Evaluation of the Hadith 'Neither Confirm nor Deny the People of the Book…'

Abstract

Allah (c.c.) yeryüzüne gönderdiği insanoğluna rahmet etmiş, dünya hayatında yolunu kaybetmemeleri için belirli zamanlarda kendisine, seçtiği kulları vasıtasıyla doğru yolu göstermiştir. İlahi mesajı alan seçkin kullar, kendilerine verilen görevi layıkıyla yerine getirmek için canla başla çalışmışlardır. Ancak insanların kendi alışkanlıklarından vazgeçmeleri, nefsine hoş gelen istek ve arzularını bırakmaları ve ilahi mesaja olumlu cevap vermeleri hiç te kolay olmamıştır. Bu uğurda ilahi hakikati insanlara duyurmaya çalışan elçilerin karşısına büyük engeller çıkarmışlardır. Gönderilen elçilerle alay etmiş, yalanlamış, ciddiye almamış ve hatta eziyet etmişlerdir. İlk peygamber Hz. Âdem'den başlamak üzere Allah (c.c) her topluma kendi içlerinden, kendi dilleriyle peygamber göndermiş kimi peygamberlere sahifeler kimi peygamberlere ise kitap göndermiştir. Zamanla gönderilen ilahi mesajların unutulması veya tahrif edilmesi sonucunda yeni vahiyler gönderilmiş insanoğlu karanlığa terk edilmemiştir. Bu ilahi vahiyler sonucu ortaya çıkan dinlerin sonuncusu ise İslam'dır. İslam'la birlikte diğer dinlerin hükmü ortadan kalkmış ve İslam dini bütün insanlara hitap eden evrensel bir özellikle insanların karşısına çıkmıştır. Hz. Muhammed (sav) kıyamete kadar gelecek olan bütün insanlara son peygamber, Kur'an-ı Kerim ise son ilahi kitap olarak gönderilmiştir. Hz. Muhammed'in (sav) doğduğu ve İslam'ın zuhur ettiği Arabistan topraklarında daha önceki ümmetlerden, kendilerine kitap gönderilen Yahudiler ve Hristiyanlar da yaşamaktalardı. Bu ümmetler inanç konusunda tek olan Allah'a kulluk etmekle, O'na (c.c) şirk koşmamakla mükellef tutulmuşlardı. Kendilerine peygamberleri tarafından gelecek son peygamberden haberler verilmişti. Ancak bu ümmetler kendilerine peygamberleri tarafından son peygamber hakkında bilgi verilmesine rağmen bu gerçeği sakladılar ve kabule yanaşmadılar. Sadece bununla da yetinmediler Allah'ın elçisine hakaretler ettiler ve onu öldürme planları kurdular. Kendi peygamberlerinin iletmiş olduğu hakikatleri tahrif ettiler, gizlediler ve temel öğretilerinden uzaklaştılar. Kur'an'ın isimlendirmesiyle kendilerine kitap verilmiş olan bu topluluklara 'Ehl-i Kitab' denilmiştir. Hakikatin açıklayıcısı olan Hz. Muhammed (sav) Ehl-i Kitab'a karşı her zaman müsamahakâr bir tavır sergilemiştir. Çünkü temelde aynı yaratıcıya, aynı peygamberlere ve aynı kitaplara inanıyorlardı. Hz. Peygamber vahyin gelmediği zamanlarda Ehl-i Kitab'ın tarzını tercih ediyor ve müşriklere muhalefet ediyordu. Yönünü onların kıblesi olan Kudüs'e çeviriyor, onların kestiklerini yeme ve iffetli kadınlarıyla evlenmelerine izin veriyor, onların tuttuğu Aşure orucunu tutuyor ve onların kıssalarını anlatıyordu. Hz. Peygamber onları İslam'a davet etmiş olumlu cevap almayınca onları İslam'a zorlamamış kendi dinlerinde kalabileceklerini söylemiştir. Yahudi asıllı olan Safiye ile evlenmiş onlarla akrabalık bağları kurmuştur. Onlarla Medine Sözleşmesi gibi çeşitli anlaşmalar imzalamış onların da yaşayabileceği bir toplum oluşturmaya çalışmıştır. Ancak Ehl-i Kitab bunları görmezden gelip onunla yaptıkları antlaşmaları bozmuş, O'na(sav) ihanet etmiş çeşitli tuzaklar kurarak O'nu (sav) ortadan kaldırmaya çalışmışlardır. Bizler bu çalışmamızda Hz. Peygamber'in (sav) Ehl-i Kitab hakkında söylemiş olduğu 'Ehl-i Kitab'ı ne tasdik edin ne de onları yalanlayın…' hadisini dönemin şartları çerçevesinde ve bütüncül bir yaklaşımla değerlendirmeye çalışacağız. Bunu yaparken öncelikle ilgili hadisin isnat ve metin değerlendirmesini yapmaya çalışıp hadisin sıhhati konusunda bilgiler vereceğiz. Hadisin ravileri hakkında bilgiler verip hadisin farklı tariklerinin olup olmadığını ortaya koymaya çalışacağız. Böylece Hz. Peygamber'in(sav) bu hadisle ortaya koymaya çalıştığı manayı, ifade etmeye çalıştığı hakikati tespit