi göl seviyesi göstergeleridir. Bu bağlamda, Van Gölü tufa oluşumu açısından şanslıdır, ancak gölün tufaları ilk bakışta mikrobiyalitlerle çok benzer özellikler gösterdiğinden gölün mikrobiyalitleri ile kolayca karıştırılmaktadır. Bu çalışmada, Van Gölü kuzeyinde yüzeyleyen tufaların fasiyes özellikleri, mineralojik/yapısal özellikleri tespit edilerek, mikrobiyalitler ile farklılıkları tartışılmıştır. Yapılan bu çalışmalar ışığında, tufa ve mikrobiyalit oluşum mekanizmalarına yaklaşımda bulunulmuştur.Master Thesis Geological Aspect of Tazekent Village (diyadin-Ağri) Travertine(2021) Yegen, Şükriye Başak; Yeşilova, ÇetinDiyadin İlçesi (Ağrı Türkiye) kaplıcaları ve travertenleri ile tanınmaktadır. Tazekent Köyü traverteni bu tarvertenleri en geniş yayılıma sahip olanı olarak ön plana çıkmaktadır. Bölgede güncel traverten oluşumları, sıcak su çıkışları ve gayzerler görülmektedir. Tazekent Köyü Travertenlerinin jeolojik evrimini anlamak ve bölgenin jeolojik evrimine katkı koymak amacıyla, travertenlerden toplam 136 adet örnek topladık. Bu örneklerin 110 tanesi ince kesit, 8 tanesi XRF, 5 tanesi XRD, 10 tanesi SEM ve 3 tanesi U/Th analizi için kullanılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda, Tazekent Köyü Travertenlerinde, 7 fasiyese ayırtlanmıştır. Bu fasiyesler sırasıyla, 1) Breşik-litoklastlı fasiyes, 2) Kristalin kabuk fasiyesi, 3) Çalı tipi fasiyes, 4) Sal tipi fasiyes, 5) Stromatolitik fasiyes, 6) Gaz boşluklu fasiyes, 7) Paleotoprak olarak tanımlanmıştır. Fasiyes özellikleri ve laboratuvar çalışmaları sonucunda, 215.16-31.44 ka zamanları arasında kurak ve kimi zaman sıcak kimi zaman soğuk iklim koşullarının egemen olduğu tespit edilmiştir. Yine Tazekent Köyü Travertenlerinin yoğun canlı aktivitesine olanak sağladığı, volkanizma ve tektonizma ile eş zamanlı oluşum gösterdiği gözlenmiştir. Bununla birlikte, bölgede var olan tektonik rejimin günümüzde de devam ettiği belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Diyadin, Gayzer, Tazekent, Tektonizma, Traverten.Master Thesis Geological Evaluation of Potential Site Areas in Şırnak Province(2025) Yıldırım, Gökhan; Yeşilova, ÇetinJeolojik miras; bir bölgenin jeolojik yapısını, tarihsel gelişimini ve evrimsel süreçlerini yansıtan, bilimsel, estetik ve kültürel açılardan önemli değerler taşıyan doğal varlıklardır. Bu mirasın korunarak gelecek nesillere aktarılması, yalnızca yer bilimleri açısından değil, aynı zamanda bölgesel kalkınma, doğal alanların sürdürülebilir kullanımı ve çevre yönetimi bakımından da stratejik bir öneme sahiptir. Bu çalışmada, incelenen alanların jeolojik yapıları, tektonik özellikleri, kayaç türleri ve jeomorfolojik süreçleri detaylı biçimde analiz edilmiştir. Bu analizler sonucunda, ilgili bölgelerin jeolojik çeşitliliği ve özgünlükleri ortaya konmuş, sahip oldukları bilimsel ve doğal değerler değerlendirilmiştir. Elde edilen veriler doğrultusunda, söz konusu alanların korunma öncelikleri belirlenmiş ve doğal sit alanı ilan edilme potansiyelleri incelenmiştir. Çalışma kapsamında yapılan jeolojik ve jeomorfolojik değerlendirmeler sonucunda; Cehennem Deresi, Fıtık Tepesi, Şerefiye Şelaleleri, Feraşin Yaylası, Cennet Vadisi, Hisarkapı Şelaleleri, Hemka Şelalesi, Mağara Şelalesi, Melisa Şelalesi ve Zeyvan Şelalesi, sahip oldukları morfolojik ve estetik özellikler ile jeomorfosit olarak nitelendirilmiştir. Buna karşılık, Çemka Şelalesi, bölgedeki önemli bir jeolojik süreci ve evrimi temsil etmesi nedeniyle jeosit olarak değerlendirilmiştir.Master Thesis Geological Properties of Sariseki (kastamonu-Taskopru) Copper Mineralization and Related Metasedimentary Rocks(2019) Baran, Cüneyt; Yeşilova, Çetin; Günay, KurtuluşBu çalışma; Kastamonu-Taşköprü-Sarıseki Cu mineralizasyonu ve ilişkili metasedimanter kayaçların jeolojik özelliklerinin araştırılmasını kapsamaktadır. Çalışma alanı, Orta Karadenizde Jura yaşlı Çangaldağ Metamorfik Kompleksi içerisinde yeralır. Çalışma alanında düşük yeşilşist fasiyesi metamorfizması geçirmiş fillit ve kloritşistler egemen litolojik birimleri oluşturur. Fillit ve şistler içinde limonitleşme, silisleşme, hematitleşme yaygın görülen alterasyonlardır. Oksidasyon zonlarındaki malahit, azurit gibi mineral oluşumları bakır mineralizasyonuna ait cevherleşme izleri olarak gözlenmektedir. Fillitler içinde masif pirit laminasyonlarının izlenmesi, pirit tanelerinin arasına yerleşmiş kalkopirit minerallerinin varlığı, masif sülfid mineralizasyonu bulguları olarak değerlendirilmiştir. Alterasyon alanı üzerinde gerçekleştirilen yarma ve toprak jeokimyası çalışmaları neticesinde elde edilmiş bulgular (cevherleşmenin yankayaç özellikleri, cevher ve yan kayaç ilişkisi, cevher özellikleri) Sarıseki bakır mineralizasyonunun, sedimanlar içine yerleşmiş bir masif sülfid cevherleşmesi olduğunu gösterir. Sarıseki bakır minerilizasyonu, bölgede daha önce keşfedilmiş olan, Hanönü, Cozoğlu ve Zeybek Cu yatakları gibi, Besshi-Tipi Masif Sülfid Cevherleşmelerine benzer özellikler sergilemektedir.Master Thesis Investigation of Mineralogical Characteristics and Economic Importance of Sedimentary Rocks of Yapilar Member of Lice Formation (w Siirt).(2023) Sülünoğlu, Nihat; Yakupoğlu, Türker; Yeşilova, ÇetinBu tez çalışması, Siirt ilinin batısında, Uluköy, Kayabağlar, Tütün köyleri çevresinde yaklaşık 90 km2'lik bir alanda gerçekleştirilmiştir. Söz konusu alanda yüzeylenen Lice Formasyonu Yapılar Üyesi'nin sedimanter kayaçlarından (çamurtaşı, jips, kumtaşı ve çakıltaşı) alınan kırk beş örnek çalışmanın materyalini oluşturmuştur. Bu örneklerin mineralojik özelliklerini belirlemek ve sınıflandırmak üzere uygun olanların ince kesitleri yaptırılarak polarizan mikroskop altında incelenmiş ve sınıflandırılmıştır. Çamurtaşlarının mineral içeriklerini belirlemek amacıyla X-Işını kırınımı detay kil analizleri yaptırılmıştır. Örneklerin tüm kayaç bileşimlerinde kil mineralleri, mika mineralleri, jips, kuvars, feldspat, kalsit, dolomit ve bassanit mineralleri belirlenmiştir. Jips ve bassanit minerallerinin örneklerde birlikte bulunmaması jipsin bassanite dönüşümünü göstermektedir. Kil fraksiyonu analizlerinde kil minerali olarak klorit ve sülfat minerali olarak anhidrit saptanmıştır. Klorit biyotitin bozunma ürünü olarak yorumlanmıştır. XRF analizleriyle elde edilen majör oksit ve minör oksit sonuçları XRD sonuçlarıyla karşılaştırılmış ve uyumlu oldukları belirlenmiştir. Taramalı elektron mikroskop (SEM) ve enerji saçınımlı x-ışını (EDX) çalışmalarında, XRD analizleriyle varlığı belirlenen jips ve klorit minerallerinin yanısıra mangan, bakır ve titanyum oranı yüksek bileşenler tespit edilmiştir. Çalışma alanından alınan 5 örnek üzerinde pişirme deneyi ve özgül yüzey alanı tayini deneyi yaptırılmıştır. Pişirme deneyi sonuçlarına göre 1150 oC'de pişme rengi açık kahverengiden koyu kahverengiye değişmektedir. 1200 oC'de koyu kahve, 1300 oC'de koyu kahve + yeşilimsi renk tonları belirlenmiştir. Yüzey alanı değerleri 34.322 m2/g ile 60.272 m2/g arasında değişmektedir. Değerlerin düşük olması örneklerin tamamına yakınında smektit grubu kil minerallerinin bulunmaması ile ilişkilendirilmiştir. Çalışma sahasından alınan 9 kil örneğinin silika, alüminyum ve toplam alkali modülleri hesaplanmış ve 1 örneğin çimento üretimine uygun değerlere sahip olduğunu göstermiştir.Master Thesis Investigation of Sedimentological Aspects of Travertines Exposed Between Heybeli and Kömürlü Villages (adilcevaz-Bitlis) and Their Economic Importance(2021) Aranlı, Bilal; Yeşilova, ÇetinBu tez kapsamında Heybeli köyü ile Van Gölü arasında kalan bölgede yüzeyleyen Heybeli traverten ve tufalarının evriminin aydınlatılması ve ekonomiye katkısının belirlenmesi amaçlanmıştır. İnceleme alanında yapılan gözlem ve tespitlerin haricinde travertenlerin örtülü bölümleri için 54 m karotlu sondaj yapılmıştır. Toplamda 55 m traverten, 21 m de tufa istifi incelenmiştir. Bu kapsamda; 107 adet ince kesitin, 8 adet SEM örneğinin ve 5 adet su örneğinin analizi yapılmıştır. İncelemeler sonucunda travertenlerde; 1- Breşik-litoklastlı fasiyes, 2- Kristalin kabuk fasiyesi, 3- Çalı tipi fasiyes, 4- Sal tipi fasiyes, 5- Gaz boşluklu fasiyes ayıtlanmıştır. Tufalarda ise; 1- Fitoherm çatıtaşı fasiyesi, 2- Fitoherm bağlamtaşı fasiyesi, 3- Mikritik tufa fasiyesi ayırtlanmıştır. Bu fasiyeslerin ışığında; 1- Yamaç fasiyes birlikteliği, 2- Havuz (göl) fasiyes birlikteliği olmak üzere iki fasiyes birlikteliği belirlenmiştir. Elde edilen bulgular; 5 defa büyük ölçekli göl seviyesi dalgalanması yaşayan Van Gölü ile Süphan volkanizmasının Heybeli traverten ve tufalarının oluşum ve gelişimlerini denetlediğini göstermektedir. Ayrıca analizi yapılan 1 adet su örneğinin fiziksel ve kimyasal özellikleri göz önüne alındığında bölgedeki traverten ve tufaları oluşturabileceği kanaatine varılmıştır. Bölgedeki traverten ve tufaların sedimantolojik özelliklerine göre doğal taş olarak kullanılma potansiyelleri açısından ekonomik olmadığı kanaatine varılmıştır.Master Thesis Microfacieses of Adilcevaz Limestones Which Outcrop at North of Lake Van(2004) Yeşilova, Çetin; Yakupoğlu, Y. TürkerÖZET VAN GÖLÜ KUZEYİNDE YÜZEYLEYEN ADİLCEVAZ KİBEÇTAŞININ MİKROFASİYESLERİ YEŞİLOVA, Çetin Yüksek Lisans Tezi, Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı Tez Danışmam: Yrd. Doç. Dr. Türker YAKUPOĞLU Aralık 2004, 79 sayfa Bu yüksek lisans tez çalışması, Van Gölü kuzeyinde yüzeyleyen Alt Miyosen (Burdigaliyen) zaman aralığında çökelmiş olan Adilcevaz kireçtaşının fasiyes analizi ile ilgilidir. Tezin amacı