1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Yeler, Ayvaz"

Filter results by typing the first few letters
Now showing 1 - 3 of 3
  • Results Per Page
  • Sort Options
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Specialist Thesis
    Determination of Distribution of Malignant Tumors in Van Province and Its Surrounding Area According To Demographic Characteristics
    (2020) Yeler, Ayvaz; Aytekin, Aydın
    Bölgemizde (Van ili ve çevresi) yüksek oranda üst gastrointestinal sistem tümörlerinin olduğu söylenilmek ile birlikte bu konu ile ilgil yeterli verinin olmadığı görülmüştür. Bizim çalışmamızın amacı da bu eksikliğin giderilmesi ve bölgemizde tüm kanser türlerinin ne sıklıkta görüldüğü, demografik özelliklere göre Van Gölü havzasının hangi populasyonunda nasıl bir değişkenlik gösterdiği, yaşadığı yere göre, cinsiyete göre, yaşa göre dağılım ve sıklığının belirlenmesidir. Gereç ve Yöntemler: Retrospektif kesitsel tipteki bu çalışmaya Ocak 2010-Ekim 2019 yılları arasında Van Yüzüncü Yıl Üniveristesi Dursun Odabaş Tıp Merkezine başvurmuş ve patolojik olarak kanser tanısı almış olan tüm yetişkin (18 yaş ve üzerinde) hastalar dahil edilmiştir. Araştırmada dışlanma kriterleri ise 18 yaş altında olma, kesin patolojik malignite tanısı olmama ve patolojik malignite tanısını bakşa bir dış merkezde almış olmadır. Bulgular: 4967 olgunun 2376'sı (%47.8)'i kadındı. Tüm olgular için median yaş 58 (18-111) idi. Kadınların median yaşı 55 (18-111) iken erkeklerin median yaşı 60 (18-97) idi. Tüm popülasyonda en sık görülen malignite 917 (%18.5) olgu ile mide kanseri iken onu sırasıyla meme (%10,2), özofagus (%8,8), kolorektum (%7,8), baş-boyun (%7,3) izlemiştir. Erkekler arasında en sık görülen malignite 575 (%22,2) olgu ile mide kanseri iken, onu sırasıyla baş-boyun (%9,7), akciğer (%8,7), kolorektum (%8), lösemi (%7,3) izlemiştir. Kadınlarda en sık görülen malignite 497 (%20.9) olgu ile meme kanseri iken onu sırasıyla mide (%14,4), özofagus (%11,5), tiroid (%7,8), kolorektum (%7,6) izlemiştir. Sonuç: Çalışmamızda Van Gölü Havzasında mide ve özofagus kanserlerinin Türkiye verilerinden farklı olaral ilk sıralarda ve yüksek oranda görüldüğü tespit edilmiştir. Her ne kadar mide kanseri etyolojileri bilinse de bölgemizde görülen yüksek oranın gerçek nedeni henüz bulunamamıştır. İleri çalışmalara ihtiyaç vardır. Bölgede sık görülmeleri nedeniyle mide ve özofagus kanserlerinin erken teshiş için tarama programları geliştirlmelidir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Exploring Intensivist Involvement: Patient Characteristics, Interventions and Outcomes
    (Turkish Assoc Tuberculosis & Thorax, 2024) Arikan, Huseyin; Yeler, Ayvaz; Esen, Ramazan
    Introduction: Intensivists play a critical role in the management of intensive care units (ICUs) and in providing high quality care. While international guidelines recommend intensivist staffing for improved patient outcomes, there is a shortage of qualified intensivists in many regions, including T & uuml;rkiye. This study aimed to assess the impact of introducing a full-time intensivist to a medical ICU on patient characteristics, outcomes, and ICU interventions. Materials and Methods: This retrospective study analyzed data from the Internal Medicine ICU at Van Y & uuml;z & uuml;nc & uuml; Y & imath;l University Dursun Odaba & scedil; Medical Center over two periods: Pre- and post-intensivist recruitment. The study included adult patients admitted to the ICU from