etmiş olacağız.Allah (c.c.) had mercy on human beings whom He sent to the earth, and showed him the right path at certain times through His chosen servants so that they would not lose their way in the life of this world. Elite servants who received the divine message worked diligently to properly fulfill the task assigned to them. However, it has not been easy for people to give up their habits, to abandon their desires and desires, and to respond positively to the divine message. For this reason, they put great obstacles in front of the ambassadors who tried to announce the divine truth to people. They mocked, denied, did not take them seriously and even tortured them. The first prophet Beginning with Adam, Allah (c.c.) sent prophets to every society in their own language, and sent pages to some prophets and books to some prophets. As a result of forgetting or falsifying the divine messages sent over time, new revelations were sent, and humankind was not abandoned to darkness. The last of the religions that emerged as a result of these divine revelations is Islam. With Islam, the rule of other religions disappeared and the religion of Islam came before people with a universal feature that appeals to all people. Hz. Muhammad (sav) was sent as the last prophet to all people who will come until the Day of Judgment, and the Qur'an as the last divine book. Hz. In the lands of Arabia, where Muhammad (sav) was born and Islam emerged, Jews and Christians from the previous nations, to whom books were sent, also lived. These ummahs were held responsible for worshiping Allah, who is the only one in terms of belief, and not to associate partners with Him. They were given news of the last prophet to come by their prophets. However, although these ummahs were informed by their prophets about the last prophet, they hid this fact and did not accept it. They were not satisfied with just that, they insulted the messenger of Allah and they planned to kill him. They distorted and concealed the truths conveyed by their prophets and strayed from their basic teachings. These communities, who were given books by the name of the Qur'an, were called 'People of the Book'. The revealer of the truth, Hz. Muhammad (sav) has always displayed a tolerant attitude towards the People of the Book. Because they basically believed in the same creator, the same prophets and the same books. Hz. When the revelation did not come, the Prophet preferred the style of the People of the Book and opposed the polytheists. He turned his direction towards Jerusalem, which is their qibla, allowed them to eat what they slaughtered and marry their chaste women, kept their Ashura fast and told their stories. Hz. The Prophet invited them to Islam and said that if they did not receive a positive response, he did not force them to Islam and said that they could stay in their own religion. He married Safiye, who was of Jewish origin, and established kinship ties with them. He signed various agreements with them, such as the Medina Convention, and tried to create a society in which they could live. However, the People of the Book ignored them, broke the agreements they made with him, betrayed him and tried to eliminate him (saas) by setting up various traps. In this work, we We will try to evaluate the hadith of the Prophet (saas) about the People of the Book, 'Neither confirm the People of the Book nor deny them...' within the framework of the conditions of the time and with a holistic approach. While doing this, we will first try to evaluate the attribution and text of the hadith and give information about the authenticity of the hadith. We will give information about the narrators of the hadith and try to reveal whether there are different versions of the hadith. Thus, We will have determined the meaning that the Prophet (saas) tried to reveal with this hadith, and the truth he tried to express.