arazi gözlemleri, petrografik ve paleontolojik incelemeler kapsamında, Adilcevaz kireçtaşınının fasiyeslerini ve çökelme ortamalarmı belirleyerek çalışma alarmım paleocoğrafik evrimine katkı koymaktır. Çalışma alanındaki birimler, yaşlıdan gence doğru; Üst Kretase yaşlı Ahlat- Adilcevaz Kompleksi, Eosen-Oligosen yaşlı Ahlat konglomerası, Alt Miyosen yaşlı Adilcevaz kireçtaşı, Orta-Üst Miyosen yaşlı Aktaş konglomerası ve bu konglomeralar ile yanal-düşey geçişli olan Develik formasyonu, Pliyosen yaşlı Çukurlarla kireçtaşı, Üst Pliyosen-Pleyistosen yaşlı traverten ve alüvyon ile aynı yaş aralığına sahip volkanitler ve Pleyistosen-Holosen yaşlı gölsel ve alüvyal çökeller ile karakterize edilen Van Gölü Formasyonundan oluşmaktadır. Arazi çalışmaları sırasında Adilcevaz kireçtaşmdan 12 ölçülü stratigrafik kesit ölçülmüş ve toplam 210 örneğin ince kesiti yapılmıştır. Yapılan ince kesitlerin petrografik ve paleontolojik incelenmeleri sonucu bu kireçtaşmda altı mikrofasiyes ayırt edilmiştir. Bu fasiyesler şunlardır, 1. Kırmızı algli, iri bentonik foraminiferli vaketaşı-istiftaşı fasiyesi 2. Kırmızı algli, Lepidocyclina 1ı vaketası fasiyesi. 3. Kırmızı algli, Bryozoa'lı bağlamtaşı fasiyesi. 4. Kırmızı algli, Mercan'h bağlamtaşı fasiyesi. 5. Kırmızı algli, iri bentonik foraminiferli kireç çakılı taşı fasiyesi. 6. Globigerinoidaelı vaketaşı-istiftaşı fasiyesi. Bu fasiyesler Adilcevaz kireçtaşının, kırmızı alglerin egemen olarak yayüım gösterdiği Burdigaliyen yaşlı bir karbonat şelfinde geliştiğini göstermektedir. Arazi gözlemleri ve fasiyes incelemelerindeki bulgular, Adilcevaz kireçtaşının gelişimi sırasında mercan resiflerinin gelişimine ilişkin yeterli ekolojik koşulların yörede bulunmadığını da ortaya koymakladır. Anahtar Kelimeler: Adilcevaz kireçtaşı, Resif, Mikrofasiyes, Karbonat şelfiResearch Project Paleomanyetik (Manyetostratigrafi) Yöntemler ile Van Bölgesi En Genç Denizel Biriminin (Van Formasyonu) Yüksek Çözünürlükte Yaşlandırılması: Arap-anadolu Plakaları Arası Gerçekleşen Kıtasal Çarpışmanın Zamanlaması Hakkında Çıkarımlar(2019) Gulyuz, Erhan; Yeşilova, Çetin; Özkaptan, MuratAvrasya ? Arap plakaları arasındaki yakınsama Neotetis Okyanusunun dereceli olarak kapanmasına ve Hint Okyanusu ile Akdeniz arasındaki açık deniz baglantısının erkan Miyosende kesilmesine neden olmustur. Neotetis havzalarının kalıntıları Dogu Anadolu?da dagılmıs halde bulunmaktadır. Van bölgesi bu kalıntı havzalardan birine dogal olarak ilgili deniz koridorunu son derece iyi temsil eden bir stratigrafik sekansa sahiptir (Van formasyonu). Bu formasyon deniz deniz, karasal ve sıgı deniz çökelleri arasındaki geçisleri temsil eden üç üye ile temsil edilir. Bu formasyon Neotetisin geç dönem kapanımının aydınlatılması anlamında ahantar bir seviye olarak düsünülmüstür çünkü bu formasyon Dogu Anadoludaki en genç denizel birimlerden biridir. Proje kapsamında Van bölgesindeki deniz-ara geçisini yaslandırmak ve bölgedeki deformasyon davranıslarını daha iyi belirlemek için yeni manyetostratigrafik ve manyetik duyarlılık anizotropisi (AMS) verileri sunulmustur. Van formasyonu statigrafik sırada yüksek çözünürlükte ~350 yönlü paleomanyetik sondajla örneklenmistir. Bu örnekler termal (TH) ve alternative alan (AF) demanyetizasyonuna maruz bırakılıp örneklerdeki manyetik polariteler belirlenmistir. Elde edilen manyetik polariteler Jeomanyetik Polarite Zaman Abagıyla (GPTS) ile korele edilerek birimin tabanının ~19.5 My?da, birimdeki denizel-karasal ortam geçisinin 18.8 My?da ve birimin gözlemlenen tavanının ~16.8 My?da çökeldigi belirlenmistir. AMS verilerinin sundugu genislemeli-sıkısmalı rejim geçisinin yası ise ~19 My olarak belirlenmistir. Bu yas bölgedelki derin denizel ortamının sonlanmasıyla neredeyse aynı zamana denk gelmektedir. Proje kapsamında iddia edilen bölgede derin denizel çökelimin bitmesinin ve stress rejiminin ani degisiminin bölgede meydana geldigi düsünülen Avrasya-Arap plakaları arasındaki çarpısmanın baslangıcını ve Neotetis okyanusal kabugunun tamamen tükenmesini zamansal anlamda sınırlayacagıdırArticle Pekişmemiş Sedimanlarda Depremlerle Oluşan Deformasyon Yapıları (Sismitler): Van Gölü Havzası, Doğu Anadolu(2010) Üner, Serkan; Üner, Tijen; Yeşilova, Çetin; Yakupoglu, TurkerDoğu Anadolu Platosu’nda yer alan havzalardan biri olan Van Gölü Havzası, sınırları içerisinde dünyanın en büyük soda gölü olan Van Gölü’nü bulundurmaktadır. Bu havza, Geç Pliyosen’de oluşmuş ve Kuvaterner’de etkili olan volkanizma ile son şeklini almıştır. Van Gölü Havzası’nda Kuvaterner yaşlı kumlu-siltli gölsel çökellerde çeşitli deformasyon yapıları bulunmaktadır. Pekişmemiş sedimanlarda sıvılaşma ya da akışkanlaşma sonucu oluşan bu deformasyon yapıları; büklümlü yapılar (basit-karma büklümlü yapılar ve top-yastık yapıları), su kaçış yapıları (tabak ve sütun yapıları) ve yük yapıları (alev yapısı) olmak üzere üç gruba ayrılır. Deformasyon yapıları üst basınç, fırtına kökenli dalgalar, yeraltısuyu seviyesindeki ani değişimler ve sismik sarsıntılarla oluşabilmektedir. Arazi gözlemleri, bölgesel tektonik ve sedimantolojik veriler ile konuyla ilgili önceki çalışmalar değerlendirildiğinde, bu deformasyon yapılarının sismik sarsıntılarla oluştuğu ve sismit olarak adlandırılabileceği sonucuna varılmıştır. Van Gölü Havzası’nda gölsel çökellerde farklı seviyelerde sismitlerin yaygın olarak gözleniyor olması, bölgenin Kuvaterner’de aktif bir tektonizmaya sahip olduğunu göstermesinin yanı sıra, bölgede 5 ve üzeri büyüklüklerde depremlerin sıklıkla meydana geldiğinin bir göstergesidir.Article Potential Geoheritage Assessment; Dereiçi Travertines, Başkale, Van (East Anatolian Turkey)(2021) Yeşilova, ÇetinDereiçi travertines famous for their Pamukkale-like conveyors are located to the south of the Başkale district of Van. The travertines are located after the 30th km of Başkale - Hakkâri highway and after 12 km by the road separating to the west. In this study, the morphological analyzes of travertines bearing geological heritages and their evaluation as \"geo-tourism\" were investigated. The oldest travertines in the region are the Layer-Type Traverteners at the base. On the Layer Type Travertines are the shear cracks developed in the K 10 B and K 40 D directions due to regional compressions and the Ridge Type Travertines formed by the waters from this