February 2018 to January 2020. Patient demographics, reasons for ICU admission, APACHE -II and SOFA scores, ICU interventions, and outcomes were recorded and compared between the two periods. Results: Of the 868 patients admitted during the study period, 820 were included in the analysis. There were no significant differences in demographic characteristics between the pre- and post-intensivist periods. However, patients in the post-intensivist period had higher APACHE -II and SOFA scores. Intensive care units mortality rates were comparable between the two periods. The post-intensivist period saw increased use of invasive mechanical ventilation and non-invasive ventilation compared to the pre-intensivist period. Renal replacement therapy usage and enteral nutrition provision also increased in the post-intensivist period. ICU and hospital lengths of stay remained similar between the two periods. Conclusion: The introduction of a full-time intensivist to the medical ICU led to changes in ICU interventions, including increased use of mechanical ventilation and renal replacement therapy. Despite these changes, ICU mortality rates remained unchanged. Further research is needed to explore the longterm impact of intensivist staffing on patient outcomes in T & uuml;rkiye.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Sexual Dysfunction in Male Patients With Prediabetes
    (Yuzuncu Yil Universitesi Tip Fakultesi, 2025) Yıldız, Saliha; Arikan, Huseyin; Sönmez, Gülçin Miyase; Kandemir, Mahsum; Yeler, Ayvaz
    Bu çalışmanın amacı prediyabet tanılı erkek hastalarda Türkiye'de ve dünyada geçerliliği yapılmış Golombok Rust Cinsel Doyum Ölçeği (GRCDÖ)'ni kullanarak cinsel fonksiyon bozukluğunu araştırmak, sonuçları prediyabeti olmayan kontrol grubu ile karşılaştırmak, cinsel fonksiyon bozukluğunu etkileyebilecek yaş, bel çevresi, vücut kütle indeksi, alkol, eğitim, sigara ile ilişkisini irdelemektir. Gereç ve Yöntemler: Aralık / 2019 – Nisan /2020 tarihleri arasında iç hastalıkları ya da endokrinoloji polikliniğine gelen 57 erkek hasta çalışmaya alındı. Hastaların bilinen herhangi bir hastalığı yoktu. Bu erkeklerin 30 tanesi prediyabetikti. 27 tanesi prediyabetik değildi. Hastalara cinsel fonksiyon bozukluğunu belirlemek için geliştirilmiş GRCDÖ anketi uygulandı. Bulgular: GRCDÖ'ne göre tüm hastalarda cinsel fonksiyon bozukluğu olan kişi sayısı 54 (%94,7), prediyabetiklerde 28 (%93,3),iken, kontrol grubunda 26 (%96,3) idi. GRCDÖ altbirim değerlendirmesine göre her iki grup arasında doyum ve sıklık altbirimlerinde gruplar arasında farklılık saptandı. (p<0.001 ve p:0.002). Diğer altbirimler arasında farklılık saptanmadı. Prediyabetli katılımcılarda yaş ile CDÖ toplam skoru ve dokunma, sıklık ve iletişim altbirimleri standart puanları arasında, AKŞ ile erken boşalma ve doyum altbirim standart puanlar arasında, TG düzeyleri ile doyum ve sıklık altbirim standart puanları arasında istatiksel olarak anlamlı pozitif korelasyon saptandı. Sonuç: Prediyabetik erkek hastalarda cinsel fonksiyon bozuklukları sık görülmek ile birlikte kontrol grubu ile anlamlı bir farklılık saptanamamıştır. Cinsel disfonksiyon alt gruplarında sıklık ve doyum alt birimlerinde anlamlı farklılık tespit edildi. Prediyabet durumu tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile gerileyebileceğinden dolayı cinsel fonksiyonlarda düzelme görülebilir. Prediyabetik popülasyonda konu ile ilgili daha geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır.