Determination of Total Sulfhydryl, Dynamic Thiol, Disulphide, Total Thiol and Ischemia Modified Albumin Levels in Newly Diagnosed Gastric Cancer Patients

Abstract

Mide kanseri dünyada en sık görülen beşinci kanserdir ve kansere bağlı ölümlerin ise en sık üçüncü nedenidir. Kendine özgü semptomları olmaması ve geç bulgu vermesi sebebiyle sinsi bir hastalık olarak değerlendirilir. Erken tanı konulduğu zaman sağkalım oranları belirgin şekilde yükselmektedir. Erken evrede tanı koymanın önemi düşünüldüğünde biyokimyasal tetkikler ve tarama programları hastalığın sürveyansı için oldukça değerlidir. Bu çalışmada, mide kanseri tanısını hızlandırmaya ve patogenezini açıklamaya katkı sağlamak için total sülfhidril (TSH), dinamik tiyol (-SH), disülfit (-S-S), total tiyol (TT) ve iskemi modifiye albümin (İMA) düzeylerini belirlemek amaçlanmaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu prospektif yapılan tez çalışması, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbı Onkoloji Polikliniği'ne başvuran yeni tanı mide kanseri olan 49 hasta üzerinde yapıldı. Kontrol grubu olarak 55 sağlıklı birey dahil edildi. Her iki çalışma grubu bireylerden EDTA içeren tüplere 1 ml periferik kan alındı. Kan örneklerinin çalışma grubu bireylerden alındığı gün santrifüj edilerek -80°C'ye kaldırılarak saklandı. Saklanan kan örnekleri 49 sayısına ulaşınca biyokimya çalışma sürecine geçildi. Erel ve Neselioğlu tarafından geliştirilen yeni bir spektrofotometrik yöntemle kan örnekleri analiz edildi. Elde edilen tüm bilgiler bilgisayar ortamına taşındı. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler kullanıldı. Tanımlayıcı istatistiklere bakıldığında; ortalama, standart sapma, minimum, maksimum, sayı (n) ve yüzde (%) olarak ifade edildi. Bütün analizlerde SPSS (IBM SPSS for Windows, ver.25) istatistik paket programı kullanıldı ve anlamlılık düzeyi için p <0.05 değeri anlamlı kabul edildi. Bulgular: Çalışmamızda oksidatif stres markerı olarak belirlediğimiz TSH, -SH, -S-S, TT ve IMA düzeyleri kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, hasta grubunda–S-S ve IMA değerleri anlamlı olarak yüksek bulunurken; TSH, -SH, TT düzeyi anlamlı olarak düşük bulundu (sırasıyla TSH: 0.149-0.2940, p<0.001; –SH: 366.05-589.24, p<0.001; –S-S: 19.13-9.57, p<0.001; TT: 374.15-625.34, p<0.001; IMA: 0.244-0.114, p<0.001). Hasta ve kontrol grubunda onkolojik takiplerde kullandığımız hematolojik ve biyokimyasal parametereleri kıyasladığımızda; CEA, WBC, NEU, ÜRE, LDH değerleri mide CA hastalarında kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulunurken; LYM, HGB, NA, AST ve ALBÜMİN değerleri ise anlamlı olarak düşük bulundu (tüm gruplarda p<0.05). Sonuç: Oksidatif stres belirteci olarak çalıştığımız parametreler yeni tanı alan mide kanseri hastalarında istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Bu belirteçlerin kullanılması mide kanserinin erken tanında yol gösterici olabilir.

Gastric cancer is the fifth most common cancer worldwide. It is the third most common cause of cancer-related deaths. It is considered an insidious disease because it has no specific symptoms and presents late symptoms. If it is diagnosed at an earlystage, survival rates increase significantly. Considering the importance of early diagnosis, biochemical tests and screening programs are very valuable for individual surveillance. This study aims to determine total sulfhydryl (TSH), dynamic thiol (-SH), disulfide (-S-S), total thiol (TT) and ischemia modified albumin (IMA) levels in order to contribute to accelerating the diagnosis of gastric cancer and explaining its pathogenesis. Materials and Methods: This prospective thesis study was conducted on 49 patients with newly diagnosed gastric cancer at the Oncology Polyclinic of Van Yüzüncü Yıl University Faculty of Medicine Hospital. 55 healthy individuals were included as the control group. 1 ml of peripheral blood was collected from individuals in both study groups into tubes containing EDTA. The day blood samples were taken from the study group individuals, they were centrifuged and stored at -80°C. When the stored blood samples reached 49, the biochemistry study process began. Blood samples were analyzed with a new spectrophotometric method developed by Erel and Neselioğlu.All the information obtained was transferred to the computer environment. Descriptive statistics were used to analyze the data. Looking at the descriptive statistics; expressed as mean, standard deviation, minimum, maximum, number (n) and percentage (%). SPSS (IBM SPSS for Windows, ver.25) statistical package program was used in all analyses, and a p value of <0.05 was considered significant for the significance level. UREA, LDH values were found to be significantly higher in gastric CA patients than in the control group; LYM, HGB, NA, AST and ALBUMIN values were found to be significantly low (p<0.05 in all groups). Findings: When TSH, -SH, -S-S, TT and IMA levels, which we determined as oxidative stress markers in our study, were compared with the control group, –S-S and IMA values were found to be significantly higher in the patient group; TSH, -SH, TT levels were found to be significantly low (TSH: 0.149-0.2940, p<0.001; –SH: 366.05-589.24, p<0.001; –S-S: 19.13-9.57, p<0.001; TT: 374.15-625.34, respectively, p<0.001; IMA: 0.244-0.114, p<0.001). When we compare the hematological and biochemical parameters we used in oncological follow-ups in the patient and control groups; While CEA, WBC, NEU. Conclusion: The parameters we studied as oxidative stress indicators were found to be statistically significant in newly diagnosed stomach cancer patients. The use of these markers may guide the early diagnosis of gastric cancer.