crack. Finally, the waters draining down the slope from the cracks opening in the northeastern slope of the Ridge Type Travertines form the old and current Terrace Type Travertines.There are also small-sized Cave Type Travertines in the void spaces of various sizes developed in back-type travertines. When considered in potential of geoheritage, the region draws attention with two Ridge Type Travertines, a traverten bridge, some non-active terraced travertine, and a waterfall along a shear crack.In addition, the appearance of the natural walls formed by the downwind water due to the inclination of the Ridge Type Travertines along the northeast patch is also worth seeing. Dereiçi Travertines is one of the most important regions to be evaluated and protected from the perspective of geoheritage. However, these geological assets have not been found to be interesting, but at the same time, they have recently become the targets of the managerships looking for marble industry. Moreover, because of the increasingly decreasing hydrothermal waters coming out of the cracks, some of these terraces are dried up and some of them are coming to the stage of drying.The measures to be taken in order to continue natural formation are discussed in this article.Master Thesis The Relationship of Facies Features of Heybeli (adilcevaz-Bitlis) Travertines With Material Properties(2021) Uvaçin, Halit; Yeşilova, Çetin; Elçi, HakanBu tez kapsamında Van Gölünün kuzeyinde yüzeylenen Heybeli traverten fasiyes özelliklerinin malzeme özellikleri ile ilişkisinin belirlenmesi ve endüstriyel olarak önemlerinin araştırılması amaçlanmaktadır. İnceleme alanında yapılan çalışmalarda 56 m karotlu sondaj çalışması yapılmıştır. Bu sondaj çalışmasında toplam 54 m traverten istifi incelenmiştir. Bu sondaj çalışması sonucunda elde edilen karot örneklerinden 88 adet örnek üzerinde fiziksel ve mekanik özelliklerini belirlemek amaçlı deneyler ayrıca ultrasonik hız ölçümleri yapılmıştır. Arazi gözlemleri ve mineralojik incelemeler sonucunda Heybeli travertenleri; 1-Kristalin kabuk fasiyesi (sarı ve gri renkli olmak üzere iki alt fasiyese ayrılmıştır), 2-Breşik-litoklastlı fasiyes, 3-Sal tipi fasiyes, 4-Çalı tipi fasiyes ve 5-Gaz boşluklu traverten fasiyesi olmak üzere 5 farklı fasiyese ayırtlanmıştır. Karotlu sondaj çalışması sonucunda, elde edilen karotların, süreksizlik özellikleri, laboratuvar çalışmalarında ise, gözeneklilik, yoğunluk, su emme gibi fiziksel özellikler ve basma, çekme ve nokta yükü ile de mekanik özellikler belirlenmiştir. Ayrıca örnekler üzerinde ultrasonik hız ölçümleri yapılarak fiziksel ve mekanik tayini yapılmıştır. Deneylerden elde edilen sonuçlara göre, fasiyeslerin litolojik özelliklerinin, travertenlerin fiziko-mekaniksel özelliklerini belirleyici/sınırlayıcı parametreler içerdiğini ve fasiyes özelliklerinin malzeme özelliklerini doğrudan etkilediği tespit edilmiştir. Yapılan tüm arazi, karotlu sondaj, laboratuvar ve petrografik analizler sonucunda, Heybeli travertenlerinin, endüstriyel olarak herhangi bir öneme sahip olmadığı belirlenmiştir.Doctoral Thesis Stratigraphical ? Sedimentological Investigation and Economic Importance of Saliferous Units Among Baykan-Kurtalan-Şirvan (Siirt)(2012) Yeşilova, Çetin; Helvacı, CahitDoktora tezi kapsamında Batman ve Siirt illeri arasında kalan 6000km2 lik alan çalışılmıştır. Tezin başlığını oluşturan tuz içeren birimler, Alt ? Orta Miyosen yaşlı Lice Formasyonu içerisinde yer almaktadır. Lice Formasyonu, çökel birliktelikleri göz önüne alınarak Yapılar ve Sulha üyeleri olmak üzere iki ayrı üyeye ayrılmıştır. Tuzlu birimler, bordo ? yeşil renkli, jips içeren, killi ? siltli birimlerin ardalanmasından oluşan Sulha üyesinin 200 ? 280 m'leri arasında yer almaktadır.Lice Formasyonu'nun sedimantolojisini en iyi ifade edebilecek kesimlerden 10 adet ölçülü stratigrafik kesit alınmıştır ve bölgede TPAO ve Fernas enerji şirketleri tarafından yapılan sondaj verileri çalışılmıştır. Bu stratigrafik kesit ve sondaj karotlarından derlenen 307 adet örnekden ince kesit, SEM, jeokimyasal analiz, palinojik ve paleontolojik incelemeler yapılmıştır.Yapılan laboratuar çalışmaları sonucunda; tuzlu birimlerin Alt - Orta Miyosen zaman aralığında, gelgit üstü ? sabka ortamında çökeldiği belirlenmiştir. Tuzların Permiyen ? Triyas ve Oligosen evaporitlerinin yeniden işlenmesi sonucu çökeldiği belirlenmiştir.Yapılan incelemeler ve analizler sonucunda; Sulha üyesine ait killerin çimento hammaddesi olarak kullanılabileceği, tuzlu birimlerin, çözelti madenciliği yapılarak değerlendirilebileceği belirlenmiştir.Master Thesis The Geological and Geomorphological Evolution of Dolines Developed on the Çamlık Travertines (Başkale - Van) and Their Significance in Terms of Regional Neotectonics(2025) Günbatar, Abdullah; Yeşilova, ÇetinBu tez çalışmasında, Van ili Başkale ilçesi sınırlarında yer alan Çamlık Travertenleri üzerinde gelişmiş dolinlerin morfometrik özellikleri ve bu oluşumların yapısal kontrolle ilişkileri değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamında, uydu görüntüleri ve CBS tabanlı analizlerle 113 adet dolin tespit edilmiş; bu dolinlere ait alan, çevre, derinlik, çap, uzama oranı ve şekil indeksi gibi temel morfometrik parametreler hesaplanarak mekânsal dağılımları incelenmiştir. Morfometrik analiz sonuçları, dolinlerin özellikle orta kesimlerde yoğunlaştığını, yönelimlerinin belirli doğrultulara paralel olduğunu ve şekil bozulmalarının yapısal faktörlerle ilişkilendirilebileceğini ortaya koymuştur. Dolinlerin yönelimi ve uzama oranı gibi parametreler, bölgedeki fay sistemleriyle uyumlu doğrultular sergilemiş ve bu durum dolinlerin gelişiminde tektonik yapıların etkili olduğunu düşündürmüştür. Yoğunluk analizi, sahadaki dolinlerin 1 km² alanda 113 adet gibi yüksek bir sıklıkla yer aldığını göstermiştir. Bu durum, 'yüksek yoğunluk' kategorisinde değerlendirilmekte olup, aktif karstlaşma sürecinin göstergesidir. Şekil indeksi değerleri ise dolinlerin büyük oranda dairesel formlarda olduğunu, bazı örneklerin ise olgunlaşmış ve uzamış biçimlere sahip olduğunu göstermiştir. Jeofizik verilerle desteklenen bu morfometrik bulgular, zemin alt yapısının da değerlendirilmesini sağlamıştır. MASW ve sismik kırılma yöntemleri ile elde edilen sismik dalga hızları, Vs30 değerleri ve elastik modül hesaplamaları sonucunda çalışma alanındaki zeminlerin genel olarak sert ve rijit özellikte olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, karstik şekillenmenin sadece yüzeysel çözünmeyle değil, aynı zamanda yapısal unsurların kontrolünde geliştiğini desteklemektedir. Tez kapsamında yapılan tüm analizler, Çamlık Travertenleri üzerindeki dolinlerin morfotektonik süreçlerle ilişkili olarak oluştuğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur.Article Van Gölü Havzasının Çevre Jeolojisi(2008) Alkevli, Tolga; Çiftçi, Yahya; Işık, M. Akif; Yeşilova, ÇetinVan Gölü havzasında antik dönemlerden buyana madencilik faaliyetleri yürütülmüştür. Bilinen en yoğun hammadde üretimi ve metalürjik faaliyetler Urartu uygarlığının yüksek kalitede metal işlemeciliği ve özgün seramik üretimi yaptığı dönemde gerçekleşmiitir. Bu antik uygarlığın bir döneme isim verecek ölçüde metal işlediği göz önüne alınırsa, havzada birkaç bin yıldır madencilik faaliyetlerinden kaynaklanan çevresel etkilerin gündemde olduğu anlaşılır. Bu havzadaki son alıcı ortam Van Gölü’dür. Dolayısıyla, bu kapalı havzada yürütülen her türlü iktisadi faaliyetten kaynaklanan kirlilik yükü son olarak Van Gölü’ne katılmakta ve bu gölün kimyasal bileşimi, yeni katılan anyon-katyon-ağır metal içeriğine bağlı olarak değişmektedir. Bu çalışmada evsel ve sanayi atıklarından kaynaklanan karışmalar ile tarımsal kirlenme kapsam dışında tutulmuş, jeolojik çevreye odaklanılmıştır. Bu kapsamda Van Gölü kapalı havzasında bulunan maden işletmeleri, endüstriyel hammadde ocakları, işletmeye konu olmamış mineralizasyon bölgeleri, doğal radyasyon kirliliği ve jeotermal sahalardan kaynaklanan çevresel etkiler değerlendirilmiştir. Kendi özgün jeokimyasal bileşimi havzadaki yoğun insan yerleşimleri ve sanayileşme nedeniyle giderek deüişmeye başlamış olan Van Gölü’nün insan kaynaklı kirleticiler dışında, uzun dönemde hangi jeokimyasal riskler altında olduğu tartışılmış, bu değişimde havzanın jeolojik yapısının rolü irdelenmiştir. Çalışma sonunda Van Gölü havzasındaki maden yataklarının lokasyon haritası güncellenmiş, maden işletmeleri ve jeolojik yapıdan kaynaklanan kirleticilerin Van Gölü’ne olan etkileri değerlendirilmiştir. Doğal mineralizasyon ve alterasyon alanlarının belirlenmesinde uzaktan algılama teknikleri kullanılmış, bu alanlardaki erozyon potansiyeli sayısal eğim haritaları kullanılarak tartışılmıştır. Öncel çalışmalarda saptanan doğal radyoaktif anomali alanlarının jeolojik iliıkisi irdelenmiştir. Sonuç olarak; havzada yürütülen kum-çakıl, pomza, taş ocağı, maden işletmesi gibi faaliyetlerin doğal erozyonu hızlandırdığı, bunun da kimyasal kontaminasyonun yanı sıra göle taşınan malzemedeki artışa neden olduğu gözlenmiştir. Kontrolsüz madencilik ve Van Gölü havzasının jeolojik - jeomorfolojik yapısı nedeniyle göl habitatı günden güne değişmekte ve kirlenmektedir. Bu nedenle, havzanın insan faaliyetlerinden ve doğal jeolojik çevreden kaynaklanan tüm kirletici unsurlarının birlikte ele alındığı bütüncül jeokimyasal çalışmaların yürütülmesi konusunda hızla projeler üretilmeli, bu çalışmalara dayanarak havzanın sürdürülebilir çevre yönetim sistemi oluşturulmalıdır.